Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Rusya devlet başkanı Pekin’de daha yakın ekonomik ve stratejik bağlar peşinde koşuyor
Peter Symonds
5 Temmuz 2016
İngilizceden çeviri (28 Haziran 2016)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin’e, yakın bağları sağlamlaştırmak için tasarlanmış bir resmi ziyareti sonuçlandırdı. İki ülke, ABD’nin onları yalnızlaştırma ve Amerika önderliğinde hem Doğu Avrupa’da hem de Asya Pasifik’te bir askeri yığınak yönündeki provokatif adımlarla karşı karşıya.
Cumartesi günü konuşan Putin, Rusya ile Çin arasındaki ilişkiler, “her şeyi kapsayan ve stratejik ortaklığa dayalı karaktere” sahip, dedi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, biz (kendisi ve Putin), “daha karmaşık uluslararası duruma, daha kararlı bir şekilde, stratejik işbirliği ruhunun ve ebedi dostluk düşüncesinin bizleri yönlendirmesi gerektiği kararını aldık.” diye belirtti.
İki lider, Washington’ın ismini anmasalar da, küresel güvenliği etkileyen giderek artan “negatif faktörler” üzerine endişelerini dile getirdiler. Ortak bir açıklamada, “Bazı ülkeler ve askeri-siyasi ittifaklar, orduda… teknolojide, kendi çıkarlarına hizmet etmek amacıyla, uluslararası ilişkilerde güç kullanımı veya kullanma tehdidi yoluyla belirleyici üstünlükler peşinde koşuyorlar.” diye ilan edildi.
Putin ve Xi, özellikle, “dünya genelinde tek taraflı füzesavar sistemleri konuşlandırılması”nı eleştirdiler ve Avrupa’da ve Asya’da bu tür silahların sahte bahanelerle yerleştirildiği konusunda ısrar ettiler. ABD, Doğu Avrupa’ya ve Doğu Asya’ya, anti-balistik füze sistemlerini, İran ve Kuzey Kore gibi sözde haydut devletlere karşı koyma bahanesiyle konuşlandırmıştı.
Gerçekte, Pentagon’un füzesavar sistemlerini Çin’e ve Rusya’ya yakın yerleştirmesi, nükleer silah sahibi iki güce karşı bir savaş yürütme hazırlıklarının asli bir unsurudur. Bu silahlar, savunmacı olmak şöyle dursun, yıkıcı bir ABD ilk nükleer saldırısından geride kalan herhangi bir Rus ya da Çin füzesine karşı koymak için tasarlanmıştır.
Financial Times, Cuma günü, Çin ve Rusya ordularının, geçtiğimiz ay, ilk kez, bir balistik füze saldırısına birlikte karşı koymayı denemek için beş günlük bir bilgisayar simülasyonu düzenlediklerini bildirdi. Rusya savunma bakanlığına göre, tatbikat, “herhangi bir üçüncü ülkeye karşı yönelmiyordu”, ancak simülasyondaki “saldırgan”ın Amerika Birleşik Devletleri olduğundan kimsenin kuşkusu yoktu.
Rus analist Vasily Kashin, tatbikatın, iki ülke arasında “yeni bir güven düzeyi”ni gösterdiğini söyledi. O, gazeteye, “Füze fırlatma uyarı sistemleri ve balistik füze savunma gibi böylesi hassas alanlarda bilgi paylaşma kabiliyeti, basit işbirliğinin ötesinde bir şeyler olduğunu gösterir.” diye konuştu.
Rusya ve Çin, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün parçası olarak, çeşitli Orta Asya ülkeleriyle birlikte, genişleyen bir dizi askeri tatbikatta bulundular. Ayrıca, Rusya, Çin’e, en gelişmiş silahlarının bir kısmını tedarik ediyor.
Bununla beraber, Rusya ve Çin, ABD saldırganlığına ilişkin ortak endişeleri eliyle birlikte hareket etmeye itiliyor olsa da, gerilimler sürüyor.
Putin, ziyareti sırasında, “Rusya ve Çin, uluslararası alanda birbirine çok yakın veya neredeyse aynı bakış açılarına sadık kalıyorlar.” dedi. Ancak, her iki ülkenin de, rakip planları aracılığıyla -Çin’in Bir Kuşak Bir Yol stratejisi ve Rusya’nın bir Avrasya Ekonomik Birliği teklifi- izledikleri kendi ekonomik ve stratejik çıkarları bulunuyor.
Putin, geniş ölçüde, Rusya, Çin’in nakliye, boru hattı ve Çin’i karadan ve denizden Avrupa’ya bağlayan diğer altyapıları inşa etmek için planladığı on milyarlarca dolarlık harcamalarla rekabet edecek durumda olmadığı için, iki ulusal gelişme stratejisinde “birleştirme” gerektiğini vurguladı. Çin, bir imtiyaz olarak, Moskova ve Kazan kenti arasında bir yüksek hızlı tren hattı için kredi sağlama yönünde bir anlaşma hakkında Rusya ile görüşme halinde.
Putin, Çin’le ticareti ve yatırımı sağlamlaştırmaya da hevesliydi. O, Şanghay’a 2014’teki ziyareti sırasında, Çin’e tedarik etmek üzere, önceki yılki 270 milyar dolarlık bir petrol anlaşmasını izleyen 400 milyar dolarlık geniş çaplı bir doğalgaz anlaşması imzalamıştı. Rusya, ABD’nin ve onun Avrupalı müttefiklerinin, Moskova’yı, 2014’te Kırım’ı ilhak etmesi üzerine cezalandırmak için uyguladığı yaptırımlar karşısında yüzünü Çin’e dönmüştü. Ancak bu çerçeve anlaşmaların çoğu, ayrıntılar -özellikle de fiyat- üzerine devam eden pazarlıkların ortasında, henüz kesin anlaşmalarla sonuçlanmadı.
Çin bankaları Kuzey Kutup Bölgesi Yamal LNG projesini finanse etmeye yardım etmek için 12 milyar dolarlık bir kredi vermeyi kabul ettiler ve sınırlı Çin yatırımı, Rus madencilik projelerine ve tarımına akmaya başlamış durumda. Bununla birlikte, Rusya-Çin Barış Dostluk ve Gelişme Komitesi Başkanı Boris Titov, Bloomberg web sitesine gönderdiği bir e-posta’da şöyle yakınıyordu: “Çinlilerin karar vermesi uzun sürüyor. Bütün büyük bankalar, uluslararası ödemeler sisteminin parçası olmalarından dolayı, yaptırımların kendilerini nasıl etkileyebileceğinden korkuyorlar.”
Dünya enerji fiyatlarının çöküşü, Rusya ekonomisi üzerinde devasa bir etkide bulundu. Dünya Bankası tahminlerine göre, Rusya, gelecek yılki toparlanmadan önce, bu yıl yine küçülecek (yüzde 1,6). Rusya-Çin karşılıklı ticareti, düşen fiyatların sonucunda, ama aynı zamanda Çin ekonomisindeki belirgin yavaşlama nedeniyle, 2015’te, 2014’teki 95,3 milyar dolardan yüzde 28,6 düşerek 68,6 milyar dolara geriledi.
Enerji, Rusya’nın Çin’e ihracatının üçte ikisini oluşturuyor. Rusya, Mayıs ayında, Çin’in en büyük ham petrol tedarikçisi olarak, üst üste üçüncü ayda, Suudi Arabistan’ı geride bıraktı.
Putin ve Xi, haberlere göre, ziyaret sırasında, Çinli firmalara bir dizi Rus projesinde hisse satılmasını, bir petrol tedariki sözleşmesini ve Rusya’daki petrokimya projelerinde ortak yatırımları kapsayan çok sayıda anlaşmayı onayladılar.
Rusya’nın önde gelen petrol üreticisi Rosneft, Çin Ulusal Kimya Şirketi’nin (ChemChina), Rusya’nın uzak doğusunda planladığı petrokimya tesisi VNHK’da yüzde 40’lık bir hisse almasını kabul etti. İki şirket, ayrıca, Rosneft’in ChemChina’ya gelecek yılın sonuna kadar 2,4 milyon tona kadar ham petrol tedarik etmesi yönünde anlaşmaya vardılar.
İki ülke arasında ekonomik ve stratejik konular üzerine sürtüşmeler hiç kuşkusuz devam edecek, bununla birlikte Rusya ve Çin, ABD’nin doğurduğu büyüyen savaş tehlikesine ilişkin korkular eliyle birlikte hareket etmeye itiliyor.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|