Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Merkel Ege Denizi’nde NATO müdahalesi olacağını ilan etti
Ulrich Rippert
13 Şubat 2016
İngilizceden çeviri (11 Şubat 2016)
Almanya Başbakanı Angela Merkel, bu yılından başından beri Türkiye’ye ziyaretlerinin sonuncusunda, Pazartesi günü Ankara’ya gitti. Merkel, orada, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Sığınmacı akışının durdurulması ve sınır güvenliği bir kez daha gündeme gelirken, bu kez, Rusya’ya karşı siyasi ve askeri işbirliği görüşmelerin merkezindeydi.
Hem Merkel hem de Davutoğlu, Halep’teki sivillere yönelik Rus bombardımanını kınadı ve bir “insani felaket” uyarısında bulundu. Ortak basın toplantısında, “Bizler, özellikle Rus tarafının bombardımanı nedeniyle insanların çektiği eziyet karşısında dehşet içindeyiz.” diye belirttiler. Şu anda on binlerce insanın kaçmakta olduğu Türkiye-Suriye sınır bölgesi, “perişanlığın gerçek boyutu”nu gösteriyordu.
Geçtiğimiz hafta, Halep’i geri almak için, Rus hava saldırılarıyla desteklenen Suriye hükümet birliklerinin büyük bir saldırısına tanık olunmuştu. Akdeniz ile Fırat Nehri arasında stratejik olarak önemli bir konumda bulunan Halep, bölgenin en eski kenti olmasına ek olarak, savaş öncesi 2 milyonu aşkın nüfusuyla Suriye’nin en büyük kenti.
Esad karşıtı olarak adlandırılan asiler, bir dönem kentin bir bölümünün kontrolünü sağlamış ve kenti Şam’daki hükümete karşı savaş açmak için kullanmıştı. Şimdi ise, hükümet birlikleri, Rusya’nın desteğiyle, aynı anda İslamcı milislerin Türkiye’den önemli bir tedarik yolu bağlantısını kesecek şekilde, bu bölgeyi yeniden ele geçirmeye başladı.
ABD hükümeti ve bölgedeki müttefikleri, özellikle de Suudi Arabistan ve Türkiye, öfkeyle tepki gösterdiler. İçinde El Nusra Cephesi gibi İslamcı milislerin önder rol oynadığı asilere, uzun süredir, Ankara ve Washington tarafından silah, para ve lojistik destek tedarik ediliyor.
Geçtiğimiz hafta, BM’nin Suriye elçisi barış görüşmelerini başlamasından kısa süre sonra kesmiş ve Riyad’daki Suudi rejimi kara birlikleri göndermeye hazır olduğunu ilan etmişti.
O zamandan beri, Ankara’nın sınırı kapatmasının ardından Türkiye sınırında durdurulmuş olan Suriye’den sığınmacı akışı, Rusya’ya karşı topyekün bir kampanya için kullanıldı. Demagojik medya haberleri, Halep’ten fotoğraflarla 20 yıl önceki Çeçenistan savaşı sırasındaki görüntüleri karıştırıyor. Rusya’yla doğrudan çatışmaya yol açabilecek bir askeri müdahale çağrısı, histerik bir ton alıyor.
Die Welt, Pazartesi günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i, Halep’e yönelik saldırıyla “Türklerden ve Almanlardan … intikam almak”la suçladı ve “Putin gibi zayıflıktan yoksun bir savaşçıya karşı bir savaşa girişmek, hızla onun aleyhine dönebilir.” diye açıkça tehdit etti.
Bu kampanyanın bahanesi olarak Halep’ten kaçan sığınmacıların durumunun istismar edilmesi, bütünüyle ikiyüzlüdür. ABD ve müttefikleri, milyonlarca insanı sığınmacıya dönüştürecek şekilde, yıllardır Suriye’deki iç savaşı kızıştırıyorlar. Türk hükümeti, halen, Kürt azınlığına karşı, vahşiliği Halep’te yaşananlarla kıyaslanabilir olan bir savaş yürütüyor.
Diyarbakır’ın tarihi ticaret merkezleri, Cizre ve diğer Kürt kentleri, savaş alanlarına dönüştürülmüş durumda. 1,3 milyon sivil, altı haftadır, 24 saatlik sokağa çıkma yasağına tabi tutuluyor. İnsan hakları örgütleri, Ocak ayının sonunda, 200 ölü ve 200.000’i aşkın göçmen olduğunu bildirdiler.
Buna rağmen, Merkel, Ankara’da, “insanlık dışı” Rus saldırılarını kınar ve Moskova’yı sivil halkı bombalamakla suçlarken, Türkiye’nin doğusundaki savaştan bahsetmedi. Merkel, Suriye, Irak ve Afganistan’daki savaşların mağdurlarının Avrupa’ya kaçmasını engellesin diye Erdoğan hükümetiyle yakın işbirliği yönünde çaba gösteriyor.
Merkel, Türkiye’de sığınmacı kampları kurmak için Avrupa Birliği’nin Kasım ayında taahhüt ettiği 3 milyar avronun hızla hazırlanacağı sözü verdi. Teknik Yardım Merkezi (THW), ileride, sığınmacılara yiyecek ve gerekli malzemeleri sağlayarak Türkiye’nin afet yardım kuruluşu AFAD’ı destekleyecek. AB sınır koruma kurumu Frontex de, ek askeri donanım sağlayacak.
Ama Merkel’in en önemli duyurusu, gelecekte, NATO’nun, Türkiye ile Yunanistan arasında deniz geçişinin güvenliğini sağlayacağıydı. Tagesspiegel’in bir haberine göre, Merkel, bu konuda, önce diğer NATO üyeleriyle veya NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüşmeksizin, mevkidaşı Davutoğlu ile uzlaştı.
Tagesspiegel, “Angela Merkel, NATO’yu, bu kez gafil avladı.” diye yazdı. Bununla birlikte, NATO içinde, “sığınmacı krizinin üstesinden gelmek için ittifakın katılımı yönünde kesinlikle sempati” söz konusuydu. Örneğin, birçok sığınmacı teknesinin varış yeri olan İtalya, Brüksel’deki NATO çevrelerine göre, her türlü desteğe minnettar kalacaktır.
Stoltenberg, Salı günü, “kaçakçılar”a savaş açma girişiminin, ciddi olarak değerlendirildiğini söyledi. O, planı, zaten, Almanya Savunma Bakanı Ursula Von der Leyen’le ve Türkiye’nin NATO daimi temsilcisi Mehmet Fatih Ceylan’la telefonda görüşmüştü. Bugün, NATO savunma bakanları, teklifi, Brüksel’deki bir zirvede somutlaştırmayı planlıyorlar.
Merkel ve Davutoğlu, Ege Denizi’nde bir NATO müdahalesi yönündeki planlarını, NATO’nun 2010’daki Lizbon zirvesinde benimsenen bir stratejik anlayışa dayandırıyorlar. [Orada] insan kaçakçılığıyla mücadele, bir NATO görevi olarak tanımlanmıştı. Bu argümanı kullanan Ege’deki NATO misyonu, kaçakçılara karşı insani bir harekat olarak sunulacak. Ancak bu, Rusya ile artan gerilimler bağlamında, hızla, Suriye savaşına doğrudan bir NATO müdahalesinin başlangıcı haline gelebilir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|