DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Diğer bölgeler
Yazıcıya hazırla
ABD ve Arap müttefikleri, Filistin kampının bombalanmasının ardından müdahale çağrısı yapıyor
Jean Shaoul
3 Ocak 2013
İngilizceden çeviri (20 Aralık 2012)
Gazeteler, bu hafta, Suriye hava kuvvetlerinin Pazar ve Pazartesi günleri Şamdaki Filistinli sığınmacı kampı Yarmuktaki binaları bombaladığına ilişkin haberler verdi.
En az 25 kişinin öldüğü, onlarca insanın yaralandığı bombardıman, binlerce kişinin kamptan kaçarak komşu Lübnanda sığınmacı konumu elde etmeye çalışmasına yol açtı. Suriyenin başka yerlerinde de 13 Filistinli öldürüldü.
Bütün haberler, Filistinlilere karşı işlenmiş olan bu suçtan Suriye hükümetinin sorumlu olduğu ve siyasi bir bedel ödemesi gerektiği iddiasını vurguladı.
New York Times şunları yazdı: "Yarmukta oturan çok sayıda insana göre -ki bunlar İsrail ile ataları arasındaki çatışmadan kaçan sığınmacılar- bu saldırılar, Suriye hükümetinin Filistinlilerin destekleyicisi ve koruyucusu olduğuna ilişkin iddiasından arta kalanları da paramparça etti. Esad ailesi, bu konuma, kırk yıldan uzun süredir demir-yumruklu egemenliğine yerel ve uluslararası bir meşruiyet kaynağı olarak bel bağlamıştı."
Guardian gazetesi Filistinlilerden, onlar bu saldırının "rejimin İsraile karşı direnişin koruyucusu olduğu iddiasını paramparça eden tarihsel bir an"a işaret ettiğini söylüyorlarmış gibi bahsediyor.
Medya, sonradan, bombardımanın perde arkasında Esad yanlıları ile karşıtları arasındaki bölünmüşlüğün yattığını tespit etmeye çalıştı.
Bu tür röportajlar, Washingtonın bölgedeki müttefikleri Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ve İsrail tarafından kışkırtılıp finanse edilen 21 aylık iç savaşın alâmetifarikası olan medya eliyle yanlış bilgilendirme kampanyasının bir parçasıdır. Filistinlilerin Suriye yönetiminin kurbanı gibi gösterilmesi, Filistinlileri ve tüm Arap işçi sınıfını Suriye yönetimine karşı çevirmeyi ve bir "insani" müdahaleye uluslararası desteği canlandırmayı amaçlamaktadır.
Şamdan birkaç kilometre uzaktaki Yarmuk, 1957 yılında, bir Filistin sığınmacı kampı olarak kuruldu. O, 1948 yılında, şimdi İsrail [sınırları içinde] olan evlerinden kaçmış ya da sürülmüş 150.000 kayıtlı Filistinliyi ya da onların çocuklarını ve torunlarını barındırmaktadır. Yarmuk, Suriyedeki 500.000 kişilik Filistinli topluluğunun en yoğun şekilde bir arada yaşadığı yerdir.
Yarmuk, zaman içinde Suriyeli ve Filistinli fikir işçilerinin, gündelikçilerin ve işportacıların birarada yaşadığı bir mahalle haline geldi. O, 1,5 milyondan fazla insana ev sahipliği yapmaktadır.
Başkent Şam yakınlarındaki hava üslerini ve askeri tesisleri ele geçiren muhalefet güçleri, geçtiğimiz aylarda, saldırılarını, Suriyenin iki büyük kenti Şam ile Halep üzerinde yoğunlaştırdılar. Onların Yarmuka yönelik saldırısı, Ağustos ayında en az 21 kişinin ölmesine yol açmıştı. Bu, Şamın denetimini ele geçirmeyi amaçlayan bir dizi saldırıdan biriydi.
Jerusalem Posta göre, Suriyeli muhalefet güçleri, Ekim ayında, sempatizan Filistinlileri Liva El Asifa (Saldırı Tugayı) adlı bir grup oluşturmak üzere silahlandırmaya başlamış olduğunu duyurmuş. Bu birlik, Beşar Esadı destekleyen Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlığı (FHKC-GK) ile savaşacak ve onun Yarmuk kalesini ele geçirecekti. FHKC-GK 1968de kuruldu ve merkezi Suriyede bulunuyor.
Geçen ay, silahlı çatışmaların ardından, Liva el-Asifa savaşçıları, Yarmukta gerçekleştirdikleri bir bombalı otomobil saldırısında, FHKC-GKnin bir önderini ağır biçimde yaraladılar ve kampı isyancılara karşı savunmak amacıyla kurulmuş Filistinli halk komitelerinin diğer dört önderini öldürdüler. Filistin kaynaklarına göre, kamptaki çatışmalarda 30dan fazla insan öldürüldü.
Bir Yarmuk sakini,Associated Presse, silahlı muhalifler ile FHKC-GK arasındaki çatışmaların, muhaliflerin Yarmuktaki FHKC-GK merkezlerini ele geçirmeye çalıştığı [14 Aralık] Cuma günü patladığını anlattı. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), kampı, Esad yönetimini destekleyen milislerden "kurtarmış" olduğunu iddia etti. Yarmukun denetimi, Şamın doğusunda muhaliflerin elinde bulunan bölgeler ile güneyini birbirine bağlayacak.
Filistinli önderlerden biri, Lübnanda yayımlanan El Ahbar gazetesine, "durum son derece tehlikeli. Çok sayıda savaşçımızı geri çekilmeye zorlayan ÖSO, kampın daha önce Genel Kumandanlığa ait olan bölgeleri de dahil, büyük bölümünü ele geçirmiş durumda"dedi.
O, kamptaki yaşam koşullarının son derece kötüleştiğini; gıda ve tıbbi yardım gönderme olanağı olmadığını ve bölgenin tamamının elektriksiz kaldığını söyledi ve ekledi: "Eğer kamp ÖSOnun ve cihatçı İslamcıların denetimi altına girerse, askeri operasyonlar için bir sıçrama rampası haline gelecek ve bunun ağır bedelini kamp sakinleri ödeyecek."
BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA), Yarmuktaki kayıtlı 150.000 Filistinlinin en az yarısının şiddetten kaçmış olduğunu söyledi.
FHKC-GKnin açıklamasına göre, muhalefet güçlerinin tamamı, El Kaide bağlantılı olan ve Obamanın kara listeye aldığı El Nusra Cephesinin üyeleri. Bu, medyayı, bir askeri müdahalenin neden başlatıldığı konusunda hiçbir şey söylemezken Esad yönetimini mahkûm etmekten alıkoymadı. Uluslararası medya bombardımanı Yarmuk sığınmacı kampına yönelik bir saldırı olarak sunarken, FHKC-GK, hükümet güçlerinin Filistinlilerin katledilmesini önlemek için müdahale etmiş olduğunu söylüyor.
Filistinli önderlerden Anvar Raja, Suriye yönetiminin Filistinlilere saldırması için hiçbir neden olmadığını belirtti. Raja, Filistinlilerin neden 20 ay sonra aniden bir ayaklanma başlatmak isteyeceklerini sordu. Eğer Yarmuk sakinleri ile Suriye hükümeti arasında gerçek bir çatışma olsaydı, Suriyedeki kaosun en başından itibaren bir direniş olurdu.
Ramallahta Washingtonın maşası olarak hizmet gören Filistin Yönetimi yetkilileri, Suriyeye ani ve sert bir çıkış yaptılar. Filistin Kurtuluş Örgütü yetkilisi Yasser Abed Rabbo şunları söyledi: "Esad yönetiminin Yarmuktaki suçlarını en sert şekilde mahkûm ediyor ve bu rejimi destekleyenler de dahil bütün uluslararası tarafları, Suriyelilere ve Suriyedeki Filistinlilere yönelik bu katliamları durdurmak için derhal harekete geçmeye çağırıyoruz."
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletlere ve Arap Birliğine, Suriyedeki Filistinlileri koruma çağrısı yaptı. Abbas, kendisinin Filistinli sığınmacıları almaya hazır olduğunu ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-moondan, sığınmacıların Filistin topraklarına taşınmasına yardımcı olmasını istediğini söyledi. Batı Şeriaya herhangi bir sığınmacı aktarımı İsrailin onayını gerektirdiği için, bu boş bir jesttir.
Gazzedeki yönetici hizip Hamas da bombardımanı kınadı. Merkezlerini Suriyenin başkenti Şamdan Katara taşıyan ve Mısırdaki Müslüman Kardeşleri, Basra Körfezindeki Arap monarşilerini ve Türkiyeyi kapsayan yeni koruyucularına yakınlaşan Hamas da Suriyedeki Batı destekli muhalefete arka çıkıyor.
Arap Birliği Genel Sekreteri Nabil El Arabi, Yarmuk kampının bombalanmasını, "uluslararası insani hukukun açıkça ihlali"olarak adlandırarak kınadı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da, hükümetin savaş uçaklarının Filistinli sığınmacı kampını bombaladığına ilişkin haberlerin "büyük kaygı" yarattığını açıkladı.
İsrailin başlıca müttefiki ABD, Dışişleri Bakanlığının şu açıklamasıyla, sinik bir şekilde, Filistinlilerin savunucusu rolüne soyundu: "Sivil halka yönelik suçlardan sorumlu olanlardan hesap sorulmalıdır."
İsrail geçen ay Gazzeyi bombaladığında, elbette, bu tür çağrılar yapılmamıştı.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|