World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

NSA’nın Avrupa’daki yeni dinlemelerine ilişkin ifşaatlar

Alman basını ve politikacılar ABD-Almanya ilişkilerinde kopma uyarısı yapıyor

Ulrich Rippert
16 Kasım 2013
İngilizce’den çeviri (29 Ekim 2013)

Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın (NSA) faaliyetlerine ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in cep telefonunu böcekle dinlemesine ilişkin yeni ifşaatlar, hafta başında, Alman medyasına egemen oldu.

Haftalık dergi Der Spiegel, Pazartesi günü, “Kötü Niyetli Dost” başlığı altında, Alman-Amerikan ilişkilerinde bir “buz çağı” tehlikesi uyarısında bulundu. Dergi, ABD dinleme faaliyetinin muhtemel merkezinin, Brandenburg Kapısı’nda, Başbakanlığa ve Alman hükümet binalarına bir taş atımı mesafede kısa süre önce inşa edilmiş olan ve çatısında bir anten tarlası barındıran heybetli ABD büyükelçiliği olduğunu bildirdi.

Kızılötesi görüntüler, binanın içinde, izleme faaliyetlerini gösteren muazzam miktarda enerji tüketildiğinin belirtisi.

Önde gelen Alman politikacıların ve yetkililerin sistematik izlenmesi, Başbakan Gerhard Schröder başkanlığındaki Sosyal-Demokrat (SPD) – Yeşiller hükümetinin, Almanya’nın eli kulağındaki Irak savaşına katılmaya karşı olduğunu açıkça söylediği 2002 yılında başladı. Sonraki yıllar boyunca, Alman hükümetinin dinlenmesi sistematik olarak genişletildi. NSA, Almanya Başbakanı’na ek olarak, en az 34 başka uluslararası önderi de dinlemiş.

NSA’nın gözetleme faaliyetleri politikacılarla sınırlı değil. O, tüm Avrupa’daki kitleleri hedeflemektedir. Hafta sonunda, ABD istihbarat örgütlerinin, İspanya’da, yalnızca 2012 Aralık ayı içinde 60 milyon telefon konuşmasını dinlemiş olduğu belirtildi. İspanyol haber bültenlerine göre, NSA, telefon görüşmelerinin numaralarına, kaynaklarına, sürelerine ve içeriklerine ilişkin bilgiler toplamış.

Pazartesi günü, İspanya Dışişleri Bakanlığı, ABD büyükelçisini, İspanyol hükümetinin memnuniyetsizliğini iletmek ve bir açıklama talep etmek üzere, resmen görüşmeye çağırdı.

Der Spiegel’ın haberini yorumlayan köşeyazarı Jakob Augstein şunları yazdı: “Acı gerçek şu ki, dijital olarak herşeye gücü yeterlik Amerikalıların başını döndürmüş durumda. Bu ülke, mevcut durumuyla bir ittifakı bütünüyle koruma kapasitesine sahip mi?”

Augstein, yorumunu, ABD “kendi güvenlik hakkının mutlak ve herkesi kapsayıcı olduğunu düşünmekte ve bu yolla bir dereceye kadar kendi kendine zarar verici hale gelmektedir.” diyerek sürdürdü. O, en son açığa çıkan casusluğun yol açtığı zararı dengeleyebilecek akla yatkın herhangi bir kazancın söz konusu olmadığı sonucuna vardı.

Tutucu Alman gazetesi Die Welt, Obama yönetiminin “en tehlikeli krizine” düştüğünü belirtirken, İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung Almanya’nın ABD casusluğu konusundaki öfkesinin yoğunlaştığını yazdı. 2008 seçimleri öncesinde Avrupalılar üzerinde egemen olan “Obama düşkünlüğü” ortadan kalkmış durumda.

Alman hükümetinin üst düzey temsilcileri ve bütün partilerden parlamenterler, yayınladıkları basın bildirilerinde ve açıklamalarda kızgınlıklarını ifade ettiler. Almanya Başbakanı Angela Merkel, geçtiğimiz haftanın sonu, ABD yönetimini azarladı. Merkel, Brüksel’deki AB zirvesi öncesinde yaptığı açıklamada, “Dostları dinlemek kabul edilemez” dedi ve ekledi: “Bizim müttefikler ve dostlar arasında güvene ihtiyacımız var ve bu güvenin yeniden kurulması gerekiyor.”

Alman hükümeti, Washington’a yönelik eleştirilere ve bir açıklama ya da özür taleplerine rağmen, zararı sınırlamaya çalışıyor.

Pazartesi öğleden sonra, Federal Parlamento’nun (Bundestag) NSA’nın dinleme faaliyetlerini tartışmak üzere özel bir oturum gerçekleştireceği açıklandı. Bununla birlikte, bu toplantı, üç hafta sonrası (18 Kasım) için planlandı. Tutucu “birlik” partilerinin (Hristiyan Demokrat Birlik- CDU ile Hristiyan Sosyal Birlik-CSU) bir sözcüsü, parlamentodaki “birlik” grubunun başkanı Volker Kauder ile SPD’li mevkidaşı Frank-Walter Steinmeier’in toplantı konusunda anlaşmış olduğunu doğruladı.

Hem Yeşiller Partisi hem de Sol Parti, casusluk iddialarına ilişkin bir meclis araştırması çağrılarını yineleyerek, kararı memnuniyetle karşıladı. Bu öneri, Kasım ayındaki toplantıda oylanabilir.

Kauder, Pazar günü ZDF televizyon kanalına yaptığı açıklamada, CDU-CSU’nun böylesi bir meclis araştırmasına karşı çıkmayacağını söyledi. O, “Eğer iki küçük muhalefet partisi (yani Yeşiller ve Sol Parti) komitenin kurulmasını istiyorsa buna izin vereceğiz” dedi. Kauder, bir önceki gün, böylesi bir araştırma talebini topyekün reddetmişti.

Halen yeni bir koalisyon hükümeti üzerine görüşmeler sürdüren CDU/CSU ile SPD, anlaşıldığı kadarıyla, siyasi krizin son derece derin olduğu ve tüm partilerin işbirliğini yaşamsal kılacak denli kapsamlı sonuçlara sahip olduğu sonucuna varmış durumda.

Planlanan meclis oturumuna kadarki üç hafta, bu krizi olabildiğince yatıştırmak için kullanılacaktır. Başbakan Merkel, Obama yönetimine, “transatlantik ilişkinin sarsılmasından“ çok kaygılandığı ve o ilişkinin devamına ve güçlenmesine bağlı olduğu işaretini vermek için her fırsatı değerlendiriyor.

Merkel, telefon dinlemeler konusundaki kızgınlığını sürekli ifade ederken, başta Avrupa ile ABD arasında bir serbest ticaret anlaşması konusunda sürmekte olan görüşmeleri kesmek olmak üzere, ABD’ye karşı somut önlemler alınması yönündeki çağrıları reddetmiş durumda.

Hükümet sözcüsü Steffen Seibert, Almanya’nın bir serbest ticaret anlaşmasındaki çıkarlarının olumsuz etkilenmediğini açıkladı. O, görüşmelere ABD istihbaratına karşı iddialar yanıtlanana kadar ara verilmesini savunan SPD’nin, Yeşillerin ve Sol Parti’nin kimi kesimlerinin yanı sıra CSU içindeki kimi seslere yanıt veriyordu.

Bununla birlikte, Merkel’in uzlaşma girişimleri, uluslararası ilişkilerde, giderek su yüzüne çıkan kapsamlı sonuçlara sahip önemli bir kırılmanın gerçekleşmekte olduğu gerçeğini gizleyemiyor.

Alman istihbarat örgütleri, on yıllardır, Amerikalı meslektaşları ile yakın işbirliği içinde çalışmaktadır. Atlantik’in iki yakasındaki hükümetler, kendi halklarını baskı altına almak için kendi polis devleti aygıtlarını inşa etmeye kararlılar. Hem Washington’ın hem de Berlin’in Edward Snowden tarafından yapılmış ifşaatlara olan düşmanlığının ardında bu yatıyor.

ABD istihbarat örgütlerinin faaliyetlerinin suç oluşturan karakterinin açığa çıkarılması, onların Alman ortaklarında bir sıkıntı yarattı. Daha şimdiden, basında ve siyasi çevrelerde, içeride ve dışarıda ABD’den daha bağımsız biçimde casusluk faaliyetleri gerçekleştirmelerini sağlamak için Alman istihbarat örgütlerini güçlendirme ihtiyacına ilişkin bir tartışma başlatıldı.

Geçtiğimiz hafta sonu Financial Times’a yazan Die Zeit’ın başyazarı, Stanford Üniversitesi’ndeki Hoover Enstitüsü’nün öğretim görevlisi ve ABD’nin yakın dostu olan Josef Joffe, Berlin’deki ve tüm Avrupa’daki hükümetlere, “sızlanmaya son verme” çağrısı yaptı. Joffe, “iyi karşı istihbarat küsüp surat asmaktan daha iyidir; en iyi savunma saldırıdır (dostum, eğer sen beni gizlice dinlersen, ben de seni dinlerim); ve en önemlisi, yakayı ele verme kurallarını hatırlamak” daha iyi diye yazdı.

Joffe, Alman hükümetinin iletişim sistemlerinin geriliğinden yakındı ve Naziler’in adı kötüye çıkmış istihbarat örgütlerini bir model olarak hatırlatacak denli ileri gitti. O, “Berlin’in önünde, efsanevi İkinci Dünya Savaşı Savunmasının bir benzerini yaratmak için alması gereken uzun bir yol var,” sonucuna vardı.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır