DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Almanya Ukrayna’da muharip birlikler konuşlandıracak
Christoph Dreier
23 Ekim 2014
İngilizceden çeviri (7 Ekim 2014)
Sovyet Kızıl Ordu’sunun, Batı Ukrayna’yı Alman işgalinden kurtaran Lvov-Sandomierz harekatı 29 Ağustos 1944’te sona ermiş ve Alman birlikleri arkalarında harap edilmiş bir ülke bırakmıştı. Berlin hükümeti, şimdi, II. Dünya Savaşı’ndan beri ilk defa Alman birliklerini Ukrayna’da konuşlandıracak.
Cuma günü, Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, Savunma Komitesi’ni, hükümetin Alman ordusunun yurtdışı görevlerini büyük ölçekte genişletme planları hakkında bilgilendirdi. Ukrayna’daki faaliyetlere ek olarak, Irak’taki mevcut Alman eğitim görevi de genişletilecek.
Von der Leyen’e göre, hükümet, Doğu Ukrayna’nın savaş halindeki bölgesine bilinmeyen sayıda pilotsuz keşif uçağı göndermeyi planlıyor. Bu uçaklar, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Ukrayna ordusu ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasındaki ateşkesi denetleme görevinin bir parçası olarak konuşlandırılacak.
Bu karar, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande arasında, Galler’deki son NATO zirvesinde yapılan bir anlaşmaya dayanıyor. İki hükümet, Eylül ayında, operasyonun detaylarını netleştirmek için bir gözlemci timi göndermişti.
Bild gazetesinin haberine göre, bu tim, pilotsuz uçakları düzenli olarak havada tutmak için en az 150 Alman askerine, operasyonu korumak için de 50 silahlı askere ihtiyaç duyulduğu sonucuna varmış.
Alman birliklerinin olası konuşlanması kritik bir zamana denk geliyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, birkaç hafta önce, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin yenilginin eşiğinde olduğu ortaya çıktığında, ayrılıkçılarla bir ateşkes müzakeresi yapmıştı. Bu ateşkes her gün ihlal edildi.
Son günlerde, isyancıların elindeki Donetsk kentinde, çoğu sivil olmak üzere onlarca insan, Ukrayna güçlerinin topçu ateşi ve füzelerle öldürüldü. Kiev hükümeti, saldırıların, kendisinin kontrolü altında olmayan serseri güçler tarafından gerçekleştirildiğini söylüyor. Bununla birlikte, isyancılar, Kiev yönetiminin özel kıtalardan alınan bazı birlikler üzerindeki kontrolü kaybetmiş ya da ateşkesi kasıtlı olarak bozmuş olduğunu söylüyorlar.
Alman birlikleri, savaştan yıkıma uğramış Doğu Ukrayna’da tarafsız bir tutum almayacak. Alman hükümeti, ABD ile birlikte, Şubat ayında Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’i deviren darbenin arkasındaki itici güçtü ve o tarihten itibaren, faşist güçlere dayanan Kiev rejimine güçlü bir destek sundu. Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin’in, Almanya’nın pilotsuz uçak konuşlandırma teklifini coşkuyla karşılaması, bu nedenle sürpriz olmadı.
AGİT Rusya’yı da kapsıyor ve onun görevindeki herhangi bir genişleme, AGİT üyesi 57 devletin tümünün mutabakatını şart koşuyor. AGİT sözcüsü Natacha Rajakovic, bu nedenle, herhangi bir Alman-Fransız müdahalesini “spekülasyon” olarak tanımladı. Özellikle, herhangi bir silahlı birlik kullanılmasına karşı çıkılacak olması muhtemel. AGİT, şimdiye kadar Ukrayna’daki görevinin silahsız, sivil bir karakterde olmasında ısrar ediyor.
Bununla birlikte, Pazartesi günü, Fransız haber ajansı AFP, toplamda dört insansız uçağın çoktan Ukrayna’ya gönderilmiş olduğunu açıkladı.
Almanya’nın, AGİT’i Ukrayna’daki kendi askeri operasyonları için bir örtü olarak kullanması bir ilk olmayacak. Dört Alman subayının liderliğindeki13 askerden oluşan bir grup, Nisan ayında, Rusya yanlısı ayrılıkçılar tarafından casusluk faaliyetleriyle suçlanmıştı. Almanya, tutuklanan askerlerin, ülkedeki sivil AGİT görevinin bir parçası olduğunu iddia etmiş ve bu AGİT tarafından kesin bir dille yalanlanmıştı.
Eylül ayında, üç Alman askeri, NATO’nun Batı Ukrayna’daki tatbikatlarına dahil edildi.
NATO’nun yeni genel sekreteri Jens Stoltenber ilk resmi ziyaretini Pazartesi günü Polonya’ya yaptı ve Rusya’yı açıkça tehdit etti. Stoltenberg, Rusya’yla 1997’de imzalanan ve NATO birliklerinin Rusya sınırlarına kalıcı şekilde yerleşmesini yasaklayan antlaşmayı temelde reddederek, NATO’nun birliklerini istediği yerde konuşlandırabileceğini söyledi.
Von der Leyen, Ukrayna görevine ek olarak, Alman ordusunun Irak’ta konuşlanmasında da bir genişleme yapılacağını duyurdu. Hükümet, Alman Silahlı Kuvvetleri’nin (Bundeswehr) Irak ve Kürt askerlerini eğittiği Irak’ın kuzeyindeki Kürt başkentinde bir karakol kurmayı planlıyor. Alman subayları, ayrıca, Irak Genelkurmayı’nı destekleyecek.
Eğitim merkezi, Irak ve Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı ABD saldırısını arttırmayı amaçlayan sekiz ila on iki kamptan oluşan bir ağın parçası olacak. Gerçekte, ABD önderliğindeki koalisyon tarafından gerçekleştirilen hava saldırıları ve Irak’ın ve Kürtlerin donatılması, bölgedeki Amerikan egemenliğini sağlamlaştırırken, asıl olarak Suriye’deki Beşar Esad rejimine yöneliktir.
Alman egemen sınıfı, kendi çıkarlarının da temsil edildiğinden emin olmak için, Ortadoğu’daki yeni savaşa katılımını arttırmaya kararlı.
Bundeswehr’in yurtdışı operasyonlarını genişletmesi, Almanya’nın askerileştirilmesi yönündeki kapsamlı kampanyanın bir sonraki aşamasıdır. Berlin hükümeti, bu yılın başlarında, tüm askeri kısıtlamaların sona erdiğini açıklamıştı. Hükümet, o zamandan beri, sistematik olarak, bu planların hayata geçirilmesine çalışıyor.
Siyasi çevrelerde ve medyada, son haftalar içinde, ordunun korkunç durumunu ve askeri harcamalarda devasa bir artışın zorunlu olduğunu göstermeye adanan aralıksız bir kampanya yürütülüyor. Pazartesi günü, danışmanlık firması KPGM, ana silah projelerindeki problemleri ve eksiklikleri listeleyen bir rapor yayınladı. Bu rapor, Şubat ayında, Von der Leyen tarafından sipariş edilmişti.
Von der Leyen, savunma bütçesinde büyük çapta bir artış için, bu rapordan ve yeni askeri görevlerin ilanından yararlandı. Savunma bakanı, Pazar günü, dünyanın dört bir yanındaki krizler “bizim sorumluluk almamızı talep ediyor” dedi.
Von der Leyen, Alman hicivci Karl Valentin’i anımsatacak şekilde şunları söyledi: “İnanıyorum ki, hepimiz, bu zor, kriz içindeki dünyada Almanya’nın nasıl acil şekilde sorumluluk almasının gerekli olduğunun farkındayız. Bu, bizim aynı zamanda ona yatırım yapmak zorunda olduğumuz anlamına geliyor ve bunun parasal maliyeti var.”
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|