World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

Stuttgart’ta PSG toplantısı ve tartışma

Alman seçkinleri neden savaş istiyor?

Muhabirlerimizden
5 Aralık 2014
İngilizce’den çeviri (27 Kasım 2014)

Sosyalist Eşitlik Partisi (PSG-Almanya) geçtiğimiz Cumartesi günü Stuttgart’ta bir toplantı düzenledi. Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin Almanca yayınının editörü ve PSG’nin yürütme kurulunun üyelerinden Peter Schwarz, “Alman seçkinleri neden savaş istiyor? Dünya gücü olma yönündeki yeni teşebbüsünün tarihsel ve siyasal nedenleri” başlıklı bir sunum yaptı.

Schwarz, Berlin, Frankfurt ve Bochum’daki son toplantılarda yapmış olduğu gibi, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un 3 Ekim 2013’te Almanya’nın yeniden “Avrupa’da ve dünyada” bir rol oynamasını talep ettiği konuşmanın savaş yöneliminde bir dönüm noktası olduğunu açıkladı.

Schwarz, Alman militarizminin nasıl halkın arkasından geliştiriliyor olduğunu anlattı. Hükümet, medya ve Sol Parti de dahil tüm siyasi partiler halk muhalefetine rağmen Alman militarizminin yeniden canlanmasını açıkça destekliyorlar.

Schwarz, “Yeni yolun uygulamaya konduğu ülke Ukrayna oldu.” dedi. O, Almanya eski Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin ABD diplomatı Victoria Nuland ve AB Dış Politika Temsilcisi Baroness Ashton ile birlikte, 2013 yılının sonundaki “Euro-Maidan” etkinliklerine nasıl doğrudan müdahale ettiklerini ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’e karşı faşist Sağ Sektör’ün öncülük ettiği darbeyi nasıl hazırladıklarını anlattı. Alman hükümeti, o zamandan beri, Poroşenko hükümetini destekledi ve Rusya sınırına yeni NATO konuşlanmalarının koordine edilmesine yardımcı oldu.

Schwarz, “Alman seçkinleri neden bir kez daha savaş istiyor?” diye sordu. Ardından, Alman burjuvazisinin Ukrayna’daki müdahalesiyle, doğuya doğru genişleme biçimindeki tarihsel politikasına dönüş yaptığını açıkladı.

Schwarz, Avrupa Birliği’nin 2008 mali çöküşünün patlak vermesinin ardından nasıl derin bir krize saplanmış olduğunu ayrıntılı olarak açıkladı. Almanya’nın buna yanıtı, militarizminin yeniden canlandırılmasıydı. Almanya, 1914’te ve 1939’da olduğu gibi, bir kez daha, bir dünya gücü olmak için Avrupa’ya hakim olma peşinde koşuyordu. Schwarz, bunu, Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı bir web sitesindeki “Almanya’nın yazgısı: dünyaya önderlik etmek için Avrupa’ya önderlik etmek” başlıklı armalarla donatılmış bir makaleyi örnek göstererek açıkladı. Schwarz, “Böylesi bir açıklama, birkaç yıl önce, bir öfke fırtınasının patlamasına yol açardı.” dedi.

Konuşmasını, yeni Alman militarizmine tarihin revize edilmesinin eşlik ettiğini belirterek sürdüren Schwarz, “Almanya’nın Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarındaki suçları sistematik olarak önemsizleştiriliyor ve yeni bir bakışla sunuluyor” dedi. PSG’nin gençlik ve öğrenci örgütünü defalarca sansürlemeyi deneyen Berlin’deki Humboldt Üniversitesi, tarihin bu revizyonunda önemli bir rol oynuyor.

Schwarz, sunumunun sonunda “savaşı önlemek için ne yapılabilir?” sorusunu ele aldı. O, savaş tehdidinin politikacıların yanlış inançlarına atfedilemeyeceğini belirtti ve “Savaşın itici gücü, dünya kapitalizminin, özellikle toplumsal eşitsizliğin aşırı büyümesinde ortaya çıkan derin krizidir.” dedi.

Bu, kapitalizme karşı bir mücadele yürütmeksizin savaşa karşı çıkmanın mümkün olmadığı anlamına gelmektedir. Schwarz, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) “Sosyalizm ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadele” başlıklı açıklamasından alıntı yaptı: “Savaşa karşı mücadele olmaksızın sosyalizm uğruna; sosyalizm uğruna mücadele olmaksızın da savaşa karşı mücadele edilemez.” Gerekli olan şey, PSG’nin ve DEUK’un işçi sınıfının dünya partisi olarak inşa edilmesidir.

Peter Schwarz’ın sunumunu, PSG ve onun siyasi perspektifi etrafında bir tartışma takip etti.

Schwarz, “PSG, Dördüncü Enternasyonal’in Almanya şubesidir” dedi ve şunları söyledi: “Bizim faaliyetimiz Marksizmin ve sosyalist ilkelerin savunulması ve geliştirilmesi üzerinde odaklanmaktadır. Hareketimiz, bu ilkeleri tarihsel olarak Stalinizme karşı savunmuştur. Stalinizm, Ekim Devrimi’nin bir ürünü değildi; aksine, ona karşı bir tepki olarak doğmuştu. Bizler kendimizi, Ekim Devrimi’nin temelini oluşturan ilkeleri Stalin’e karşı savunan Troçki’nin eserine dayandırıyoruz. Troçkist Sol Muhalefet ve Dördüncü Enternasyonal tarafından savunulan program ve ilkeler, siyasi bir perspektiften yoksun olan uluslararası işçi sınıfı için büyük önem taşımaktadır.”

Toplantıdaki bir katılımcı, Alman ordusunun (Bundeswehr) günün şartlarına bütünüyle uymadığı ve donanımının çok kötü olduğu izlenimi veren medya haberleri üzerine yorumda bulundu.

Schwarz, bu tür haberlerin şimdiki militarist kampanyanın en önemli parçasını oluşturduğunu söyleyerek yanıtladı: “Bu açık bir propagandadır. Bundeswehr, kendisi için öngörülen yeni rolü, yalnızca bütçesini milyarlarca avroya çıkartarak hayata geçirebilir. Bunun önündeki engel, halkın çoğunluğunun böylesi bir politikayı reddetmesidir. Ordunun külüstür durumuna değinen sayısız medya haberinin arkasında, bu reddedişin üstesinden gelme girişimi yatıyor.”

“Dünyanın bütün işçileri, birleşin” çağrısının I. Dünya Savaşı’nın patlamasını neden önleyemediğine ilişkin soru bir tartışmaya yol açtı. Bir izleyici, “İnsanlar savaş için neden gönüllü oldular? İşçi sınıfı neredeydi?” diye sordu.

Schwarz, bunu, I. Dünya Savaşı’nın başlangıcında, Alman işçi sınıfı içinde geniş bir muhalefet olduğunu söyleyerek cevapladı. “Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) uzun yıllar savaş karşıtı propaganda yürütmüştü ve savaş karşıtlığı işçiler arasında yaygındı. [II. Enternasyonal’in] 1907 Stuttgart ve 1912 Basel kongrelerinde, savaşa karşı önemli kararlar alınmıştı. Savaşın başlamasından kısa bir süre önce, Almanya’da, binlerce işçi savaşa muhalefetlerini göstermek için sokaklara dökülmüştü.”

Savaş coşkusu, eğitimli orta sınıflar, memurlar, akademisyenler ve şirket temsilcileri etrafında yoğunlaşmıştı. Yine de, belirleyici olan, SPD’nin parlamento grubunun 4 Ağustos 1914’te savaş kredilerini onaylamasıydı.

Schwarz, “Eğer tarihte ‘ihanet’ olarak adlandırılmaya layık olan bir olay varsa, bu odur.” dedi. İnsanın ihtiyaç anında ülkesini yüzüstü bırakamayacağını iddia eden SPD, işçi sınıfını, kritik bir durumda silahsızlandırmıştı.

Bir diğer soru, PSG’nin büyüklüğü ile ilgiliydi. Schwarz, “Biz henüz kitlesel bir parti değiliz fakat açıkça devrimci bir politikayı ve perspektifi savunuyoruz” dedi ve artan toplumsal kutuplaşmanın böylesi bir perspektifi gerektirdiğini ekledi. Siyasi boşluk, çoğu sağcı olan en son hareketler eliyle doğrulanmaktadır.

Schwarz, “Bununla birlikte, sorunlar üzerinde dikkatle düşünmeden ve onların kökenlerini anlamadan ciddi bir politika uygulamak mümkün değildir.” uyarısında bulundu: “Geçici önlemler çıkmaza sürükler. Bizler, Marksizmin büyük geleneklerine dayanan uluslararası bir parti inşa ediyoruz. Küreselleşme çağında, tek bir toplumsal sorun bile ulusal bir temelde çözülemez.”

Peter Schwarz salonda bulunan herkesi Dördüncü Enternasyonal’e katılmaya ve etkin bir şekilde savaşa karşı mücadeleye girişmeye çağırdı.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır