World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

Almanya: Verdi sendikası Lufthansa’da gerçek ücretlerdeki kesintileri kabul etti

Ernst Wolff
1 Haziran 2013
İngilizce’den çeviri (7 Mayıs 2013 )

Verdi sendikası ile Lufthansa yönetimi, geçtiğimiz Çarşamba günü, şirketin yer personeli için yeni toplu iş sözleşmesinde (TİS) anlaştılar. Sözleşme 33.000 çalışanı kapsayacak.

Anlaşma 26 aylık bir dönemi kapsıyor ve 2015 yılı Mart ayının sonuna kadar geçerli. Sözleşmeye göre, bu yılın Şubat ayından Temmuz’a kadar olan ilk altı ay boyunca ücretlerde herhangi bir artış olmayacak. Bunu, Ağustos 2013 ile Ağustos 2014 döneminde, Lufthansa’nın ana şirketindeki işçiler için yüzde 3; teknoloji, kargo ve sistem dallarındakiler için de yüzde 4,7 olmak üzere iki kademeli ücret artışı izleyecek. Stajyerler ise yüzde 5,2’lik bir ücret artışı elde edecekler.

Ayrıca, 2013 Ekim sonuna kadar, Münih ve Frankfurt’un dışındaki uzak yerlerdeki işler ve çalışanlar için planlanmış dış kaynaklara başvurmaya yönelik "yeni sözleşme yapıları" görüşülecek.

Lufthansa, toplu sözleşme süresince herhangi bir zorunlu işten çıkarmaya başvurmayacak. Ama bu, şirket emekli olanların yerine yenilerini almayarak ya da diğerlerini, kabul edilemez çalışma koşulları karşısında "gönüllü" istifaya zorlayarak işçi sayısını azaltabileceği için, pek bir anlam taşımıyor.

Bu toplu sözleşme, çalışanlar için arkadan bıçaklanmak anlamına gelmektedir.

TİS görüşmeleri, yalnızca başlangıçtaki yıllık yüzde 5,2’lik ücret artışı talebinin oldukça gerisine düşmekle sonuçlanmadı. Bu, aynı zamanda, beklenen yüzde 2’lik enflasyon oranı göz önünde bulundurulduğunda, gerçek ücretlerde önemli bir azalma anlamına da gelmektedir.

Verdi’nin, farklı kârlılık düzeylerine uygun şekilde farklı ödeme oranlarını kabul ederek çalışanları bölmesi, işçilerin ücretleri üzerinde daha yıkıcı bir etkide bulunacaktır.

Dahası, yer personeli, onların önümüzdeki iki yıl boyunca herhangi bir greve girişmesini engelleyen bir sözleşmeye hapsedilmiş durumda. Böylece, Lufthansa, çalışanların diğer kesimlerini toplu sözleşme öncesinde yalıtabilir ve tek tek işçiler üzerinde baskı uygulayabilir.

Yeni sözleşmenin açıklanmasından iki gün sonra, Verdi sendikası ile Lufthansa yönetiminin, Şubat ayında, Lufthansa’nın yan kuruluşu hazır yemek şirketi LSG’nin 5.000 çalışanı için esaslı ücret kesintileri ve fazladan çalışma getiren gizli bir anlaşmaya vardığı ortaya çıktı.

İşçilerin arkasından varılan bu anlaşmaya göre, Verdi ve Lufthansa, yemek hizmetlerinde çalışanların ücretlerinde yüzde 3 kesinti yapılması, haftalık çalışma süresinin 37,5 saatten 39 saate çıkartılması ve tatil hakkının üç gün azaltılması konularında anlaştılar. Bütün bunlar bir arada ele alındığında, yüzde 10 dolayında bir ücret kesintisi demektir.

Bu gizli anlaşmayı yorumlayan bir hazır yemek şirketi işçisi, Berliner Zeitung’a, "Çileden çıkmış durumdayız. Burada patlamaya hazır bir hava var. Kendimizi ihanete uğramış ve Verdi tarafından satılmış hissediyoruz."dedi.

Ana sözleşmenin açıklanmasının ardından Lufthansa hisselerinin fiyatları hızla yükseldi. Şirketin personel müdürü Stefan Lauer, anlaşmayı, "önemli bir mesaj" vermiş olan ve "kemer sıkma programına bir katkı" oluşturan "farklılaşmış bir TİS" olarak övdü.

Görüşmelerin sonucundan, Verdi’nin görüşmecisi ve Lufthansa’nın yönetim kurulu üyesi Christine Behle de memnundu. O, bu sonucun "işçilerin kararlı duruşundan ve etkili grevinden kaynaklanmış" olduğunu belirtti.

Lufthansa yönetimi ile sendika önderliği tarafından TİS konusunda yapılan ortak değerlendirme -aynı ücret anlaşmazlığında izlenen yol gibi- karşıt olduğu varsayılan tarafların ekip çalışmasını ve işbölümünü göstermektedir.

Lufthansa yönetim kurulunun amacı, şirketin kârlılığını arttırmak için, artan rekabetten kaynaklanan maliyetleri çalışanların sırtına yüklemektir. Verdi, bir müttefik olarak faaliyet gösteriyor ve işçilerin artan muhalefetini soğurma, parçalama ve engelleme işini memnuniyetle yapıyor.

14.000 işçinin bir gün boyunca uçuşların yüzde 97’sinden fazlasını felç ettiği, şirketin tarihindeki bu en önemli grevden bir hafta sonra, sendikanın, ücretlerin altı ay dondurulmasını ve gerçek ücretlerin iki yıldan uzun süre boyunca azaltılmasını kabul etmesi başka nasıl açıklanabilir?

Verdi’nin iki hafta önce grev çağrısı yapması, medya tarafından övülen bir "güç gösterisi" değildi. Bu, yaşam standartlarına yönelik saldırılarla karşı karşıya olan işçilerin artan öfkesi için paratoner işlevi görmek üzere tasarlanmış, hesaplı bir manevraydı.

Frankfurt yakınlarındaki Mörfelden’de gerçekleşen üç günlük TİS görüşmeleri de, basında betimlendiği gibi "sert tartışma" değildi ve danışıklı bir dövüşten ibaretti. Verdi, Lufthansa çalışanları için olabilecek en iyi sonucu almakla ilgilenmiyordu. Tersine, sendika, maliyet kesinti programı "SCORE"u uguladığı sırada şirketi korumak ve yönetim kurulunun Lufthansa’nın kârlarını 1,5 milyar avroya yükseltmesini mümkün kılmak istiyordu.

Verdi, aynı zamanda, yan şirketlerdeki pilotların sendikası Cockpit ile olan anlaşmazlığında şirket yönetiminin pazarlık gücünü arttırmak istiyor. Cockpit, Lufthansa, Lufthansa Kargo ve German Wings’teki kaptanlar için yıllık yüzde 4,6 ücret artışı istiyor. O, geçtiğimiz yılki sonuçsuz görüşmelerin ardından, kısa süre önce, önümüzdeki Pazar günü için bir grev çağrısı yapma tehdidinde bulunan bir ultimatom yayımladı.

Verdi, geçen hafta, dünyanın en büyük pilotlar sendikası olan Air Line Pilots Association’ın (Havayolu Pilotları Birliği - ALPA) başındaki Lee Moak’ın desteğini almıştı. Moak, haftalık ekonomi dergisi Wirtschaftswoche ile yaptığı bir röportajda, şirketin ve kendi işlerinin geleceğini tehlikeye atmakla suçladığı çalışanların çoğunun taleplerini "gerçekçi olmama ve ileriyi görememe" olarak eleştirdi. Moak, "Meslektaşlarımız, Swissair, Sabena ve Alitalia gibi havayollarında... yüksek ücretlerde ve aşırı haklarda ısrar etmişlerdi. Şimdi bu şirketler ve onlarla birlikte de çok sayıda iş ortadan kalktı."

Bir şirket cellatının ağzından konuşan bu sendika patronunun elinde özellikle Lufthansa işçilerine yönelik bazı tavsiyeler vardı: Düşük ücret maliyetlerine "daha etkili işletme yöntemleri dolayımıyla ulaşmak mümkün. Ama böylesi bir yönelim, Lufthansa’da olduğu gibi sınırına ulaştığında, o, artık bir ücretler meselesidir."

Moak’ın tavrının yıkıcı sonuçları, ABD’de yaşananlar eliyle görüldü. Onun ALPA’sı, ABD havayolu şirketlerinin, çalışanlarına 21. yüzyıla giriştekinin yarısı kadar maaş verdiği bugünkü durumun yaratılmasına belirleyici katkıda bulunmuştur.

Verdi’nin görüşmelerini yaptığı ve 14 Mayıs’a kadar sendika üyeleri ile TİS komisyonunun oyuna sunulması gereken sözleşme, bu tür düşük ücret koşullarına gidişte açık bir adımdır.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır