DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Kürt isyancıları bombalayan Suriye savaş uçaklarına karşı Amerikan jetleri havalandı
Alex Lantier
24 Ağustos 2016
İngilizceden çeviri (20 Ağustos 2016)
Ortadoğu’daki büyük güçler arasında topyekün bir savaş riskine açıkça işaret eden bir hamleyle, ABD ordusu, dün [Cuma], Kürt militanlarıyla birlikte operasyonlar yapan ABD Özel Kuvvetleri’ni korumak için Suriye içinde hükümet bombardımanlarına karşı savaş uçaklarını acil olarak havalandırdıklarını açıkladı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad rejimi, iki Su-24 bombardıman uçağını, Haseke şehrinde hükümetin elinde tuttuğu bölgeye ilerleyen Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG) güçlerini bombalamak için göndermişti. Bombardıman uçakları Suriye’de yasadışı şekilde konuşlanan, YPG içindeki ABD Özel Kuvvetleri birliklerini neredeyse vuruyordu. ABD’li yetkililer Suriye hükümeti ve bölgede faaliyet yürüten Rus güçlerle iletişim kurmaya çalıştı ve Rus yetkililer kendi uçaklarının kullanılmadığı cevabını verdi.
ABD savaş uçakları Suriye bombardıman uçaklarının sahadan ayrılmasından sonra geldi ve hiçbir ABD askeri yaralanmamıştı. Ayrıca Washington daha sonra bölgedeki hava devriyelerini artırdı. Dün, Pentagon sözcüsü Albay Jeff Davis ABD güçlerinin karşılaştığı her tehdit karşısında askeri eylem uyarısında bulundu.
Davis, Suriye’de ABD Özel Kuvvetleri’ni korumak için “gerekli olan her adımın atılacağı”nı söyledi. “Biz, onların güvenliğini garanti altına alacağız ve Suriye rejimi onları risk altına sokacak şeyler yapmama konusunda akıllı olacak. … Azami ciddiyetle koalisyonun risk altında olduğu durumları gözlemliyoruz ve kendimizi savunma temel hakkımıza sahibiz.”
Davis, ayrıca, son döneme kadar, CIA destekli İslamcı milislere karşı fiili bir müttefik olarak işlev gören YPG’ye karşı Esad hükümetinin bu ani saldırısını eleştirdi. O, “Bu oldukça olağandışı; biz daha önce rejimin YPG’ye karşı bu tip bir eylem yaptığını görmemiştik” dedi.
Davis, Pentagon’un kendi birliklerini korumak için Suriye hükümet güçlerine saldırabileceği tehdidini çok da üstü örtülü yapmadı. Bu ABD birlikleri, ülkenin egemenliğini ihlal ederek ve hatta Washington ve Avrupalı müttefiklerinin temel savaş hedeflerine işaret ettikleri bir BM görevi bahanesi bile olmaksızın Suriye’de operasyon yürütüyor. Onların müdahalesinin, Esad rejimine karşı destekledikleri milislerden oluşan İslamcı terör gruplarıyla savaşmayı hedeflediği iddiaları politik bir sahtekarlıktır. Emperyalist güçlerin hedefi rejim değişikliği idi ve hala da öyledir.
CIA Esad güçlerine karşı Halep’te El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi’ni silahlandırırken, Pentagon yakın zamanda birkaç daha küçük etnik Arap milis grubunun katılımıyla ismini Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak değiştiren YPG’nin saldırısını destekliyor.
Washington’un Suriye hükümet güçlerine karşı pervasızca güç kullanma tehditleri, ABD’yi ve onun Avrupalı müttefiklerini, Suriye’de rejimi savunmak için müdahale eden İran, Rusya ve şimdi de Çin gibi büyük güçlere karşı yıkıcı bir küresel savaşa dönüşebilecek bir çatışmayı yükseltme riski taşıyor.
Washington’un yanı sıra Tahran, Moskova ve Pekin de, operasyonlarını İslamcı terör gruplarıyla mücadele görevi olarak sunuyorlar. Geçtiğimiz yıl Suriye’de Rusya’nın askeri müdahalesinin ardından, Moskova ve Washington, eş zamanlı ABD ve Rus hava saldırılarının kazayla dünyanın bu iki başlıca nükleer gücü arasında askeri bir çatışmaya yol açmasından kaçınmak için iletişim kanaları geliştirmişlerdi.
Bununla birlikte, IŞİD militanlarını bombalama anlaşması çerçevesinde inşa edilen uluslararası birliğin dış görünüşü yüzeysel ve sahtedir. Washington ve Avrupa Birliği’ndeki büyük güçler hala rejim değişikliğini hedeflemekte ve derin kökleri bulunan çatışmalar büyük güçler arasında sürmeye devam etmektedir. Moskova ve Pekin, 1991’de SSCB’nin çözülmesinin ardından Washington tarafından Ortadoğu’da yükseltilen egemenlik yöneliminden – özellikle 2003’te Irak’ın gayri meşru ABD istilasında, 2011’de Libya’da NATO savaşında ve ardından Suriye’de başvurulan rejim değişikliği politikalarından- endişe duymaktadır.
Washington 2014 yılında Ukrayna’da Rusya yanlısı rejimin devrilmesinin ardından Rusya’yla ve Güney Çin Denizi ve Kuzey Kore üzerinden Çin’le bir çatışmayı körüklerken; Moskova ve Pekin, açıkça, artık bir başka ihlale; Suriye’de ABD önderliğindeki rejim değişikliğine onay veremeyecekleri sonucuna ulaştılar. ABD’nin tehditleri Rusya’yı ve Çin’i hizaya sokmada başarılı olmadı. Aksine Rusya ve Çin Suriye’deki müdahalelerini artırıyorlar.
ABD ve Suriye jetleri arasındaki yakın karşılaşma, durumun topyekün bir savaşı tırmandıracak askeri bir çatımayı tetikleyebileceği tehlikesine işaret etmektedir. Bu çatışma, hem ABD, Rusya veya Suriye’deki müttefik güçler arasında kazayla; hem de karşı tarafa mesaj vermeyi hedefleyen kasıtlı bir saldırı olabilir.
Suriye hükümeti dün Haseke yakınında YPG güçlerine karşı bir hava saldırısı daha başlattı. Çatışma bu hafta başında Haseke’deki Kürt güçleri ve rejim yanlısı Ulusal Savunma Güçleri (NDF) arasında patlak vermişti ve Suriye ordusu Kürtlerin şehri fethetme girişimlerine “gereğine uygun cevap verildiği”ni belirten bir açıklama yayınladı.
Haseke sakinleri, hem ABD destekli YPG’nin hem de hükümet yanlısı güçlerin şehirde ağır silahlar kullandığını bildiriyorlar.
Hasekeli Lina al-Najjari Wall Street Journal’a “İlk defa rejim Haseke’yi vurmak için savaş uçakları kullandı. Bombalama çok güçlüydü. İki taraf arasındaki ilişkilerin bu seviyeye ulaşması bir ilk.” dedi ve devam etti: “Biz savaş tarafından etrafı sarılan bir alanda yaşıyoruz. Fırsatını bulur bulmaz ayrılmak için bavullarımızı hazırlamış durumdayız. Fakat şu anda evimizden ayrılamıyoruz, dışarı adım atamıyoruz.” diye konuştu.
Kremlin, ayrıca, Karadeniz’deki savaş gemilerinden ve İran ile Irak’taki üslerden havalanan stratejik bombardıman uçaklarından Suriye boyunca kuzeyde Halep’in yakınında ve kuzeydoğuda Deyri Zor çevresinde İslamcı hedeflere geniş çaplı hava saldırısı başlattı.
Bu arada Pekin’in bu hafta başında Şam’a beklenmedik şekilde üst düzey askeri heyet gönderme adımı atmasının ardından Çinli yetkililer Esad rejimine desteklerini açıklamaya devam ettiler. Çin ordusunun Uluslararası Askeri İşbirliği Bürosu’nun müdürü Amiral Guan Youfei, Suriye ordusu için Çin’den personel eğitimi ve yardımı hızlandırma konusunda Suriye Savunma Bakanı Fahad Jassim al-Freij’le anlaştı.
Çin ordusunun İngilizce web sitesi China Military Online, “Zaten Suriye hükümet güçleri, keskin nişancı tüfekleri, roketatarlar ve makineli silahlar dahil Çin silahlarının alıcısı olduğu için, Çin ordusunun Suriye’de personel silah eğitimine odaklanan danışmanları mevcut.” diye açıkladı. Dahası, web sitesi, birçok Suriye-Çin askeri anlaşması savaş nedeniyle askıya alınmış olsa da, şimdi “bu sözleşmeler üzerine yeniden anlaşılabileceği” iddiasında bulundu.
Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi’nden Ortadoğu Araştırmaları Profesörü Zhao Weiming’den aktaran site, ayrıca Pekin’in yeni Suriye politikasının, Çin’i yalıtma amacı taşıyan ABD’nin “Asya’ya dönüş” politikasına misilleme olduğunu belirtti. Site, “ABD Güney Çin Denizi’nde Çin’in arka bahçesine askeri olarak karıştığı için, bu, Çin ordusunu, genellikle ABD’nin askeri etki sahası olarak düşünülen bir alana, Ortadoğu’ya çekebilir.” açıklamasını yaptı.
Çinli analistler, Çin’in Suriye çatışmasına ani açık müdahalesindeki başlıca etkenin, Türkiye’deki ABD destekli başarısız darbe olduğunu ifade ettiler. Pekin Üniversitesi’ndeki Uluslararası Araştırmalar Okulu’ndan Wang Lian, “Suriye ile daha yakın ilişkiler geliştirilmesinde, Türkiye ve Rusya arasında hızla iyileşen ilişkiler dahil Suriye’de ve bölgede eli kulağındaki değişikliklerin hesaba katılması gerekir.” diye belirtti.
Esad rejiminin YPG’yi bombalaması, Washington’un darbe girişimine en azından örtük destek verme kararının altında yatan bazı jeo-stratejik endişelere işaret etmektedir.
Washington’un Suriye’de güvenilir vekiller arayışı ve özellikle de Pentagon’un uygun aday olarak YPG’yi seçmesi, nihayetinde ona karşı ülkelerin geniş bir koalisyonunu bir araya getirdi. Türk yetkililer Suriye’de YPG zaferlerinin Türkiye’nin kendi içindeki Kürt ayrılıkçı fikirleri canlandıracağı derin endişesi içindeler. Rusya ve Çin tarafından desteklenen Suriye rejimi, çok daha fazla etki kazanmasını önlemek ve Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli bir yönetim kurulmasını engellemek için YPG’ye bir saldırıya hazırlanıyordu.
Bununla birlikte, Türkiye’deki darbenin başarısızlığı ve ardından darbeyle ilgisi olduğundan şüphelenilen ABD yanlısı Türk subayların tasfiyesi, yalnızca, Ankara’yı Rusya ve Suriye rejimine doğru kaydırdı.
Yükselen asıl tehlike, Suriye’deki müdahalesini kurtarmak için ABD hükümetinin ve müttefiklerinin çok daha pervasız bir askeri tırmandırmayı artıracak olmasıdır.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|