DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Suudi Arabistan Türkiye ile Mısır’ın anlaşması için baskı yapıyor
Jean Shaoul
23 Şubat 2016
İngilizceden çeviri (19 Şubat 2016)
Suudi Arabistan, bir Türk heyetinin Riyad’taki üç günlük ziyaretinin ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu ayın başındaki bir toplantı sırasındaki görüşmelerin ardından, diplomatik ilişkileri yeniden kurmaları için müttefikleri Türkiye’ye ve Mısır’a baskı yapıyor.
Suudi monarşisi, Nisan ayında İstanbul’da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesi öncesinde, yeni kurul başkanı olarak Türkiye’nin, İİT’nin eski kurul başkanı olarak Mısır Devlet Başkanı Abdül Fettah el-Sisi’yi katılmaya davet etmesi için, iki ülke arasında uzlaşma sağlamaya hevesli. Bu, Riyad’ın, İran’a karşı Sünni koalisyonunu sağlamlaştırma ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirmek üzere daha doğrudan bir müdahale için hazırlık planlarının parçasıdır.
2013-14’te en az 20 milyar dolar alan, geçtiğimiz yıl da ayrıca 12,5 milyar dolar sözü alan Mısır, hızla batmakta olan ekonomisini tutmak için Körfez monarşilerine dayanıyor ve Yemen’deki Suudi Arabistan önderliğindeki askeri müdahaleye katılmış durumda.
Ankara, geçtiğimiz yıl muhalif Müslüman Kardeşler (MB) üyelerine topluca verilen ölüm cezalarını kaldırması karşılığında el-Sisi’yi Mısır’ın meşru yöneticisi olarak tanıyacak.
2013’te, dönemin başbakanı ve MB ile yakın birlik oluşturmuş olan Recep Tayyip Erdoğan, o zamanlar Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı olan el-Sisi’yle, 2013’te MB’li eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı askeri darbe yapmasının ardından ilişkileri kesmişti.
O zamandan beri, 1.000 dolayında destekçisini öldürüp, binlercesini de hapsederek MB’ye karşı acımasız bir baskı uygulayan ve birçoğu yetkililerin gözetimi altındaki işkence ve dayaktan ölen gazetecileri, akademisyenleri ve muhalifleri askeri hapishanelere kapatan el-Sisi, bir terör devri başlattı.
Yüzlerce MB üyesi, el-Sisi rejimine şiddetli bir biçimde düşman olan çeşitli televizyon kanallarına ev sahipliği yapan Türkiye’ye kaçtı. Mısır, Türkiye’yle ortak deniz kuvvetleri eğitimlerini iptal ederek tepki verdi.
Geçtiğimiz Temmuz ayında, Mısır, el-Sisi rejimini hedef alan Sina Yarımadası’ndaki gerilla savaşında yer alan Türk istihbaratçılarının ve cihatçıların ordu güçleri tarafından yakaladığını bildirdi. Aralık ayında, Türkiye cumhurbaşkanı, İstanbul’da, Hamas lideri Halid Meşal ile bir araya geldi.
İki ülkenin kötü ilişkilerini etkileyen diğer faktörler arasında, bölgedeki önderlik rolü üzerine rekabetleri ve Suriye’deki vekil savaşı konusundaki farklı tutumları bulunuyor. Ankara baş hedefin Esad’ın devrilmesi olduğunda ısrar ederken, Kahire için Esad’ın devrilmesi, üyeleri Mısır’ın Sina Yarımadası’nda aktif olan IŞİD’i yenilgiye uğratmanın ardından geliyor.
Mısır ile Türkiye arasında uzlaşma sağlama yönündeki Suudi çabaları, geçtiğimiz Aralık ayında İsrail ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden kurmak üzere yapılan çerçeve anlaşmayı takip ediyor.
Mısır, bildirildiğine göre, Ankara’nın İsrail’in Gazze’ye yönelik deniz ablukasını kaldırması konusundaki ısrarından oldukça endişeliydi. Gazze, Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e bağlı ve Sina Yarımadası’ndaki İslamcı asilere yardım etmekle suçlanan Hamas’ın kontrolünde. Hamas yardım suçlamasını reddediyor.
Erdoğan, Türkiye’nin elektrik ve inşaat malzemeleri sağlamak için Gazze’ye yardım gemileri göndermek istediğini söyledi ki İsrail, Türkiye’ye, Gazze’ye yardımın Türkiye üzerinden gitmesi anlaşmasının parçası olarak kuşatmanın hafifleyeceğini söylemişti. Hürriyet Daily News’e göre, üst düzey Türk yetkilileri, İsrail’in buna izin vermesi halinde, bunu, İsrail’in kuşatmasını kaldırma koşulunun yerine getirilmesi olarak görecekler.
Bu, Gazze kuşatmasını güçlendiren, bölgenin güney ucunu bir tampon bölgeye dönüştüren, Gazze’nin büyük bir kısmını işgal eden ve Gazze ile Sina arasında temel mal, insan ve silah kaçakçılığı için kullanılan yüzlerce tüneli yıkan İsrail ile yakın ilişki içinde çalışan el-Sisi hükümeti için bir nefret nedenidir.
Mısır’ın rahatsızlığının önemli bir nedeni, İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’in, bu ayın başında, el-Sisi’nin İsrail’in talebi üzerine Hamas’ın yeraltı tünellerinin bir kısmına su basmış olmasını ağzından kaçırmasıydı. Ocak ayının ortasından bu yana birkaç tünel çöktü ve 10 Filistinli öldü.
Erdoğan, Mısır’la bakanlık düzeyinde görüşmeleri belirli bir yere kadar kabul etmiş durumda ancak Mısır devlet başkanıyla bir araya gelmeyi kabul etmedi.
Bir uzlaşma yönündeki bu girişim, tamamı Türkiye ile kötü ilişkilere sahip olmuş olan Mısır, İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan arasında petrol ve doğalgaz keşifleri üzerine bir dizi farklı çerçeve anlaşmayla aynı zamanda gerçekleşiyor. İsrail-Kıbrıs-Yunanistan, Mısır-İsrail-Kıbrıs ve Kıbrıs-Yunanistan-Mısır, enerji ve ortak deniz tatbikatlarını kapsayan güvenlik anlaşmaları üzerine anlaşmaları imzaladılar.
İsrail, 2009 ve 2010 yıllarında, her ikisi de ülkenin Akdeniz kıyısının açıklarında yer alan Tamar sahasında 10 trilyon fit küp ve Leviathan sahasında ise 22 trilyon fit küp doğalgaz rezervi keşfetti ki bu, onun hem yurtiçi ihtiyacı hem de ihracatı için yeterli kapasiteyi sağlıyor.
Ancak Leviathan sahasının gelişmesi, İsrail’in tröst karşıtı komiserinin 2014 yılındaki yargı kararı ve hükümetin, yatırımcılara, doğalgaz fiyatları düşük olduğu halde fazlasıyla cömert bir anlaşma verdiği suçlamaları nedeniyle ertelenmiş durumda. Şimdi, Yüksek Mahkeme, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun hızlı bir yatırım için bir çerçeve taslağı çizme yoluyla parlamentoyu devre dışı bırakma yönündeki kararına karşı çıktı.
Kıbrıs, 2011’de, adanın açıklarındaki Aphrodite sahasında 4 trilyon fit küp kadar olduğu tahmin edilen doğalgaz rezervi keşfetmişti.
Hem İsrail hem de Kıbrıs, artan talep, düşen doğalgaz üretimi ve İslamcı militanların Sina’daki boru hatlarına yönelik saldırıları nedeniyle bir net ithalatçı haline gelen Mısır’a doğalgaz satma anlaşmalarını imzalamış durumda. Fakat Mısır, geçtiğimiz yıl, Zohr sahasında tahminen 30 trilyon kübik fit kapasiteye sahip (Leviathan’dan çok daha büyük ve muhtemelen dünyadaki en geniş rezerv) bir doğalgaz rezervi buldu ki bu, büyük ihtimalle, Kıbrıs’ın ve İsrail’in Mısır’a açık deniz doğalgazı satma planlarını suya düşürecek. Keşif, Mısır’a yalnızca enerji güvencesi sağlamakla kalmayıp, ülkeyi bölgesel bir doğalgaz merkezine dönüştürecek.
Her halükarda, tüm bu keşifler, Avrupa piyasaları için –Türkiye’den geçmesi gereken– geçiş yollarına ihtiyaç duyuyor. İsrail ve Mısır ile ilişkilerini normalleştirme girişimlerinin yanı sıra, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk liderler arasında –“umut verici” olarak adlandırılan– birleşme görüşmelerini yeniden başlatmak için itici güç sağlayan Türkiye’dir.
Bu, Türkiye’nin en büyük enerji tedarikçisiyle siyasi ve ekonomik ilişkilerinin kesilmesine yol açan geçtiğimiz Kasım ayında bir Rus uçağının Türkiye-Suriye sınırında düşürülmesinin ardından daha büyük bir zorunluluk halini alıyor. Aynı zamanda, Türkiye’nin, İran’a karşı Suudi ittifakına üyeliği ve Suriye’de artan askeri müdahalesi, onun, dünyadaki en büyük ikinci doğalgaz rezervine sahip olan İran’dan doğalgaz tedarik etmeye bel bağlamasına imkan vermiyor.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|