DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Ukrayna krizi derinleşirken ABD ve Avrupa baskıyı arttırıyor
Peter Symonds
11 Mart 2014
İngilizceden çeviri (8 Mart 2014)
Rusya, ABD ile Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya ve Rusya yanlısı Ukraynalı yetkililere yaptırım tehditini eleştirirken, Ukrayna’daki kriz Cuma günü derinleşmeye devam etti.
Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Perşembe günü yaptığı bir telefon görüşmesinde, tam bir teslimiyetten başka anlam taşımayan bir ültimatom verdi. Obama, Rusya’nın faşistlerin önderliğinde Kiev’de kurulan Batı yanlısı yönetimi tanımasında ve onunla görüşmesinde, birliklerini Kırım’dan çekmesinde ve “uluslararası gözlemciler”e kapıyı açmasında ısrar etti.
ABD, bu görüşmeden yalnızca birkaç saat önce, Kırım bölgesel parlamentosunun Ukryna'dan ayrılıp Rusya’ya katılmak için bir referandum düzenleme kararını gerekçe göstererek, belirli Rusyalı ve Ukraynalı kişi ve kuruluşlara yaptırımlar uygulayacağını açıklamıştı. Rusya destekli askeri güçler, Rusça konuşanların nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu ve Rus donanmasının Karadeniz’deki liman kenti Sivastopol’de önemli bir üsse sahip olduğu Kırım Yarımadası’nı ele geçirmiş durumda.
Obama yönetimi, geçen hafta, Litvanya’ya altı tane F-16 savaş uçağı ve Polonya’ya 12 F-16 ile 300 ABD askeri gönderip bir ABD savaş gemisini Karadeniz’e sevk ederek, askeri gerilimi de arttırdı. Açmazın ortasında, bir NATO müttefiki olan Türkiye, Karadeniz üzerindeki bir Rus keşif uçağını engellemek için sekiz F-16’yı havalandırdı.
AB de kendi üç aşamalı yaptırım planını harekete geçirdi. Fransız Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, dün, Moskova’nın geri adım atmaması durumunda daha etkili önlemlerin planlandığı uyarısında bulundu. Fabius, France Info radyosuna, “Son derece hızlı sonuça alınamaması durumunda, sorumlulara ve Rus şirketlerine karşı yeni önlemler gelecek” dedi.
ABD’nin ve AB’nin yaptırımlarına, ABD’de ve uluslararası medyada “Rusya’nın saldırısı”nı mahkum eden ve “Ukrayna’nın egemenliği”nin tanınmasını talep eden bir propaganda yağmuru eşlik ediyor. Bu propagandadaki ikiyüzlülük şaşırtıcı düzeyde. ABD ve onun Avrupalı müttefikleri yalnızca seçilmiş bir yönetimi devrimek için Ukrayna’ya saldırgan bir şekilde müdahale etmekle kalmamaktadır. Washington, Afganistan’ın, Irak’ın, Libya’nın ve Suriye’nin dahil olduğu birçok ülkede komplolar, müdahaleler ve bir dizi saldırı savaşı gerçekleştirmiştir.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, son tehditlere yanıt olarak, dün, AB’nin eylemlerini “son derece yıkıcı bir yaklaşım” olarak kınadı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, “Rusya yaptırım ve tehdit dilini kabul etmemektedir ama onlar dayatılırsa, yanıtsız kalmayacaktır” uyarısında bulundu.
Putin’in Obama ile telefoon görüşmesine ilişkin bir başka açıklamada, Rusya Devlet Başkanı’nın Ukrayna’daki durumun “anayasa karşıtı bir darbe”nin sonucu olduğuna dikkat çekimiş olduğu belirtildi. Kiev’deki yönetimin “doğu, güneydoğu ve Kırım bölgeleri konusunda bütünüyle gayrımeşru kararlar” almış olduğunu söyleyen Putin Rusya’nın eylemini savunmuştu.
Bununla birlikte, ABD-Rusya ilişkilerinin “uluslararası konularda, son derece önemli de olsa, tekil farklılıklara kurban edilmemesi gereken” önemini vurgulayan Putin, uzlaşmacı bir jest yaptı. Dün, Putin’in sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya ile Batı arasında varolan “son derece derin anlaşmazlıklar”ın yeni bir Soğuk Savaş’a yol açmayacağı umudunu ifade etti.
Dün, faşist Sağ Sektör örgütünün başındaki Dmitro Yaroş’un Mayıs ayında yapılması planlanan seçimlere katılacağının açıklanması, ABD destekli Ukrayna yönetiminin aşırı sağcı karakterini vurgulamaktadır. Sağ Sektör’ün ve aşırı sağcı Svoboda partisinin Rusya çizgisindeki devlet başkanı Viktor Yanukoviç’i deviren darbede oynamış olduğu önemli rolü vurgulayan sözcülerden Andriy Tarasenko, “Biz, bu devrimin önderleri olmaya devam ediyoruz” dedi.
Yaroş, Yanukoviç’in Bölgeler Partisi ile Ukrayna Komünist Partisi’nin yasaklanması çağrısı yaptı. Son seçimlerde, her iki parti de Svoboda’dan fazla oy almıştı. Tarasenko, silahlı çeteleri Kiev’deki Yanukoviç karşıtı gösterilerde öne çıkmış olan Sağ Sektör’ün, Rusya ile savaşa hazırlık için “seferber” olduğuyla övündü.
Kiev’deki yönetimin geçici başbakanı Arseniy Yatsenyuk, dün, Rusya ile her türlü uzlaşmayı açıkça reddetti, Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılma yönündeki her hamlesini “yasalara ve anayasaya aykırı” olarak mahkum etti ve referandumu destekleyenleri “ayrılıkçılar ve hainler” olarak suçladı. Bir mahkeme, ayrılıkçı hareketin önderi Sergei Aksyonov hakkında tutuklama kararı aldı.
Dün, Ukrayna yönetimi, toplam ödenmemiş borçlarını yaklaşık 2 milyar dolara çıkartacak şekilde, Rusya enerji devi Gazprom tarafından sağlanan gazın son faturasını ödeyemedi. Ödemenin reddedilmesi, Gazprom’un, “bedava gaz sağlayamayız” diyerek gaz sevkiyatını durdurma tehditinin ardından, krizi derinleştirebilir. Gaz sevkiyatındaki herhangi bir kesinti, yalnızca Ukrayna’yı değil; aynı zamanda Ukrayna üzerinden geçen boru hatları dolayımıyla Gazprom’dan gaz alan çok sayıda Avrupa ülkesini de etkileyecektir.
Rusya’nın başını ABD’nin çektiği saldırgan meydan okumaya tepkisi, müflis Rusyalı oligarkların çıkarlarını temsil eden Putin yönetiminin güçsüzlüğünü vurgulamaktadır. Putin, Rus milliyetçiliğini ve şovenizmini kışkırtarak, yalnızca, Ukrayna’yı, tüm büyük devletleri içine çekme ve dünyayı bir felakete sürükleme tehlikesi oluşturan etnik bir iç savaşa sürükleme tehlikesini arttırmaktadır.
Rusya, Kırım’daki konumunu sağlamlaştırmaya çalışıyor. Dün, Rusya senatosunun başkanı Valentina Matvienko, Moskova’da Kırım parlamentosundan delegelerle yaptığı görüşmenin ardından, Rus milliyetçilerinin kalabalık bir toplantısında, Kırım’ın, referandumda o yönde oy kullanması durumunda Rusya Federasyonu’nun bir parçası olmasını memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi.
Kırım Yarımadası Rusya donanması için Karadeniz’e ve Akdeniz’e açılmada stratejik öneme sahip bir üs. Rus donanması, çok sayıda Ukrayna savaş gemisinin ana üslerinden ayrılmalarını önleyecek şekilde, iki yaşlı savaş gemisini Donuzlav Gölü’nün girişinde batırdı. Rusya destekli güçlerin Sivastopol’ün dışındaki bir askeri üssü ele geçirmeye çalıştığı sırada yaşanan karşı karşıya gelişin herhangi bir olay çıkmadan sona erdiği bildirildi.
Bu son derece tehlikeli durumun başlıca sorumluluğu, Rusya yönetimini bedeli ve içerdiği tehlikeler ne olursa olsun, küçük düşürücü ve zayıflatıcı şekilde geri çekilmeye zorlamaya kararlı olan Obama yönetimi ile müttefiklerine aittir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|