World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

Askeri tatbikatlar ve yaptırımlar:

NATO ve AB, Rusya’ya yönelik tehditleri tırmandırıyor

Johannes Stern
23 Eylül 2014
İngilizce’den çeviri (9 Eylül 2014)

Karadeniz’deki NATO tatbikatları, Pazartesi günü, Rusya’nın protestoları eşliğindebaşladı. “İmbat” kodadlı üç günlük deniz tatbikatı, Batı’nın geçtiğimiz hafta sonundaki NATO zirvesinin ardından gelen bir diğer provokasyonudur ve Batı ile Rusya arasında doğrudan bir askeri çatışma riskini arttırmaktadır.

Cuma günü, HMCS Toronto (Kanada), SPS Almirante Juan de Borbón (İspanya) ve ROS Regele Ferdinand (Romanya) savaş gemileri, Bulgaristan’ın Burgaz limanından denize açıldı. Bu üç gemi, NATO Müdahale Gücü’nün bir parçası olan Akdeniz’deki NATO deniz görev gücü, NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2’nin (SNMG 2) komutası altında. Tatbikata, ABD’nin füze güdümlü savaş gemisi USS Ross da katılıyor. USS Ross, Fransız Donanması’na ait Commandant Birot adlı savaş gemisi ile birlikte Pazar günü Karadeniz’e doğru yola çıktı.

Bu tatbikata, ABD, Kanada, Romanya, İspanya ve Türkiye gibi NATO güçleriyle birlikte Ukrayna da katılıyor. Ukrayna Savunma Bakanlığı’na göre, Ukrayna, tatbikata beş savaş gemisi, iki sınır devriye botu, deniz uçağı ve helikopterler göndermiş.

Rusya, NATO tatbikatını, “bütünüyle yersiz” diye tanımlayarak Batı’nın tehditlerine kendi askeri hazırlıkları ile yanıt veriyor. Rusya, söylenenlere göre, “Moskva” adlı roket kruvazörünü Akdeniz’e göndermiş. Rus Donanması da Karadeniz’de kendi tatbikatlarını gerçekleştiriyor. Rusya Savunma Bakanlığı’na göre, bölgede, Rusya’nın 20 kadar savaş gemisi, Sukhoi Su-24 adlı bombardıman uçakları ve saldırı helikopterleri bulunuyor.

Ayrıca, Russia Today’de, Washington Free Beacon web sitesinden aktarılan bir habere göre, geçtiğimiz hafta Wales’deki NATO zirvesi sırasında, iki Rus Tu-95 [NATO’daki adı “Bear” / “Ayı”-çev.] stratejik bombardıman uçağı, ABD’ye yönelik nükleer saldırı tatbikatlarında, Kuzey Atlantik’teki önceden belirlenmiş fırlatma tesislerine uçtu. Her bir bombardıman uçağı, 1.800 millik bir menzile sahip altı AS-15 nükleer silahlı güdümlü füze taşıyabiliyor. Olayın Kuzey Amerika Hava Savunma Sahası Tanımlama Bölgesi dışında yaşandığını belirten ABD’li ve Kanadalı yetkililer, yorum yapmaktan kaçındılar.

Spiegel Online gibi Batılı medya kuruluşları bile NATO’nun Karadeniz’deki tatbikatını “ABD’nin ve Ukrayna’nın Moskova’ya yönelik bir provokasyonu” olarak tanımlarken, Ukrayna ve NATO yetkilileri, tatbikatların önemini azaltmaya çalışıyorlar.

Kiev’deki Savunma Bakanlığı, bu tatbikatın amacının, “bir kriz bölgesinde deniz güvenliğini”sağlamak olduğunu açıkladı. NATO’nun bir sözcüsü, tatbikatın Ukrayna’daki mevcut krizden daha önce planlanmış olduğunu ve NATO Konseyi’nin “ortak savunmamızı güçlendirmek ve NATO dayanışmasının askeri gücünü göstermek için” benimsemiş olduğu önlemlerin bir parçası olduğunu iddia etti.

Aslında, “ortak savunmayı güçlendirmeye yönelik” NATO önlemleri, emperyalist güçlerin, doğu Ukrayna’daki mevcut ateşkese ve Minsk’te üzerinde anlaşılmış olan 12 maddelik plana rağmen, Rusya’ya karşı tüm şiddetiyle sürdürülen saldırganlığının ayrılmaz bir parçasıdır.

Şubat ayında, AB ve ABD, Svoboda Partisi ve Sağ Sektör’ün faşist güçleriyle yakın işbirliği içinde, Rusya yanlısı Yanukoviç hükümetine karşı bir darbe örgütlemiş ve Ukrayna’da Batı yanlısı bir kukla rejim kurmuştu. Onlar şimdi, bunun sonucunda ortaya çıkan krizden, sistematik olarak NATO’yu Rusya sınırlarına doğru ilerletmek için yararlanıyorlar.

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, pazar günkü Gürcistan ziyareti sırasında, Ukrayna krizinin ABD, AB ve Gürcistan ile Ukrayna gibi ülkelerden oluşan Rusya karşıtı bir ittifak oluşturmuş olmasıyla övündü. Hagel, Gürcistanlı meslektaşı Irakli Alasania ile yaptığı toplantının ardından şunları söyledi: “Rusya’nın buradaki ve Ukrayna’daki eylemleri, bizim çok ciddiye aldığımız bir meydan okumadır. Fakat Putin’in davranışları, aynı zamanda, ABD’nin ve Gürcistan dahil Avrupa’daki dostlarımızın daha fazla yakınlaştığı anlamına geliyor.”

NATO tatbikatının başlamasına paralel olarak, AB, Rusya’ya karşı daha sert yaptırımlar uygulanmasına karar verdi. AB diplomatlarına göre, pazartesi günü öğleden sonra, “Rusya’ya karşı yaptırımların genişletilmesi konusunda prensipte anlaşma sağlanan” zorlu müzakereler gerçekleştirilmiş. Yaptırımlar, resmi olarak salı günü, AB Resmi Gazetesi’nde yayınlandığında yürürlüğe girecek.

Yeni yaptırımlar önceki önlemlerdekilerle aynı alanları hedefliyor. Rusya devlet bankalarının, savunma sektöründeki üstlenicilerin ve petrol üreten şirketlerin kredilere erişimi sınırlandırılacak. Askeri malların ihracı daha zor yapılacak ve petrol üretim teknolojileri ihracındaki yasağın süresi uzatılacak. Ek olarak, AB, Rus politikacıları ve iş adamları ile Ukraynalı ayrılıkçı liderlerin yolculuklarına ve banka hesaplarına yönelik daha fazla yasak koyuyor.

AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy’un ve AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso’nun Avrupa liderlerine yazdığı bir mektupta şunlar belirtildi: “AB yaptırımları Rusya’nın Ukrayna’daki faaliyetlerinde bir rota değişimini gerçekleştirmeyi amaçlıyor.” Gerçekte, bu yaptırımlar, Rusya’ya karşı, askeri tırmanmaya ek olarak giderek artan açık bir ekonomik savaş şeklini almakta olan saldırgan yönelimin asli bir unsurudur.

Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev, Batı’yı, yaptırımlar uygulayarak uluslararası çatışma riskini artırmakla suçladı. Küresel güvenlik dengesinin sarsıldığı uyarısında bulunan Medvedev, “Bize yönelik ekonomik yaptırımların, herhangi bir ihracat kısıtlamasından çok daha kötü siyasi sonuçları var” dedi. O, Rus gazetesiVedomosti’ye, “Her kim ilk önce yaptırımları uygulamaya koyarsa, sonuçlarından sorumlu olacağı gerçeğinden emin olmalı” diye konuştu.

Rusya, yeni yaptırımlar olması durumunda, Batılı havayolu şirketlerinin Rusya toprakları üzerinde uçmasına olası bir yasak da dahil, çok sayıda karşı yaptırım tehdidinde bulunuyor. Yaptırımların tırmanması konusunda uyarıda bulunan Medvedev, “Eğer Batılı havayolları, bizim hava sahamızı terk etmek zorunda kalırsa, bu, halihazırda ayakta kalma mücadelesi vermekte olan birçok havayolu şirketinin iflasına yol açabilir. Bu yanlış bir yol. Bize yönelik yaptırımlar Ukrayna’da barışı da sağlamıyor.” dedi.

Rusya umutsuzca, mevcut durumu korumak için bir anlaşma sağlamaya çalışıyorken, emperyalist güçler ve onların Kiev’deki kuklası, Rusya’nın tüm bu uyarılarına rağmen, gerginliği artırmada kararlı görünüyor.

Ukrayna Devlet Başkanı ve oligark Petro Poroşenko, pazartesi günü, resmi ateşkese rağmen şiddetli çatışmaların yaşandığı Karadeniz’deki liman kenti Mariupol’u ziyaret etti. O, kentte, Ukrayna ordusunun, kentin savunusunu roketatarlar ile sağlayacağını açıkladı ve  “Düşman ezici bir yenilgiye uğrayacak.” tehdidinde bulundu. Poroşenko, Twitter’da “ Ukrayna bizim ülkemizdir ve onu hiç kimseye vermeyeceğiz.” diye yazdı.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır