DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Türkiye
Yazıcıya hazırla
Kürt milliyetçileri Türkiye ile ABD destekli görüşmeler sürdürüyor
Isaac Finn
19 Mart 2013
İngilizceden çeviri (14 Mart 2013)
Kürdistan İşçi Partisinin (PKK) kurucusu ve hapisteki önderi Abdullah Öcalan, PKK ile Türk devleti arasındaki 30 yıllık çatışmaya son vermeyi amaçlayan bir "yol haritası" kaleme alıp göndermiş durumda.
Öcalanın barış planı taslağı, çoğu Barış ve Demokrasi Partisinden (BDP) Kürt milletvekillerinden oluşan heyetlerle iki buluşmanın ve Türk Milli İstihbarat Örgütü ile yaptığı görüşmelerin ardından açıklandı. Kürt politikacıları, 1999da tutuklanmasından beri İmralı adasındaki cezaevinde tecritte tutulan Öcalan ile yapılan barış görüşmelerine ilk kez dahil edildiler.
Öcalan, BDP heyetiyle ikinci görüşmesini, onlara üç tane 20 sayfalık el yazısı bir barış planı vererek tamamladı. Her bir taslağın farklı bir üstyazı ile verildiği belirtiliyor: Bunlardan biri "BDP eşbaşkanlarına" yönelik. PKKnin Avrupadaki şubelerine gönderilen mektup "Kongra-Gel Başkanlığı"na; Irakın Kandil dağlarındaki PKK üssüne yönelik mektup ise "KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı"na hitap ediyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK, "en azından Newroza kadar bir ateşkes, Temmuz-Ağustosta ise silah bırakmayı ilan edecek; ardından da ülkeden ayrılma tartışılacak"diyerek, Öcalanın taslağından alıntı yaptı.
Hurriyet Daily News de, mektuptan, PKKnin çekilmesi için koşulan şartlardan birinin, taslağı hazırlanmakta olan Anayasada "Kürtler de dahil hiçbir etnik kimliğe vurgu yapılmaması" olduğunu belirten bir alıntı yaptı.
Hükümet, Öcalanın, binlerce Kürt tutuklunun serbest bırakılmasına, yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılmasına ve Kürt dilinin eğitimde kullanılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılması karşılığında, Türkiyede özerk bir Kürt bölgesi talebinden vazgeçmeye niyetli olduğunu iddia ediyor.
"50.000 kişilik bir halk savaşı"ndan söz eden Öcalan, Kürt tutukluların serbest bırakılmaması durumunda, bunun çok kötü sonuçları olacağı uyarısında bulundu.
Böylesi bir anlaşma konusunda, hem onlarca yıldır PKKye karşı savaşan Türk devleti, hem de Öcalanın anlaşması, onun için Türkiye içinde bağımsız bir Kürt devleti planından vazgeçmek anlamına gelen PKK içinde güçlü bir muhalefet söz konusu. Ocak ayında Pariste üç Kürt siyasetçinin öldürülmesinin bu tür görüşmeleri sona erdirmeyi amaçladığına ilişkin yaygın bir kanı var.
Uluslararası Kriz Grubuna göre, Türk ordusu ile PKK arasındaki savaş, geçtiğimiz 18 ay içinde -bazıları Öcalanın 1999da tutuklanmasından beri yaşanan en kanlı çatışmalarda- 900den fazla insanın ölümüne yol açmış durumda.
Muhalefetteki Türk milliyetçisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), görüşmelere yüksek sesle karşı. CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz Eylül ayında, görüşmeler başlamadan önce, onlara karşı olduğunu söylemişti. Taslak planın gönderilmesinden bu yana, CHPli milletvekilleri, AKPnin, PKKnin talepleri doğrultusunda yeni bir anayasa hazırlamasını engelleyeceklerini ifade ediyorlar.
BDP, iktidardaki AKP, medya ve bizzat Öcalan ise barış sürecini, Kürt halkına anayasal haklar sağlayacak bir "demokratikleşme" olarak övüyor. Erdoğan, 10 Mart Pazar günü, PKKnin silah bırakmaya karar vermesi durumunda, Türk istihbaratı ile PKK arasındaki görüşmelere aracılık etmeyi önerdi.
AKP ile Öcalan, bu görüşmeleri Washingtonın desteğiyle sürdürüyor.
Milliyet gazetesinde yer alan bir röportajda, ABD Başkanı Barrack Obama görüşmeleri takdir etti: "Başbakan Erdoğanın barışçıl bir çözüm bulma çabalarını alkışlıyorum... Barışçıl bir çözüm, yalnızca Türkiyenin güneydoğusunun şiddet eliyle hırpalanmış bölgelerinde yaşayan milyonlarca yurttaşın yaşamını iyileştirmeyecek. Bu, tüm Türkiyedeki insanlar adına gelecek kuşaklar için daha fazla güvenlik ve refah anlamına gelecek. Türk halkı, ABDnin, onların bu berbat sayfayı kapatma, yeni bir barış ve güvenlik sayfası açma arzusunu somut şekilde desteklemeye devam edeceğini bilmeli."
Ne AKP ne de Öcalan, Türkiyedeki Kürt sorununa demokratik bir çözüm için çaba harcıyor. Onlar, bunun yerine, ABDnin bir dizi yeni sömürgeci savaşı eliyle yıkıma uğramakta olan Ortadoğuda, kendi konumlarını iyileştirmek için ABD emperyalizmi ile gizlice anlaşıyorlar.
Türkiye, Irakın 2003te ABD tarafından istilasından bu yana, Kuzey Iraktaki ABD destekli Kürdistan Bölgesel Yönetiminin (KBY) en büyük ticaret ortağı haline gelmiş durumda ve onun ekonomisinin bu yıl yüzde 7 büyümesi öngörülüyor. Bu ortaklık, Türkiyenin, KBYden petrol ithalatı gereksiniminden kaynaklanıyor.
ABD, aynı zamanda, Türkiye ile PKK arasındaki bu görüşmeler dolayımıyla, PKKnin Suriyedeki müttefiki olan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esadı devirmeye yönelik savaşta bir diğer vekil olarak büyümeyi amaçlayan Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile ilişkileri geliştirmeyi ummaktadır.
PYD ile onun silahlı kanadı olan Halk Savunma Birlikleri (YPG), Kuzey Suriyenin kimi bölgelerini denetim altında tutuyor ve onu ABD destekli muhalefet güçlerine eklemleme yönünde giderek artan çabalar söz konusu. PYD, Öcalan tarafından kurulmuş olan Kürdistan Topluluklar Birliğinin (Koma Civakên Kurdistan -KCK) bir parçası. ABD destekli Suriye muhalefetinin önderi Muaz el-Hatip, kısa süre önce, Milliyet gazetesindeki bir röportajda, Türkiye ile PYD arasında bir diyalogda "köprü olmaya" gönüllü olduğunu açıklamıştı.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|