DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
İşçiler Air France’taki kitlesel işten çıkarmalara karşı ayaklandı
Alex Lantier
9 Ekim 2015
İngilizceden çeviri (6 Ekim 2015)
Binlerce işçi, yönetim ile sendikaların şirkette 2.900 kişilik iş kesintisi yönünde bir yeniden yapılanma planını tartıştığı Paris’teki Charles de Gaulle havaalanı yakınındaki bir iş konseyi (CCE) toplantısını işgal ederken, grevciler, dün [5 Ekim], Air France’daki kitlesel işten çıkarmalara karşı ayaklandılar.
Öfke, Air France’ın 63.000 kişilik işgücünün yaklaşık dörtte birini oluşturan 15.000 işin yıllar içinde ortadan kaldırdığı dördüncü aralıksız kitlesel yeniden yapılanmada patlak verdi. İşçiler, CCE toplantısına hışımla girerlerken, “Bu yer bizim” ve (Air France-KLM’in CEO’su Alexandre de Juniac’ı kastederek) “De Juniac istifa” sloganları attılar.
CCE toplantısı çökerken, Air France’ın CEO’su Frédéric Gagey hemen olay yerinden kaçtı. Grevciler, “istifa, istifa” sloganlarının ortasında, Air France İnsan Kaynakları Müdürü Xavier Broseta’nın ve şirketin uzun mesafe seferlerinin başındaki Pierre Plissonnier’in etrafını çevirdiler ve gömleklerini yırttılar. (video)
Stalinist Genel İşçi Konfederasyonu (CGT) sendikasının genel sekreter yardımcısı Mehdi Kemoune de toplantıdaydı ve basına, Broseta’yı korumak için araya girmeye çalıştığını fakat işçilerin onu kenara ittiğini söyledi. Başka bir CGT yetkilisi, TF1 televizyonuna, Broseta “linç edilmenin eşiğine geldi” diye yakındı.
Gazeteler, gömleksiz Broseta ile Plissonnier’a yerleşkenin çevresindeki güvenlik telini tırmanmaları ve olay yerinden kaçmaları için yardım eden polisin fotoğraflarını yayımladılar.
Fransa’daki Sosyalist Parti (SP) hükümeti, Air France yönetimi ve sendikalar, tek ses halinde, grevcileri kınadılar. Onlar, Air France’in uzun mesafe seferlerinde yüzde 10’luk bir kesinti, yeni Boeing 787 siparişlerinin iptal edilmesiyle 1,4 milyar avroluk tasarruf ve 300 pilotun, 900 uçuş görevlisinin ve 1.700 havaalanı çalışanının işten çıkartılmasını gerektiren “B Planı” adlı plan üzerinden milyarlarca avroluk kesinti yaparak şirketi karlılığa döndürmek için her şeyi göze almış durumdalar.
Ulaştırma Bakanı Alain Vidalies grevcilerin eylemlerinin “cezalandırılması gerektiği”ni ilan ederken, Başbakan Manuel Valls, Japonya Başbakanı Shinzo Abe ile buluştuğu Japonya’dan, “mahçup” olduğunu söyledi ve Air France yönetimine “tam destek” güvencesi verdi.
Air France, yeniden yapılanma planlarını uygulamaya devam edeceğini ve “ağır saldırı” nedeniyle grevcilere karşı yasal yollara başvuracağını ilan eden açıklamalar yayınladı.
Bununla birlikte, grevcilere yönelik en sert kınamalar sendikalardan geldi. Fransa Demokratik İşçi Konfederasyonu (CFDT), grevcilerin “utanç verici şiddetini koşulsuz ve en sert şekilde mahkum ettiği”ni ilan eden bir açıklama yayınladı ve Air France yönetimi ile görüşmelere derhal kaldığı yerden devam etme çağrısında bulundu.
CFDT’nin önderi Laurent Berger, “zorlukları aşmak ve şiddet ile mücadele etmek için ayrıcalıklı diyalog, yani sendikacılık.” çağrısında bulundu.
Sinik bir şekilde, SP yanlısı CFDT’den daha “muhalif” bir sendika olarak bir ün kazanmaya çalışan Stalinist CGT de, protestoyu eleştirdi ve onunla arasına mesafe koydu. CGT ile Air France arasındaki yakın işbirliğini vurgulayan Genel Sekreter Yardımcısı Kemoune, AFP’ye, “Biz CCE toplantısının işgal edilmesi istemedik” diye konuştu. O, CGT’nin, şirket yönetimini işçiler arasındaki ruh hali konusunda “uyarmış” olduğunu ve onlara, CCE’yi grevcilere karşı korumak için acilen güvenlik güçlerini takviye etme çağrısı yapmış olduklarını söyledi.
Kemoune, Air France yönetimini, CGT’nin, grevcilere karşı polisi ve güvenlik güçlerini takviye etme ricalarına kulak asmadığı için suçladı. O, “Onlar her zamanki gibi dinlemediler ve şimdi sonuçlarına katlanmak zorundalar.” dedi.
Burjuva kamuoyuna böylesine korkakça el pençe divan durma ve sendikaların yönetim ile tam bütünleşmesi, işçilerin, mücadelenin önderliğini CGT’nin ve onun hemcinsi olan sendikaların elinden acilen alması gerekliliğine işaret etmektedir.
Onlar, Air France’daki dünkü [5 Ekim’deki] grev çağrısını, gerçekte, basınç azaltmak ve işçiler arasındaki muhalefetin kendi kontrolleri dışında patlamasını önlemek amacıyla yapmışlardı. Bununla birlikte, grevcilerin öfkesinin CCE toplantısında patlak vermesine yönelik düşmanca tepkileri, yalnızca, onların Air France’ın yeniden yapılanma gündemini tehdit edecek her greve düşman olacaklarını ortaya koyan son uyarıdır.
Air France işçileri arasındaki öfkenin patlaması, yıllarca süren manipülasyonun ve işçi mücadelelerinin rezilce satılmasının ürünüdür. Sendikalar, yönetimle ve Lufthansa ve British Airways gibi havayollarındaki mevkidaşlarıyla uyumlu olarak, sektördeki standart ücretleri ve çalışma koşullarını uluslararası ölçekte egemen olan düşük maliyetli, düşük ücretli havayollarıyla aynı hizaya getirme yoluyla Air France’ı ve onun kar hanesini kurtarmaya çalışıyor.
Grevciler, Air France’ın zayıf mali durumu ve devam eden zararları nedeniyle güçlü bir konumda bulunuyorlar. Geçtiğimiz yılki iki haftalık pilot grevi Air France’ı iflasın eşiğine getirmiş ve yönetimi neredeyse kurtarma planından vazgeçmeye ve PS hükümetinden acil mali destek başvurusunda bulunmaya zorlamıştı ki o anda sendikalar grevi aniden durdurdular. Sendikalar, grevin, firmaya “geri dönülmez” mali zarara neden olma riski oluşturduğunu itiraf ettiler.
Bununla birlikte, onlar, Air France’in mali zayıflığını onu teslim olmaya zorlayacak bir kaldıraç olarak kullanmak yerine, bu durumu, grevi sona erdirmek, ses getirici bir zaferi önlemek ve Air France’ı ve SP’yi, havayollarında ve Avrupa çapındaki diğer sektörlerde Avrupa Birliği’nin kemer sıkma gündemine karşı grevleri teşvik edecek küçük düşürücü bir kabullenmeden kurtarmak için bir bahane olarak kullandılar. Aralık ayında, grev tehlikesi bir kez daha bastırıldı, sendikalar Air France’da ağır ücret kesintilerini kabul ettiler ve temsil ettiklerini iddia ettikleri işçilere yönelik saldırıda bir sonraki aşamayı planladılar.
Bu tür sinik ihanetler, Air France, sendikalar ve SP hükümeti arasındaki görüşmelerin kendilerine yönelik gerici bir komplo olduğunu fark eden işçilerin öfkesini körükledi.
İleriye giden tek yol, işçi sınıfının mücadelede daha geniş bir seferberliğidir. İşçiler, Air France’a karşı, eninde sonunda, yalnızca, SP’ye, sendika bürokrasisine ve Avrupa kapitalist sınıfının kemer sıkma gündemine karşı siyasi bir mücadele olarak yürütülebilecek bir mücadeleyi koordine etmek için, bağımsız örgütlerini kurma göreviyle karşı karşıyadır.
SP, Air France ve sendika bürokrasisi arasındaki görüşmelerin sonucu hakkında yanılsamaları teşvik etmeye yönelik, dünkü protestoyu sendikal görüşmelerden “utanç verici” bir sapma olarak kınamalarla örneklenen girişimler, gerici bir sahtekarlıktır. İşçi sınıfına karşı siyasi bir suç oluşturan şey, egemen sınıfın, şişkin sendika görevlilerinin yaşam tarzını besleyen on milyonlarca avroluk yasadışı ödeneklerle işçilere karşı saldırılar için küçük-burjuva bürokratların desteğini satın aldığı Fransa çapındaki CCE toplantılarındaki faaliyetlerdir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|