World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz

Yazıcıya hazırla

Türkiye Suriye’de ABD ile ortak eyleme hazırlanıyor

Bill Van Auken
10 Eylül 2016
İngilizce’den çeviri (8 Eylül 2016)

Türk medyasına konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin, IŞİD “başkenti” Rakka’ya karşı ABD ile ortak bir saldırı gerçekleştirmeye hazırlandığını söyledi.

Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’nın ortak eylem teklif etmiş olduğunu söylediği Çin Hangzhou’daki G-20 zirvesinden dönüş yolunda gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, Hürriyet gazetesine, “Obama, özellikle Rakka konusunda beraber bir şeyler yapmak istiyor. Bizim açımızdan sıkıntı olmayacağını belirttik. Askerlerimiz bir araya gelsinler, ne gerekiyorsa yapılır’ dedik.” diye konuştu.

Türkiye, iki hafta önce, askerlerini ve tanklarını hem IŞİD mevzilerine hem de Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) saldırmak üzere sınır ötesine göndererek “Fırat Kalkanı Operasyonu”nu başlatmıştı. Suriye’de bulunan ABD özel operasyon birliklerinden silah alan, onun tarafından finanse edilip eğitilen ve desteklenen Kürt güçleri, IŞİD’e karşı kara operasyonları üzerinden Pentagon’un ana vekil güçleri olarak görevlendirilmiş durumda.

Türkiye, sadece IŞİD’e saldırmak için değil, ama aynı zamanda Kürt güçlerini ABD desteğiyle IŞİD’den almış oldukları bölgelerden çıkarmak için Sünni Türkmenleri ve Arap İslamcı milisleri içeren kendi “asiler”ini destekliyor. Müdahalenin başından itibaren, Türkiye’nin ana hedefinin bu güçler olduğu açıktır. Ankara, YPG’nin devam eden askeri başarılarının kendi sınırında özerk bir Kürt bölgesini sağlamlaştırabileceğinden ve bunun, PYD ile siyasi olarak aynı çizgide olan Türkiye içindeki Kürt ayrılıkçı hareketi PKK’yi cesaretlendirebileceğinden endişe ediyor.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, basına, Türk kuvvetlerinin şimdiye kadar toplam 110 IŞİD ve Kürt savaşçısı öldürmüş olduğunu söyledi. Bir asker saldırının başında YPG ile çatışmalar sırasında ölmüşken, haberlere göre üç asker de Salı günü IŞİD’in roketli saldırısında öldürüldü.

Canikli, Türk kuvvetlerinin, sınır bölgesinin güvenliğinin sağlanmasının ardından Suriye içine daha fazla girebileceğini ekledi.

Türk ordusunun hazırlanmakta olduğu şey ortaya çıkıyor. Suriyeli kaynaklar, Çarşamba günü, Türk savaş uçaklarının Rakka’ya giden otoyolun 180 kilometre kuzeydoğusunda bulunan IŞİD kontrolündeki El-Bab’taki hedeflere saldırı düzenlediğini bildirdiler. Haberlere göre, Türkiye’nin bombardımanında en az 14 sivil öldü.

El-Bab’ın kontrolü uğruna savaş özellikle kanlı olabilir ve IŞİD’e ek olarak birden çok rakip gücü içerebilir. Türk kuvvetleri ve Türkiye destekli İslamcı milisler kasabaya batıdan ilerliyor, Rusya destekli Suriye ordusu güneyden saldırı mesafesinde ve ABD destekli Kürt güçleri kuzeyden ve doğudan yaklaşıyor. Türkiye’nin ana hedefi, Kürt milislerin, kuzeybatıda kontrol ettikleri topraklar ile Suriye’nin kuzeydoğusundaki ana bölgelerini birleştirme imkanı sağlayacak olan El-Bab’ı almasını önlemek gibi görünüyor.

Türk yetkililer, halihazırda, bu istilanın, Suriyeli Kürtlerin kontrol ettiği alanları doğu-batı olarak bölecek ve Türkiye’yi Suriye topraklarının az ya da çok işgaline sokacak bir “fiili güvenli bölge” oluşturmaktan söz ediyorlar.

Bir YPG sözcüsü, örgütün, ABD kuvvetlerinden, Türkiye’nin bir saldırısı karşısında kendilerini savunma tutumu almasını istemiş olduğunu söyledi ve “Onlar, Washington’da bir karar alınacağı yanıtını verdiler.” dedi.

Bu arada, Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin Suriye’deki saldırısına ilişkin endişelerini ifade eden bir açıklama yayınladı. Açıklama, “Bu, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü şüphe altında bırakmaktadır. Ankara’yı, Suriye’deki durumu daha da istikrarsızlaştırabilecek bir adım atmaktan kaçınmaya çağırıyoruz.” diye belirtti ve Türkiye’nin operasyonunun Suriye’nin izni ya da Birleşmiş Milletler yetkisi olmaksızın başlatılmış olduğuna dikkat çekti.

Türkiye, geçtiğimiz ay, yaygın şekilde Washington destekli olarak görülen başarısız 15 Temmuz darbesinin ardından, Moskova ile ilişkileri yenilemişti. Gerilimlerin azalması, Ankara’nın Suriye operasyonunu başlatmak için elinin serbestleşmesinde önemli bir rol oynadı. Türk savaş uçaklarının bir Rus jetini sınır bölgesinde pusuya düşürüp vurduğu geçtiğimiz Kasım ayındaki olayın ardından ilişkiler kopmuş ve Rusya ile ABD önderliğindeki NATO ittifakının üyesi olan Türkiye arasında büyük bir silahlı çatışma tehdidi keskin bir şekilde yükselmişti.

Erdoğan hükümeti, şimdi, Suriye’deki stratejik hedefleri -terörizme karşı ortak mücadele maskesi altında- tamamen karşıt olan Washington ile Moskova’yı birbirine düşürerek kendi çıkarlarının peşinden koşmaya hazır gibi görünüyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Perşembe ve Cuma günü Cenevre’de bir araya geleceğini açıkladı. Washington, özellikle Halep bölgesinde derhal bir ateşkesin uygulamaya konmasını talep ediyor. Halep bölgesindeki hükümet saldırısı, Washington’ın ve müttefiklerinin Suriye’deki beş yıllık rejim değişikliği savaşında desteklediği El Kaide bağlantılı milisleri geri püskürtmüş durumda.

ABD ulusal güvenlik danışman yardımcısı Benjamin Rhodes Başkan Obama’nın Laos’taki bir mola sırasında gazetecilere, “Temel hedeflerimizi karşılamayan bir anlaşma yapmayacağız.” dedi.

Bu “hedefler”, Suudi monarşisi tarafından bir araya getirilen ve çeşitli devletler ve onların istihbarat örgütleri ile işbirliği yapan İslamcı milisleri ve sürgündeki Suriyeli politikacıları temsil eden bir cephe olan Yüksek Müzakere Komitesi’nin Çarşamba günü yayınladığı 25 sayfalık “geçiş planı”nda ayrıntılı bir şekilde anlatıldı. “Geçiş planı”, “Beşar Esad ile kliği”nin altı ay içinde görevden uzaklaştırılmasını ve seçimleri hazırlamak üzere 18 aylığına ülkeyi yönetecek bir “geçici hükümet organı”nın kurulmasını talep ediyor.

Bu tür bir organın nasıl seçileceği belirtilmiyor, ancak açık hedef, Şam’da, Washington ve müttefikleri ile uyumlu olacak; dolayısıyla, ABD’nin petrol zengini Ortadoğu üzerindeki egemenliğini geliştirme ve Rusya ile Çin’i daha fazla yalıtma yönündeki emperyalist amaçlarını elde etmesini sağlayacak bir yönetim dayatmaktır.

Suriye’deki ABD destekli güçlerin giderek zayıflaması ve NATO üyesi Türkiye’nin yeni saldırgan müdahalesi ile birlikte bu hedefler üzerinde ısrar, dünyanın önde gelen iki nükleer gücü ABD ile Rusya arasında doğrudan bir çatışma tehdidinin büyüdüğü, patlamaya son derece hazır bir durum yaratıyor.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır