World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

ABD medyası Ukrayna üzerine propaganda saldırısını kızıştırıyor

Joseph Kishore ve David North
8 Mart 2014
İngilizce’den çeviri (4 Mart 2014)

Ukrayna’da ABD ile Avrupalı büyük devletler tarafından örgütlenen sağcı darbenin ardından, Amerikan medyası Rusya’ya karşı yoğun bir kışkırtıcı savaş propagandasıyla tepki veriyor.

Gazetelerde ve radyo-televizyon kanallarında, Rusya’nın şeytanlaştırılması bütün gücüyle sürüyor. Olaylara ilişkin haberler tek bir basit olay örgüsünü izliyor. Rusya’nın eylemleri bir şeytanlık örneği olarak sunuluyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, şeytanın cisimleşmiş hali.

Rusya’nın eylemlerinin altında yatan tarihsel arka plan, ekonomik çıkarlar, siyasi bağlam ve jeo-stratejik hesaplar gözardı ediliyor. Programlanmış mesajı engelleyecek hiçbir olguya izin verilmiyor. Hiçbir yalan fazlasıyla saçma ya da gülünç değil. Bu propaganda kampanyasının amacı kamuoyunu ikna etmek değil ama onu yıldırmaktır.

New York Times’ın (NYT) Pazartesi günkü baş yazısı (Rusya’nın Saldırganlığı), tek bir çözümleme bile içermiyor. Yazı, baştan sona suçlamalardan, savaş tehditlerinden ve sınırsız ikiyüzlülükten ibaret.

NYT, “Putin’in Kırım’da denetimi ele geçirmek için Ukrayna’daki krizden sinik ve çirkin biçimde yararlanması”nı suçlayarak başlıyor. Gerçek tersyüz ediliyor. ABD, Rusya’nın sınırındaki bir ülkede yönetim değişikliği için sağcı ve faşist güçleri destekledi. Bu faaliyetler, ABD’nin Ukrayna büyükelçisi ile dışişleri bakanlığı müsteşarının Washington destekli yeni hükümetin bileşimini tartıştıkları ve geçen ay sızdırılan bir telefon görüşmesinde tüm dünyaya teşhir edildi. NYT, elbette, bu olaya hiçbir gönderme yapmıyor.

NYT, müthiş bir siniklikle, Obama’nın Putin’e, Rusya “uygar tavrın sınırlarını fazlasıyla aştı ve bunun uluslararası konumda ve ekonomik ilişkilerde ağır bedeli var” demesini talep ediyor.

“Uygar tavır”ın sınırlarını kim aşmış? ABD, Panama, Grenada, ve Vietnam’dan Afganistan’a, Irak’a, Libya’ya ve Suriye’ye kadar bir ülkeden diğerine müdahale etti. Onun geçtiğimiz 25 yıl içindeki askeri operasyonları en az bir milyon insanın ölmesine yol açtı.

NYT, aynı zamanda, bir aydın ve dış politika uzmanı rolünü takınmış Roger Cohen’in bir makalesini (Putin’in Kırım Suçu) yayımlamış. Cohen, yıllardır, Balkanlar’dan Suriye’ye kadar her türlü ABD askeri saldırısını desteklemiştir. O, Muammer Kaddafi yönetiminin devrilmesi operasyonunu örgütlemeye yardımcı olduktan sonra Bingazi’deki ABD konsolosluğunda öldürülmüş olan ABD’nin Libya Büyükelçisi Christopher Stevens’ın yakın arkadaşı olarak kabul ediliyor.

Cohen’in NYT’deki makalesi, birbirini izleyen hakaretlerden ve sıfatlardan oluşmaktadır. Ukrayna’nın devrik devlet başkanı Yanukoviç “beceriksiz, eğlence ve lüks düşkünü, sorumsuz devlet başkanı”; Putin ise Rusya’nın “hakimiyet”ine “kafayı takmış” biri olarak betimleniyor.

Putin’in eylemleri anlaşılmaz olarak sunuluyor. O, “NATO’nun Baltık devletlerini kapsayacak şekilde genişlemesi”ni; “Avrupa Birliği’nin Polonya ve Romanya gibi ülkeleri içermesi”ni; neden tehdit gibi algılasın ki?; “Sırbistan’ın NATO tarafından aşağılanması”nı ya da “Batı’nın Libya’da istediğini yapmak için Birleşmiş Milletler yetkisine ilişkin manipülasyonu”nu neden bir tehdit olarak algılasın ki? Belli ki, Putin deli!

Cohen, kısa ve isteksiz bir şekilde tarihe başvuruyor ve geçerken Nazilerin II. Dünya Savaşı sırasında Ukrayna’da işlediği suçlara değiniyor. Ama bunu, söz konusu suçları basitçe Stalin’in suçlarının bir devamı olduğunu öne sürecek şekilde yapıyor. “Milyonlarca başka insan öldü” diyen Cohen, kaygısız bir şekilde, “Sonradan [Stalin’in ardından] kendi kötülüklerini gerçekleştirdiler” diye yazıyor. O, burada, Almanya’nın günümüzdeki yeniden askerileşmesini meşrulaştırma çabasının bir parçası olarak Nazilerin suçlarını göreceleştiren giderek artan sayıda sağcı tarihçiye katılmaktadır.

Cohen, ardından, hiçbir açıklamada bulunmaksızın “cesetlerle doldurulmuş Babi Yar vadisi”ne gönderme yapıyor. Tarihe yabancı okurlar, Cohen’in Stalinist zulümden bahsettiği sonucuna varabilirler. O, okurlara, Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki Babi Yar vadisinin 33.000 Musevi’nin 29-30 Eylül 1941’de Naziler tarafından korkunç şekilde katledildiği yer olduğu bilgisini vermiyor.

Bu olay, Nazilerin Sovyetler Birliği’ne karşı “imha savaşı”nı [Vernichtungskrieg] başlatmasından yalnızca üç ay sonra gerçekleşmişti. Alman emperyalizminin faaliyetleri arasında, altı milyon Avrupalı Musevi’nin öldürülmesi de vardı. Almanya’daki faşist rejimin şiddetli saldırısını yenilgiye uğratma mücadelesinde tahminen 27 milyon Sovyet askeri ve sivili öldü.

Cohen’in, ABD ile Almanya’nın şimdi Ukrayna’da birlikte çalıştığı güçlerin siyasi kökenine değinmeksizin Babi Yar’dan söz etmesi anlamlıdır. Bu muhalefet, azgın Musevi düşmanlarının egemenliği altında.

Svoboda partisi, Yanukoviç’i deviren protestolardaki başlıca siyasi güçtür. Svonoda, 2004 yılında, öncülü Ukrayna Toplumsal Ulusal Partisi’nin (UTUP) marka değiştirme çabasının bir parçası olarak oluşturuldu. Üyeleri Waffen SS’in sembollerini kullanan bu parti, adını değiştirmek zorunda kalmıştı; çünkü, onun faşizm ile olan sıkı bağlantısı, ABD’nin onu, sonunda 2005’te gerçekleştirilen “Turuncu Devrim”e dahil etme çabasını zorlaştırıyordu.

Oleh Tyahnibok, Svoboda’nın uzun süreli önderidir; ABD ve AB yetkilileri ile geçen ayki yönetim değişikliğini hazırlayan toplantılara katılmıştır. Tyahnibok, 2004’te, Yavorina Tepesi’nde, II. Dünya Savaşı döneminin Ukrayna İsyan Ordusu’nu (UİO) övdüğü bir konuşma yapmıştı. O, bu konuşmada, “UİO, Ruslar’a karşı savaştı, Almanlar’a karşı savaştı, Yahudiler’e [Museviler’e] ve diğer pisliklere karşı savaştı” diyordu. Tyahnibok, 2005’te, Ukrayna’daki Musevi örgütlerin yasaklanmasını talep eden bir dilekçeyi imzaladı.

Roger Cohen, ABD’nin Ukrayna’da müttefik olduğu faşist ve Musevi düşmanı güçlerin adını anmaktan özenle uzak duruyor. Bunu yapan yalnızca Cohen değil. Bu konu, ABD basınında bir tabudur.

New York Times’ın çizgisi, başyazısında Rusya’nın “utanmaz saldırısı Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana ilk kez savaş tehlikesini Avrupa’nın ortasına taşıyor” diyen Wall Street Journal’ın; Obama yönetiminin “Rusya’nın Ukrayna’yı istilasının sonuçlarını açıkça söylemesi”nde ısrar eden Washington Post’un ve Nation dergisinin (bu derginin başlıca dış politika muhabiri ve eski Larouche hareketi üyesi Robert Dreyfuss, “Vladimir Putin’in geri adım atması gerekiyor” diye yazdı) çizgisiyle aynıdır.

ABD medyasının tepkisinin eşgüdümlü karakteri, burada tek tek bireylerin yazılarından çok halka daha önce olanaksız saydığı eylemleri telkin etmeyi amaçlayan bütünüyle bilinçli bir planın uygulandığını ortaya koymaktadır.

Etkili siyaset uzmanları askeri eylem çağrısı yapıyor. Staratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nden Andrew Kuchins, Rusya’nın Kırım ötesine askeri müdahalesi “aşılması durumunda Ukrayna ve NATO ile savaş anlamına gelen bir kırmızı çizgidir” diye yazıyor ve ekliyor: “ABD ve NATO güçlerinin Karadeniz’e, Ukrayna sahilleri yakınına gönderilmesi gerekiyor.”

Böylesi bir savaşın yıkıcı sonuçları olacaktır. Savaşa karşı mücadele, medyanın yalanlarını açığa çıkartmaya yönelik bir mücadeleyi gerektirmektedir. Okurlarımızı, Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin işçiler ve gençlik içinde izlenmesini sağlamaya çağırıyoruz. Makalelerimizi yayın ve paylaşın. Herkes varolan ölümcül tehlike karşısında alarma geçmeli.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır