Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Sınıf mücadelesinin yeniden canlanması
Barry Grey
25 Mayıs 2016
İngilizceden çeviri (21 Mayıs 2016)
ABD’deki, Britanya’daki ve diğer sanayileşmiş ülkelerdeki sınıf mücadelesinin çeyrek yüzyıl boyunca yapay olarak bastırılmasının sona yaklaştığı yönünde çok sayıda belirti söz konusu. Son haftalar, Fransa’daki sağcı Sosyalist Parti hükümetinin uyguladığı olağanüstü hale meydan okuyarak gerçekleşen gerici iş “reformu” yasasına karşı bir grev ve protesto dalgasına; Yunan işçilerin sahte sol Syriza’nın uyguladığı kemer sıkma önlemlerine karşı genel grevine; Britanya’daki asistan doktorların Muhafazakar Parti hükümetinin İşçi Partisi’nin desteğiyle gerçekleştirdiği sosyal kesintilere karşı grevlerine; Belçika’daki hava trafik denetçilerinin grevine ve Hindistan ile Çin’deki işçilerin grevlerine tanık oldu.
ABD’de, 39.000 işçinin, küresel telekomünikasyon devi Verizon’a karşı -uzun yıllardır en büyük iş durdurma eylemi olan- grevi şimdi altıncı haftasında. Bu, henüz başlarında olmasına rağmen, dünya kapitalizminin merkezinde sınıf mücadelesinin büyümesinin önemli bir ifadesidir. Bu, Detroit’teki ve diğer kentlerdeki öğretmenlerin bir dizi grevi ve toplu rapor alma eylemiyle; Michigan Flint’te zehirli su sağlanmasına karşı gösteriler gibi bir toplumsal protestolar dalgasıyla ve silahsız işçilere ve gençlere yönelik polis cinayetlerine karşı protestolarla çakışmaktadır.
Bütün bu mücadeleler, sendikaların ihaneti ve baltalaması karşısında gerçekleşiyor. Verizon’daki Amerika İletişim İşçileri (CWA) sendikası ve Elektrik İşçilerinin Uluslararası Kardeşliği (IBEW) sendikası, Verizon işçilerini yalıtmış ve şirketin grev kırıcılığına ve polisin eşlik edip koruduğu grev kırıcıların grev gözcülerine yönelik şiddetli saldırılarına karşı çıkmak için hiçbir şey yapmamıştır.
Onlar, grevi sona erdirmek ve bir satış sözleşmesini dayatmak için her şeyi göze almış durumdalar. CWA ile IBEW’in müttefikleri olan 88 Demokrat kongre üyesi, Perşembe günü, iş bırakmayı sona erdirme yönünde hızlandırılmış kampanyanın bir işareti olarak, grevi bitirme çağrısı yapan bir açık mektup yayınladılar.
2015’te, Birleşik Otomotiv İşçileri (UAW) sendikası, Detroit merkezli otomotiv üreticileri ile imzaladıkları satış sözleşmelerine karşı otomotiv işçilerinin başkaldırısını bastırmayı zar zor başarmıştı. Bununla birlikte, sendika bürokrasisinin büyük çabalarına rağmen, geçtiğimiz yıl grev eylemlerinde mütevazi ama kayda değer bir artış yaşandı.
ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun (US Bureau of Labor Statistics) Şubat ayında yayınladığı rakamlar, ABD’deki sınıf mücadelesindeki bükülme noktasını ölçüyor. Rakamlar, 2015’teki başlıca iş uyuşmazlıklarının gün kaybı sayısında, bir önceki yıla kıyasla yüzde 400’lük bir artış gösteriyor. Artışın büyük kısmı, 5.000 petrol işçinin o yıl ABD çapındaki dört aylık grevine ve Pittsburgh merkezli Allegheny Technologies’in 2.200 çelik işçisine yönelik lokavtına tekabül ediyor.
Verizon grevi, 2016’daki iş durdurma kaynaklı gün kaybı rakamını çarpıcı biçimde arttıracak. Bu arada, 573.000 posta işçisinin; yüz binlerce eyalet ve yerel kamu çalışanının ve öğretmeninin ve yüz binlerce perakende işçisinin iş sözleşmeleri, hala askıda kalmaya devam ediyor.
Grev eylemi seviyesi, 1940’lardan 1980’lere kadar olağan olan seviyenin çok altında kalmaya devam ediyor. 2015’te, bir önceki yıla göre bir artış olacak şekilde, toplam 47.000 işçinin dahil olduğu (tek seferde 1.000 ya da daha fazla işçinin katıldığı) 12 büyük iş bırakma eylemi vardı. Buna karşılık, ABD’deki iş bırakma eylemlerinin zirve yılı olan 1952’de, 470 büyük sanayi uyuşmazlığında eylemlere 2,7 milyon işçi katılmıştı.
1980’lerde, AFL-CIO, PATCO hava trafik denetçilerinin 1981’deki grevini baltalamasıyla ve Reagan hükümetinin 11.000 grevciyi işten attırması ve kara listeye almasına örtülü desteğiyle başlayarak, toplu işten çıkarmalara, ücret kesintilerine ve sendikasızlaştırmaya karşı şiddetli bir grev dalgasına ihanet etti. Bu, ABD’deki grevlerin onlarca yıl boyunca tarihi düşük seviyelere düşmesine yol açtı. Toplumsal eşitsizliğin büyümesi ve şirketlerin ve mali seçkinlerin servetindeki rekor artış, örgütlü sınıf mücadelesinin herhangi bir biçiminin fiilen yok olmasına doğrudan bağlıydı.
2008’deki mali çöküş ve onu izleyen, işlere, ücretlere ve sosyal programlara yönelik şiddetli saldırı işçi sınıfını sersemletti ve yönünü şaşırttı. Ancak, dünya egemen sınıflarının krizden geçmişin tüm toplumsal kazanımlarını yok etmek ve işçi sınıfını aşırı yoksulluğa düşürmek üzere yararlanmaya kararlı oldukları netlik kazandıkça, işçiler, şiddetli mücadele dışında hiçbir alternatif olmadığının farkına varmaya başladılar.
Sınıf mücadelesinin yeniden canlanması, siyasi ifadesini, işçilerin sendikalarca desteklenen bütün resmi “sol” partilere; Britanya’daki İşçi Partisi kurumuna, Fransa’daki Sosyalist Parti’ye ve Almanya’daki Sosyal Demokrat Parti’ye karşı dönmesinde buluyor.
ABD’de, işçi sınıfının militanlığının büyümesine, şiddetli bir siyasi radikalleşmesinin başlangıç aşamaları eşlik ediyor. Bu, başlangıçta, sosyalist olduğu iddiasıyla, kapitalizmi reddeden ve radikal bir alternatif arayan milyonlarca işçiye ve gence seslenişini büyütmüş olan Bernie Sanders’a yaygın destekte yansıtılıyor. Onun kampanyası, sınıf mücadelesinin büyümesine ve işçi sınıfının bağımsız bir siyasi ve devrimci hareketinin ortaya çıkması tehlikesine yönelik önleyici bir yanıttır. Onun amacı, bu hareketi, Demokratik Parti içinde kapana kısılmış olarak tutmaktır.
Donald Trump’ın kampanyası da, aynı şekilde, işçi sınıfının mevcut ekonomik ve siyasi düzene muhalefetinin büyümesine önleyici bir yanıttır. Onun amacı, bu hareketi şovenist ve milliyetçi çizgiye yönlendirmek ve içerideki toplumsal gerilimleri bastırmak için her zamankinden daha doğrudan şiddet kullanmanın koşullarını hazırlamaktır.
Sınıf mücadelesinin uyanışı belki başlangıç aşamalarında; fakat patlayıcı bir şekilde yayılacak. O, nesnel olarak, yoksulluktan, diktatörlükten ve küresel nükleer savaş dehşetinden başka sunacak hiçbir şeyi olmayan dünya kapitalist sisteminin krizi eliyle yönlendirilmektedir. Gerek grevler, gerekse de protestolar biçiminde, tüm bu mücadeleler, devrimci meseleleri ortaya atmakta ve siyasi iktidar sorununu gündeme getirmektedir.
İşçilerin karşı karşıya oldukları ilk görev, kapitalizm yanlısı gerici işçi bürokrasilerinden kurtulma gerekliliğidir. Ama Lev Troçki’nin Dördüncü Enternasyonal’in kuruluş programı olan Geçiş Programı’nda açıkladığı gibi, bu görevi kolaylaştıran kuvvetli nesnel güçler söz konusu:
Kitlelerin yönelimi, ilk olarak, çürüyen kapitalizmin nesnel koşulları ve bunun ardından, eski işçi örgütlerinin hain politikası eliyle belirlenmektedir. Bu faktörlerin ilki, elbette belirleyici olandır: tarihin yasaları, bürokratik aygıttan daha güçlüdür.
Acil ve can alıcı ihtiyaç, bütün ayrı mücadeleleri tek bir sınıf mücadelesinde birleştirmek ve onu devrimci bir siyasi perspektifle donatmak üzere devrimci Marksist bir önderliğin inşa edilmesidir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|