DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
İktidardaki Sosyalist Parti’nin Fransız bölgesel seçimlerindeki yeni yenilgisi
Kumaran Ira
16 Aralık 2015
İngilizceden çeviri (14 Aralık 2015)
Sosyalist Parti (PS), 6 Aralık’taki birinci turdan daha fazla katılımın olduğu Pazar günkü bölgesel seçimlerde yeni bir yenilgiye uğradı. İki hatta üç bölge daha kazanacağını uman Neo-faşist Ulusal Cephe (FN) hiçbirini kazanamadı.
Birinci turda yüzde 50 olan seçimlere katılmama oranı yüzde 42 idi. Katılım oranının en yüksek olduğu yerler, Nord-Pas de Calais-Picardie ve Provence-Alpes-Côte d’Azur gibi FN’nin muhtemelen kazanacağı bölgeler oldu. Seçmenlerin önemli bir kesimi, ilk turda Fransa’daki 13 bölgeden altısında önde gelerek büyük bir seçim başarısı elde eden FN’ye karşı oy kullandı. FN, dünkü seçimlere bütün bölgelerde katıldı.
İlk sonuçlara göre, PS şu beş bölgeyi kazandı: Bretagne, Aquitaine-Limousin-Poitou-Charentes Languedoc-Roussillon-Midi-Pyrénées, Bourgogne-Franche-Comté ve Centre-Val de Loire. Sağcı Cumhuriyetçiler (LR) ise şu 7 bölgeyi aldı: Ile-de-France, Nord-Pas-de-Calais-Picardie, Provence-Alpes-Côte d’Azur, Alsace-Champagne-Ardenne-Lorraine, Auvergne-Rhône-Alpes, Normandie ve Pays de la Loire. Korsika’da ise Korsika milliyetçisi bir liste kazandı.
FN, her ne kadar hiçbir bölgeyi kazanmasa da, hem birinci hem de ikinci turda önemli başarılar elde etti. O şimdi, Devlet Başkanı François Hollande hükümetinin izlediği gerici politikalardan doğrudan yararlanarak, ana akım burjuva politikasının merkezi bir gücü olarak ortaya çıkıyor. FN, 2017 ilkbaharındaki başkanlık seçimlerinde güçlü bir varlık sergilemeye, hatta muhtemelen o seçimleri kazanmaya hazırlanıyor.
Libération, daha oylar sayılırken, “Oyların yüzde 10’u sayılacakken, FN ikinci turda, Marine Le Pen’in 2012 başkanlık seçimlerinin ilk turunda aldığından daha fazla oyu şimdiden almış durumda. Le Pen’in partisi, bir seçimde hiç bu kadar oy almamıştı.” yorumunu yaptı.
PS, birinci turda uğradığı ağır yenilginin ardından, seçmenlerine, görünüşte FN’nin yükselişini önlemek ve “Cumhuriyet değerleri”ni savunmak için, PS’nin üçüncü geldiği gölgelerde LR’nin adaylarına oy verme çağrısı yapmıştı.
PS, kuzeydeki Nord-Pas-de-Calais-Picardie bölgesinde, ilk turda oyların yüzde 43’ünü almış olan FN önderi Marine Le Pen’e karşı LR’nin adayı Xavier Bertrand’a oy verilmesi çağrısı yaptı. PS, güneydeki Provence-Alpes-Côte d’Azur bölgesinde, FN’nin adayı ve Marine Le Pen’in yeğeni Marion Maréchal-Le Pen’e karşı, LR’nin adayı sağcı belediye başkanı Christian Estrosi’yi destekledi.
PS’nin ve onun Stalinist Fransa Komünist Partisi (PCF) gibi uydularının, görünüşte demokrasiyi korumak ve FN’nin yükselişini durdurmak için LR ile bir “Cumhuriyetçi cephe” oluşturma girişimleri sinik bir aldatmacaydı. Bu güçler ve tüm egemen sınıf, savaşa verdikleri sürekli destek, Müslüman karşıtı önlemler, kemer sıkma politikaları ve demokratik haklara yönelik saldırılar dolayımıyla, FN’nin siyasi gündemini meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
Başbakan Manuel Valls, Cuma günü, bir kez daha FN’yi durdurma çağrısı yaptı: “Tarihsel bir andayız. İki seçenek var: bölünmeyi teşvik eden ve bir iç savaşa yol açabilecek olan aşırı sağ ile Cumhuriyet ve onun değerleri. Ulusal Cephe, Cumhuriyetten hoşlanmayan ve Fransız halkını kandıran, Musevi karşıtı, ırkçı bir partidir.”
Valls’in açıklaması, sinik bir siyasi bahanedir. FN yetkilileri hiç kuşkusuz, işçi sınıfı karşıtı ve anti-demokratik bir mirası (Nazi işbirlikçisi Vichy yönetimi, Musevi soykırımını inkar ve savaşa destek) savunmaktadırlar. Bununla birlikte, işçi sınıfı, başta PS olmak üzere, ana akım burjuva partilerden gelen acil tehlikelerle de karşı karşıyadır. Bizzat Valls’in hükümeti, temel demokratik hakları tanımıyor, Fransa’yı bir başkanlık diktatörlüğüne dönüştürecek sürekli bir olağanüstü hal uygulamayı taahhüt ediyor.
Bölgesel seçimler, 13 Kasım’da Paris’te gerçekleşen ve 130 insanın öldürüldüğü terörist saldırılardan yalnızca bir ay sonra gerçekleşti. PS, o saldırıların ardından, temel demokratik hakları rafa kaldırma niyetini ilan etti. O, PS’nin protestoları yasaklamasına ve ezmesine, keyfi aramalar ve el koymalar gerçekleştirmesine ve polisin kamu düzenine olası tehdit olarak değerlendirdiği herkesi ev hapsine almasına izin veren, üç aylık bir olağanüstü hal ilan etti. PS, anayasada, devlet başkanının bu olağanüstü hal yetkilerini belirsiz bir süreliğine uygulamasına olanak sağlayacak bir değişiklik yapmayı amaçlıyor.
Temel demokratik haklara yönelik saldırılara, PS’nin, 2012’de iktidara gelmesinden bu yana Yeni Anti-Kapitalist Parti (NPA) gibi sahte-solcu müttefiklerinin ve sendikaların desteğiyle uyguladığı kemer sıkma politikaları ve tırmanan savaş eşlik ediyor.
PS’nin sahte-solcu müttefikleri ve sendikalar işçi sınıfı içindeki muhalefeti ezer ve polis devleti önlemlerini desteklerken, ona yönelik soldan örgütlü muhalefetin yokluğunda, 13 Kasım terörist saldırılarının ardından PS tarafından savunulan polis devleti önlemlerinden asıl yararlanan FN olmaktadır. FN, aynı zamanda, PS’ye ve LR’ye yönelik kitlesel hayal kırıklığından da yararlanıyor.
Partisinin bölge meclislerindeki üye sayısının üçe katlanmasından övgüyle söz eden FN’nin önderi Marine Le Pen, “FN bölge meclislerinin çoğunda ana muhalefet partisi olacak” diyerek, FN’nin PS’yi bozguna uğratma becerisine dikkat çekti.
Seçmenlere teşekkür eden Le Pen, “bravo arkadaşlar, Cumhuriyet’in gösterişli saraylarında kararlaştırılmış edepsiz sloganlardan, karalama ve iftira kampanyalarından kurtuldunuz” dedi. “özellikle günahkar yerel Sosyalist Parti aygıtının kökünün kurutulması”ndan memnun olan Marine Le Pen, “milliyetçi eğilimin bir seçimden diğerine önlenemez yükselişi”ne dikkat çekti.
Hem PS hem de LR, ikinci turu bir zafer olarak selamlarken, PN’nin yükselişini kaçınılmaz olarak gördüklerini vurguladı.
Valls, “Bu gece, herhangi bir rahatlama, zafer gösterisi ya da bir zafer mesajı olmamalı. Aşırı sağ tehlike ortadan kalkmış değil. İlk tur sonuçlarını ya da önceki seçimleri unutmuyorum.” dedi.
LR’nin önderi ve önceki Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy, “İkinci turda adaylarımız yararına gerçekleşen seferberlik, hiçbir şekilde, bölgesel seçimlerin ilk turunda biz dahil, bütün siyasi yetkililere yapılmış olan uyarıyı unutturmamalı.” açıklaması yaptı.
Eski başbakan Alain Juppé, resmi partilere yönelik artan hayal kırıklığına ilişkin kaygısını ifade etti. O, “Şimdi, yurttaşlarımızın çoğunun siyasi partilere olan artan güvensizliğini gösteren bu seçimlerden dersler çıkarmamız gerekiyor. Şimdi, çok fazla ya da yetersiz sağ veya merkezci kampanya yürütüp yürütmediğimizi anlamaya yönelik boş bir tartışma başlatmayalım.” dedi.
Juppé'nin başlıca kaygısı, hem PS hem de LR tarafından uygulanan kemer sıkma politikalarının, savaşların ve şovenizmin teşvik edilmesinin ürünü olan FN’nin yükselmesi değil; işçi sınıfı içindeki artan toplumsal öfkedir.
Sahte-sol, ikinci tura, FN’nin ikinci turda kazanmasını engellemek için, tüm FN karşıtı seçmenlerin FN dışındaki önde gelen aday etrafında birleşmesi uğruna “Cumhuriyetçi cephe”yi öven sinik bir jargonla tepki gösterdi. Bu partilerin tamamı, örtülü bir şekilde, PS’nin anti demokratik polis devleti önlemlerini destekliyorlar.
Sol Cephe’nin önderi Jean-Luc Mélenchon, FN’nin zaferini önlemek için LR adaylarına oy vermiş olan PS seçmenlerine atfen, “Bu gece, bir felaket kıl payı önlendi… En temel inançları ile çelişmesine rağmen oy kullanan milyonlarca insana teşekkür etmeliyiz.” açıklaması yaptı.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|