Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Diğer bölgeler
Yazıcıya hazırla
Tunusta, UGTT İslamcılara karşı bir günlük genel grevi iptal etti
Antoine Lerougetel ve Alex Lantier
5 Ocak 2013
İngilizceden çeviri (19 Aralık 2012)
Tunus Genel İşçi Sendikaları (UGTT), Devrimi Korumak İçin İslamcı Birliklere (LPR) bağlı haydutların UGTT üyelerine yönelik saldırılarına karşı çağrı yaptığı bir günlük genel grevi, bir gün öncesinde, 12 Aralık günü iptal etti.
LPR, Başbakan Hammadi Cibalinin İslamcı Nahda Partisi tarafından destekleniyor. Cibali, ABD destekli diktatör Devlet Başkanı Zeyn El Abidin Bin Aliyi 14 Ocak 2011de deviren kitlesel işçi sınıfı gösterilerinin ardından, geçtiğimiz yılın Aralık ayında hükümet kurmuştu. Cibali, o zamandan beri, serbest piyasa politikalarını yaşama geçirmek için Avrupalı ve Amerikalı yetkililerle yakın işbirliği içinde çalışmaktadır.
13 Aralık genel grevi, 27 Kasımda Silyanada patlayan yoksulluk karşıtı kitlesel protestolardan sonra, UGTTnin müdahalesinin doruk noktası olacaktı. Protestolar, 300 kişinin yaralandığı polis barbarlığıyla bastırılmıştı. UGTT, 2 Aralıkta, hükümet karşıtı ülke çapındaki protestoların odak noktası haline geldiği sırada, Silyanadaki protestoları iptal etti. UGTT, göstericilerin taleplerini karşılamak için hükümetle bir anlaşma üzerinde görüştüğünü iddia etti.
UGTT, LPRye bağlı çetelerin 4 Aralıkta UGTTnin binalarına ve üyelerine yönelik saldırısının ardından, dikkatini bu olay üzerinde yoğunlaştırdı. UGTT, 6 Aralık günü için, dört bölgede genel grev ilan etti ve Sidi Bu Zeyd bölgesinde bu greve yoğun bir katılım gerçekleşti. UGTT, ayrıca, 13 Aralık için ülke çapında bir günlük genel grev çağrısı yapmıştı.
Bununla birlikte, UGTT, 12 Aralıkta, aniden Nahda hükümeti ile grevi iptal etmek üzere bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, UGTT ile Nahda hükümetinin ortak "huzur kaygısını" vurguladı, 4 Aralık saldırısını araştırmak üzere UGTT ile hükümet arasında ortak bir komisyon oluşturdu ve saldırıya dahil olduğu saptanan herkesin hızla yargılanacağını vaad etti.
UGTTnin Ulusal Yönetim Kurulu, eş zamanlı olarak, sağcı İslamcı hükümete bağlılığı konusunda korkakça bir güvence verdi. Açıklamada, UGTTnin grevi iptal etmesi "onun güçlü sorumluluk duygusundan; hükümetin sorumluluğu temelinde görüşülerek çözümlere varma gereğine olan büyük inancından; üzerinde anlaşılmış uzlaşmalara ve ulusun yüksek çıkarlarını korumaya yönelik yasaların uygulanmasına ilişkin sorumluluğundan kaynaklanıyor" diye yazıldı.
Tunustaki UGTT bürolarının dışındaki kimi sendika üyeleri, grevin iptal edildiğini öğrendiklerinde son derece öfkelendiler. "Tunisie Libre blog"şunları yazdı: "son derece kırgın olan insanlar, sıkça da gençler, öfkelerini İhaneti görün! ve [UGTT Genel Sekreteri] Hassine Abbasi sendikayı sattı şeklinde açığa vurdu... Yaşlı bir ahşap vernikleme işçisi, açıkça ağladı ve şunları söyledi: 1970ten beri sendika üyesiyim. 1978 ve 1984teki baskıları yaşadım ama buna katlanmak çok zor."
Tunus Emekçileri Partisi (TEP) önderi ve Tunusta önde gelen küçük burjuva "sol" siyasetçilerden olan Hamma Hammami, "Gelecek günler, bu kararın[yani grevi iptal etmenin]iyi mi yoksa kötü mü olduğunu kanıtlayacak" yorumunu yaparak, UGTTnin kararına örtülü şekilde arka çıktı.
Başbakan Cibali UGTTnin alttan almasını "Tunus için bir zafer" olarak alkışlarken, UGTT Genel Sekreteri Hassine Abassi, bunu şöyle haklı gösterdi: "Ülkenin içinde bulunduğu zor durum, gerilim ortamı, güvenlik sorunları ve sınırlarımızdaki tehditler; bütün bu etmenler, UGTTyi halkın çıkarlarına öncelik vermeye itmiştir."
Abbasinin açıklamaları, Bin Alinin geçtiğimiz yıl düşmesinden doğan tüm önde gelen siyasi çevrelerin gerici karakterini vurgulamaktadır. UGTT, kendisini Nadha yönetiminin "huzur"unu savunmaya; yani işçi sınıfının Bin Alinin Tunus burjuva devletinin tepesindeki yerini alan İslamcılara karşı muhalefetinin kafasını karıştırmaya ve ezmeye adamıştır. Bu güçleri birleştiren şey, onların yeni bir devrimci ayaklanmadan duydukları korku ve UGTT bürokrasisi ile küçük burjuva "sol"unun iktidarın işçi sınıfı tarafından ele geçirilmesine yönelik köklü muhalefetidir.
Bununla birlikte, iktidarın işçi sınıfı tarafından zaptının ve bir işçi devletinin inşasının yokluğunda, iktidar, gerici kapitalizm yanlısı politikacıların ve Tunus kapitalizminin ve onun emperyalizm ile yozlaşmış ilişkilerinin uzun süredir bir aleti olan UGTTnin elinde olmayı sürdürüyor.
13 Aralık grevi, UGTTnin 1978den bu yana yaptığı ilk genel grev olacaktı. UGTT, 22 yıllık Bin Ali diktatörlüğü altında, onun serbest piyasa politikaları ile 2004te ve 2009da yeniden seçilmesini kölece desteklemişti. UGTT, 2011deki devrim sırasında herhangi bir genel grev çağrısı yapmamış; yalnızca, ayaklanan işçi sınıfının gözünden bütünüyle düşmeme çabası içinde, tam da Bin Alinin kaçtığı gün, gecikmiş bir iki saatlik iş bırakma çağrısında bulunmuştu.
UGTTnin grevi iptal etme kararı, grevin yeniden canlanmış kitlesel mücadeleleri kışkırtabileceğinden ürktüğünü ortaya koyan burjuva basında alkışlandı. Genel grevin iptal edilmesinden önce, LEconomist, onun Tunusa "yatırım yapma korkusu" yaratacağı uyarısında bulunmuştu.LEconomist, şunları yazdı: "Bir genel grev, kesinleşmesi durumunda, derin izler bırakacak ve hem toplumsal hem de siyasi alanda büyük bir travma yaratacaktır... Ondan vazgeçmek, UGTT için bir teslimiyet değil; yalnızca onun sorumluluk duygusunun doğrulanmasıdır."
Bunun ardından, Tunusun bir Fransız sömürgesi olduğu I. Dünya Savaşı sırasında işçi sınıfı muhalefetini bastırmak için sendikalar, sosyal-demokrat partiler ve hükümet arasında ilan edilmiş olan Kutsal İttifaka gönderme yapanLa Presse, grevin iptalinden övgüyle söz etti. La Presse şunları yazdı: "Bir Kutsal İttifak yaratmak üzere genel grevi iptal etmek UGTTyi onurlandırır... Ülkenin yüksek çıkarları, partizan zihniyeti aşmayı gerektirmektedir."
UGTT, işçi sınıfının Bin Ali yönetiminin artıklarına hükmeden İslamcı hükümete karşı derin ve sürmekte olan muhalefetine rağmen grevi iptal etti. Grevin neden iptal edildiği, hükümet yetkililerinin Muhammed Buazizinin Bin Aliye karşı kitlesel ayaklanmayı başlatan intiharının ikinci yıldönümünü anma törenlerine hitap etmeye çalıştığı 17 Aralıkta belli oldu.
Hükümetin destekleyicisi Selefi grupların ve büyük bir polis korumasının varlığına rağmen, Tunus Devlet Başkanı Moncef Marzuki ve parlamento sözcüsü Nahda milletvekili Musfafa Ben Jaafar, 5.000 protestocu tarafından kürsüden indirildi. Taş ve domates atıp "defol!" ve "hükümetin devrilmesini istiyoruz!" diye haykıran Sidi Bu Zeyd halkı, onları polis koruması altında vilayet binasına çekilmek zorunda bıraktı.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|