World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz

Yazıcıya hazırla

Anket, Suriyelilerin yüzde 81’inin IŞİD’i ABD’nin yarattığına inandığını gösteriyor

Bill Van Auken
22 Eylül 2015
İngilizce’den çeviri (18 Eylül 2015)

BBC tarafından yaptırılan ve piyasa araştırma firması ORB tarafından gerçekleştirilen son bir kamuoyu yoklaması, Suriye’nin 14 vilayetinin tamamından ankete katılanların yüzde 81’inin, Başkan Barack Obama hükümetinin göstermelik olarak savaşta olduğu Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) bizzat Washington’ın eseri olduğuna inandığını gösterdi.

Anket, ülke çapında 1.365 Suriyeli ile 10-12 Haziran tarihleri arasında yapıldı ve yüzde 3’lük bir hata payına sahipti. ORB International’ın genel müdürü Johnny Heald, anket, “rejimin, sözde İslam Devleti’nin [IŞİD], [El Kaide şubesi] El Nusra’nın, geniş muhalefetin ve YPG’nin [Kürt savaşçılar] kontrolü altında yaşayan insanları kapsıyor.” dedi.

Anketin bulguları arasında, ona katılanların kabaca yarısının Suriye’ye yönelik ABD önderliğindeki hava saldırılarına karşı olduğu ve -şaşırtıcı olmayan bir şekilde- sadece yüzde 21’inin, yaşamlarının şimdi Devlet Başkanı Beşar Esad yönetiminin tüm ülkeyi kontrol ettiği dönemden daha iyi olduğuna inandığı da yer alıyor.

Anket, ABD’deki ve genel olarak Batı’daki şirket medyası tarafından büyük ölçüde görmezden gelindi. Anket hakkında haber yapan az sayıda medya organı, onun, anket yapılan beş Suriyeliden birinin IŞİD’in olumlu bir etkide bulunduğunu söylediği, buna karşılık beşte dördünün İslamcı milislerin ABD emperyalizminin bir vekil gücü olduğuna inandığı bulgusundan hareket etti.

Sonuçlar, Suriye hükümetini aslında var olmayan “ılımlı muhalefet”i kötülemek amacıyla bir şekilde IŞİD ile işbirliği içinde faaliyet yürütüyormuş gibi gösteren Washington’daki resmi propagandaya böylesi taban tabana zıt olduğu için, bu hiç de şaşırtıcı değil.

Gerçekte, Başkan Barack Obama’nın sözleriyle, IŞİD’i “geriletmek ve nihayetinde yok etmek” için bir savaşa girildiği iddia edilirken, bir yıllık ABD askeri operasyonları bunların herhangi birini yapmaya başlamamıştır. Dahası, İslamcı milislerin başlıca güç ve destek kaynağının Washington ile onun en önemli bölgesel müttefikleri olduğu defalarca kanıtlanmış durumda.

IŞİD’in, ABD’nin bölgedeki canice saldırganlık savaşlarının ürünü olduğu tartışılmaz. ABD, yüz binlerce Iraklıyı öldüren ve böl-yönet stratejisi çerçevesinde Şiiler ile Sünnileri karşı karşıya getirmeye yönelik mezhepsel gerilimleri kasten kışkırtan 2003’teki tahrik edilmemiş istilasını gerçekleştirene kadar, ne Suriye’de ne de Irak’ta, IŞİD ya da ona benzer herhangi bir hareket vardı.

2011’de, ABD-NATO, Libya’daki rejim değişikliği savaşında, Muammer Kaddafi’yi devirip öldürürken ve ülkeyi bugüne kadar devam eden kaos durumuna sürüklerken, (şimdi IŞİD’e katılmış olan) El Kaide bağlantılı milisleri vekil kara birlikleri olarak kullandı.

Ardından, hem savaşçılar hem de silahlar, Libya’daki rejim değişikliği stratejisini Esad’ı alaşağı edip bölgedeki üçüncü laik yönetimi devirerek tekrarlamak amacıyla, CIA’in yol göstericiliği altında Libya’dan Suriye’ye akıtıldı. IŞİD, Suriye’ye gelir gelmez, Washington’ın başlıca bölgesel müttefikleri olan Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar’dan bolca destek aldı.

Beş Suriyeli’den dördünün paylaştığı, IŞİD’in “ABD malı” olduğu inancı, hiç kuşkusuz, ABD’nin silahlandırdığı Irak ordusunun geçtiğimiz yılın yazında çökmesinin ardından gerçekleşen büyük çaplı ABD cephaneliği akışı eliyle daha da güçlenmiştir. Irak yönetimi, İslamcıların, çok sayıda tankın, ağır silahın, büyük miktarda “küçük silah”ın ve cephanenin yanı sıra, yaklaşık 2.300 tane Humvee askeri aracını ele geçirmiş olduğunu kabul etmişti.

Musul’un ve diğer kentlerin istila edilmesi, kukla güvenlik güçlerinin eğitimine milyarlarca doların ve yıllarca çabanın harcanmış olduğu Irak’taki ABD politikası için bir bozgun olurken, Esad rejiminin başlıca silahlı karşıtlarından biri olan IŞİD’in kapsamlı silahlanması, Washington’da bütünüyle kötü karşılanmış olamazdı.

Bu arada, IŞİD’in, ABD’nin bir Frankenstein canavarı olduğuna ilişkin Suriye’de var olan yaygın kanı, kuşkusuz, bir yılı aşkın bombardımanın ardından, ne savaşçıların sayısını ne de onun Irak’ta ve Suriye’de egemen olduğu toprak miktarını azaltmada başarılı olmuş olan, İslamcı milislere karşı sözde mücadele eliyle daha da güçlenmiştir.

Tam bu sırada, ABD Merkez Komutanlığı’nın başındaki General Lloyd Austin, Çarşamba günü, ABD’nin Suriyeli IŞİD karşıtı savaşçıları eğitme programına ayrılmış 500 milyon doların 40 milyon dolarının harcandığını; Suriye’de, ABD’nin eğittiği kara savaşçılarının sayısının toplam “dört ya da beş” olduğunu; halen 100 kadar başka savaşçının eğitilmekte olduğunu itiraf etti.

Bu tür sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda, Suriyelilerin ezici çoğunluğu için, sözde “IŞİD’e karşı mücadele”nin, Washington’ın Suriye’deki esas hedefleri için sadece göz boyama olduğu sonucuna varmamak imkansızdır. Bu hedefler, Esad’ın (IŞİD, El Nusra Cephesi ve ABD’nin vekil kara birlikleri işlevi gören diğer İslamcı milislerle birlikte) devrilmesinden, ABD’nin enerji zengini Ortadoğu üzerindeki kontrolünü pekiştirmesinden ve Amerikan militarizminin küresel patlamasının bir sonraki hedefleri arasında yer alan, Şam’ın başlıca müttefikleri İran’ın ve Rusya’nın zayıflatılması ve yalıtılmasından oluşmaktadır.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır