World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz

Yazıcıya hazırla

ABD özel kuvvetleri Suriye’deki “ılımlı” asiler tarafından kovuldu

Bill Van Auken
21 Eylül 2016
İngilizce’den çeviri (17 Eylül 2016)

ABD özel kuvvet birlikleri, Cuma günü, Suriye’nin kuzeyindeki bir kasabadan, Washington’ın beş yıllık rejim değişikliği savaşında desteklediği İslamcı milislerin dağınık grubu olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) unsurlarının hayatlarını tehdit etmesinin ardından kaçmak zorunda kaldı.

İnternette yayınlanan bir video, Amerikan özel kuvvet askerlerini taşıyan araçların, otomatik silahlarını sallayan İslamcı cihatçılar Amerikan karşıtı sloganlar atar ve ölüm tehditleri savururken köyden hızla uzaklaştığını gösteriyordu.

Sözde “ılımlı asiler”, “Sizi boğazlayacağız” ve “Kahrolsun Amerika. Domuzlar defolun” sloganları attılar.

Gösteriye önderlik ediyor gibi görünen biri, “Amerika’nın işbirlikçileri köpekler ve domuzlardır. Onlar Suriye’ye ve İslam’a karşı bir haçlı savaşı yürütüyor.” diye bağırıyor ve bir başka adam ise, “Hristiyanların ve Amerikalıların bizler arasında yeri yok.” diyordu.

Videonun ortaya çıkması, Wall Street Journal’ın, Pentagon’un Suriye’yi geçtiğimiz ay Fırat Kalkanı operasyonu adıyla istila etmiş olan Türk ordusuna yardım etmek üzere 40 özel kuvvet askerinden oluşan bir birliği görevlendirmiş olduğuna ilişkin ilk haberi ile aynı zamana rastladı. Bu görevlendirme, Obama yönetiminin ülkeye geçtiğimiz ilkbaharda birkaç yüz özel operasyon askerinin konuşlandırılması emrini vermesinden beri, Suriye’deki ABD-Türkiye işbirliğinde böylesi doğrudan ilk girişime işaret ediyor.

Ortak operasyon görünüşte IŞİD’i Suriye’nin kuzeyinde işgal etmiş olduğu kasabalardan çıkarmayı hedefliyor olsa da, Ankara’nın ağır basan hedefi, Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) Kürt savaşçılarını geri püskürtmek ve onların Türkiye sınırında özerk bir Kürt bölgesini sağlamlaştırmasını önlemektir.

Videoya kaydedilen olay, Türkiye sınırındaki El-Rai kasabasında gerçekleşti. Kasaba, ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı Kobani ile Afrin kantonları arasında stratejik bir bağlantı olarak görülen, güneydeki IŞİD’in elindeki El-Bab kasabasına giden yolda bulunuyor. YPG güçleri El-Bab kasabasını almaya; Türkiye ise buna izin vermemeye kararlı.

Bu zamana dek, YPG, ABD’nin IŞİD’e karşı savaşta karadaki başlıca vekil güçleri olan ve ABD özel kuvvet “danışmanları” tarafından silahlandırılıp eğitilip desteklenen Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) omurgası olarak işlev gördü. ABD özel kuvvet birliklerinin Türkiye destekli milislerle konuşlandırılması girişimi, savaş meydanının karşıt taraflarında bulunan ABD askerlerinin gerçekten birbirleriyle karşılaşması olasılığını gündeme getirmektedir.

ABD’nin Kürt güçleriyle ittifakı, kuşkusuz, ÖSO savaşçılarının videoda gösterilen öfkesinde bir faktördü. Bu Sünni mezhepçi milisler, gerçekten de, yalnızca Kürtlere düşman değiller, aynı zamanda El Kaide’nin ana ideolojisini de paylaşıyorlar.

ABD medyasınca büyük ölçüde karartma uygulanan karşı karşıya gelme olayı, Washington ve onun bölgesel müttefikleri –özellikle Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar– tarafından desteklenen sözde “ılımlı muhalefet”in gerçek karakterini gözler önüne sermektedir. Bu, aynı zamanda, Washington’ın, geçtiğimiz beş yıl boyunca Suriye’nin sistematik imhasında izlediği canice ve pervasız politikanın yarattığı zorlu çelişkileri de ortaya koymaktadır.

Olay, ayrıca, Rusya’nın yaptığı suçlamaya da, Obama yönetiminin bakış açısından yüz kızartıcı bir doğrulama sağladı. Rusya, CIA’in silahlandırdığı ve parasını ödediği İslamcı milislere, geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasında varılan ateşkes anlaşmasının şartlarına sadık kalmaları için Washington’ın ne baskı yapabileceğini ne de bunu istediğini söylemişti.

Rusya Savunma Bakanlığı temsilcisi Tümgeneral Igor Konaşenkov, Cuma günü, “Dört gündür süren Suriye’deki ateşkes rejiminin Rusya-ABD anlaşması tarafından planlanmış olduğu gerçeğine rağmen, ‘ılımlı muhalefet’in buna uyma yönündeki genel becerisi sorunu açık kalmaya devam ediyor.” dedi ve ekledi: “Amerikan ortakların Suriye’deki kendi muhalefet eylemcilerini en azından biraz idare edebildiklerini dünyaya gösterme yönündeki tüm girişimleri, artık başarısız olmuştur.”

Rusya’nın Suriye’de savaşan tarafları uzlaştırma merkezinin başındaki Vladimir Savçenko, Cuma günü, önceki 24 saatte sözde asilerin hükümet mevzilerini ve sivil bölgeleri topçu ateşine tutmasına ilişkin 39 ayrı olayın olduğunu bildirdi. Savçenko, saldırıların, ABD destekli muhalefetin, “bir kez daha, ateşkesi, savaş kabiliyetlerini yenilemek ve güçlerini yeniden gruplandırmak için kullandığını” gösterdiğini söyledi.

Rus yetkililer de, Washington’ın, sözde “ılımlı asiler”den olanların tam yerleri ve sayıları üzerine bilgi sağlamakta başarısız olması üzerine ayrıntılı hayal kırıklıklarını dile getirdiler. Onların, ateşkes anlaşması doğrultusunda kendilerini Şam’ın Fethi Cephesi adını alan El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi’nden ayırmaları bekleniyordu.

Gerçek şu ki, El Kaide güçleri Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Suriye hükümetine saldıran hakim silahlı milislerdir ve laik olmak şöyle dursun, “ılımlı” bir muhalefetin varlığı da, ABD’nin ve müttefiklerinin bir propaganda icadıdır. CIA destekli milisler, El Nusra güçlerine büyük ölçüde entegre olmuştur ve ondan bağımsız bir şekilde hayatta kalamazlar.

Bu arada, ABD, yardım malzemeleri taşıyan bir araç kolunun kuşatma altındaki Halep kentine ulaşamaması nedeniyle Suriye hükümetini ve müttefiki Rusya’yı suçlamaya girişti. ABD’li yetkililer, Washington’ın, yardımın ulaşmasının ertelenmesini, Suriye’deki ABD ve Rusya askeri operasyonlarını koordine etmek üzere bir “ortak uygulama merkezi”nin oluşturulmasına ilişkin en ciddi girişim dahil ateşkes anlaşmasını iptal etmenin bir bahanesi olarak kullanmaya hazırlandığını açıkça ortaya koydular.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, Cuma günü, gazetecilere, “Eğer, Pazartesi günü, azaltılmış şiddeti ve insani erişimin engellenmesini görmeye devam edersek, bir Ortak Uygulama Merkezi söz konusu olmayacak.” diye konuştu.

Yardım kolunun engellenmesi, ABD destekli milislerce aralıksız olarak topçu ateşine tutulan, Türkiye sınırından “asi” kontrolündeki doğu Halep’e giden yolun güvenliğiyle bağlantılıdır. Dahası, bölgede hakim olan El Nusra güçleri, ateşkes anlaşmasını protesto etmek için, herhangi bir BM yardımını engellemeye yemin eden açık gösteriler düzenlemişti.

Ayrıca, Obama yönetimi, Rusya’nın ateşkesin şartlarının halka açıklanması ve onaylanmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunulması yönündeki tekliflerine karşı koyuyor.

Bu suskunluğun altında, ABD devletinin, Rusya ile anlaşma üzerine kendi içindeki derin bölünmeler yatmaktadır. Ortadoğu’daki üst düzey üniformalı komutanları kapsayan Pentagon yetkilileri, ABD başkanı tarafından onaylanmış olmasına rağmen anlaşmayı uygulamaya kararlı olmadıklarını belirterek, anlaşma üzerine tereddütleri alenen dile getirmişlerdi.

Obama, Cuma günü, Kerry, haberlere göre ateşkese karşı çıkan Savunma Bakanı Ashton Carter ve diğer üst düzey güvenlik yetkilileri ile bir araya geldi.

ABD hükümeti içindeki siyasi bölünmelerin ve üst düzey generallerin başkaldırma sınırındaki açıklamalarının altında, yalnızca ABD’nin Suriye’de kriz içindeki stratejisi üzerine farklılıklar yatmıyor. Daha esas olarak, ABD’li üst düzey subaylar, giderek artan oranda, dünyanın ikinci nükleer gücü Rusya ile doğrudan bir askeri çatışmaya odaklanmakta ve ateşkesi, böylesi yıkıcı bir çatışmaya yönelik hazırlıkları engelleyici olarak göstermektedirler.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır