DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Syriza, sağcı Bağımsız Yunanlılar ile koalisyon kuruyor
Robert Stevens
30 Ocak 2015
İngilizceden çeviri (27 Ocak 2015)
Syriza’nın (Radikal Sol Koalisyon) solcu iddialarının Pazar günkü genel seçimlerin ardından teşhir olması yalnızca birkaç saat sürdü.
Syriza, oyların yüzde 36,3’ünü (2.246.064 oy) aldı ama onun elde ettiği 149 sandalye, 300 kişilik parlamentoda mutlak çoğunluğu elde etmesi için gereken 151’in altında kaldı.
Syriza’nın önderi Alexis Tsipras, Pazartesi günü, sağcı, göçmen karşıtı Bağımsız Yunanlılar’ın (ANEL) önderi Panos Kammenos ile yalnızca bir saat süren bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından, Kammenos, yeni hükümetin bir Syriza-Bağımsız Yunanlılar koalisyonu olacağını açıkladı.
Koalisyona daha geniş destek arayan Tsipras, Pazartesi akşamı, Potami’nin önderi Stavros Theodorakis ile görüştü. Syriza önderliğindeki bir hükümette yer almayı daha önce reddetmiş olan Theodorakis, Pazartesi günü, bir “yurtsever eylem planı” ihtiyacını vurguladı.
ANEL ile ittifak, Syriza’nın, Yunan kapitalist sınıfının ve uluslararası sermayenin bir kesiminin çıkarlarını ifade eden ve küçük-burjuvazinin ayrıcalıklı kesimlerine dayanan bir burjuva partisi karakterini vurgulamaktadır.
Syriza-ANEL hükümeti, Tsipras’ın geçen haftaki son seçim toplantısında söz verdiği “yeni yurtsever ittifak”ın gerçekleşmesidir. O, aynı yerini aldığı gözden düşmüş muhafazakar Yeni Demokrasi (ND) önderliğindeki hükümet gibi, kapitalizmin ve onun Avrupa Birliği ile NATO dahil uluslararası kurumlarının savunusuna adanmıştır. ANEL, Şubat 2012’de ND’de yaşanan sağcı bir bölünmeden çıkmıştı. O, seçimlerde yüzde 4,68 oranında oy aldı ve parlamentoda 13 sandalye elde etti.
Seçimlerden birkaç gün önce Syriza’nın programını yorumlayan Financial Times, bu partinin hükümet olduğunda, başlangıçta, önceki hükümet tarafından işten çıkartılmış 595 temizlik işçisinin geri alınması gibi “maliyetsiz ya da görece ucuz göstermelik politikalar” izleyeceğini belirtmişti. Bununla birlikte, Syriza hükümetinin görevi, tür göstermelik jestlerin arkasından, işçi sınıfına yönelik çok daha büyük bir saldırıya siyasi ve toplumsal zemin hazırlamak olacaktır.
Syriza’nın ANEL ile koalisyonu çok önceden hazırlanmıştı. Syriza, Mart 2013’te, Avrupa Birliği’nin (AB) yardımıyla Kıbrıslı bankaları kurtarma çabası temelinde, ANEL ile bir “cephe” kurmuştu.
Pazartesi günkü görüşmenin ardından, Protothema gazetesi, “Syriza ile ANEL Yunanistan Cumhurbaşkanlığı ve ANEL’in ulusal konulara ilişkin kırmızı çizgilerine solcu koalisyon ortağı tarafından saygı gösterilmesi üzerinde anlaşmış” olduklarını bildirdi.
ANEL’in “kırmızı çizgiler”i bütünüyle gericidir. O, Fransa’daki Ulusal Cephe ve benzeri aşırı sağcı oluşumlar gibi, AB’nin dayattığı kemer sıkma önlemlerinden, Yunan kapitalizminin altını oyduğu için şikayet etmektedir. Onun milliyetçi ve ırkçı politikaları, belgesiz göçmenlere “ulusal güvenlik” bahanesi altında eziyet edilmesine ve onların sınırdışı edilmelerine yönelik talepler içeriyor.
Syriza’nın zaferi, medya ve onun çeşitli sahte solcu savunucuları tarafından iddia edildiği gibi, halkın desteği anlamına gelmiyor. Yüzde 63 katılımın gerçekleştiği seçimlerde (9,9 milyon seçmenden 6,3 milyonu oy kullandı), seçmenlerin yüzde 40’a yakını oy kullanmadı.
Medya’nın seçimlere kapsamlı biçimde yer verdiği ve onu Yunanistan’ın modern tarihteki en önemli seçimi olarak sunduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu son derece düşük bir katılımdır. Bu, Syriza’nın ilk seçim atılımını yaptığı Mayıs 2012’deki seçimlerdekinden (yüzde 65,1) daha düşük.
Tsipras’ın partisi, 1967-1974 dönemindeki askeri cuntanın yıkılmasından bu yana ülkeyi yönetmiş olan Yeni Demokrasi ile sosyal demokrat PASOK’a yönelik yaygın öfkeden, hak etmedik şekilde karlı çıkmıştır.
Yüzde üçlük seçim barajını zar zor aşıp oyların yüzde 4,7’sini alarak parlamentoda 13 sandalye elde eden PASOK, fiilen haritadan silindi. Syriza’ya olan desteğin çoğu, daha önce PASOK’a oy vermiş kesimlerden geldi.
Oyların yüzde 27,8’ini elde eden ND, 76 sandalye ile ikinci oldu. O, parlamentodaki muhalefeti oluşturacak. Faşist Altın Şafak, oyların yüzde 6,3’ünü aldı ve 17 sandalye ile üçüncü parti oldu. Oyların yüzde 6,1’iyle 17 sandalye elde eden, yeni kurulmuş olan halkçı To Potami (Irmak) partisi dördüncü oldu. Stalinist Yunanistan Komünist Partisi, yüzde 5,5 oyla, parlamentoda 15 sandalye kazandı.
Syriza’nın programı, egemen seçkinlerin, Başbakan Angela Merkel yönetimindeki Almanya tarafından savunulan ve yalnızca kemer sıkma politikaları üzerine kurulu olan ekonomi politikalarını doğru bulmayan kesimleri ile sıkı işbirliği içinde geliştirilmiştir. Syriza, seçimlerde ileri sürdüğü Selanik Programı’nda, ND hükümetinin yalnızca “Alman hükümeti ile” ittifak kurma perspektifine karşı, “görüşmeye hazır” olduğunu belirtiyor ve “Avrupa’da olabilecek en geniş ittifaklar kurma yönünde çalışıyoruz” vurgusunu yapıyordu.
Alman hükümet yetkilileri, “troyka” (Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası) tarafından Yunanistan’a dayatılmış olan geri ödeme programının koşullarında herhangi bir yumuşamayı kabul etmiyorlar. Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert, seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından, “Yunanistan’ın, koşulların seçim gününün ardından devre dışı olmadığını kabul ettiğine inanıyoruz.” Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, “Kurallar ve anlaşmalar var. Bunları anlayanlar, rakamları ve durumu biliyordur.”
Wall Street Journal, Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) bir yetkilinin şu sözlerini aktardı: “Bay Tsipras ödeme yapmak zorunda. Bunlar oyunun kuralları. Avrupa’da tek yanlı tavırlara yer yok. Bu, borçların yeni bir ödeme planına bağlanmasını dışlamaz.”
Bu yorumlar, bir Fransız radyo kanalına, “Eğer o [Tsipras] ödeme yapmazsa, bu borç ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemek ve Avrupa’nın kurallarını çiğnemek olur” diyen ECB’nin Yönetim Kurulu üyesi Benoît Coeuré tarafından desteklendi.
Ama Syriza’nın ECB’nin parasal genişleme politikasına desteği ve seçici borç yapılandırma yönündeki talepleri Financial Times ile sermayenin diğer temsilcileri tarafından destekleniyor.
Beyaz saray, yeni hükümet ile “yakın çalışma içinde olmayı bekliyoruz” diyen bir basın açıklaması yaptı. Yunanistan’daki seçim sonucuna ilişkin ilk haberlerin ardından dolar karşısında önce gerileyen avro, Syriza-ANEL hükümetinin duyurulmasının ardından üç gün içinde ilk kez değer kazandı. FTSE 100 borsa endeksi [Londra Borsası’nda kayıtlı en büyük 100 şirketi içeren borsa endeksi], yüzde 0,29 artarak, 19,57 puanla kapandı.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|