World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Tarih

Yazıcıya hazırla

Trotskiy’in Norveç’te sürgündeyken kaldığı ev

Kumaran Ira ve Alex Lantier
3 Mart 2009
İngilizce’den çeviri (13 Ocak 2009)

DEUK’un Alman bir taraftarı, kısa bir süre önce Norveç’e yaptığı bir seyahat sırasında Lev Trotskiy’in 1929 yılında Sovyetler Birliği’nden sürgün edilmesinin ardından bir süre sonra sığındığı evi ziyaret etti. Bu okurumuz, Trotskiy’in sürgünde geçirdiği bu dönemle ilgili olarak aşağıda yer alan yazıyı gönderdi.

1935 yılında, Fransız yetkililerin Trotskiy’in ülkede daha fazla kalmasına izin vermeyi reddetmelerinin ardından, diğer hiçbir Avrupa ülkesi ona sığınma hakkı vermeye hazır değildi. O tarihte, Fransa Stalin’le ittifak görüşmeleri yürütüyordu ve Stalinist Fransız Komünist Partisi’nin desteğiyle bir halk cephesi hükümeti kurmak üzereydi.

Norveç’te, Sosyal Demokrat İşçi Partisi henüz iktidara gelmişti. Bu parti kendisini İkinci Enternasyonal’in solunda görüyordu ve hatta bir süre için Komünist Enternasyonal’de yer almış ve daha sonra 1923 yılında Enternasyonal’den kopmuştu.

Trotskiy’in Norveç’te sürgünde yaşayan taraftarlarından biri olan Walter Held, Trotskiy’e sempati duyan bir parti önderi olan Olaf Scheflo’dan yardım istedi ve en sonunda Trotskiy’in geçici olarak Norveç’te kalabileceğine dair bir söz aldı.

Trotskiy’in Norveç’te kalmasına karşı çıkan üst düzey hükümet yetkililerinin neden oldukları bazı sorunların ardından, Trotskiy bir dizi koşula bağlı olan altı aylık bir vize aldı. Trotskiy hükümete siyasi faaliyetten uzak duracağı ve başkent Oslo’dan belirli bir uzaklıkta ikamet edeceğine söz vermek zorundaydı. Isaac Deutscher’in yazdığı gibi Trotskiy bunu, Norveç’in iç işlerine karışmamasının istendiği varsayımı üzerine yapmıştı. Norveç hükümeti daha sonra ondan her türlü siyasi faaliyetten uzak durmasının istendiğini iddia edecekti.

Sosyal demokrat gazeteArbeiderbladet’in editörlerinden biri olan Konrad Knudsen, Trotskiy’e bir ev kiralayabilmek için boşu boşuna uğraştı ve en sonunda onu ve eşi Natalya’yı kendi evine davet etti. Knudsen misafiriyle siyasi olarak anlaşmıyor olsa da, bütün ailesi Trotskiylerle olan dostane ilişkilerinden keyif aldılar ve misafirliklerinin güzel geçmesi için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Trotskiy ciddi ve uzun süreli bir hastalıktan kısmen iyileştikten sonra, ilk işçi devleti olan Sovyetler Birliği’nin yozlaşarak bir bürokratik rejime dönüşüşünü tahlil ettiği, en önemli kitaplarından biri olan İhanete Uğrayan Devrim üzerinde çalışmaya başladı.

Bu, Sovyetler Birliği’nde cinayet ve temizlikler döneminin başladığı tarihti. Yalnızca Bolşevik önderlik ortadan kaldırılmadı, fakat aynı zamanda entelijensiya, ordu, kültür alanında faaliyet gösterenler ve sayısız sıradan Sovyet vatandaşı arasından yüz binlercesi de ceza kamplarına konuldu ve/veya öldürüldü. Sahte suçlamaları ve önceden kararlaştırılmış hükümleriyle göstermelik davaların baş sanığı Lev Trotskiy’di.

Stalin’in Norveç hükümetini bir ticari boykot ve diğer yaptırımlarla tehdit etmesinin ardından Trotskiy’in vizesi uzatılmadı ve Norveç’i terk etmek zorunda kaldı.

Trotskiy,İhanete Uğrayan Devrim’de, Sovyetler Birliği’nin geleceği için yalnızca iki olasılık olduğu sonucuna vardı: ya işçi sınıfı Stalinist bürokrasiyi bir siyasi devrim yoluyla devirecek ve Sovyet demokrasisini onaracak ya da bürokrasi kapitalist mülkiyet ilişkilerini geri getirecek ve yeni bir egemen sınıf haline gelecekti. Trotskiy’in öngörüsü, 1980’lerin sonlarında ikinci alternatifin gerçekleşmesiyle, trajik bir biçimde doğrulandı.

Trotskiy’in bu kitabı yazdığı ev, Oslo’nın 60 kilometre kadar kuzeyinde, Oslo ile Bergen’i birbirine bağlayan Avrupa-16 Karayolu’na yalnızca birkaç yüz metre uzaklıkta yer alıyor. Bugün bu küçük yerleşim yerinde hemen hemen hiç kimse Trotskiy’i tanımıyor. Nerede yaşadığını gösteren hiçbir işaret ve evin üzerinde bir hatıra plakası bulunmuyor.

Makalenin İngilizce orijinali
(13 Ocak 2009)

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır