www.wsws.org/tr/2016/dec2016/glob-d30.shtml
Uydu gözlemlerinin 1970’lerin sonunda başlamasından bu yana, yılın bu zamanında kutup denizleri bu kadar az buzla kaplanmamıştı. Deniz buzu oranı, hem Arktika’da (Kuzey Kutup Bölgesi) hem de Antarktika’da kaydedilen en düşük seviyede.
Güneşin ufuk çizgisinin üstüne hiç yükselmediği Arktika’daki kutup karanlığının başlaması, tipik olarak hızlı buz büyümesini tetikler; çünkü sürekli olarak aşırı derecede olan soğuk hava denizleri soğutur. Bununla birlikte, son iki ay boyunca, Arktika'daki sıcaklıklar olağandışı derecede yüksek kaldı. Geçtiğimiz hafta, sıcaklıklar tarihsel ortalamanın 20 derece üzerine yükseldi.
Bu olağandışı sıcaklık, kısmen küçülen buz örtüsüne atfedilebilir ve pekala daha fazla buz örtüsü kaybına yol açabilir. Mesele sadece yüksek hava sıcaklıkları değil. Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi yöneticisi Mark Serreze, Washington Post’a, “Kuzey Buz Denizi’nde, şu anda ortalamanın 14°C üzerinde bazı bölgeler var” dedi ve bu durumun “oldukça dengesiz” olduğunu ekledi.
Bu mevsimin maksimum buz seviyesinde yeni bir düşüş olup olmayacağını söylemek için henüz çok erken olsa da, uzun vadeli eğilimler açıkça ortada. Özellikle Arktika'da buzulların azalması, iklim bilimciler tarafından ısınmakta olan bir gezegenin kaygı verici bir göstergesi olarak kabul ediliyor. En az yüzde 15 olan buzla kaplı okyanus alanı miktarı 2012 yılında en düşük seviyeye ulaşmış ve sonraki yıllarda uzun vadeli ortalamanın oldukça altında kalmıştı.
Bilim insanlarını kaygılandıran sadece buzun kapladığı alan değil; aynı zamanda onun azalan kalınlığı ve yaşı. NASA'ya göre, Eylül 2014 ile Eylül 1984 arasındaki bir karşılaştırma, dört yaş ve üzerindeki eski (yaşlı) buzulların azalmasının yüzde 94 gibi sarsıcı bir oranda olduğunu gösteriyor. Yaşlı ve daha kalın buzulların neredeyse tamamı, nispeten daha sıcak hava sırasında ek erimeye karşı bölgeyi daha da savunmasız bırakacak şekilde eriyip kaybolmuş ya da incelmiş durumda.
Bu kırılganlık sadece teorik bir olasılık değil. Örneğin, NASA’nın Goddard Enstitüsü’nün son analizine göre, 2015 yılının sonundaki bir fırtına ve sıcak hava dönemi, buz kütlesinin normalde büyüyeceği bir zamanda Florida büyüklüğündeki bir buz katmanının kaybolmasını tetikledi. Bu “aşırı sıcaklıklar”, normalin 10 derece üzerinde ve şu andaki sıcaklığın yarısı kadardı.
Arktika’da şu anki olağandışı yüksek sıcaklıklara, uçsuz bucaksız Sibirya bölgesinin neredeyse tamamına yayılan aynı düzeyde soğukluk sapmaları eşlik ediyor. Bu ay, Rusya'da, Finlandiya sınırından Japonya Denizi’ne kadar, yaklaşık 140 adet rekor düzeyde düşük sıcaklık kaydedildi. Merkez Rusya’daki okullar, sıcaklıklar eksi 36 dereceye düştüğü için tatil edildi.
Arktika’daki rekor sıcaklık ve kıtalar üzerindeki soğukluk birbiri ile bağlantılı. Rutgers Üniversitesi’nden iklimbilimci Jennifer Francis, Washington Post’a “Arktika’daki sıcaklık, yılın bu dönemi için rekor düzeyde düşük olan deniz buzu (muhtemelen çok ince buz) boyutu ile son derece hızlı jet hava akımı dalgasıyla aşağıdaki enlemlerden kuzeye doğru gelen aşırı sıcak ve nemli hava birleşiminin bir sonucu” dedi.
Gittikçe artan sayıda araştırma, atmosferdeki hava akımı modellerindeki değişiklikleri Arktika’daki deniz buzu kaybına bağlıyor. Arktika’daki kış dönemi kutup girdapları (atmosferde birkaç kilometreye yayılan, dolaşan bir düşük basınç alanı), geçtiğimiz birkaç on yıl içinde, geri çekilen deniz buzuyla birlikte zayıflamış durumda. Bu zayıflamış ve belki de yön değiştiren girdap, normalde kutup bölgesine hapsolmuş soğuk havanın daha güneye kaçmasına imkan sağlıyor. Şimdiki hava modelleri bu olgunun başlıca örneği gibi görünüyor.
Büyük değişiklikler, yalnızca kuzey enlemlerinde değil, aynı zamanda Antarktika'da da yaşanıyor. 2014’e kadar, Antarktika’daki deniz buzunda, kışın Güney Okyanusu’na kadar yayılan bir büyümeye tanık olunuyordu. Arktika’daki kayıplar bu artışlardan çok daha fazlaydı ama bu yıl ciddi bir tersine dönüş oldu. Şimdi, ilk kez, her iki kutbun yakınındaki deniz buzu, rekor seviyede düşük ölçülerde yayılıyor.