World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

SEP Üçüncü Ulusal Kongre Kararı

Göçmen işçilerin haklarını savunun! Kuzey, Orta ve Güney Amerika işçilerini birleştirin!

22 Ağustos 2014
İngilizce’den çeviri (14 Ağustos 2014)

ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin Üçüncü Ulusal Kongresi, bu kararı, 6 Ağustos günü oybirliğiyle kabul etmiştir. Kongre’de ayrıca, “Gazze’de İsrail saldırısına karşı çık!” kararı da kabul edilmiştir.

1. Sosyalist Eşitlik Partisi, göçmen işçilerin haklarını, hem kapitalist patronların aşırı sömürüsüne hem de polis ve göçmen bürolarının baskılarına karşı tartışmasız biçimde savunur.

2. Biz, her iki büyük partinin (Demokratik Parti ve Cumhuriyetçi Parti) ve şirket medyasının, ABD’nin “kontrol dışı” sınırlarla ve belgesiz göçmen dalgasıyla karşı karşıya olduğu iddiasıyla, göçmen karşıtı şovenizmi kışkırtma çabalarını nefretle reddediyoruz. Gerçekte, son dört yılda, ABD’ye gelmiş olanlardan çok daha fazla göçmen, işleri 2008’de başlayan finansal kriz eliyle, doğdukları ülkelerdekiler gibi ortadan kaldırıldığı için, Meksika’ya ve diğer Latin Amerika ülkelerine geri dönmüştür.

3. Bununla birlikte, büyük patronların politikacıları ve medyası, kapitalist krizin bir sonucu olan işsizlikteki kabarıştan, yaşam standartlarındaki gerilemeden ve toplumsal koşullara yönelik saldırılardan dolayı inatla göçmenleri suçlayarak, işçi sınıfının bu ezilen kesimini günah keçisi yapıyor ve krizin tüm yükünü bir bütün olarak işçi sınıfının sırtına yüklemeye kalkışıyor.

4. Bu tip kışkırtmaların ABD’de uzun ve kirli bir tarihi vardır. İşçi sınıfını bölmek ve onun en militan kesimlerini baskı altına almak amacıyla, 19. yüzyılda İrlandalı ve Alman, 20. yüzyıl başlarında ise İtalyan, Doğu Avrupalı ve Çinli işçilere karşı bu kışkırtmalara başvurulmuştu. Bugün aynı taktikler, tüm Avrupa’da, Güney Afrika’da, Avustralya’da ve başka yerlerde kullanılıyor.

5. Obama yönetimi, şimdiye kadar iki milyondan fazla göçmeni (George W.Bush tarafından görevd bulunduğu sekiz yılı boyunca sınırdışı edilenlerin sayısından daha fazlasını) sınırdışı ederek, tüm ABD yönetimleri içindeki en vahşi göçmen karşıtı politikayı sürdürüyor. Onun önerdiği “kapsamlı göçmen reformu”, ABD sınırının askerileştirilmesinden (sınır karakollarının sayısını iki katına çıkarılması, yüzlerce kilometrelik yeni yeni tel örgüler dikilmesi ve Ulusal Güvenlik birlikleri ve insansız hava araçlarının konuşlandırılması) oluşmaktadır. Sonuç, sınırı geçenleri, birçoğunun öldüğü çöllük bölgelere sürüklemektir.

6. Orta Amerikalı onbinlerce çocuğun kısa süre önce ABD sınırına gelmesi, onlarca yıllık ABD emperyalist müdahaleleriyle yaratılmış dehşet verici koşulların bir ürünüdür. Washington, 200.000’in üzerinde Guatemalalı’nın ve 75.000’den fazla Salvadorlu’nun yaşamına mal olan bir dizi kana susamış diktatörlüğe arka çıkmış ve soykırıma varan kontrgerilla savaşlarını desteklemiştir. Daha yakın zamanda, Obama yönetimi, Honduras’ta Manuel Zelaya başkanlığındaki seçilmiş hükümeti deviren 2009 darbesine tam destek verdi.

7. Bu toplumların önemli bir bölümünün ABD müdahaleleri, ABD destekli diktatörlükler ve darbeler eliyle yok edilmesi, çok sayıda insanı kuzeye kaçmak zorunda bırakan, ABD’nin “uyuşturucuyla mücadele”si ile bağlantılı sürmekte olan korkunç şiddet patlamasının koşullarını yarattı.

8. Obama yönetimi, bu gençlere, uluslararası hukukun güvencesi altına alınmış sığınmacı statüsü sağlamak yerine, onları derme-çatma cezaevlerine kapatmaya ve adil yargılanma hakkından mahrum bırakarak hızlı bir şekilde sınırdışı etmeye çabalıyor.

9. SEP, dünyanın neresinden gelirlerse gelsinler, işçilerin diledikleri ülkede tam yurttaşlık haklarıyla yaşama ve çalışma hakkını savunur. Buna, ABD’ye yeniden girmelerinin engellenmesi ve ailelerinden kopartılma tehlikesi olmaksızın geldikleri ülkeye geri dönme hakkı da dahildir. SEP bütün göçmen karşıtı yasaların iptal edilmesi ve Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) kurumu ile Sınır Devriyesi’nin dağıtılması için mücadele eder.

Latin Amerika’da DEUK’u inşa et!

10. Göçmen işçilerin savunusu, Kuzey, Orta ve güney Amerika işçilerini ortak düşmana (ABD emperyalizmine ve kapitalist sisteme) karşı mücadelede birleştirme mücadelesi ile ayrılmaz şekilde bağlantılıdır.

11. Bu olaylara Marksist bir çözümleme sağlamak ve Meksika’da, Orta ve Güney Amerika’da ve Karayipler’de bulunan bütün ülkelerde yeni devrimci önderliklerin inşasına yardım etmek için mücadele eden ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi, Rio Grande’nin güneyindeki işçilerin mücadeleleri ile son derece yakından ilgilenmek zorundadır.

12. Bu bölge, yeryüzünün toplumsal olarak en fazla kutuplaşmış ve siyasi olarak en patlayıcı bölgelerinden biri olmaya devam ediyor. Bu bölge, aynı zamanda, ABD emperyalizmi tarafından sürdürülen uluslararası hegemonya mücadelesinin bir alanı haline gelmiştir. Yatırım ve ticaret açısından Avrupa Birliği ve Çin tarafından giderek yerinden edilmekte olan Washington, daha önce “kendi arka bahçesi” olarak gördüğü bu bölgede, göreli bir gerileme yaşamaktadır.

13. Latin Amerika’da yeni bir devrimci önderliğin inşası, devrimci bir mücadeleler dalgasının on yıllarca süren askeri diktatörlüklere yol açacak şekilde ihanete uğradığı 20. yüzyılın acı derslerinin özümsenmesini gerektirmektedir.

14. Bu ihanetlerde, Arjantin’deki Morenocu türü de dahil, Pablocu revizyonizm, son derece önemli bir rol oynamıştır. Pablocular, Kastroculuk, küçük burjuva ulusalcılığı ve gerillacılık yararına işçi sınıfının devrimci rolünü reddetmiş ve bunun felakete varan sonuçları olmuştu.

15. Bugün, aynı güçler, Brezilya’daki Pablocuların İşçi Partisi (PT) hükümetine katılmasından, Venezüella’daki Chavez-Maduro’nun burjuva ulusalcı yönetimine ve Meksika'daki López Obrador gibi burjuva milliyetçi politikacılara ilişkin yanılsamaları geliştirmeye kadar, işçi sınıfını ulusal burjuvaziye tabi kılma çabalarını sürdürüyorlar.

16. Latin Amerika’daki bir sonraki devrimci ayaklanmalar dalgasına hazırlanmada belirleyici sorun, işçi sınıfı içinde sosyalist ve enernasyonalist bir önderliğin; yani, her ülkede, Amerika Sosyalist Birleşik Devletleri ortak perspektifi için mücadele eden DEUK [Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi] şubelerinin inşasıdır. ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi, bu yeni devrimci partilerin oluşması için gerekli olan siyasi netliğin sağlanmasında mümkün olan her türlü yardımı sağlamalıdır.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır