Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Sağcı Alman Profesör Jörg Baberowski kendisini eleştiren öğrencileri tehdit ediyor
Muhabirlerimizden
19 Şubat 2017
İngilizceden çeviri (13 Şubat 2017)
Berlin Humboldt Üniversitesi Tarih Profesörü Jörg Baberowski, sağcı siyasi görüşlerine yönelik artan eleştirilere, kendisini eleştirenlere karşı küfürlü suçlamalarla ve kendisine bağlı öğrencileri onlara karşı kışkırtarak yanıt veriyor.
8 Şubat’ta, Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler’in (IYSSE) üniversite sözcüsü Sven Wurm ve yoldaşı bir öğrenci, Humboldt Üniversitesi ana binasında bildiri dağıtıyordu. Bildiriler, Baberowski’nin açtığı bir hukuk davasının hedefi olan Bremen Üniversitesi’ndeki Genel Öğrenci Komitesi (Asta) ile dayanışma ifade eden bir toplantıyı duyuruyordu.
Wurm, kendisine hakaret eden, polisi aramakla tehdit eden ve izni olmaksızın fotoğrafını çekmeye başlayan Baberowski ile karşılaştı. Baberowski, IYSSE’ye yönelik suçlamalarına dersinde de devam etti ve dersteki öğrencileri IYSSE’ye karşı harekete geçmeye çağırdı.
Baberowski, onun bölümünde eğitim gören Wurm’u, diğer şeylerin yanı sıra, “kızıl boyalı bir faşist” ve “tiksindirici bir muhbir” olmakla suçladı. O, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) gençlik örgütünü “pis Stalinist bir sekt” olarak ilan etti. Baberowski, üniversite yönetimini, “ödlek” olmakla ve “basitçe [onların] amfiye girmesini engelleyecek ya da enstitüde onlara bir yasak koyacak” yerde, “bu canilerin ne istiyorlarsa yapmalarına izin vermek”le suçladı. Ardından, öğrencileri, IYSSE toplantısını dağıtmaya kışkırttı. Bir sonraki IYSSE toplantısının yerini ve zamanını okumaya başlayan Baberowski, “Herkes bir şeyler yapabilir.” dedi.
Baberowski’nin Bremen Asta’ya karşı hukuk davası, sadece komitenin onu eleştirmesini değil, aynı zamanda onun açıklamalarından belli alıntılar yapmasını da engellemek üzere bir ihtiyati tedbir kararı çıkarmaya çalışıyor. Köln Bölge Mahkemesi, Çarşamba günkü ilk duruşmada davaya ilişkin karar verecek. Eğer Baberowski başarılı olursa, bu, sağcı siyasi görüşleri eleştirenleri yüksek para cezalarıyla tehdit etmek için bir örnek oluşturacak.
Bremen Asta yaygın bir destek kazanmış durumda. 2 Şubat’ta, Berlin’den IYSSE üyelerinin konuşma yaptığı Bremen’deki dayanışma toplantısına yaklaşık 100 öğrenci geldi. Berlin’de, Özgür Üniversite ile Humboldt Üniversitesi’ndekiler de dahil olmak üzere çeşitli öğrenci temsilcileri organları, dayanışma açıklamaları yapma kararı aldılar. Bremen Asta temsilcileri, Humboldt Üniversitesi’nde bu akşam gerçekleşecek olan IYSSE dayanışma toplantısında hazır bulunacaklar.
Baberowski, bu yılın başında öğrenci meclisinde dört koltuk elde eden IYSSE’ye yönelik saldırganlığıyla, sağcı görüşlerine yapılan eleştirileri gözdağıyla bastırmaya çalışıyor. O, çalışmalarının değerlendirilmesinden akademik kariyerlerine kadar birçok biçimde kendisine bağımlı olan öğrencilere sağcı siyasi görüşlerini desteklemeleri yönünde baskı yapmak üzere bir profesör olarak otoritesini kullanıyor. Onu eleştirenler ya da “cani” olarak tanımladığı IYSSE ile dayanışma gösterenler, gözünden düşmeyi bekleyebilir.
Ancak mesele, onun sunmaya çalıştığı gibi, IYSSE’nin Baberowski’ye karşı kişisel bir kampanyası değildir. Aksine, IYSSE, aşırı sağın kendi gerici gündemini yükseltme, ifade özgürlüğünü bastırma ve öğrencilerin gözünü korkutma çabalarıyla mücadele ediyor.
Baberowski, haksız yere saldırıya uğrayan, kurban edilmiş bir profesör değil. O, siyasi profilinin reklamını yapmak için Humboldt Üniversitesi’ndeki konumunu ve bir medya yorumcuları ağını kullanan sağcı bir demagogdur. Onun gazete makalelerinde, röportajlarda, söyleşi programlarında ve kamuoyu önünde aşırı sağcı görüşleri savunmadığı neredeyse tek bir hafta geçmiyor.
O, muhafazakar Başbakan Angela Merkel’i sığınmacıların ülkeye girmesine izin verdiği için anayasayı ihlal etmekle suçladı; Federal Cumhuriyeti, kişinin görüşünü belirtemediği bir “erdemler cumhuriyeti” olarak tanımladı ve polis devleti çağrısı yaptı.
Baberowski’nin IYSSE’yi çarpıtmalarla, tehditlerle ve sağcı unsurları harekete geçirerek hedef alması, aşırı sağ için tipiktir. O, Donald Trump’ın ABD başkanı olmak için kullandığı ve Trump’ın baş siyasi danışmanı faşist Stephen Bannon tüm ülkeyi hizaya sokmak için kullanmayı düşündüğü yönteme başvuruyor.
Bannon’un yönettiği aşırı sağcı web sitesi Breitbart News’in sığınmacı karşıtı açıklamaları için “ünlü profesör”ü bir süredir övüyor olması rastlantı değildir. Neo-Nazi web sitesi Daily Stormer da, Baberowski’yi alkışlıyor. Bu, aşırı sağcı Alman gazetesi Junge Freiheit ve faşist NPD için de geçerlidir.
Öte yandan, Baberowski, Trump’ın seçim zaferini “Siyasi olarak doğru kültüre karşı” başlıklı bir makalede şunları yazarak savunmuştu: “Bir Amerikan yurttaşı, Trump’a oy vermesini gerekçelendirmek için, ‘Düşüncemin hesaba katılmasını istedim’ dedi. Hepimizin istediği bu değil mi? O halde herkesin bunu yapmasına izin vermeliyiz.”
Baberowski, ayrıca, Basler Zeitung’da, İsviçreli aşırı sağcı politikacı Christoph Blocher’i “kesinlikle sağcı radikal olmayan, başarılı, muhafazakar bir işadamı” olarak savundu. Blocher, sayfalarını Baberowski’den düzenli bir köşeye açan Basler Zeitung’da paya sahip.
Baberowski, aynı zamanda, akademik faaliyetinde de açıkça sağcı bir gündem geliştiriyor. O, Şubat 2014’te, Nazi savunucusu Ernst Nolte’yi savunmuş ve “Hitler psikopat değildi, kötü niyetli değildi. Masasında, insanların Musevilerin ortadan kaldırılması hakkında konuşmasını istemiyordu.” demişti. Baberowski, eserlerinde, Musevi karşıtlığının Holokost’taki rolünü en aza indirmiş ve Sovyet generallerinin Nazi Silahlı Kuvvetleri’ne (Wehrmacht), “artık sivil halkı dışlamayan” bir savaşı dayattıklarını iddia etmişti.
Nazi suçlarının bu şekilde göreceleştirilmesinin ve önemsiz gibi gösterilmesinin siyasi bir mantığı var. Şu aralar ABD’de olduğu gibi, yeni savaşlara hazırlanmak ve yabancı düşmanlığı ile şovenizmi yeniden politika yöntemleri haline getirmek için, Almanya’da tarihin yeniden yazılması; Alman emperyalizminin suçlarının meşrulaştırılması ve aklanması gerekiyor.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|