www.wsws.org/tr/2012/dez2012/germ-d22.shtml
Sendika bürokratlığından iki milyon avroluk bir gelirle şirket yöneticiliğine. Bu adım, IG Metall sendikasının (IGM) Kuzey Ren Vestfalyadaki (NRW) önderi Oliver Burkhard tarafından önümüzdeki yıl atılacak. O, çokuluslu çelik üreticisi TyhssenKruppun personel müdürlüğüne atanıyor.
Şirket, teftiş kurulunun bir toplantısının ardından, 40 yaşındaki sendikacının Ralph Labondenin yerini alacağını açıkladı. Bu durumda, onun yıllık geliri yaklaşık 2 milyon avroya ya da ayda 160.000 avrodan fazlaya tırmanacak.
İşçi-işveren ilişkileri müdürü, ya da Almanyadaki işçi-katılımlı şirketlerdeki adıyla personel müdürü, yalnızca sendikanın ve teftiş kurulundaki işyeri konseyi temsilcilerinin onayıyla atanabiliyor. Bu yüzden, Burkhardın ThyssenKrupptaki konumu fiilen IG Metall tarafından belirlenmektedir.
Frankfurtta doğmuş olan Burkhard, Wiesbadendaki Federal İstatistik Bürosunda bir yönetici memur eğitimi gördükten sonra, orada altı yıl boyunca bu konumda çalıştı. Burkhard, burada çalıştığı süreçte, aynı zamanda, üniversitede şirket yöneticiliği eğitimi gördü.
Burkhard, 1997de, bir SPD üyesi olarak, Frankfurt/Mainda IG Metallin yönetim kurulunda siyasi sekreterlik görevinde bulundu. O, şirketler, teknoloji ve çevre departmanının yanı sıra gümrük politikasından sorumluydu. Burkhard, on yıl önce, IGMnin Kuzey Ren Vestfalya bölge merkezinde sekreterlik görevini üstlendiği Düsseldorfa taşındı.
Burkhard, 2005 yılında, yeniden Frankfurttaki IGM yönetim kurulunda, gümrük politikası müdürlüğü görevindeydi ama iki yıl sonra NRW IG Metall yönetim kuruluna geri dönerek bölge müdürü oldu. IG Metall, Burkhardı, kendi itirafıyla, yıllık geliri "yalnızca" 240 bin avro olan IGMnin federal düzeydeki patronu Bertold Huberin olası ardılı olarak değerlendiriyordu.
Çok az sayıda yorumcu, IG Metallden Alman şirketlerinin en büyüklerinden birinin yönetim kuruluna geçişi, bir "taraf değiştirme" olarak betimledi. Ama bu yanlıştır. Burkhard, bütün sendika bürokratları gibi, daha önce de işçilerin değil ama şirketin yanındaydı. Onun taraf değiştirmesi gerekmiyordu.
Sendikalar şirket yönetimleri yararına işleri ortadan kaldırmayı dayatma, ücret kesintilerini ve daha kötü çalışma koşullarını gerçekleştirme görevini uzun süre önce üstlendiler. Geçtiğimiz on yıllar içinde yüz binlerce işin ortadan kaldırıldığı ve çok sayıda tesisin kapatıldığı kömür ve çelik sanayilerindeki durum tam da budur. Ama bu, otomobil sektöründe ve diğer sanayi kollarında da söz konusu.
Dolayısıyla, kömür ve çelik şirketleri sendikalardan alınmış personel müdürleriyle birlikte, daha kârlı olarak çalışmaktadırlar. Özellikle sendikacılar arasında, şirket yönetim kurulu üyeleriyle kapalı kapılar ardında yaptıkları görüşmelerde, şirketlerin çıkarlarını güvence altına almaya yönelik stratejiler geliştirme ve bunları işgücünün muhalefeti karşısında zorla uygulama becerisine sahip olduklarını kanıtlayan son derece nitelikli bireyler bulunuyor. Bu sendika bürokratlarının, Burkhardın yapmış olduğu gibi, arada bir şirketler aleyhine yüksek perdeden atıp tutması, onların kuyusunu kazmıyor. Tersine...
Burkhard, şimdi, işleri ortadan kaldırıp dünya çapında 150.000 işçiye ücret kesintileri ve esnek çalışma önlemleri dayatarak, ThyssenKruppta gerçekleşmiş olan ağır zararları (geçen yıl 5 milyar avro zarar etti) giderme görevini üstlenecek.
Burkhard bu iş için tam olarak hangi niteliklere sahip? Almanya Radyosu, "o, saldırgan ve iddialı olarak değerlendiriliyor"iddiasında bulundu. Radyo istasyonu, bu yaklaşımını, Burkhardın 2008 yılında çelik sektöründeki toplu sözleşmede üstlendiği sorumluluğa gönderme yaparak destekliyor.
O zaman, ücretler yüzde 5,2 arttırılmıştı. Bununla birlikte, ondan önce, ücretler yıllarca dondurulmuştu. Dahası, 14 aylık dönemin sonunda, gerçek ücret artışı yüzde 4,5ten daha düşüktü. Çelik şirketleri, çelik üretimindeki işçilik ücretleri toplam üretim maliyetlerinin yalnızca yüzde 9unu bulduğu için yaşayabildiler. O zamanlar ThyssenKruppun yönetim kurulu başkanı olan Karl-Ulrich Köhler, tümüyle akılcı biçimde, sonucun "kabul edilebilir" olduğunu açıklamıştı.
Geçtiğimiz yıllarda Bochumdaki Opel fabrikasında şirket yönetimiyle işçiler arasında yaşanan çatışmalar sırasında, Burkhard, işyeri konseyi ile birlikte, fabrikayı şimdi uygulama aşamasında olan kapanmaya hazırlayacak şekilde, işlerin ortadan kaldırılmasını kabul ettirmişti. O, Nisan 2009da, Opel işçilerine, IG Metall tarafından aracılık yapılmış olan ücret kesintilerini kabul etmelerini isteyen bir mektup yazdı. Burkhard, Opel işçilerine, bunun "Opelin geleceğini kurtarmanın ve onun çalışanlarına sürekli iş sağlamanın tek yolu" olduğu tehdinde bulunarak şantaj yaptı.
Her zaman pahalı takım elbiseler içinde görünen Burkhard, hizmetleri karşılığında son derece yüksek bir gelirle ödüllendirilen ilk Alman sendika görevlisi değil.
Personel müdürü olarak Burkhardın önceli olan Ralph Labonte, 1979dan 1987ye kadar IG Metallin Duisburgdaki sekreteriydi. O, ardından, 1994te, Düsseldorftaki IG Metall yönetim kurulu üzerinden Thyssenin bir yan kuruluşunda personel müdürü oldu; sonra da 2003te ThyssenKruppun personel şefliğine geldi. 59 yaşındaki Labonte, hastalık nedeniyle, çok yüksek bir emeklilik maaşıyla emekli oluyor.
Kuzey Ren Vestfalyada IG Metalin başında Burkhardın önceli olan Heinz-Peter Gasse, şimdi Mannesmanndaki Krupp Hüttende personel müdürü. Gassenin önceli Harald Schartau, önce NRW eyaletinde çalışma bakanı, ardından da Osnabrückteki Georgsmarienhütte çelik fabrikasına personel müdürü oldu.
ThyssenKrupp Steeldeki birleşik fabrika konseyinin uzun süre başkanlığını yapan Thomas Schlenz, şimdi, 2013ten sonra aynı şirketin personel şefliği görevini üstlenmeye hazırlanıyor. O, ThyssenKrupp Steelde önceden sahte-radikal bir işyeri temsilcisi olan ve aynı şekilde işyeri konseyi başkanlığı üzerinden personel müdürlüğüne yükselen Dieter Krollun yerini alıyor.
Kroll, görevde olduğu sekiz yıl boyunca sekiz haneli rakamlarla ifade edilen bir para kazandı. Şimdi 56 yaşında olan Kroll, dört gözle, uzun bir seyahat hayatını bekliyor. O, "dört gözle bağımsız bir yaşamı bekliyorum"diyor. Almanyadaki işçilerin çoğu, 67 yaşında emekli olacak. Krollun kendi servetini edinmek için ihanet ettiği çelik işçilerinin "bağımsız bir yaşam" sürmesi uzak bir olasılık.