Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Yunanistan’dan bir mektup
4 Mart 2015
İngilizceden çeviri (24 Şubat 2015)
Aşağıdaki mektup, Dünya Sosyalist Web Sitesi’ne Yunanistan’daki bir okurdan, “Syriza’nın teslimiyeti ve işçi sınıfı için dersler” başlıklı perspektif yazısına yanıt olarak gönderildi.
***
Makalede ifade edilen görüşlere bütünüyle katılıyorum. Syriza, siyasi takla atmada (ya da bizim Yunanca söylediğimiz gibi, siyasi “kolotoumbes”de) dünya rekoru kırdı. Tsipras’ın hükümeti kemer sıkma programını iptal etmemiş; bunun yerine, sadece Yunanistan’ın mali yükümlülüklerini yerine getirmeyi kabul etmiştir. Troyka, “kuruluşlar” olarak yeniden adlandırılsa da, hala burada; memorandum, şimdi “Anlaşma” olarak anılıyor, kredi verenler de “Ortaklar” olarak yeniden vaftiz edildiler. Syriza “devrimi”nin özü budur.
Atina’daki gerçek radikaller arasındaki ruh hali, Tsipras’ın, tıpkı Wall Street Journal’in öngördüğü gibi, daha birçok meselede teslim olacağı yönünde. Bizler, aynı zamanda, Yunanistan’ın yeni Maliye Bakanı “eklektik Marksist” Yannis Varoufakis’in özelleştirmelere karşı olmadığını da çok iyi biliyoruz. Eğer öyle olsaydı, Çin’in 18. donanması, Çinli deniz taşımacılığı devi China Ocean Shipping Group’un (COSCO) “Avrupa’ya açılan kapısı”ndaki (Pire limanı) devam eden varlığını ve Akdeniz’in lojistik merkezinin özelleştirmesini kutlamıyorsa, birkaç gün önce Pire limanında ne yapıyordu?
Buradaki birçok insan, Syriza hükümetinin, eğer daha erken olmazsa, altı ay içinde düşeceğini öngörüyor. Bunlar, ideolojik olarak, Ernest Mandel ile 1960’ların sınıf mücadelesinin asıl konularının yerine ırk, etnik köken, cins ve cinsel yönelime odaklanmış diğer koltuk “devrimcileri” tarafından üretilmiş sahte solcuların hak ettiği şeylerdir.
Yakında, bu, kendisini adlandırdığı şekliyle “radikal sol” hükümetin işçi sınıfını bastırmak için burjuva devletin tüm gücünü kullandığını göreceğiz. Gerçek şu ki, Syriza, görevini çok daha kolay hale getirecek bir sendikacı kanada sahip değildir.
Onun 25 Ocak’taki zaferini takip eden birkaç hafta içinde, Syntagma Meydanı ve ülkenin diğer kentlerinde bulunan başlıca meydanlar onun destekçileri ve sempatizanları ile dolmuştu. Ancak, geçenlerde, Tsipras troyka ile “görüşmeler”inde tüm noktalarda teslim olduğunda, oldukça az sayıda insan boy gösterdi. İnsanları her zaman kandıramazsınız.
Çoğu insan Yunanlılar açısından aşağılayıcı bir yenilgiden söz ediyor ve Syriza’nın tam da kendi siyasi intiharını imzalamış olduğu gerçeğini gösteriyor. Onlar, Syriza’nın seçim öncesi Memorandum karşıtı söylemden ve sosyal demokrat sloganlardan ayrışmasının, muhtemelen, Yunanistan toplumundaki radikalleşmiş kesimlerin kendilerini temsil edecek başka siyasi araçlar aramasına yol açacağını ileri sürüyorlar.
Syriza’nın hızla takla atmasını açıklamaya çalışan çoğu solcu, bu partinin doğasına, Yunanistan’ın kendisini yeni bir soğuk savaşın merkezinde bulduğu gerçeğine ve Syriza’nın pozisyonlarından vazgeçmesi için ABD’den muazzam bir baskıya maruz kaldığına işaret ediyor. Diğerleri, Syriza’nın troyka ile görüşmeler sırasında blöf yaptığını ama Tsipras’ın ülkeyi hiçbir zaman AB-Avro Bölgesi dışına çıkarmaya hazırlanmadığını söylüyorlar.
Yunanistan’ın genç başbakanı, ülke nüfusunun büyük çoğunluğunu yanına almış olması durumunda ileri gidebileceğini ve bu kapitalist kulüplerden çıkabileceğini hiçbir zaman kavramadı. Tsipras’ın tefecilere, onları kovduğunu söylemesi, askeri giysileri giymesi ve savaşa hazırlanması gerekiyordu. Ama artık, en azından Syriza için çok geç. Tsipras, “işbirlikçiler”i ve Yunanistan halkının kanını emen büyük kapitalistleri cezalandırmak istediğini söylemişti. Eğer o AB’den-Avro Bölgesi’nden ayrılsaydı bunu yapabilirdi. Oysa şimdi, onların taleplerini kabul etmişken ne yapabilir?
Syriza’nın solundaki birçok kişi şimdi yeni sloganlara sahip: “Başlar yukarı! Herkes sokağa! Bizler, yeni memorandum hükümetine ve AB ile patronlara teslimiyete karşı olmaya devam ediyoruz! AB, halkın haklarının ve ihtiyaçlarının mezbahasıdır. O değiştirilemez ya da reforme edilemez. O paramparça edilmelidir!”
Belki de en anlamlı yorum, Brüksel’deki bir Syriza temsilcisi, ihtiyar Manolis Glezos’tan geldi. Glezos, (daha sonra ölen) Apostolos Santas ile birlikte, 30 Mayıs 1941’de Akropolis’e tırmanıp, 27 Nisan 1941’de Naziler Atina’ya girdiği zaman Wehrmacht’ın diktiği gamalı haçı söktüğü için, Yunan direnişinin bir sembolüdür. Glezos, kısa ve özlü bir video röportajında, sözler değişebilir ama Yunanistan halkının 25 Ocak 2015’teki kararını değiştiremezsiniz, dedi. Halk, Syriza’nın söz vermiş olduğu şeye; Alman ve Yunan oligarşisinin amacı olan kemer sıkma önlemlerine son verilmesi için oy kullandı. Onlar Syriza’nın “Bizler, seçimlerden sonraki gün, kemer sıkma yasalarından, Troyka’dan ve onun sonuçlarından kurtulacağız.” sözü için oy verdiler. Glezos, dokunaklı bir şekilde, “bir ay geçti ve bunların hiçbiri gerçeğe dönüşmedi. Syriza’nın verdiği sözleri tutacağı yanılsamasına katkıda bulunmuş olduğum için, şahsen, Yunanistan halkından beni affetmesini istiyorum.” dedi. Bu yaşlı adam, ardından, Syriza içindeki tüm güçleri “olağanüstü toplantılar yapmaya ve bu şartları kabul edip etmeyeceklerine karar vermeye” çağırdı.
Glezos’un vicdan muhasebesine yanıt çetin oldu. Bazıları onu samimiyeti için kutlarken, çoğu kişi,ona, söyledikleri doğrultusunda davranması ve acilen Syriza’dan ayrılması çağrısı yapıyor.
Evel Economakis
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|