World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

Obama ve NATO Rusya karşıtı kampanyayı Ukrayna üzerinden tırmandırıyor

Patrick Martin
18 Nisan 2014
İngilizce’den çeviri (17 Nisan 2014)

Başkan Obama ile NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, ABD’de ve Avrupa’da ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda, ABD ve Avrupa emperyalizminin Rusya’ya yönelik tehditlerini yoğunlaştırdılar. Bu açıklamalar, Perşembe günü Cenevre’de yapılması planlanan, ABD, Avrupa Birliği ve onların Ukrayna’daki kukla yönetiminin Moskova ile karşı karşıya geleceği dörtlü görüşmelerin öngününde yapıldı.

Obama, kendisine Beyaz Saray’ın Rusya’ya karşı ekonomik savaş kampanyasını arttırması gerektiğini ima eden provokatif sorular yönelten CBS News’den Major Garrett’e bir röportaj verdi. Röportajdan önce, Beyaz Saray, Ukrayna’daki krizin çözümü yolunda bir ilerleme sağlanamaması durumunda Rusya’ya karşı yeni ekonomik yaptırımların “hazırlanmış” olduğunu açıkladı.

Obama, CBS’e, Rusya’nın Kırım’ı topraklarına katarak Ukrayna’nın egemenliğini çiğnediğinin “apaçık ortada” olduğunu; halkının büyük çoğunluğunun Kiev’deki ABD destekli sağcı yönetime karşı olan güney ve doğu Ukrayna’daki “devlet dışı milisler”i destekleyerek bunu yapmaya devam ettiğini anlattı.

Rusya’ya yönelik suçlamalarına herhangi bir kanıt sunmayan Obama şunları söyledi: “Hep söylediğim gibi, Rusya de zaman Ukrayna’yı istikrarsızlaştırmaya yönelen ve onun egemenliğini çiğneyen bu tür adımlar atsa, bunun sonuçları olacaktır. Daha şimdiden, Rusya ekonomisinin zayıfladığını, sermayenin Rusya’dan kaçtığını görüyoruz.”

Obama, ABD’nin, Ukrayna’nın gelecekteki NATO üyeliğine destek verebileceğini ima eden bir dille, “Bizim savaşa ihtiyacımız yok. Bizim ihtiyaç duyduğumuz şey, Ukrayna gibi ülkelerin tüm komşularıyla ilişkiler kurabileceğinin ve onlar adına karar verme işinin Rusya’ya ya da başka bir ülkeye düşmediğinin kabul edilmesidir.” dedi.

ABD yönetimi, iktidara kimin gelmesi gerektiği de dahil, Ukrayna adına “karar vermiş” olduğu için, bu açıklama, ikiyüzlülüğüyle dikkat çekicidir. Kiev’de mevcut yönetimi iktidara getiren ABD destekli protestolar sırasında ABD büyükelçisi ile Dışişleri Bakanı yetkilisi Victoria Nuland arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin kayıtları, onların, şimdi Ukrayna Başbakanı (Arseniy Yatsenyuk ya da onların samimi şekilde adlandırmasıyla “Yats”) olan kişiyi daha o zaman seçmiş olduğunu gösteriyor.

Daha kaygı verici olan, CIA Yöneticisi John Brennan’ın doğu Ukrayna’daki halk hareketinin üstesinden nasıl gelinebileceğini tartışmak üzere, geçen hafta, gizlice Kiev’i ziyaret etmesidir. Geçici Devlet Başkanı Oleksandr Turçinov ve Başbakan Yatsenyuk ile yapılan o görüşmelerden sonra, Kiev karşıtı eylemciler “terörist” olarak mahkum edildi ve muhalefeti “ortadan kaldırma” tehdidinde bulunan bir generalin komutası altındaki orduya emir verildi.

Brennan’ın dünyanın süikast ve provokasyon yapmaya adanmış en büyük örgütüne başkanlık yaptığı ve daha önce “terörist” olarak tanımlanan insanlara yönelik insansız uçaklardan füze saldırılarını yöneten Beyaz Saray’da çalışmış olduğu düşünüldüğünde, onun Kiev’deki görüşmelerinin, kesinlikle, Kiev’in siyasi muhaliflerini suçlular olarak şeytan gibi gösterme ve krizden kanlı bir çıkış üretme üzerine yoğunlaştığı anlaşılabilir.

Askeri tırmanma tehditi, NATO’nun Çarşamba günü Brüksel’de yaptığı bir toplantının ardından geldi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, ABD’nin egemenliğindeki askeri ittifakın, hepsi Rusya ile sınıra sahip eski Sovyet cumhuriyetleri olan Baltık devletleri Litvanya, Letonya ve Estonya üzerindeki devriyelerini arttıracağını söyledi. Bu, Polonya’ya ve Baltık devletlerine savaş uçakları göndermeyi ve Polonya ile Romanya’ya AWACS izleme uçakları sevkiyatını içeren önceki eylemlerde bir tırmanmayı temsil etmektedir.

Rasmussen, “Denizde, havada ve karada acilen, yani birkaç gün içinde, sevkiyatların gerçekleştiğine tanık olacaksınız” dedi ve ekledi: “Havada daha fazla uçağımız, denizlerde daha fazla gemimiz olacak ve karada daha hazır olacağız. Gerekirse, bunları, önümüzdeki birkaç hafta ya da ay içinde daha fazlası izleyecek.”

Bu sevkiyatlar, Baltık devletleri açıklarına ve Doğu Akdeniz’e NATO savaş gemileri gönderilmesini de kapsayacak.

Bütün belirtiler, Cenevre görüşmelerinin krizi çözmeyi değil ama Rusya’ya karşı başka provokasyonlara yol açmayı amaçladığına işaret ediyor. Sağcı Ukrayna yönetiminin geçici Dışişleri Bakanı Andriy Deşçitsia, Rusya’nın Kırım’ı Ukrayna’ya geri vermesini ve Rusya parlamentosunun Devlet Başkanı Vladimir Putin’e verdiği, gerekli görmesi durumunda Ukrayna’daki Rus nüfusu korumak için Rus birliklerini gönderme yetkisini yürürlükten kaldırmasını isteyeceğini söyledi.

ABD’li, NATO’lu ve Ukraynalı yetkililerin Ukrayna’ya “Rus müdahalesi”ne ilişkin iddiaları, Kiev’deki ABD-AB hükümet darbesi göz önünde bulundurulduğunda, hem ikiyüzlü hem de son derece siniktir. Emperyalist güçler, ABD’deki ve Avrupa’daki itaatkar medyanın yardımıyla, dikkatleri kendi operasyonlarından ve manevralarından uzaklaştırmak için bir hile üretiyorlar.

Rusya ile Ukrayna, ortak tarih, kültür, ekonomik bağlar ve coğrafya eliyle birbirine bağlanmıştır. Özellikle de halkın çoğunluğunun anadil olarak Rusça konuştuğu ve farklı [etnik ve kültürel] kesimler arasındaki evliliklerin yaygın olduğu doğu Ukrayna’da etnik olarak farklı insanlardan söz etmek saçmadır.

Açık faşistlerin, Rus karşıtı şovenistlerin ve Musevi karşıtlarının başını çektiği Ukraynalı aşırı sağcı milliyetçilerin iktidarı ele geçirmesinin -ki onların ilk önemli siyasi kararı Rusça’nın resmi alanda kullanımını yasaklamak olmuştu- ülkenin, özellikle de Rusça konuşulan doğusunda ve güneyinde kitlesel muhalefeti kışkırtması şaşırtıcı değildir.

Bu halk muhalefetinin Rusya tarafından “teşvik edilmiş” ve “kışkırtılmış” olduğu iddialarına gelince; milyarder oligarklara yaslanan Putin yönetimi, sanayi işçilerinin kalesi doğu Ukrayna’da, sınırın ötesine sıçrayarak bizzat Rusya içindeki sınıf mücadelesini yoğunlaştırabilecek olan her türlü gerçek halk hareketine düşmandır. Eğer Rus ordusu doğu Ukrayna’ya müdahale ederse, bu, böylesi bir halk hareketini denetim dışına çıkmadan önce ezmek için olacaktır.

Emperyalist güçler ve onların Kiev’deki piyonları, doğu Ukrayna halkına açık bir nefretle yaklaşmaktadırlar. Geçici Devlet Başkanı Turçinov’un web sitesinde Salı günü yayımlanan açıklamayı anımsamakta yarar var. O, bu açıklamada, “Rus Özel Kuvvetleri ve teröristler dışında, Rus propagandasıyla aldatılmış yüz binlerce Ukraynalı söz konusu.” demişti.

Kiev’in emrini verdiği, Kiev yönetimine güvenmeyen ve ona karşı çıkan doğu Ukraynalılar’ın geniş bir kesimini ezmeye yönelik askeri harekat tam bir kıyım tehlikesi oluşturmaktadır. Daha şimdiden, hafta başında Kramatorsk ve Slovyansk’ta ölümler olduğuna ilişkin haberler geldi. Çarşamba günü basında yer alan haberler, Azak Denizi kıyısında 600.000 nüfusa sahip Mariupol’daki protestocuların üzerine ateş açan Ukraynalı askerlerin bir kişiyi öldürdüğünü ve 12’sini yaraladığını bildirdi.

Ukraynalı askerlerin ateş açmamakta direttiğine ve yerel halka dostça davrandığına ilişkin haberler söz konusu. Bu tür saf değiştirmeler, aşırı sağcı ve neo-Nazi unsurları işçi sınıfına karşı harekete geçirme yönündeki çabaları yoğunlaştıracaktır.

Ukrayna Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı ve Musevi karşıtı Svoboda partisinin önderlerinden Andriy Parubiy, Twitter’a, Kiev’deki darbenin çoğu sağcı milliyetçi grupların üyeleri olan deneyimli askerlerinin savaşa katılmak üzere harekete geçtiklerini yazdığı bir mesaj gönderdi. O, bu mesajda, “#Maidan öz savunma gönüllülerinden oluşan Ulusal Muhafız yedek birliği bu sabah cepheye gönderildi” diyordu.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır