Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Alman hükümeti Suriye’de askeri müdahaleye hazırlanıyor
Johannes Stern
30 Kasım 2015
İngilizceden çeviri (23 Kasım 2015)
Alman egemen seçkinleri, Paris’teki 13 Kasım terör saldırılarının ardından, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck tarafından iki yıl önce ilan edilen saldırgan bir dış politikaya dönüşü hızla uygulamak için harekete geçtiler.
Savunma Bakanı Ursula Von der Leyen (Hristiyan Demokratik Birlik, CDU), geçtiğimiz Salı günü Avrupa Birliği (AB) savunma bakanları toplantısında, Alman ordusunun, Batı Afrika’daki Mali’ye bir savaş görevi planladığını duyurmuştu. Alman egemen seçkinleri, şimdi de, etkin bir şekilde, Suriye’de bir askeri müdahale üzerine düşünüyorlar.
Der Spiegel’in son sayısında yer alan bir habere göre, “Federal Cumhuriyet’in tarihinde ilk kez, Ortadoğu’daki bir savaş bölgesine Alman ordusunun müdahalesi, artık göz ardı edilemez.” Dergi, başbakanlığın, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bir karar benimsemesi halinde Almanya’nın katılmak zorunda olacağını” varsaydığını söyledi. Savunma bakanlığında da, bir askeri müdahaleyi “göz ardı etme” niyeti yoktu. Onlar, “neyin mantıklı olacağını” gözden geçiriyorlardı.
Haber dergisinin, “büyük ihtimalle, karada [ve] havadan [planlanmış] hiçbir savaş görevi söz konusu değil” diye iddia etmesine rağmen, önde gelen gazetelerdeki yorumların yanı sıra, üst düzey güvenlik politikacıları ve askeri şahıslardan gelen açıklamalar, halkın arkasından nelerin tartışılmakta ve hazırlanmakta olduğunu açık olarak gösteriyor.
CDU savunma uzmanı ve yedek askerler birliği başkanı Roderich Kiesewetter, Suriye’deki IŞİD hedeflerini tespit etmek üzere Alman hava kuvvetlerinin görevlendirilmesi çağrısında bulundu. Kiesewetter, Bild gazetesine, “Almanya, Tornado keşif uçakları sağlayarak, uluslararası birliklere önemli derecede yardımcı olabilir.” diye konuştu ve ekledi: “Biz hedef bilgisi sağlarız, onlar bombaları atarlar.”
Hava kuvvetleri komutanı Karl Müllner, Süddeutsche Zeitung’la bir röportajında, Alman ordusunun İslam Devleti’yle (IŞİD) boy ölçüşmek üzere bir görev kapasitesine sahip olduğunun altını çizdi. Gazete, onun, “Eğer bizden istenirse, bazı imkanları sunabiliriz” dediğini aktardı. “Bu, diğer şeyler için, örneğin hava taşımacılığı desteği ile başlayacaktır. O, Tornadoların keşif kabiliyetleriyle ilerleyebilir ve karadaki hedeflere savaş açma kapasitelerini içerir.”
Generaller, açık bir şekilde, II. Dünya Savaşı’ndan beri ilk kez ülkeleri bombalamak üzere Alman hava kuvvetlerinin tasmasının çıkarılması için sabırsızlanıyorlar.
[Hava kuvvetleri komutanı Karl Müllner ile yapılan röportaja göre,] “Hemen hemen her açıdan modernleştirilmiş Tornado, şu anda, hava kuvvetlerinin hava saldırıları için gönderilebilecek uçağı”dır. “Yeterli sayıda hassas güdümlü mühimmat ve uygun eğitime sahip personel” vardı. Eurofighter [savaş uçağı] da, “karadaki hedeflere saldırı düzenlemek için, muhtemelen önümüzdeki yılın ortasına kadar hazır olacak”. “Nihai eksik adım, bir yazılım değişikliği onayı”ydı. Bu, “şu anda biçimleniyor”. Mülner, bundan sonra “silahlandırma geliyor” dedi, fakat bu, “parlamento tarafından zaten onaylanmıştı.”
Paris saldırılarından beri, günlük olarak, savaş ve devletin güçlendirilmesi için çığırtkanlık yapan Alman medyasındaki yorumlar, şimdi, Nazilerin militarist propagandasını geri çağıran saldırganlıkları ve dil seçimiyle boy gösteriyorlar. Rainer Hermann, Perşembe günkü Frankfurter Allgemeine Zeitung’da, “İD’in [IŞİD] askeri olarak yok edilmesi” çağrısı yaptı. “Özellikle de, bunun dışında hiçbir alternatif söz konusu edilemez; çünkü bu konvansiyonel askeri silahlarla, hava saldırılarıyla ve kara birlikleriyle başarılabilir.”
Sözde Ortadoğu uzmanı, batılı güçlerin Suriye ve Irak’ta topyekün bir hava ve kara saldırısının korkunç sonuçları üzerine düşünmeye bile zahmet etmemektedir. Böylesi bir savaş, kaçınılmaz şekilde, bölgede yaşayan yüz binlerce insanın ölümü anlamına gelecek ve Suriye iç savaşında Esad rejimini destekleyen İran ve Rusya ile bir askeri çatışmaya genişletilebilecektir.
Hermann, sadece, batının, onun talep ettiği imha savaşını başlatmak için (henüz) hazır olmamasından yakındı. Karadaki vekil güçlerin ve “havadan gelen batılı askeri teknolojiyle İD’le [IŞİD] savaş”ın yeterli olmamasına rağmen, “kendi kuvvetlerini hazır hale getirmek üzere … hazırlanmış hiçbir batılı ülke” bulunmuyordu.
Berlin merkezli Tagespiegel’deki bir yorum, daha da ileri gitti. Frank Jansen, “Teröre karşı tüm güçle” başlıklı bir yazıda, bütün ciddiyetiyle, IŞİD’e karşı topyekün bir savaş ve Ortadoğu’nun kalıcı bir askeri işgali önerisi getirdi.
Jansen, “batının, olası sert önlemler hakkında konuşması kaçınılmaz: büyük ölçüde Suriye ve Irak’taki hava saldırılarıyla sınırlandırılmış olan, Amerikalıların, Fransızların, Britanyalıların ve diğer müttefiklerin askeri angajmanının, kara birliklerinin konuşlandırılması da dahil olmak üzere genişletilmesi.” Ayrıca, batı, “en kötü düşmanlarından birine karşı piyadeler, tanklar ve ağır silahlar ile ‘eksiksiz’ bir savaş açmak” zorundaydı. Yine de, bu savaş, “yerli, yarım yamalak dayanıklılıkta bir siyasi altyapının kurulmasına bağlı olarak batılı askeri bir varlık himayesinin geri çekilebilecek olmasına kadar, yirmi yıl veya daha fazla; bütün bir neslin süresini alabilir.”
Alman medyasının askeri müdahale çağrıları bir uyarı olarak alınmalıdır. Almanya’nın, saldırgan bir büyük güç dış politikasına dönüşü, yalnızca felakete yol açabilir. 82 yıl önce Hitler’i iktidara getirmiş ve ardından II. Dünya Savaş’ını başlatmış ve milyonları katletmiş olan Almanya’nın egemen sınıfı, küresel ekonomik ve jeo-stratejik çıkarlarını savunmak için yeni suçlara hazırlanıyor.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|