World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz

Yazıcıya hazırla

IŞİD’in Suriye’deki intihar saldırısında 100’den fazla kişi katledildi

Niles Williamson
24 Şubat 2016
İngilizce’den çeviri (22 Şubat 2016)

Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD), Pazar günü Suriye’nin Humus ve Şam kentlerindeki yerleşim yerlerini kana bulayarak yüzden fazla kişiyi öldüren ve yüzlerce kişiyi yaralayan bombalı saldırıların sorumluluğunu üstlendi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, en az 67 kişiyi öldüren ve yüzden fazla kişiyi yaralayan iki bomba yüklü araç, çoğunlukla Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a sadık Alevilerin yaşadığı Humus’ta dehşet saçtı. 

Şam’ın güneyindeki Şii Seyyide Zeynep türbesi civarında en az dört patlama bildirildi. IŞİD militanlarının bomba yüklü bir aracı patlatmaları ve ardından intihar yeleklerini ateşlemeleri ile en az 50 kişi öldü, 200 kişi yaralandı.

Yıkıcı saldırılar, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Rusya Dışişleri Bakan Sergey Lavrov ile iki haftadan kısa bir süre içindeki ikinci kez Suriye’de “ateşkes” için bir anlaşmaya vardıklarını duyurmasından sadece saatler sonra geldi.

Kerry, Ürdün’ün başkenti Amman’da, gazetecilere, Lavrov’la telefonla konuştuktan sonra, “Önümüzdeki günlerde başlayacak olan ateşkesin şartları üzerine, prensipte, geçici bir anlaşmaya vardık.” dedi. Kerry, ABD Başkanı Barack Obama ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, anlaşmanın uygulanma yolunu görüşmek üzere önümüzdeki günlerde konuşacaklarını belirtti.

Kerry, kaygı verici bir şekilde, bir ateşkes anlaşmasının tek alternatifinin, “Suriye’nin topyekün imhası” olacağı uyarısında bulundu. “Esad orada oldukça, bu savaş sona eremez ve ermeyecek” diye belirten Kerry, çatışmanın ancak Esad’ın iktidardan uzaklaştırılmasıyla sona ereceğini yineledi.

ABD dışişleri bakanı, bu ayın başında, Washington Post’la bir röportajda, Rusya’nın ve İran’ın bir ateşkes yönündeki ABD talimatlarına bağlı kalmamaları halinde ABD askeri operasyonlarının çarpıcı bir tırmanması anlamına gelen bir “B Planı” hakkında uyarıda bulunmuştu.

Münih’te Amerika önderliğindeki koalisyon ile Rusya arasında bir haftayı aşkın bir süre önce tasarlanmış olan bir ateşkesin hayata geçirilmesi için son tarih, savaşta hiçbir duraklamanın olmamasıyla, geçtiğimiz Cuma günü geride kaldı.

Beş yıllık çatışma, Rusya’nın ve İran’ın Ortadoğu’daki asli müttefiki olan Suriye Devlet Başkanı Esad’ın devrilmesi amacıyla, Amerika Birleşik Devletleri ve onun Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye dahil müttefikleri tarafından körüklenmiştir.

CIA ve Suudi Arabistan ile Türkiye’deki istihbarat örgütleri, Obama yönetiminin “ılımlı” olarak tanımladığı, El Kaide’ye bağlı El Nusra Cephesi’ni ve İslamcı milis gücü Ahrar el-Şam’ı içeren güçleri desteklemek için savaşçı, silah ve para akıttılar.

Bizzat IŞİD, ABD’nin hem Suriye hem de Irak’taki kanlı rejim değişikliği operasyonlarının doğrudan bir sonucudur ve ABD Özel Kuvvetleri’nin konuşlandırılması ile beraber, Suriye genelindeki günlük hava akınlarını haklı göstermek için kullanılmıştır.

Kerry’nin Pazar günkü açıklamalarında açıkça ortaya koyduğu üzere, terörle mücadele ve IŞİD’e karşı savaş üzerinden ifade edilen Suriye’deki süregiden ABD askeri operasyonları, en nihayetinde, Esad’ın devrilmesini ve Batı yanlısı uysal bir kukla hükümetin kurulmasını amaçlamaktadır. 

ABD ve müttefikleri, Esad’ın askeri güçlerini destekleyen Rus hava saldırılarının ABD ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen asi grupları geri püskürtmede son haftalarda giderek artan ölçüde etkili olması nedeniyle, vekil güçlerini yeniden toparlamaya imkan sağlamak için Moskova ile bir tür ateşkes anlaşması istemiştir.

Bu gelişmeler, gitgide, dünyadaki en büyük nükleer güçler olan ABD ile Rusya’yı, Suriye’de karada ve havada birbirleriyle doğrudan çatışmaya doğru götürüyor.

Geçtiğimiz ay, Suriye ordusu, Rusya’nın desteğiyle, kuzeydeki Halep kentinin stratejik bölümlerini El Nusra Cephesi’nin dahil olduğu asi milislerden almayı başardı ve Türkiye’den giden önemli bir askeri tedarik yolunu kesti.

NATO üyesi Türkiye, Kasım ayında, kasıtlı bir provokatif eylemle, Türkiye-Suriye sınırındaki bir Rus savaş uçağını vurup düşürmüştü.

Son günlerde, Türk yetkililer, ABD’nin ve Rusya’nın desteğiyle Suriye’nin kuzey bölümleri üzerindeki kontrollerini sağlamlaştıran Suriyeli Kürt güçlerin ilerlemesini durdurma isteğiyle harekete geçirilen Suriye’nin kuzeyine yönelik istila planları hakkında uyarıda bulunuyorlar.

Cumartesi günü, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de ve başka yerlerde, kendisini “terör örgütleri”nden korumak için askeri olarak müdahale etme hakkına sahip olduğunu yineledi.

Türkiye, geçtiğimiz hafta Ankara’da 20’si üst düzey asker olmak üzere 28 kişiyi katleden bombalı saldırıdan PKK ile PYD’yi sorumlu tutmuştu.

Hürriyet gazetesine göre, Erdoğan, Halep’in sadece 100 kilometre kuzeyindeki Gaziantep’te bir UNESCO toplantısında açıklamalar yaptı. Erdoğan, “Türkiye, karşı karşıya olduğu tehditlerle mücadele noktasında, Suriye'de ve terör örgütlerinin yuvalandığı her yerde gerekli gördüğü her operasyonu yapma hakkına sahiptir.” dedi.

Erdoğan, “Hiç kimse Türkiye'nin kendisine yönelik terör eylemleri karşısında meşru müdafaa hakkını sınırlayamaz” uyarısında bulundu.

Suriye toplumu, beş yılı aşkın süredir emperyalistlerin canlandırdığı bir iç savaş eliyle mahvedilmiştir. BM, yaklaşık 5 milyon Suriyelinin komşu ülkelerde sığınmacı olarak kayıt olduğunu, milyonlarcasının da ülke içinde yerinden edildiğini tahmin ediyor.

Suriye Siyasi Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan son bir rapora göre, 2011’den bu yana, savaşın doğrudan ya da dolaylı bir sonucu olarak en az 470.000 Suriyeli öldürüldü. Rapor, savaş öncesi Suriye nüfusunun yüzde 11,5’inin ya öldürüldüğünü ya da yaralandığını tespit etti. Yaşam beklentisi, 2015 yılında 55,4’e düştü ki bu rakam 2010 yılında 70,5’ti.

Eurostat, 2014-2015 yılları arasında 250.000’den fazla Suriyelinin Avrupa’da sığınma başvurusu yaptığını tahmin ediyor. Geçtiğimiz yıl boyunca, çoğu Suriyeli olan binlerce sığınmacı, II. Dünya Savaşı’ndan beri en büyük sığınmacı krizinin parçası olarak, Akdeniz’den ya da Ege’den geçerek Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken boğularak öldü.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır