Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Diğer bölgeler
Yazıcıya hazırla
Katar Konferansı Suriye savaşında yeni bir aşamayı başlatıyor
James Cogan
25 Haziran 2013
İngilizceden çeviri (24 Haziran 2013)
Katarda 22 Haziranda gerçekleşen "Suriyenin Dostları" toplantısı, Washington ile müttefiklerinin, Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimini devirmek amacıyla iki yıldır sürdürülen savaştaki vekilleri işlevini gören sağcı, Sünni-temelli muhalefet güçlerini silahlandırmak için "gerekli bütün pratik önlemleri" alacağını ilan eden bir bildiri ile sonuçlandı. Bu açıklama, savaşta yeni bir aşamayı başlatmakta ve mezhepçi bir bölgesel yangın tehlikesini arttırmaktadır.
ABD ve onun NATO üyesi müttefikleri Britanya, Fransa, İtalya, Almanya ve Türkiye ile Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katardan oluşan koalisyona verilen Orwellvari isimle "Suriyenin Dostları"nın bildirisi, yalnızca canice ve pervasız bir belge olarak tanımlanabilir. Bildiri, Esad karşıtı güçlerin Cenevredeki "barış görüşmeleri" öncesinde Suriye ordusuna karşı saldırıya geçmelerini mümkün kılmak için yeterli silahı ve donanımı sağlamayı öngörmektedir.
Emperyalist iç savaş kışkırtıcıları, bir kez daha, Esadın ve yakın destekleyicilerinin Suriyenin geleceğinde "hiçbir rolü olmadığını" iddia ediyorlar.
Derin bir iki yüzlülüğe batan bildiri, "çatışmada, radikalizmin giderek daha fazla ortaya çıkması ve artması" ve "Suriyedeki terörist unsurlar" konusundaki "güçlü kaygı"yı ifade ediyor. "Teröristler", Esad yönetimine karşı savaşta başrolü oynamakta olan ve ABDnin bölgedeki müttefiklerinin gönderdiği silahlardan yararlanan El Kaide bağlantılı Sünni köktenci gruplardır. Silah akışının şimdi sürmekte olan artışı, onların Suriyedeki Alevi-Şii azınlığa yönelik mezhepçi saldırılarına daha da yardımcı olacaktır.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Katarda, katılımcıların bildiriye imza atmaya zorlanmasında başrolü oynadı. Bildiri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinin Sünni köktencilerin daha fazla silahlandırılmasına karşı yaptığı sert uyarıları hiçe sayarak kabul edildi. Söylentilere göre, Almanya ve birçok başka ülke, muhaliflere silah sağlanmasının tüm Ortadoğuda Şii-Sünni gerilimini daha da arttıracağına ilişkin kaygılarını ifade etmiş. ABD önderliğinde Suriyede sürmekte olan vekil savaşı, daha şimdiden, Lübnan ve Iraktaki rakip Şii ve Sünni hizipler arasındaki kavgada bir tırmanmaya yol açmış durumda. Alman hükümeti, yine de bildiriye onay verdi.
Bildiri, Obama yönetimi tarafından 14 Haziranda yapılan açıklamanın ardından gelmektedir. Onun, Esad rejiminin kimyasal silahlar kullanmış olduğuna ilişkin kanıtlanmamış ve fazlasıyla güvenilmez iddiası, Washingtonın Esad karşıtı güçlere askeri yardım sağlamasına gerekçe oluşturdu. Gerçekte, Los Angeles Timesın 21 Haziran tarihli haberinde gösterildiği gibi, ABD istihbarat ve ordu görevlileri, 2012 yılı sonundan bu yana Ürdünde ve Türkiyede asi savaşçıları eğitiyor.
Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO) temsilcileri, geçen hafta, ABDnin açıklamasının, çoktan, zırh delici tanksavar silahlarla uçaksavar füze bataryalarını da içeren sofistike silahların gönderilmesiyle sonuçlanmış olduğunu ifade ettiler. ÖSO sözcüsü Luay Mukdad, France Press Ajansına bu malzeme "karadaki savaşın gidişatını değiştirecek" dedi.
Suriye Muhalefeti Koalisyonunun temsilcilerinden Halid Salih, Washington Posta, ABDnin bu eyleminin, asi savaşçıları silahlandırma yönündeki çabalarını hızlandırmaları yönünde "diğer ülkelere son derece güçlü bir mesaj" göndermiş olduğunu söyledi. Körfez monarşileri tarafından finanse edilen silah sevkiyatları, iddialara göre, Libyalı silah tüccarlarından geliyor ve Rus yapımı Konkurs tanksavar füzelerini içeriyor. Haberlere göre, muhalefet, Suriye ordusunun mevzilerine karşı saldırı başlatmak için yeni silahlardan yararlanırken, çatışmalar kuzeydeki Halep kenti çevresinde yoğunlaşmış durumda.
Katar toplantısı, ABDdeki strateji ve politika oluşturan çevrelerde, önemli olmakla birlikte Suriyedeki savaşa daha doğrudan ABD askeri müdahalesi ile tamamlanması gereken bir adım olarak selamlandı.
Washington Postun 21 Haziran tarihli başyazısı, Esad karşıtı muhalefeti desteklemek için bir hava savaşı başlatılması ve yönetim devrildiğinde Suriyeye ABD birliklerinin de dahil olduğu bir "barış koruma gücü"nün gönderilmesi gerektiğini ifade eden, Kosova tarzı bir müdahale çağrısında bulundu.
USA Todayin dünkü sayısında, Brookings Institutionın strateji uzmanları Michael Doran ile Michael OHanlon da, benzer bir şekilde, Esadın devrilmesini sağlayacak açık bir müdahale çağrısı yaptı. Onlar, "Yalnızca hafif silahlar sağlamakla yetinmeyip ağır silahlar da gönderebilir; hatta gerektiğinde hava desteği sağlayabiliriz." diye yazdılar.
Rejim değiştirme operasyonunun mantığını açıklayan Doran ve OHanlon, şunu ileri sürdü: "Esadın ve onun İranlı patronlarının hesapları, Halep ve Şam doğrudan ve kalıcı biçimde asilerin denetimi altına girmedikçe değişmeyecektir. Bunlar, ABDnin muhalefetin önüne koyması gereken kısa vadeli stratejik hedeflerdir ve ABD, asilere bu hedeflere ulaşmaları için gerekli desteği vermek için çalışmalıdır. Esadın ve onun yakın çevresindeki seçkinlerin, Suriyenin bu iki büyük kentinde denetimi yitirdiklerinden emin olana kadar sürgüne gitmeyi kabul etmelerini bekleyemeyiz."
Önerilen, bir kan banyosudur. Halepin ve Şamın ele geçirilmesi, Suriyedeki kentler içinde en yoğun nüfusa sahip olan bu iki kentin bombalanmasını ve Washingtonın iktidara yerleştirmek istediği Sünni güçlere karşı şimdiye kadar direnmiş olan hükümet yanlısı güçlerin katledilmesini gerektirecektir. Sünni köktenci milislerin şimdiye kadar işlemiş oldukları mezhep kökenli cinayetler göz önünde bulundurulduğunda, bu, aynı zamanda, özellikle Alevilere yönelik pogromlara da yol açar.
ABD egemen seçkinlerinin tüm Ortadoğuyu kendi siyasi ve askeri egemenliği altına almaya yönelik yağmacı tutkularını gerçekleştirme niyeti, başta Irakı saran kitlesel ölüm ve yıkım olmak üzere, birbiri ardına vahşete ve zulme yol açmıştır. Suriyede, daha şimdiden, tahminen 90.000 insan yaşamını yitirmiş durumda. Şimdi Suriyeyi ABDye bağımlı bir devlete dönüştürmek için gerçekleşen hızlandırılmış yönelim, şimdiye kadar yaşananlardan daha fazla savaş suçunun habercisidir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|