Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Julian Assange’ın tutuklanmasından bu yana geçen dört yıl
Robert Stevens
29 Aralık 2014
İngilizceden çeviri (12 Aralık 2014)
7 Aralık WikiLeaks’in kurucusu JulianAssange’ın Londra’da tutuklanmasının ve suçlama yapılmaksızın alıkonulmasının dördüncü yıldönümüydü. 5 Aralık Assange’ın, 19 Haziran 2012’de siyasi sığınma talebinde bulunmak zorunda kalmasının ardından Londra’daki Ekvador büyükelçiliğine kapanmasının 900. günüydü.
Assange, kendisine karşı tek bir suçlama olmamasına rağmen bu vahim durumda kalmaya devam ediyor. Düzmece cinsel saldırı iddialarıyla onun Britanya’dan iade edilmesini amaçlayan İsveç makamları, geçtiğimiz günlerde, ona yönelik tutuklama kararını üst mahkemede onayladılar.
Eğer Assange Ekvador büyükelçiliğine sığınmamış olsaydı, çok büyük ihtimalle, gizli belgeleri açığa çıkartan Chelsea (Bradley) Manning’in başına geldiği gibi, şimdi bir hapishanedeydi ya da ölmüştü.
İsveç, Britanya ve ABD hükümetleri tarafından sürdürülmekte olan girişimler Assange’ı zorluyor. Sonuçta, ABD hükümeti, Assange’ın, İsveç’ten, 2010 yılında oluşturulmuş bir soruşturma kurulunun bulunduğu ve ona karşı şimdiye kadar belirtilmemiş, muhtemelen casusluğu (failin idamını) da içeren suçlamaların açık kaldığı ABD’ye iade edilmesini amaçlıyor.
Assange’ın peşinin bırakılmamasının nedeni, onun ve WikiLeaks’in, Irak ve Afganistan’da ABD ile başlıca emperyalist güçlerin hükümetleri tarafından işlenmiş iğrenç savaş suçlarına küresel düzeyde dikkat çekmiş olmasıdır. Bunlar, en üst düzey devlet yöneticileri tarafından izin verilmiş suçlardı. WikiLeaks, ilk olarak, Irak’taki Amerikan askerlerinin, Temmuz 2007’de, savunmasız sivillere ve çocuklara bir helikopterden ateş açıp öldürdüğünü gösteren “İkinci Dereceden Cinayet” videosunu ifşa ettiği zaman dünya çapında ün kazanmıştı.
ABD, buna karşılık, WikiLeaks’i kapatmak amacıyla Assange’ı susturmaya yöneldi. Assange, Kasım 2010’da, WikiLeaks’in, Amerikan dış politikasının dünya çapındaki yağmacı rolünü gösteren 250.000 ABD diplomatik belgesini yayınlamasından birkaç gün sonra, İsveç tarafından çıkarılan bir Avrupa Tutuklama Kararı’yla (EAW) tutuklanmıştı.
Assange, kötücül ve apaçık görünen bir entrikanın kurbanıdır. Assange’ın yalnızca sorgulanmak için İsveç’te bulunması gerektiğini belirten EAW, onu sanık olarak adlandırmıyor. Fakat İsveçli savcılar, Assange’ın İsveçli yetkililer tarafından Britanya’da sorgulanmak için yaptığı çok sayıda başvuruyu reddettiler.
Assange, Britanya makamları tarafından İsveç’e teslim edilmesini önlemek için, 19 Haziran 2012’den beri Ekvador büyükelçiliğinde kalmaya zorlanmış durumda. O, büyükelçiliğe girdiğinden beri, polisin 8 milyon sterlinden fazlaya mal olan ve gece gündüz devam eden kuşatmasının hedefi oldu. Assange, bozulan sağlığına rağmen, bir hastaneye bile gidemez durumda.
Britanya hükümeti, Assange’ın, ona, ABD’ye gönderilmesi durumunda işkence ve ölüm tehlikesiyle yüz yüze olması nedeniyle sığınma hakkı tanımış olan Ekvador’a geçiş izni vermeyi reddetti. Britanya hükümeti, bir noktada, uluslararası diplomatik sığınma ilkesine saygı göstermediğini açıkladı ve büyükelçiliğe baskın düzenleme tehdidinde bulundu.
Geçtiğimiz dört yılda yaşananlar, Assange’ın neden aranan bir adam olarak kaldığını göstermektedir.
Emperyalist güçler, Libya ve Suriye’de (Libya’da hükümetin devrilmesi ve devrik devlet başkanı Muammer Kaddafi’nin barbarca öldürülmesiyle sonuçlanan) iç savaşları kışkırttılar. ABD ve Britanya, bir kez daha “terörizm”e karşı mücadele kisvesi altında, Irak’taki, Afganistan’daki ve Suriye’deki askeri operasyonlarını yeniden başlattılar.
ABD ve Almanya, bu yılın başında, NATO’yu Rusya sınırlarına genişletme ve tüm Avrasya toprakları üzerinde denetim sağlama yönündeki uzun dönemli planlarının bir parçası olarak, Ukrayna’da, Rusya’yı varoluşsal bir tehditle karşı karşıya getiren sağcı bir darbe düzenlediler. Ukrayna’da bunun ardından başlayan iç savaş, binlerce insanın ölümüne yol açtı ve Avrupa’yı ve dünyayı 1945’ten beri hiç olmadığı kadar savaşın eşiğine getirdi.
Bu listeye şunlar eklenebilir: ABD’nin Somali, Yemen ve Pakistan’da binlerce sivilin ölümüne yol açan insansız hava aracı saldırıları; Boko Haram ile savaşmak için Nijerya’ya askeri “uzmanlar”ın ve Ebola krizi bahanesiyle Batı Afrika’ya askerlerin sevk edilmesi; Çin’i ve Rusya’yı kuşatmayı amaçlayan “Asya’ya dönüş”.
ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’nun eski çalışanı, ifşacı Edward Snowden’ın, ABD’nin Britanya ile danışıklı bir şekilde dünya halklarına yönelik sistematik casusluk faaliyetini ifşa etmesi, Assange tarafından gün yüzüne çıkarılmış ezici ifşaatları bile gölgede bıraktı. Assange’ın yolunu izlememesi ve Rusya’ya sığınma talebinde bulunmaması durumunda, Snowden da, ya hapiste çürüyecek ya da ölecekti. Amerikan film yapımcısı Laura Poitras, Snowden’ın ifşaatları hakkında bağlantı kurduğu ilk kişiydi. Potrais, avukatları tarafından, Snowden hakkındaki filmi Citizenfour’un Londra’daki ilk gösterimine katılması durumunda, Britanya Terör Yasası’na göre tutuklanmakla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıldı.
WikiLeaks’in ifşaatlarını büyük ölçüde basıma hazırlamış ve ardından Assange’a düşman olmuş Guardian gazetesi, buna rağmen, Snowden’ın belgelerini yayımlamasının ardından, eşi görülmemiş bir saldırının hedefi oldu. Britanya hükümeti, Guardian gazetesinden, bu tür ifşaları daha fazla yayımlamaya son vermesini istedi ve Başbakan David Cameron, Snowden’ın dosyalarını içeren bilgisayar sürücülerinin imha edilmesini denetlemeleri için, gazetenin Londra bürolarına istihbarat ajanlarını gönderdi.
Britanya sınır yetkilileri, Ağustos 2013’te, bir diğer ürpertici siyasi gözdağı eyleminde, o zamanlar Guardian muhabiri olan Glenn Greenwald’ın ortağı David Miranda’yı gözaltına aldılar ve dokuz saat sorguladılar. Greenwald, Snowden’ın ifşalarının yayımlanmasında çok önemliydi. Miranda, 2000 yılında kabul edilmiş olan Britanya Terör Yasası kapsamında gözaltına alındığında, avukat hakkı ve sessiz kalma hakkından yoksun bırakıldı ve bilgisayarı, cep telefonu, fotoğraf makinesi ve hafıza kartları dahil, Snowden ile ilgili tüm belgelerine el konuldu.
Assange, Manning ve Snowden, suçlarını ve komplolarını sergileme cüretinde bulunanları susturmak için hiçbir engel tanımayan suçlu bir siyasi seçkinler grubu tarafından hedefe yerleştirilmiştir. ABD, sistematik ve barbarca işkence yapan ve kendi kent ve kasabalarındaki sokaklarda kendi yurttaşlarını sistematik olarak öldüren devlet aygıtına sahip bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu hükümetin başında, düzenli olarak küresel ölüm listeleri imzalayan bir başkan bulunuyor. Obama, Eylül 2011’de, bir Amerika yurttaşı olan Anwar al-Awlaki’nin öldürülmesi için izin verdi. New Mexico doğumlu bir Müslüman din adamı olan Awlaki, üç kişiyle birlikte, bir insansız hava aracından fırlatılan füzeyle öldürüldü. Saldırıda, bir başka ABD yurttaşı Samir Khan da öldürülmüştü.
İşçiler ve gençlik, Assange’ın, Snowden’ın ve Manning’in özgürlüğünü talep etmeli ve onlara yönelik zulme son verilmesi için mücadele etmelidirler. Bu talep ve tüm temel demokratik hakların savunusu, işçi sınıfının ve gençliğin, emperyalizme karşı sosyalist ve enternasyonalist bir program üzeride yükselen kitlesel bir siyasi ve toplumsal hareketinin gelişmesine bağlıdır.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|