DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Matthew Kasırgası’nın gözler önüne serdiği sınıfsal meseleler
Niles Niemuth—Sosyalist Eşitlik Partisi’nin ABD başkan yardımcısı adayı
10 Ekim 2016
İngilizceden çeviri (8 Ekim 2016)
Matthew Kasırgası, Haiti, Küba ve Bahamalar’dan Güney Carolina Denizi Adaları’na kadar bin beş yüz kilometreden geniş bir bölgede yıkıma yol açan seller ve sert rüzgarlar getirerek, Karayipler’den ABD’nin güneydoğu kıyı şeridine hareket etmeye devam ediyor.
Kasırganın yoksul ülke Haiti’de yarattığı tam yıkım, ancak ortaya çıkmaya başlıyor. Resmi ölü sayısı Cuma günü 800’ü aşmıştı ve bu rakam, yardım görevlileri sel ve düşen ağaçlar nedeniyle kapanmış olan dağlardaki ve ülkenin diğer yerlerindeki yalıtılmış alanlara ulaştıkça daha da artacak.
ABD’de milyonlarca kişinin elektriği kesilir ve evleri sel ve sert rüzgarla harap olurken, en az dört kişi öldü.
Tüm doğal felaketlerde tipik olduğu üzere, yıkım, kapitalist sistemi tanımlayan devasa toplumsal eşitsizliği gözler önüne sermiş durumda.
Yıkımın en ağır kısmını, en korunmasız olanlar; evlerini tahliye etmeye maddi gücü yetmeyenler ve sert rüzgarlara, sele ve düşen ağaçlara direnmesi olanaksız olan karavanlarda ya da barakalarda hayatta kalmaya çalışmaktan başka şansı olmayan yoksullar taşıyor. Ölümlerin ve yıkımın temel nedeni, kasırga değil, zenginlerin çıkarlarını destekleyen hükümetlerin eylemleriyle birleşen yoksulluktur.
ABD medyası, şu anda, ABD’deki fırtınanın etkisine ilişkin aralıksız bir yayına girmiş durumda; ancak insanların hayatlarının nasıl sürekli etkilendiğine ya da haber yaptıkları yıkıma neden olan toplumsal koşullara yönelik hiçbir inceleme söz konusu olmayacak. Şu ana kadar en kötü yıkımı yaşayan Haiti’deki durum, büyük ölçüde görmezden gelinmiştir.
Haiti, dünyadaki en yoksul ülkelerden biri. Kasırga Perşembe gecesi burayı vururken, en az 842 kişinin ölümü doğrulandı.
ABD emperyalizminin bir asırdan uzun süren egemenliği, Haiti’yi en temel hizmetleri bile sağlamaktan aciz halde bıraktı. Tekrar tekrar kasırgalarla ve sellerle karşılaşan bir adadaki kitleleri korumak için kayda değer hiçbir önlem alınmamıştır.
Haiti, son yıllarda, kitlesel ölüme ve yıkıma yol açan yinelenen doğal ve insan ürünü felaketlere uğradı. 2008’de adayı vuran dört kasırga, 800’den fazla insanın ölümüyle sonuçlanmıştı.
Ülke, Clinton Vakfı’nın ve Birleşmiş Milletler’in sağladığı “yardım”a rağmen, yaklaşık 90.000 insanı öldüren 2010 depremini ve ardından, şimdiye kadar 10.000’i aşkın yaşama mal olan, BM arabulucularının başlattığı kolera salgınını henüz atlatmamıştır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, Cuma öğleden sonra, bir kadın, Florida’nın kuzeydoğusunda, bir ağacın, eşiyle birlikte fırtınayı atlatmak için kullandıkları bir kamp karavanının üzerine yıkılmasıyla öldü. En az iki yaşlı insan da, acil durum çalışanları onlara ulaşamadığı için, tıbbi sorunlardan öldü.
Güneydoğu ABD’de kasırgadan etkilenen alanlardaki milyonlarca insana evlerini tahliye etmeleri talimatı verilmiş olsa da, onlara, bunu yapmaları için en az seviyede destek sağlandı. Birçoğu, bir otel odasının ya da araba ile yol almaları için gereken benzinin maliyetini karşılayacak durumda değildi. Tahliye olanların önemli bir kısmı, fırtınada hasar görmeleri halinde evlerine geri dönmelerine imkan sağlayacak kaynaklardan ya da yeterli sel-kasırga sigortasından yoksun.
Bitmek bilmeyen kaynaklar Amerikan ordusuna akıtılırken, temel altyapı, egemen sınıfın “hiç para olmadığı” iddiasıyla birlikte, fonlardan mahrum bırakılmış durumda. Bu, iğrenç bir saçmalıktır. Son 15 yılda savaşa heba edilen 5 trilyon dolar, ABD’deki tüm okulların, su tesisatlarının, köprülerin, toplu taşımanın ve diğer kritik altyapının 2020’ye kadar ihtiyaç duyduğu paradan fazlasını ödemeye yeter ve hala da geriye para kalırdı. Ve bu, şirket ve mali sektör seçkinleri tarafından tekel altına alınan devasa para miktarlarını içermemektedir.
Ne Trump ne de Clinton, Matthew Kasırgası’nın ortaya çıkardığı toplumsal felakete yönelik bir çözüme sahiptir. Her ikisi de, ülke dışında ABD savaşının genişletilmesine ve ABD içinde ve uluslararası ölçekte işçi sınıfına yönelik saldırının yoğunlaştırılmasına adanmıştır. İki büyük şirket partisinin bu iki adayı, iflas etmiş bir toplumsal ve ekonomik sistemi yöneten bir egemen sınıfın farklı kesimlerini temsil etmektedir.
Matthew Kasırgası gibi trajediler, kapitalizmin insani bedelinin ve Amerikan emperyalizminin yırtıcılığının korkunç bir hatırlatıcısıdır. Sosyalizm, kasırgaları sona erdirmeyecek; ancak, sosyal altyapıya büyük çaplı yatırım, dünya ekonomisinin akılcı ve örgütlü planlaması ve yoksulluğun ortadan kaldırılması, kasırgaların en yıkıcı sonuçlarını önleyecektir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|