DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Syriza’nın önderi Yunan parlamentosuna yaptığı konuşmada milliyetçiliğe sesleniyor
Nick Beams
12 Şubat 2015
İngilizceden çeviri (9 Şubat 2015)
Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras, Syriza’nın iki hafta önceki seçimleri kazanmasının ardından parlamentoya yaptığı ilk konuşmasında, Avrupa Birliği ile borçları yeniden görüşmeye çalışırken hükümetine destek elde etmek için milliyetçiliğe seslendi.
Dünkü konuşma, hükümet, bu hafta gerçekleşen ve Çarşamba günü Yunanistan konusunda bir tartışma yapan Avro Bölgesi Maliye Bakanları toplantısı ile onu izleyen Perşembe günkü Avrupa Birliği Zirvesi gibi bir dizi önemli görüşme ile karşılaştığı için yapıldı.
Geçen hafta, Avrupa Merkez Bankası, devlet tahvillerinin ülke bankalarına verilecek kredilerin teminatı olarak kullanılması konusundaki istisnai işleminden vazgeçtiği zaman, Syriza hükümeti üzerindeki baskısını arttırdı. Bu hamlenin amacı, “troyka”nın 300 milyar avronun üzerindeki Yunan devlet borçlarının en büyük bölümünü oluşturan 240 milyar avroluk kurtarma paketine ilişkin dayatmalarını kabul etmesi için, Syriza üzerindeki baskıyı arttırmayı amaçlıyordu.
Mevcut anlaşma 28 Şubat’ta bitiyor ama Tsipras, hükümetin, “kurtarma başarısız olduğu” için bir uzatma peşinde koşmadığını açıkladı.
O, 300 üyeli ulusal meclisin alkışları arasında, “Neyi görüşmediğimizi her yönüyle ortaya koymak istiyoruz. Biz, ulusal egemenliğimizi görüşmüyoruz.” dedi.
Tsipras, hükümetinin bir “ulusal kurtuluş hükümeti” olduğunu söyledi ve Naziler tarafından savaş döneminde ülkenin işgali sırasında alınmış olan borçların geri ödenmesi için bastıracağını ilan etti. O, “Ahlaki bir görev, tarihsel bir görev olan… savaş dönemi borçlarını talep etmeyi görmezden gelemem” diye konuştu.
Bu demagojik talep, Syriza’nın, Avrupa burjuvazisinin kimi kesimleri arasında, kemer sıkma gündemi konusunda ödünleri garantiye almayı amaçlayan Alman karşıtı bir koalisyon oluşturma yönündeki çabalarının bir parçasını oluşturuyor. Bu, aynı zamanda, Yunanistan içindeki aşırı sağcı, Alman karşıtı ve milliyetçi güçlere yönelik doğrudan bir çağrıydı ki bu, Tsipras’ın milliyetçi Bağımsız Yunanlılar partisi ile Syriza’nın seçim zaferinden sonra bir gün içinde kurulmuş olan koalisyonun da önemini belirtiyor.
Tsipras, öte yandan, bir anlaşma sağlanamazsa küresel ekonomide sorunlar yaşanacağına ve Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nden çıkartılması durumunda yeni bir mali krizle karşılaşılacağına ilişkin kaygılar yaşayan Washington’dan da destek bekliyor. Financial Times, Obama yönetiminin Yunanistan’a yönelik katı tutuma karşı görüşmeler yaptığını bildirdi.
Tartışmalara katılan önde gelen bir ABD’li yetkili, gazeteye, “Bu özel bir girişim değil. Bizim tavrımızın değiştiğini düşünmüyorum. Değişen şey şu ki, Yunanistan’daki durum aniden daha sorunlu görünüyor.” dedi.
ABD Başkanı Barack Obama, daha önce, CNN’e geçen hafta verdiği bir röportajda, “Bir krizin ortasındaki ülkeleri sıkıştırmaya devam edemezsiniz.” dediğinde, kemer sıkma gündeminin gevşetilmesine destek veriyor görünmüştü.
Geçen hafta, Britanyalı bakan George Osborne, Cameron hükümetinin Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nden çıkartılması yönünde beklenmedik durum planları hazırlamış olduğunu ve böyle bir durumun mali piyasalar üzerinde ciddi bir etkisi olmakla kalmayıp, Britanya’da “gerçek karışıklıklara” neden olacağını ortaya koydu.
ABD Merkez Bankası’nın eski başkanı Alan Greenspan, Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nden ayrılmasının yeni bir küresel mali krizin tetikleyicisi olabileceği uyarısında bulunurken, bir anlaşmaya varılamaması durumunda, bunun yalnızca zaman sorunu olduğunu söyledi.
Tsipras, parlamentoda yaptığı konuşmada, emeklilik maaşlarındaki kesintilerin dondurulmasını, emlak vergilerinin gözden geçirilmesini, elektriği kesilmiş olanlara yeniden elektrik sağlanmasını, asgari ücretin arttırılmasını içeren bir dizi vaatte bulundu. Ama bu sınırlı önlemler, hayata geçirilseler bile, Yunan halkının geçtiğimiz beş yıl boyunca maruz kaldığı ekonomik yıkımı tersine çevirmeye yeterli olmaktan çok uzaktır.
Syriza hükümetinin burjuva karakteri, onun mali oligarşiyi alaşağı etme ve dayattığı yoksulluğu tersine çevirmeye çalışmayıp, basitçe manevra alanları peşinde koşması gerçeği eliyle belirginleşmiştir. Syriza’nın borçları ödememe biçimindeki seçim vaadinden vazgeçen Tsipras, şimdi, “Avrupalı ortaklarımız” olarak seslendiği kurumlarla / devletlerle borç anlaşmalarının yeniden görüşülmesi çağrısı yapıyor.
Maliye Bakanı Yanis Vourafakis’in geçen hafta Avrupa başkentlerine yaptığı tur sırasında ortaya attığı öneriler arasında yer alan yeniden görüşülmüş bir anlaşma, ülkenin borçlarında herhangi bir silme olmaksızın borç ödemelerinin doğrudan etkisini hafifletmeyi amaçlayan bir dizi borç değişimi üzerine kurulacaktır.
Hükümet, kısa vadede, görüşmeler sürerken gelecek üç ay boyunca yeterince nakit sahibi olmasını garantiye almak için, en az 10 milyar avroluk “köprüleme finansman” peşinde koşuyor.
Tsipras, Yunanistan’ın borçlarını kabul edip ödeyeceğini vurgularken, parlamentoya, “Bize samimi bir görüşmenin gerektirdiği mali olanakları sağlayacak yeni bir anlaşma, yardımcı bir program istiyoruz.” dedi. O, hükümetinin mevcut anlaşmanın uzatılmasını istemediğini belirterek, “çünkü o [Yunan hükümeti] yanlışların uzatılmasını isteyemez.” dedi.
Fakat Avrupa Merkez Bankası’nın Yunan tahvillerine yönelik istisnai işlemden vazgeçme kararı onun bu talebe karşı olduğunu gösterdi. Bu, Cuma günkü açıklamalarında, Avro Bölgesi maliye bakanlarının avro grubuna başkanlık yapan Jeroen Dijsselbloem tarafından vurgulandı. O, Yunanistan’ın mevcut düzenlemeler altında bir uzatma için başvurması gerekeceğini belirtti ve “Biz borçları köprülemiyoruz” dedi.
Şimdi dikkatler Avro Bölgesi Maliye Bakanları’nın Çarşamba günü yapacağı toplantıya odaklanmış durumda. Eğer herhangi bir anlaşma sağlanamazsa, bu, Yunanistan’ın bankacılık sisteminde krize doğru yeni bir adım ve olası büyük sonuçlarıyla birlikte Avro Bölgesi’nden olası çekilmesi anlamına gelecek.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|