World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

ABD hava saldırıları 10. ayında olmasına rağmen IŞİD Irak ve Suriye’de ilerliyor

Bill Van Auken
8 Haziran 2015
İngilizce’den çeviri (2 Haziran 2015)

Irak ve Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı ABD önderliğinde gerçekleşen hava saldırıları 10. ayında olmasına rağmen, Suriye’de hükümet güçlerine, rakip İslamcı “asiler”e ve Irak’ta orduya ciddi kayıplar verdiren İslamcı milisler, her iki ülkede de toprak kazanmaya devam ediyorlar.

IŞİD, Pazartesi günkü son saldırısında, Irak’ın Felluce kentinin hemen kuzeyindeki bir ordu üssüne karşı, en az 45 güvenlik görevlisinin öldüğü ve çok daha fazlasının yaralandığı etkili bir intihar saldırısına girişti.

Saldırı, patlayıcılarla dolu zırhlı bir Humvee savaş aracı kullanılarak gerçekleştirildi. Birkaç saat boyunca devam eden patlamaları başlatan saldırı, üste bulunan bir depodaki cephaneliği infilak ettirdi.

ABD yapımı Humveelerin bu tür bombalı saldırılarda giderek daha fazla kullanılması, Irak yönetiminin ve onun ABD tarafından silahlandırılıp eğitilmiş güvenlik güçlerinin geçtiğimiz yılın Haziran ayında Musul’un IŞİD’in eline geçmesiyle uğradığı bozgunun yan ürünüdür. Irak ordu ve polis birlikleri, İslamcı milislerin eline geçen büyük miktarda ABD silahını ve cephaneliği terk ederek kentten kaçmıştı.

Bu bozgunun çapı, Pazar günü, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’nin “Yalnızca Musul’da 2.300 Humvee kaybettik.” itirafıyla vurgulandı.

Guardian gazetesi, bu kaybın çapının bir göstergesi olarak, geçtiğimiz yıl Irak’a, tahminen 579 milyon dolar maliyetinde 1.000 adet zırhlı Humvee satışının onaylanmış olduğunu bildirdi.

IŞİD, en az 33 askeri ve Bağdat yanlısı milis savaşçısını öldürdüğü Pazartesi günkü başka bir saldırıda, Anbar vilayetindeki Seddiqiya’da bir Irak ordu kolunu pusuya düşürdü.

Devam eden saldırılar, bir yıl önce Irak kuvvetlerinin Musul’da uğradığı hezimetten beri ABD destekli hükümetin en aşağılayıcı yenilgisi olan, Anbar vilayetinin başkenti Ramadi’nin geçtiğimiz ayki düşüşünün ardından gerçekleşiyor.

Ramadi’nin düşmesi üzerine ABD’li yetkililerin Iraklıların savaşma “iradesi”nden yoksun olduğu suçlaması ve Irak tarafından gelen, ABD’nin IŞİD ile savaşmak için çok az şey yaptığı yönündeki suçlamalar ile yaşanan sert karşılıklı atışmalar bizzat Irak yönetimine yayıldı.

Irak parlamentosunun sözcüsü ve Bağdat yönetimi içinde en önde gelen Sünni politikacı Salim al-Jabouri, CNN’e, Irak askerlerinin, Ramadi’yi, “açık bir ayrılma emri verilmesi kararı” sonucunda IŞİD’e terk ettiğini “ve kentin bunun ardından düştüğünü” söyledi.

Al-Jabouri, geçtiğimiz yıl Washington’ın desteğiyle atanan Başbakan İbadi’nin, kentten geri çekilme emrinden haberdar olmadığını söyledi. O, Ramadi’deki güvenlik güçlerinin, Altın Tümen adlı ABD’nin eğittiği bir Özel Kuvvetler biriminin aniden kaçmasından sonra çöktüğünü ekledi.

Al-Jabouri, CNN’e, “Burada, bu askeri kararlarda rol oynayan başka ellerin olduğunu hissediyoruz.” dedi.

İbadi ile Bağdat’taki “Yeşil Bölge”de aşırı derecede tahkim edilmiş başbakanlık sarayından taşınmayı reddeden ve halefinin altını oymaya çalışmakla suçlanan, ABD’nin atadığı eski başbakan Nuri el-Maliki arasındaki gerilimler devam ediyor. Maliki, en büyük parlamento grubunun yanı sıra İbadi’nin Dava Partisi’nin de önderi olmaya sürdürüyor. O, görünüşte, Şii milislerin yanı sıra güvenlik güçlerinin en üst kademelerinin desteğine sahip olmaya devam ediyor.

İbadi, Ramadi’nin düşmesinin ardından, Şii milislerin kentin geri alınmasına yönelik bir karşı saldırıda başrolü almasına izin vermek zorunda kaldı. Çoğu durumda İran ile aynı eksende olan milislerin katılmasına daha önce resmen karşı çıkan Washington, hükümet kuvvetlerinin hezimeti karşısında, onların rolünü kabul etmeye zorlandı.

IŞİD, komşu Suriye’de de, hem Suriye hükümetine hem de rakip İslamcı milislere karşı bölgesel ilerlemeler kaydetti. Fransız Suriye uzmanı ve coğrafyacı Fabrice Balanche, İslamcı milislerin, Irak ile Suriye arasında, İtalya’nın büyüklüğüne yakın 297.850 kilometrekarelik bir alanı kontrol ettiğini tahmin ederken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin bir değerlendirmesine göre, IŞİD, şu anda, Suriye topraklarının yarısını kontrol ediyor. IŞİD ayrıca, iki ülke arasındaki tüm sınırı kendi kontrolü altına almış durumda.

IŞİD’in son kaydettiği ilerlemeler, kuzeyde, Halep vilayetinde gerçekleşti. IŞİD, 31 Mayıs’ta, güçlerini Türkiye sınırının sadece 10 kilometre yakınına taşıyarak, Suran köyünü ele geçirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, Pazartesi günü, Suriye’de rejim değişikliği girişiminde Batı ve Sünni Körfez petrol monarşileri tarafından desteklenen güçlerin başlıca silah kaynağı olan Türkiye’den gelen başlıca tedarik yolunu kontrol eden Marea kasabasında ilerleyen IŞİD güçleri, rakip “asiler”e kayıplar verdirdi. Bu ilerlemeler, IŞİD’in, 21 Mayıs’ta, Suriye’nin güneyindeki Humus vilayetinde bulunan Palmira antik kentini istila etmesinin ardında gerçekleşiyor.

Washington’ın, IŞİD’in Suriye’de ilerlemesini engellemek ya da gerici monarşik Arap müttefiklerini İslamcı milisleri silahlandırmaya ve finanse etmeye devam etmekten vazgeçirmek için belirgin hiçbir girişimi bulunmuyor. IŞİD, El Kaide’ye bağlı El Nusra Cephesi ile birlikte, Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetini devirmek için ABD destekli savaşta, başlıca savaşçı güçler olmaya devam ediyor.

Hem Suriye hem de Irak halklarının, 2003’te Irak’ın işgal edilmesinden, on yıl sonra Suriye’de İslamcıların desteklenmesine kadar Ortadoğu’daki ABD politikalarının doğrudan sonucu olan kanlı savaş için ödediği bedel büyümeye devam ediyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, en az 6.657 kişinin öldürüldüğü Mayıs ayı, Suriye çatışmasının başlamasından bu yana yaşanan en kanlı aydı. En fazla kaybı, 2.450 kişiyle, Suriye hükümet birlikleri ve Esad hükümetini destekleyen diğer savaşçılar verdi. Bunu, bildirildiğine göre 2.109 kayıpla İslamcı milis savaşçıları takip ediyor. Geçtiğimiz ayki çatışmalarda 1.285 sivil yaşamını yitirdi.

Bu arada, Irak’ta, BM Irak İçin Yardım Misyonu, geçtiğimiz ayki şiddetten 1.031 Iraklının öldüğünü, 1.684 kişinin de yaralandığını tespit etti.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır