DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
James Foley’in öldürülmesinden kim sorumlu?
Bill Van Auken
10 Eylül 2014
İngilizceden çeviri (22 Ağustos 2014)
Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) elindeki Amerikalı gazeteci James Foley’in barbarca katledilmesi, ABD'deki ve tüm dünyadaki işçiler arasında gerçek bir tepkiye ve öfkeye yol açtı.
Kendisini bir savaş karşıtı olarak tanımlayan Foley, savaşın Suriye, Libya ve Irak gibi ülkelerin halkları üzerindeki insani etkilerini gözler önüne sermek için gazeteciliğe döndüğünü söylemişti. Foley’in ölümü karşısındaki üzüntüyü ve onun hem bir gazeteci olarak çalışmalarına hem de bir insan olarak içtenliğine ve fedakarlığına olan hayranlığı ifade eden açıklamalar yapılıyor.
IŞİD, kameraya çektiği kafa kesmeyi, ABD’nin Irak'taki bombalama saldırısına bir misilleme olarak gerekçelendirdi. IŞİD, böylesi bir insanı, ülkesinin onun denetiminde olmayan ve belli ki milyonlarca Amerikalı gibi karşı olduğu hükümetinin ve egemen sınıfının suçlarından dolayı infaz ederek, sadece kendi dünya görüşünün son derece gerici karakterini ve iflasını açığa vurmaktadır.
IŞİD’in ve El Kaide bağlantılı diğer grupların politikaları, ezilen kitlelerin emperyalist baskıdan kurtulma uğruna mücadelelerini değil; aksine, kendi sınıf gündemini ilerletmenin bir aracı olarak mezhepsel ayrılıkları kullanmaya çabalayan Arap ve İslam dünyasındaki hoşnutsuz burjuva kesimlerin çıkarlarını yansıtmaktadır.
Bu bağlamda, bu örgütlerin bakış açısı, Amerikan toplumunun Ortadoğu’da yeni bir savaş yönelimine karşı yaygın düşmanlığının yönünü değiştirmek için Foley’in ölümü üzerine yaşanan dehşetten bir kaldıraç olarak yararlanmayı amaçlayan ABD egemen oligarşisi içindeki baskın kesimlerin bakış açısından farklı değildir.
ABD medyasının etkili kesimleri, Foley’in Irak'taki ABD katliamlarının intikamını almak adına öldürülmesine, bölgedeki ABD askeri müdahalesinde tırmanma biçiminde uygun bir intikam haykırışıyla yanıt verdi.
Wall Street Journal, Perşembe günü, IŞİD’in “Obama’nın Suriye’ye müdahaleyi reddetmesi” ve “ABD’nin 2011’de Irak’tan bütünüyle çekilmesi” nedeniyle büyümüş olduğu yorumunda bulundu. Yazı, ABD Başkanı’ndan, “Bay Bush’un savaşlarını sona erdirme politik saplantısını aşmasını ve bu ülkenin Irak’ta yeniden savaşması gerektiğini kabul etmesini” talep etti.
Benzer şekilde, Washington Post başyazısında şunlar ifade edildi: “İslamcı aşırılar, Suriye’de kendi güçlerini sağlamlaştırırken, Amerika Birleşik Devletleri, üç yıldır bir kenarda duruyordu. Onlar Haziran ayında birden Irak’a girdiklerinde, Washington şaşırdı… Onlar Amerika’ya olan düşmanlıklarını gururla ilan ediyorlar. Amerika’nın buna karşı gerçek bir stratejiye ihtiyacı var.”
Bu başyazı, gazetenin “PostPartisan” web günlüğünde yayımlanan, Cumhuriyetçi stratejist Ed Rogers tarafından yazılmış ve Obama’ya “düşen izlenirlikler”ini nasıl eski haline getireceği konusunda öğüt veren kaba bir girişle tamamlandı.
Rogers, “Foley’in öldürülmesiyle ilgili olanlara cehennemi yaşatın. Bu sadece intikam almakla ilgili olması gerekmiyor. Bu, daha çok, ABD’nin düşmanlarını neyin beklediğini dünyaya göstermekle ilgilidir… Bu durumda, sert bir karşılık iyi bir politikadır.” diye yazıyordu.
ABD’nin Ortadoğu’da yeni bir saldırı savaşı yönündeki bu açıklamalar, Foley’in öldürülmesinin gerçek nedenlerini gizlemeyi amaçlayan kaba yalanlar üzerine kuruludur.
IŞİD’in yükselişine, ABD emperyalizminin “müdahaleyi reddetmesi” veya Suriye’de “bir kenara çekilmesi” yol açmadı. Aksine, ABD müdahalesine yönelik eski “ terörle mücadele” bahanesini terk eden Obama yönetimi, önce Libya’da, ardından da Suriye’de “rejim değişikliği” uğruna sürdürülen savaşta İslamcılar’ın önderliğindeki militanları silahlandırmış ve desteklemiştir. Libya’daki laik devlet başkanı Muammer Kaddafi yaklaşık üç yıl önce devrildi ve bugün, ülke çökmüş durumda; rakip milisler arasındaki şiddet içinde yüzüyor, ekonomisi felç olmuş ve bir milyon fazla kişi hayatını kurtarmak için kaçmak zorunda kalmış durumda.
ABD ve onun bölgedeki başlıca müttefikleri (Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt), Suriye’deki bir diğer laik devlet başkanı Beşar Esad’a yönelik benzeri bir devirmek amacıyla, IŞİD’in Esad yönetiminin başlıca silahlı muhalefeti olarak ortaya çıktığı, 100 binden fazla insanın hayatına mal olan mezhepçi bir iç savaşı kışkırttı. IŞİD, esir aldığı askerlerin, kamu çalışanlarının, dini azınlık mensuplarının ve yolu üzerindeki herkesin başını keserek Suriye’ni her yanını yakıp yıkarken, Obama yönetimi ketum sessizliğini sürdürmüştü.
Şimdi, aynı IŞİD, toplumsal dokusu on yıllardır süren yaptırımlar, 2003 yılındaki ABD saldırısının “şok ve dehşeti”i ve Washington’un böl ve yönet politikasının mezhepçi bölünmeleri kışkırtıldığı sekiz yıllık işgal eliyle bütün harap olmuş Irak’a yayılmış durumda.
Egemen çevreler içinde, Foley’in vahşice öldürülmesinin bir başka savaşın tasarlanmasında kullanabileceği umudu, en kaba ifadesini, Obama’nın “Irak krizinin üstesinden gelmesini” isteyen eski başkan yardımcısı Dick Cheney’in televizyon haberlerinde yeniden boy göstermesinde buldu. Foley’in öldürülmesinin “ korkunç bir gelişme” olduğunu kabullenen Cheney, yeni bir 11 Eylül uyarısı yaptı ve ekledi: “Ama onu, söz konusu krizin üstesinden gelmememiz durumunda dünyanın geri kalanını bekleyen şey olduğu için bir milyonla çarpın.”
Foley’in ölümünün bir milyonla çarpılması, petrol ve emperyalist çıkarlar uğruna savaşın bir sonucu olarak yok edilen yaşamların sayısına ilişkin en iyi tahminlerden birini vermektedir. Bu savaşta, Cheney, “kitlesel imha silahları” ve Saddam Hüseyin ile El Kaide arasında var olmayan bir ittifak konusundaki yalanları Amerikan halkına yutturmada son derece önemli bir rol oynamıştı. Bu savaşın sonuçları artık açık bir şekilde görülüyor. Kaddafi ve Esad gibi El Kaide’nin laik karşıtı olan Saddam Hüseyin’in devrilmesi, El Kaide’nin bir yan kolunun ülkenin dörtte birinden fazlasını istila etmesinin koşulları yaratmıştır.
Cheney’in, bir savaş suçlusu olarak parmaklıklar ardında olması; bir başka ABD savaşının bir şekilde barışa ve güvenliğe yol açağı iddiasıyla kamuoyunu zehirlemesine izin verilmemesi gerekiyor.
Sonuç olarak James Foley öldürülmesinden kim suçlu? Bıçaklı İslamcı katilin arkasında, Bush ve Obama yönetimleri altında sürdürülen, tüm toplumu harap eden ve tam da bu güçleri yağmacı emperyalist savaşlarda vekiller olarak destekleyen on yıllık ABD askeri müdahalesi vardır.
Cheney’in, bu vahşetin bir milyonla çarpılması uyarısı, ifade edilmesi istenmeyen bir gerçeği kapsamaktadır. Egemen kurumun Foley’in ölümü etrafında uyandırmaya koyulduğu savaş ateşi, son tahlilde, kriz içindeki kapitalizmin çözülemez çelişkileri eliyle kışkırtılmaktadır. Ekonomik gerilemesini askeri yollarla telafi etmeye çabalayan ABD emperyalizmi, sadece Ortadoğu'da değil, aynı zamanda Doğu Avrupa'da, Asya-Pasifik’te ve dünyanın her yerinde saldırıyor. Emperyalizm, devrimci bir işçi sınıfı hareketi tarafından durdurulmaması durumunda, insanlığı bir kez daha küresel bir katliama sürükleyecektir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|