World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

Irak iç savaşa doğru kayıyor

Bill Van Auken
8 Ocak 2014
İngilizce’den çeviri (3 Ocak 2014)

Irak’ın batısındaki Anbar bölgesinde bulunan ve on yıl önce ABD işgaline karşı silahlı direnişin merkezinde yer alan iki kentin, Felluce ile Ramadi’nin büyük bölümünü ele geçiren Sünni militanlar ile Irak hükümeti arasında, Salı günü ağır çatışmalar patlak verdi.

Yeniden canlanan savaş, Irak'ta 2013’te ölenlerin sayısının 2007-2008’deki ABD askeri "akın"ından bu yana en yüksek seviyeye çıktığını belirten rakamların Birleşmiş Milletler ve başka kuruluşlar tarafından yayımlanmasıyla aynı zamana denk düştü.

Birleşmiş Milletler, geçen yıl şiddete kurban giden Irak’lı sivillerin sayısını 7.818, aynı dönemde öldürülen güvenlik güçlerinin sayısını da 1.050 olarak açıkladı. Britanya’daki Irak Ceset Sayımı (Iraq Body Count - IBC) grubu tarafından yapılan bir başka tahmin, sivil ölü sayısının 9.475 olduğunu bildirdi.

Irak'taki BM misyonunun başkanı Nikolay Mladenov, BM'nin tahminlerini açıklarken şunları söyledi: “Bu, varolan ölümcül çevrimi engellemek için Irak’lı yetkililerin şiddetin kökenlerinin üzerine gitmesinin acil bir ihtiyaç olduğu bir kez daha teyit eden üzücü ve korkunç bir rekordur.”

Geçen yılki ölü sayısının, kabaca, 2008 yılına eşdeğer olduğunu belirten IBC, 2008 yılı rakamlarının “şiddet olaylarındaki ölümlerde (25.800’den geriye doğru) bir azalmayı ifade ettiğine; oysa şimdiki rakamların, kaydedilen sivil ölüm sayısının 4.500 olduğu geçen yıldan bu yana iki kattan fazla bir artışı temsil ettiğine işaret etti.

IBC, “Eğer şimdiki şiddet düzeyleri önümüzdeki yıl hız kesmeden devam ederse, 2014 yılının, Felluce’nin ABD ordusu tarafından iki kez kuşatıldığı ve Irak direnişinin kök saldığı 2004 kadar ölümcül olması tehlikesi söz konusu.” diye ekledi.

Şiddet ve ölüm olayları, Başbakan Nuri el-Maliki’nin Şii tabanlı hükümetinin, kuzeydeki Haviya kasabasında kurulmuş bir Sünni protesto kampına, yaklaşık 50 sivilin ölümüyle sonuçlanan şiddetli saldırı emrini verdiği geçtiğimiz Nisan ayından bu yana artıyor.

Pazartesi günü Ramadi’deki protesto kampına yönelik benzer bir saldırı, bu şehri, Felluce’yi ve daha küçük birkaç kasabayı büyük ölçüde hükümet karşıtı isyancıların eline bırakan ayaklanmalara yol açtı.

Maliki, Pazartesi günü en az on kişinin öldüğü bu protesto kampının dağıtılmasının ardından, halk muhalefetini etkisizleştirmeye yönelik kaba bir girişimle, Salı günü, askeri birliklerin Anbar’daki Sünni nüfusun yoğun olduğu merkezlerden geri çekildiğini ve güvenliğin polise bırakıldığını açıklayarak, protestocuların taleplerinden birine belirgin bir ödün verdi.

Bununla birlikte, Çarşamba günü, en az 100 tutukluyu serbest bırakan, silah depolarını ele geçiren ve bir dizi binayı ateşe veren ağır silahlı militanlar, Ramadi ile Felluce’deki polis karakollarını kuşattılar. Polis, genellikle, bir herhangi bir mücadele sergilemeden mevzilerini terk etti.

Maliki, bunun ardından, önceki kararını iptal etti ve Perşembe gününden itibaren Felluce’nin kimi bölgelerine yönelik topçu bombardımanıyla ve bildirildiğine göre hem bu şehre hem de Ramadi’ye karşı hava saldırılarıyla onları kuşatmaya hazırlanan bölgedeki ordu birliklerinin güçlendirilmesine karar verdi.

Irak İçişleri Bakanlığı’nın bir yetkilisi, AFP haber ajansına “Felluce’nin yarısı Irak-Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) elinde; diğer yarısı ise silahlı aşiretlerin kontrolünde” dedi. Yetkili, bazı alanların IŞİD’in, bazı alanların ise aşiretlerin kontrolünde olduğu Ramadi’de de benzeri bir durumun söz konusu olduğunu söyledi.

AFP, Ramadi’deki muhabirlerinden birinin, “IŞİD’i öven şarkılar söyleyen ve sıkça IŞİD tarafından kullanılan siyah bayraklar” taşıyan, “ağır silahlı adamların içinde olduğu ve kentin doğusuna giden düzinelerce kamyon” gördüğü sözlerini aktardı.

El-Kaide ile bağlantılı Sünni-İslamcı bir milis hareketi olan IŞİD, komşu Suriye’de Batı destekli rejim değişikliği savaşındaki “isyancılar”ın ana bileşenlerinden biri haline gelmişti. Kuzey Suriye’deki toprakların denetimini ele geçirmiş olan örgüt, güçlerini, bombalı otomobil eylemleri yapmak, askeri ve polis birliklerine saldırılar düzenlemek ve mezhepsel saldırılar gerçekleştirmek için Suriye-Irak sınırında ileri geri hareket edebildiğini kanıtlamış durumda. Onun ilan edilmiş hedefi, her iki ülkeyi kapsayan bir Sünni Müslüman halifeliğinin kurulması.

Maliki, IŞİD güçlerinin eylemlerini, Bağdat yönetiminin Sünni nüfusun ötekileştirilmesine ve ona karşı baskıya yol açan mezhepçi eğilimi tarafından kışkırtılmış yaygın Sünni protesto hareketini şiddet kullanarak bastırmak için bir bahane olarak kullanmıştır.

Bu, Sünni politikacıların ve yardımcılarının “teröristler” olarak eziyet görmesini de kapsamaktadır. Kolluk güçleri, son saldırı öncesinde, Ramadi milletvekili Ahmed el-Alwani’nin evine, onu tutukladıkları ve kardeşi ile beş muhafızını öldürdükleri bir baskın düzenledi. Bu hamle, parlamentonun, çoğu Sünni 44 üyesinin istifasına yol açtı.

Protesto kampının dağıtılması için geçen ay bir ültimatom yayınlayan Maliki, onu “El Kaide önderliğinin karargahı” olarak tanımlamıştı.

Hükümetin kendini haklı çıkarmaya yönelik bu anlatısı, Sünni nüfus içinde, hizmetlerin yetersizliği, gelişigüzel "terör" baskınları, binlerce kişinin haklarında herhangi bir suçlama olmaksızın hapsedilmesi ve kamu işçilerinin işlerinden atılmasında kullanılan BAAS’sızlaştırma programının tahrik ettiği öfkeyi canlandıran şeyin bizzat Maliki’nin mezhepçi politikaları olduğu gerçeğini gizlemeyi amaçlamaktadır.

Hükümetin yalnızca El Kaide ile bir savaş içinde olduğu bahanesi, hem İran’dan hem de Washington’dan gelen desteği sağlama almak için kullanılmaktadır. Washington, kısa süre önce, Irak güvenlik güçlerine Hellfire füzeleri ile diğer gelişmiş silahların sevkiyatı emrini verdi. Bu füzelerden bazılarının, Perşembe günü, hükümetin Felluce’ye yönelik saldırısında kullanıldığı bildirildi.

Askeri çatışma Anbar’da biçimlenirken, Irak’ın başka yerlerinde yeni şiddet eylemleri kaydedildi. Perşembe gecesi, bir intihar bombacısı, Bağdat'ın yaklaşık 45 km kuzeydoğusundaki Balad Ruz’da, kalabalık bir alışveriş caddesinde, patlayıcılarla dolu bir kamyoneti havaya uçurdu. Patlamada en az 17 kişi öldü ve 37 kişi yaralandı. Hem Şii hem de Sünni nüfusu hedef alan bu tip saldırılar artık günlük olaylar haline gelmeye başladı.

Irak halkı, on yıldan uzun süredir, ABD emperyalizminin yağmacı savaşlarının ve sömürge tipi saldırganlığının korkunç bedelini ödüyor. Sekiz yıllık Amerikan işgali, ülke halkını bölmenin ve zaptetmenin bir aracı olarak mezhepçilikten yararlanan bir siyasal sistemi dayatırken, yüzbinlerce Iraklının hayatına maloldu. Maliki yönetimi, bu sistemin ürünüdür.

ABD’nin komşu ülke Suriye’de kışkırttığı mezhepçi iç savaş, şimdi, Washington’ın sınırın her iki tarafındaki Sünni İslamcı savaşçılara maddi yardım sağlayan müttefikleri Suudi Arabistan ve diğer Basra Körfezi monarşileri, hatta Maliki yönetimini askeri yardımla desteklemeyi sürdüren Washington sayesinde, bizzat Irak’ta iç savaşa yeni ve güçlü bir itki sağlamış durumda.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır