World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz

Yazıcıya hazırla

Fransız iş yasasına muhalefeti yasaklama girişimini kitlesel protestolar izliyor

Alex Lantier
27 Haziran 2016
İngilizce’den çeviri (23 Haziran 2016)

Fransa genelinde yüz binlerce insan, dün, Sosyalist Parti’nin (PS) Paris’teki protestoyu yasaklama yönündeki başarısız girişimi üzerine patlayıcı öfkenin ortasında, PS’nin geriletici iş yasasına karşı yürüdü. Gösterilere katılan işçiler, PS’nin demokratik haklara yönelik tırmanan saldırılarının yanı sıra, şirketlerin iş yasası şartları altında görüşülen toplu sözleşmelerde geniş çaplı ödünler dayatma yönündeki ilk girişimleri dahil, iş yasasına karşı mücadeleyi sürdürmeye kararlı olduklarını vurguladılar.

Paris’te, 70.000 dolayında insan, Bastille Meydanı’nın etrafında İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve’nin talebi üzerine hazırlanan küçük, dar bir daire çevresinde yürüdü. Hükümet, tüm yürüyüş uzunluğu sadece 1.600 metre olmasına rağmen, protestoyu gözetim altında tutmak için 2.100’den fazla ağır silahlı çevik kuvvet polisi konuşlandırdı. Polis katılan herkesi arayacak şekilde meydanı kapattı; TOMA ve silah ve plastik mermi tüfekleri ile donanmış ekipler konuşlandırdı.

Polis, eşarplara, maskelere, baretlere, şişelere ve göstericilerin kendilerini göz yaşartıcı gaz yağmuruna ya da cop darbelerine karşı korumak veya kimliklerini gizlemek için kullanabileceğini düşündüğü her nesneye el koydu. Paris yürüyüşü sırasında hiçbir çatışma olmamasına rağmen, polis, çoğunlukla çatışma için kullanılabilecek nesneler taşıyan 95 kişiyi gözaltına aldı.

Paris Borsası’nda, Gare de Lyon tren istasyonunda ve Cumhuriyet Meydanı yakınında daha küçük, duyurusu yapılmamış protestolar gerçekleşti.

Fransa’nın başlıca kentlerinin çoğunda büyük protestolar vardı. Marsilya’da, sendika kaynakları, yürüyüşe 45.000 göstericinin katıldığını ve katılımcı sayısında PS’nin Paris protestosunu yasaklama tehdidi yönelik öfkenin büyük bir rol oynadığını söylediler. Onlar, PS’nin, protestocuları, teşhis edilemeyen göstericilerin yalıtılmış eylemleri için suçlama girişimlerini de reddettiler.

Normandiya’da, binlerce işçi ve genç, liman kenti Le Havre’de, Rouen’de ve Caen’da yürüyüş yaptı; Lyon’da yürüyüşe 8.000 kişi katıldı.

Rennes’de, gözaltına almaları, aramaları ve gazeteci basın kartlarını göstermelerinden sonra bile yasadışı bir şekilde gazetecilerin kimliklerini kontrol etmeleri nedeniyle polis şefi Christophe Mirmand’dan alışılmadık şekilde alenen azar işiten polislerle protestocular arasında şiddetli çatışmalar oldu. Mirmand, basına, gazetecilere yönelik kurallara uygun muameleye ilişkin olarak, “Yerel müdürlüğe kamu güvenliği yönetmeliğini az önce hatırlattım.” diye konuştu.

Limoges’te, Başbakan Manuel Valls’ın verdiği madalyayı reddeden ve PS’nin iş yasasının “kabul edilemez” olduğunu söyleyen, 1944’teki Ouradour-sur-Glane faşist katliamından sağ kurtulmuş 91 yaşındaki Camille Senon dahil, yüzlerce kişi yürüdü.

İşçiler arasındaki muhalefet duygusunun devam eden radikalleşmesiyle karşı karşıya olan PS, protestoları yasaklama girişiminden çabucak dönmüş olsa da, temel demokratik haklara yönelik saldırılarını tırmandırıyor. PS, dün, hükümeti eleştiren sol örgütleri yasaklama tehditleriyle yanıt verdi.

Valls, “Şiddete karışmış örgütleri her an yok edebiliriz, öyle de yapacağız. Biz bunu radikal İslam’a bağlı gruplara yaptık, aşırı sağcı gruplara yaptık. Ve eğer gerekirse, bunu, açıkça, aşırı sol için de yapacağız.” dedi. O, “Cumhuriyet kurumlarına karşı çıkan ve birkaç yüz bireyi temsil eden bu aşırı solun yükselişinden endişeliyim.” diye ekledi.

Valls, özellikle, “polis ve hükümet üzerine, sanki bu şiddeti toplumsal muhalefeti gözden düşürmek için biz organize ediyormuşuz gibi, gölge düşürenlere” tepki gösterdiğini söyledi.

Ancak PS hükümetini ve güvenlik güçlerini eleştirenler yalnızca “aşırı sol” gruplar değildir. Halkın giderek daha geniş kesimleri gösterilere katılırken, insanlar, PS, güvenlik güçleri ve PS’nin gösterileri yasaklamaya çalışmak için sarıldığı teşhis edilemeyen gösterici grupları arasındaki suç ortaklığına ilişkin sorular gündeme getiriyorlar.

Stalinist Genel İşçi Konfederasyonu (CGT) lideri Philippe Martinez bile, PS’nin, sendikaları, geçtiğimiz haftaki protestolar sırasında Necker Hastanesi’ne zarar veren göstericilerin eylemlerine suç ortaklığıyla suçlamasının ardından, bu konuyu gündeme getirme zorunluluğu hissetti. Martinez, “Ben polisleri suçlamıyorum. Onlar, karışıklık çıkaranlara müdahale etmeme emri almışlar.” dedi ve ekledi: “Polise göstericilerin saldırılarını önlemek için neden emir verilmiyor?”

Dün, CGT’nin, diğer sendikalar ve insan hakları grupları ile birlikte, güvenlik güçlerinin protestolara yönelik muamelesine ilişkin soruşturma istediği duyuruldu.

WSWS muhabirleri Bastille Meydanı çevresindeki Paris gösterisine katılan protestocularla konuştular. Demiryolu işçisi Fred ve öğrenci olan oğlu, PS hükümetini eleştirdiler ve mücadelede işçi sınıfının daha geniş bir seferberliği çağrısında bulundular.

Gösteriye katılan Fred’in oğlu, işçilerin ve gençlerin, sonuçları yıkıcı olacak olan yasaya karşı koymaya kararlı olduklarını vurguladı: “Bizler daha fazla çalışacağız ve zorunlu olarak daha fazla para almayacağız… Patronlar biz işçilerden daha iyi olduklarını düşünme noktasına gelecekler ki zaten durum bu. Ama eğer bu yasa geçerse daha da kötü olacak.”

Fred, “Hükümet, bizler karışıklık çıkaranlarla aynıymışız gibi davranıyor, bizim onlar tarafından kullanıldığımızı söylüyor ama bu gerçeği ters yüz etmek, karışıklık çıkaranları kullananlar kendileri. … Karışıklık çıkaranların nereden geldiklerini gerçekten merak ediyorum. Hükümetin onları şapkadan çıkardığını düşünüyorum.” diye konuştu.

Fred, Fransız işçi sınıfının son büyük devrimci mücadelesini, 1968 genel grevini hatırlattı. O, bir genel grev daha olması gerektiğini söyledi ve ekledi: “O, 1968’dekiyle aynı büyüklüğe sahip olur ve diğer ülkelere yayılır. Hükümetler birbiri ardına düşer.”

Fred, toplumdaki eşitsizliğe öfkeli olduğunu ekledi. “Fransa’daki ücret seviyelerine baktığımda, onları, yaptığımız iş düşünüldüğünde kabul edilemez buluyorum. … [CEO’ların aldığı] ikramiyeler, hisse senedi opsiyonları kabul edilemez.”

WSWS, ayrıca, hem iş yasasına hem de PSA’da iş yasası baz alınarak devam eden toplu sözleşme görüşmelerine karşı çıktığını söyleyen, Paris’teki PSA Peugeot-Citroën’de bir otomotiv işçisi olan Yannick’le konuştu. Yannick, “Yani biz, iş yasasına ve işyerimizde iş yasasını uygulayan anlaşmalara karşı, iki cephede mücadele ediyoruz.” dedi.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır