DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Obama Pentagon’da: IŞİD savaşına son vermek yok
Thomas Gaist
9 Temmuz 2015
İngilizceden çeviri (7 Temmuz 2015)
Başkan Barack Obama, Pazartesi günü Pentagon’da yaptığı açıklamada, ABD yönetiminin, hem sınır ötesindeki hem de ABD’deki “terörle mücadele” operasyonlarını arttırırken, Irak ve Suriye’deki askeri müdahalesine süresiz olarak devam edeceğini ortaya koydu.
Üst düzey subaylar ile kapalı kapılar ardında yapılan toplantıların ardından bir subaylar ve komutanlar grubu eşliğinde konuşan Obama, Irak’ta, Suriye’de ve başka yerlerde sonsuz bir savaş perspektifinin ana hatlarını çizdi.
Amerikan halkına başlangıçta geçici ve sınırlı bir eylem olarak sunulan “içsel kararlılık” operasyonu, başlamasından yaklaşık bir yıl sonra, Irak’ın ve Suriye’nin büyük bölümüne yayılan açık uçlu bir savaşa dönüşmüş durumda.
Şimdiden ABD ve müttefik savaş uçaklarının 5.000 dolayında hava saldırısını ve binlerce ABD askerinin Irak’a geri dönmesini kapsayan Irak-Suriye’deki savaş, Obama’nın “ şiddet içeren aşırılığa” karşı “herhangi bir zaman planlaması ve coğrafi alan sınırlaması olmaksızın verilen çok aşamalı mücadele” dediği şeyin bir parçasıdır.
Obama, “Bu çabuk olmayacak. Bu, uzun vadeli bir mücadele” dedi.
Obama’nın açıklamaları, tüm savaşın, ABD ve müttefik savaş uçaklarının tüm Irak-Suriye savaş alanındaki hedeflere hafta sonu boyunca 40 dolayında saldırı gerçekleştirdiği en yoğun bombalamalardan birinin hemen ardından gerçekleşti. Bu bombalamalar, Suriye’de, IŞİD’in başkent ilan ettiği Rakka’nın yanı sıra Kobani ve Haseki’ye; Irak’ta ise Habbaniya, Musul, Mahmur, Sincan ve Tal Afar’a yönelik ağır saldırıları kapsıyor.
Bu açıklamalar, aynı zamanda, Washington’ın bölgeye birlik ve askeri varlık sevkiyatını arttırdığına ilişkin son belirtilerin ortasında yapıldı. Obama, yalnızca birkaç hafta önce, Pentagon’un, Anbar vilayetinde yeni bir ABD üssü ve eğitim kampı kurma planlarının bir parçası olarak, Irak’a ek 450 kara askeri göndereceğini açıklamıştı.
Bir gün sonra, Genelkurmay Başkanlığı sözcüsü General Martin Dempsey, gazetecilere, Pentagon’un Irak’a, muhtemelen binlerce askeri daha içeren ek sevkiyatlar yapmaya ve tüm ülkede yeni ABD üsleri ağının kurulmasına hazırlandığını söyledi.
Geçtiğimiz hafta, Financial Times, Washington’ın müttefiki Ürdün’ün, Güney Suriye’de, “IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun cephe gerisinden askeri destek ve bilgi sağlaması beklenen önemli üyeleri” tarafından desteklenen bir tampon bölge oluşturmaya hazırlandığını bildirdi.
Dempsey ve Savunma bakanı Ashton Carter, kısa süre önce ABD Kongresi’ndeki ifadelerinde, Irak’ı mezhep temelinde bölme olasılığını ortaya atmış; Demokrat Parti çizgisindeki Brookings Institution, geçtiğimiz ay, “Suriye’nin parçalanması”na yönelik bir politika talep eden bir rapor yayımlamıştı. Bu öneriler, şimdi Irak’ta ve Suriye’de süren savaşların ardında, bu petrol zengini bölgenin ABD emperyalizmi tarafından yeni-sömürgeci yeni bir paylaşımını gerçekleştirme dürtüsünün yattığını ortaya koymaktadır.
Obama, Pazartesi günü, ABD’nin Irak’taki aşiret savaşçılarına, peşmergelere ve diğer Kürt militanlara ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad karşıtı “ılımlı” muhalefete “silah sevkiyatını hızlandırmaya” yöneldiğini söyledi.
Obama, Amerikan halkını bilgilendirmeden ve yaygın muhalefeti hiçe sayarak başlatmış olduğu ve sürdürdüğü savaşa yasal bir gerekçe bulmaya çalışmak yerine, yönetiminin savaş politikasını, ABD önderliğindeki koalisyonun ulaştığı büyük ölü sayısını överek savundu.
Obama, “Sağlanmış olan ilerlemeyi kabul etmek önemli. Biz binlerce savaşçıyı ortadan kaldırdık” dedi ki bu, Amerikan başkanının “öldürme”den ya da “ortadan kaldırma”dan söz etmesinin sıradan bir hal aldığı gerçeğinin altını çiziyor.
ABD’nin Esad karşıtı muhalefete yardımcı olmak için daha fazlasını yapacağını açıklayan ve Suriye’deki iç savaşa son vermenin tek yolunun Esad’sız “bir kapsayıcı hükümete geçiş” olduğunu ekleyen Obama, ABD’nin bu ülkedeki rejim değişikliği hedefini yineledi.
IŞİD’e karşı savaşı kısa süre önce Rusya Devlet Başkanı Putin ile tartıştığını belirten Obama, Putin’in Washington’ın Esad’ı alaşağı etme planlarından etkilendiğini ima etti.
O, ABD’nin terörizm ile mücadelesini “Afganistan’dan Nijerya’ya kadar” [olan bölgede] tırmandıracağını söyledi. Bu, Washington’ın Yemen, Somali, Afganistan, Pakistan ve başka ülkelerdeki insansız hava aracı saldırılarına, bombalamalara, komando operasyonlarına ve diğer yasadışı eylemlere devam edeceğinin işaretiydi.
Obama, konuşmasının neredeyse yarısını, ABD içindeki terör tehditlerine karşı mücadele dediği şeye ayırdı. O, kaygı verici bir şekilde, yönetiminin, ABD’deki “Müslüman topluluklar ile işbirliği içinde” olduğunu söyledi ve “bu toplulukların gücünün artmasını bekliyoruz” diye ekledi. Bu, Amerikan halkının hükümet tarafından gözetlenmesinin ve “anayurdu koruma” bahanesi altında uygulanan diğer baskıcı önlemlerin sürmesini haklı çıkarmaya yönelik pek de örtülü olmayan bir gerekçeydi.
Onun açıklamalarını, medyanın 4 Temmuz Bağımsızlık Günü tatiline kadar günlerce süren korku tellallığı izledi. Haber programları, hükümetin herhangi bir “inandırıcı, belirli bir tehdit” tespit etmediğini kabul etmelerine rağmen, günlerce, uyarılarını temellendiren hiçbir kanıt olmaksızın, artan terör tehditlerine ilişkin ürkütücü haberler yaptılar.
Obama’nın içeride “terörle mücadele”ye yaptığı vurgu, hükümetin, içeride baskıyı ve dışarıda askeri saldırganlığı gerekçelendirmek için halk içinde korku ve kaygı tohumları ekme yönünde aralıksız kampanyasının tüm şiddetiyle devam edeceğini ortaya koydu.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|