DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
ABD destekli “asiler” Halep’te bozgunla karşı karşıya
Bill Van Auken
30 Kasım 2016
İngilizceden çeviri (29 Kasım 2016)
Lübnanlı Hizbullah hareketinden ve Iraklı Şii milislerden güçlerle desteklenen hükümet birlikleri, Suriye’deki rejim değişikliği savaşının altı yıl önce başlamasından bu yana ABD destekli güçler için en kötü yenilgi olarak betimlenen gelişmede, sözde “asiler”in son kentsel kalesi olan doğu Halep’in yüzde 40’dan fazlasını geri aldı.
Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Rusya ile birlikte başlıca destekçisi olan İran’dan gelen bir habere göre, Suriye ordu birlikleri, doğu Halep’i oluşturan toplam 45 kilometrekarenin 20 kilometrekaresini ele geçirmiş durumda.
Hükümetin ilerleyişi, ABD destekli milislerin bozgununu akla getirecek şekilde, son derece hızlı oldu. Kara saldırısı, hem Suriye hem Rusya savaş uçaklarının bombardımanı bir aylığına durdurmalarının ardından başlayan iki haftalık yoğun Suriye hava saldırılarının ardından geliyor.
Suriye hükümet medyası, ordunun Sakhour bölgesini ele geçirdiğini ve bölgeyi mayınlardan temizlediğini bildirdi. Kentin hükümetin kontrolündeki bu bölümü, “asiler”in elinde olan bölgeyi etkin bir şekilde ikiye bölecek.
Hükümet güçlerinin ilerleyişi, binlerce sivilin, güvenlik için, İslamcı milislerin denetimindeki alanlardan hem hükümet denetimindeki batı Halep’e hem de YPG’nin elindeki Şeyh Maksut ilçesine kaçmasına yol açtı.
Doğu Halep’e karşı saldırıya, Suriye’deki ABD müdahalesini daha da karmaşıklaştıracak şekilde, YPG de katıldı. Washington, Esad hükümetiyle savaşan İslamcı milisleri desteklerken, aynı zamanda Suriye’de IŞİD’e karşı sürdürülen ABD askeri harekatında YPG’yi başlıca vekil gücü olarak kullanmaya çalışıyor.
Washington’ın bölgedeki NATO müttefiki Türkiye de, Suriye’ye asker göndermiş durumda. Bu, görünüşte IŞİD ile savaşmak içindi, ama asıl olarak Suriyeli Kürtlerin Türkiye sınırı yakınındaki bölge üzerinde denetimi sağlamlaştırmasını önlemeye yöneldi. Sonuç itibariyle, Washington, birden çok cephede birbirine karşı savaşan güçleri destekliyor.
Doğu Halep’ten kaçan siviller, hem Rusya-Suriye hükümeti bombardıman harekatının dehşetlerine hem de doğudaki mahalleleri kontrol eden İslamcıların uyguladığı baskıya ve teröre ilişkin başlarından geçenleri anlattılar. ABD destekli milislerin daha önce bölgeyi terk etmeye çalışan sivilleri vurduğuna ilişkin yaygın haberler söz konusu.
Halep, savaşın başladığı 2011’den önce, Suriye’nin ikinci büyük kenti ve ticari başkenti idi.
Kentin “asi” kontrolündeki doğusunda 200.000’den az insan yaşamasına karşılık 1,5 milyon dolayında insanın yaşadığı batı Halep, Suriye hükümetinin denetimi altında bulunuyor. Bölge, ABD destekli asilerden gelen ve sivil halkı hedef alan ayrım gözetmeyen havan toplu saldırısına uğramış durumda.
Pazartesi günü, hem Rus medyası hem de Washington Post, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Halep’te bir ateşkese arabuculuk yapmayı hedefleyen yeni bir kampanya başlattığını bildirdi. İnsani söylemlerle ifade ediliyor olsa da, bu çabaların temel amacı, ABD destekli milislerin tamamen çökmesini ve Esad hükümetinin Suriye’nin tüm büyük nüfuslu merkezleri üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmasını engellemektir.
Medya ve Obama yönetimi yetkilileri, Suriye hükümetini ve müttefiki Rusya’yı, doğu Halep kuşatması nedeniyle sert biçimde kınadı. Ancak günümüzdeki durum, sözde asilerin eli kulağında bir insani felaketle karşı karşıya olan batı Halep’i kuşatma altına aldığı bir yıl önce hüküm süren durumun tersidir. O sıralarda, Washington tarafından ifade edilen herhangi bir insani kaygı söz konusu değildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, Pazartesi günü, Kerry’nin, Halep düşmeden ve mevcut ABD politikasıyla anlaşmazlıklar ifade eden Donald Trump göreve başlamadan önce ABD destekli rejim değişikliği operasyonunu kurtarmak için “hummalı ya da telaşlı, son bir çaba” içinde olduğunu inkar etti.
Kirby, Moskova ile yeni bir anlaşmaya varma girişimlerinde süregiden çekişmeli konunun, Washington’ın sözde “ılımlı asiler”i El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra Cephesi savaşçılarından ayırma sözünü tutmaktaki başarısızlığı olduğunu kabul etti.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Bu, zor bir konu.” dedi ve ekledi: “Biz, muhalefet gruplarının El Nusra ile iç içe geçmesi hakkında aylardır görüşüyoruz.”
“Zorluk”, Washington ve müttefikleri tarafından örgütlenmiş rejim değişikliği operasyonundaki tek kayda değer silahlı muhalefet gücünün, her ikisi de “terörle mücadele”nin on beş yılı boyunca ABD ve dünya halklarının güvenliğine yönelik en büyük tehdit olarak gösterilmiş olan El Kaide’nin yan ürünü El Nusra’dan ve IŞİD’den oluşmasıdır.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|