World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

ABD ve Avrupa, Ukrayna’nın ayrılıkçı bölgelerindeki seçimlerin ardından yeni tehditlerde bulunuyor

Andrea Peters
20 Kasım 2014
İngilizce’den çeviri (4 Kasım 2014)

Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ve Batılı liderler, Pazar günü Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ile Luhansk Halk Cumhuriyeti’nde (LHC) yapılan seçimlerin geçersiz olduğunu ilan ettiler. Seçimler, Ukrayna‘nın güneydoğusunda ayrılıkçıların denetimindeki bölgelerde Rusya yanlısı önderliklerin zaferiyle sonuçlanmıştı. Washington, Almanya ve Avrupa Birliği, seçimleri hemen gayri meşru ilan etti.

DHC ve LHC’de, isyancı güçler içinde Ağustos ayında gerçekleşen önderlik değişiminin ardından kendi kendilerini başbakanlığa atamış olan Aleksandr Zakroçenko ile Igor Plotnitskiy, oyların, sırasıyla, yüzde 79’unu ve yüzde 64’ünü alarak seçimleri kazandılar. Parlamentoda bu önderlere bağlı olan bloklar da önemli bir başarı elde ettiler ki bu, Kiev rejimine ve onun bu bölgelerdeki nüfusa yönelik vahşi saldırılarına olan genel nefreti ifade ediyordu.

Pazar günkü seçimleri “maskaralık” olarak ilan etmiş olan Ukrayna Devlet Başkanı, Pazartesi günü, ülkenin ayrılıkçı güneydoğusundaki durumu “yeniden değerlendirmek” için savunma ve güvenlik kurumlarının yöneticilerini üst düzey bir toplantıya çağırdı. Ukrayna güvenlik teşkilatı, seçimin, bir “iktidarı ele geçirme girişimi” olduğunu açıkladılar.

Kiev, 2 Kasım seçimlerinin Eylül ayında ayrılıkçılar ile imzalanmış olan kırılgan barış anlaşmasını ihlal ettiği gerekçesiyle, bölgeye karşı askeri saldırısını yenilemeye hazır olduğunun sinyallerini veriyor.

İç savaşta, şimdiden, yaklaşık 4.000 kişi öldürüldü ve yarım milyonun üzerinde kişi sığınmacı konumuna düştü. Donbass’ın altyapısı bu çatışmalarda ağır hasar görmüş ve kalan nüfusun çoğunluğuna yönelik kamu hizmetleri ya bütünüyle kesilmiş ya da ciddi olarak azaltılmış durumda.

Bölge sakinleri merkezi hükümetten emekli maaşlarını almış değil ve ücret ödemelerinde yaygın gecikmeler söz konusu. Ateşkes anlaşması sivil merkezlere yönelik sürekli saldırılar ve isyancılar ile Ukrayna ordu güçleri arasında çıkan küçük çaplı çatışmalarla durmadan ihlal ediliyor.

Rusya haber ajansı ITAR-TASS’a göre, Poroşenko, Donbass’a sınırlı özerklik veren yasayı yürürlükten kaldırma planlarını açıklamanın yanı sıra, IMF’yi, bölgede kontrolü yeniden sağlama ve orayı bir serbest ticaret bölgesine dönüştürme yönündeki çabalarına destek olmaya çağırıyor.

Poroşenko’nun kınamaları ve tehditleri Batılı güçler tarafından yinelendi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Pazar günkü seçimler öncesinde, DHC ve LHC’deki seçimlerin geçersiz olduğu konusunda ısrar etmişti. Başbakanlık, bu yüzden, Rusya’nın seçim sonuçlarına “saygı” duyma kararını, “akıl almaz” diyerek eleştirdi. Berlin, şimdi, Moskova’nın ayrılıkçılara desteğine misilleme olarak uygulanan Rusya karşıtı yaptırımların iptal edilmesi olasılığının ortadan kalktığını söylüyor.

AB dışişleri yetkilisi Federica Mogherini seçimlerin “yasadışı ve gayrimeşru” olduğundan söz ederken, ABD ve AB de seçimleri tanımayı reddediyor.

Pazartesi günü, ABD Dışişleri Bakanlığı, Pazar günü DHC’de ve LHC’de yapılan seçimleri “hileli” olarak niteledi. Kremlin ile yeni bir çatışmayı kışkırtmak için seçimlerden yararlanmaya hazır olduğunu ortaya koyan ABD Dışişleri Bakanlığı “Moskova [Ukrayna seçim yasasına saygı gösterme yönündeki] taahhütlerini görmezden gelmeye devam eder ve istikrarsızlaştırıcı ve tehlikeli faaliyetlerini sürdürürse, bunun Rusya’ya olan maliyeti artacaktır” tehdidinde bulundu..

Rusya’ya yönelik tehditler, NATO üyesi olan Polonya’nın, önümüzdeki dönemde, binlerce askerin ülkenin doğu sınırına sevk edileceği önemli bir askeri düzenlemeyi planladığına ilişkin haberlerin hemen ardından geldi. Polonya Savunma Bakanı Tomasz Siemoniak, Ekim sonunda Associated Press’e yaptığı açıklamada, “Jeopolitik durum değişti. Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük güvenlik krizini yaşıyoruz ve bundan sonuçlar çıkartmak zorundayız.” dedi.

ABD’nin VE Avrupa’nın DHC ve LHC’deki seçimleri yasadışı ve gayrimeşru olarak kınaması, tamamen ikiyüzlüdür. Batılı güçler hangi seçimleri tanıyıp hangilerini reddedeceklerini, kendi emperyalist çıkarlarına göre seçiyorlar.

Ukrayna’nın seçilmiş Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’i geçtiğimiz Şubat deviren Amerikan ve Alman destekli aşırı sağcı darbe, demokrasi adına bir zafer olarak övülmüştü. Ukrayna’da geçen ay yapılan parlamento seçimleri de, Batı’nın talep ettiği ve rağbet görmeyen tasarruf önlemlerini vahşice uygulamaya adanmış bir milliyetçiler - neo-naziler bileşimini iktidara getirmesine karşın, bir diğer demokrasi zaferi olarak sunulmuştu.

Almanya ve ABD, kendi stratejik hesaplarından hareketle, çeşitli zamanlarda, on binlerce insanın yaşamına mal olan kanlı iç savaşlar sonucunda bağımsızlık ilan eden, Hırvatistan, Slovenya, Bosna ve Kosova dahil çok sayıda bölgenin “meşruluğunu” tanımıştı.

Pazar günü Ukrayna’nın güneydoğusunda gerçekleşen seçimler, en az, bir hafta öncesinde yapılmış ve katılım oranı yalnızca yüzde 52’nin biraz üzerinde (önceki tüm parlamento seçimlerinden daha düşük) gerçekleşmiş olan, Ukrayna parlamentosu seçimleri kadar meşrudur. O seçimlerde, ülkenin Kiev’e derin bir düşmanlık beslediği bilinen bölgelerindeki katılım yüzde 30’lara kadar düşmüş ve çoğunluk, Muhalefet Bloğu’na oy vermişti.

LHC Merkezi Seçim Komisyonu, seçimlere katılımı yaklaşık yüzde 60 olarak açıkladı. Oy verme merkezlerindeki uzun kuyruklar nedeniyle, sandıklar, iki saat daha açık tutuldu. Oy verme merkezlerindeki kalabalıklar dahil, geniş halk katılımının işaretlerini, Batı basını bile kabul etmek zorunda kaldı.

Basının röportaj yaptığı bölge sakinlerinin DHC ve LHC’nin isyancı liderlerine yönelik coşkusu, Kiev’in uyguladığı şiddete yönelik öfke kadar büyük değildi. Guardian’daki bir haber, “insanların ‘barışçıl bir gelecek’ için oy kullandıklarını söyledikleri, kasabasındaki (Ilovaysk) üç büyük oy verme merkezinden biri olan 13 Numaralı Okul’daki büyük kalabalığı”anlatıyordu.

Haberde, “Ilovaysk’ta yaşayan 61 yaşındaki pazarcı Valentina, bir kilerde onlarca başka insanla birlikte 23 gün boyunca sinip kaldığını; onları canlı kalkan olarak kullanmaya çalışan ve cep telefonları ile diğer eşyalarını çalan Ukraynalı gönüllü birlikleri tarafından tehdit edildiklerini anlattı” deniyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, kısa süre önce, Ukrayna Ordusu’nu güneydoğuya yönelik saldırılarda yasaklanmış parça tesirli cephane kullanmakla suçlayan ayrıntılı bir araştırma yayınladı.

DHC’deki yerel yetkililer, oy verme hakkına sahip toplam üç milyon kişiden bir milyondan fazlasının oy kullandığını bildirdiler. Bununla birlikte, mülteci krizinden ve seçmenlerin çoğunun halen Ukrayna ordusunun kontrolündeki alanlarda yaşamasından dolayı, katılım oranlarını tespit etmek zor. Kaç kişinin bundan yararlanabileceği belli olmasa da, internet üzerinden oy kullanılması, bu insanlar için bir seçenekti. Sığınmacıların oy vermesini sağlamak için, yakındaki Rostov, Voronezh ve Belgorod gibi Rus eyaletlerinde de seçim sandıkları kuruldu.

Geleneksel olarak seçimleri izleyen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), güneydoğu Ukrayna’daki seçimi gözlemlemek üzere temsilciler göndermeyi reddetti. Avrupa ve ABD’den gelen sağcı ve sahte solcu güçlerden oluşan derme çatma bir topluluk seçim gözlemcileri işlevi gördü ve önemli bir seçim yolsuzluğu bildirmedi. Yunanistan, Fransa Sırbistan ve başka yerlerden siyasi parti ve hükümet üyelerini kapsayan bu bireyler, basında “sahte” seçim gözlemcileri olarak kınandı ve Kiev yönetimi tarafından “istenmeyen kişi” ilan edildiler. Onlar, “kara liste”ye eklendi.

DHC ve LHC yetkililerine göre, DHC’de Aleksandr Zaharçenko 765.000’in üzerinde oyla başbakanlığı kazanırken, LHC’de Plotnitrkiy 445.000 oy aldı. Rakipleri onların oldukça gerisinde kaldı. DHC ile LHC’yi bileştiren siyasi organ Novorossiya Parlamentosu’nun başkan yardımcısı Aleksandr Kofman, Zakharchenko ile olan yarışında, oyların yalnızca yüzde 10’unu alabildi. LHC’de, kullanılan oyların yüzde 15,5 kadarını alan sendika federasyonunun önderi Oleg Akimov ikinci oldu.

Mevcut isyancı liderler ile bağlantılı siyasi bloklar da parlamento seçimlerini kolayca kazandı. Donetsk Cumhuriyeti, DHC’de 662.750’in üzerinde oy aldı. Luhansk Barış Partisi, rakipleri Luhansk Ekonomik Birliği’ni ve Halk Birliği’ni, oyların neredeyse yüzde 70’ini alarak geçti.

Haberlere göre, aralarında Komünist Parti’nin de bulunduğu beş siyasi partinin seçimlere katılması teknik nedenlerle reddedildi. Bununla birlikte, bölgede kısa süre önce kurulmuş bir Komünist Parti’nin Zaharçenko’nun seçilmesini desteklediği yönünde haberler de yayımlandı.

DHC’yi ve LHC’yi kontrol altında tutan Rusya yanlısı ayrılıkçılar, sahip oldukları halk desteğini, toplumsal iyileştirmeler ve refah programları uygulama vaatleri temelinde elde etmiş durumdalar. Moskova’daki yönetici seçkinlerin kimi kesimleri ile bağlantılı bu Rus milliyetçileri, monarşistler ve sağcı tutucular karışımı, kendi deneyimsiz yönetimlerini ayakta tutma çabası içinde, Sovyet geçmişe olan özlemlerinin ticaretini yapıyor.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır