Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Diğer bölgeler
Yazıcıya hazırla
2013te Ortadoğu
Chris Marsden
19 Ocak 2013
İngilizceden çeviri (12 Ocak 2013 )
Ortadoğunun işçileri ve ezilenleri, kanlı mezhep savaşları, devlet baskısı ve sürekli bir öğütücü yoksulluğa saplanma olasılığıyla karşı karşıya. Her şey 2011de başlamış olan devrimci kabarışın, bu kez işçi sınıfının bağımsız siyasi çıkarlarını dile getiren bir programa dayanarak yenilenmesine bağlı.
"Arap Baharı"na eşlik eden safça yanılsamalar; Ortadoğudaki bütün sınıfların büyük devletler tarafından desteklenen bir demokrasi özlemini paylaştığı inancı, iki yıl içinde çökmüş durumda.
2013 yılı, Türkiye-Suriye sınırına altı Patriot füze bataryasının gönderilmesiyle başladı. Bu, dünyanın, ABD ile onun NATO üyesi müttefiklerinin, kasten planlamış oldukları mezhep savaşına askeri müdahalesinin eşiğinde olduğunun en açık belirtisidir.
Bu füzelere, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Lübnan, Ürdün ve İsrailde konuşlanmış olan on binlerce askerin yanı sıra Suriye topraklarında faaliyet sürdüren Özel Kuvvetler ile istihbarat görevlilerini tamamlayan 1.200e yakın asker eşlik ediyor. ABDye, Britanyaya ve Fransaya ait 17 savaş gemisi, şimdi, Suriye sularında. Batılı askeri güçler, Washingtonın üzerlerinden faaliyet gösterdiği Türkiye ile Körfez monarşileri tarafından gerçekleştirilecek herhangi bir müdahaleyi desteklemek için orada bulunuyor.
Batılı güçler, açık bir askeri saldırı olmasa bile, Müslüman Kardeşleri ve El Nusra Cephesi gibi El Kaide tarzı hareketleri kapsayan bir Sünni ayaklanmasını finanse ederek, korkunç bir suç işlemektedirler. Bu emperyalist planın bedeli on binlerce ölü ve yaralı ile Suriye ekonomisinin ve altyapısının imhası oldu.
Birleşmiş Milletler, tüm toplulukları bedeli ölüm olacak Yugoslavya tarzı etnik temizlikle tehdit eden bir mezhepsel iç savaş gerçeğini kabul etmek zorunda kaldı. Ama bu kabul, yalnızca bir müdahale gerekçesi olarak kullanılmaktadır. ABDnin El Kaide ile ittifakını görmezden gelen; önce Esad yönetimini kimyasal ve balistik silah kullanmaya hazırlanmakla suçlama, ardından bu silahları ele geçiren muhalefetin oluşturduğu tehlikeler konusunda uyarıda bulunma biçimindeki zigzaglı yolu izleyen ana akım medya, savaş propagandasında kullanılan bir araç olmanın ötesinde pek bir işlev görmemektedir.
Esad yönetiminin devrilmesi, herhangi bir rahatlama getirmeyecek. Onun yerini, Alevilere, Hristiyanlara ve diğer azınlıklara karşı, devletin etnik kantonlara bölünmesiyle sonuçlanabilecek bir kan davası peşinde koşan zalim bir yönetim alacak. Başbakan Ali Zeydanın, önemli petrol kaynaklarının denetimi konusunda rakip klikler arasında yaşanan çatışmalar karşısında, bu hafta, "devleti korumak için güç kullanma"tehdidinde bulunduğu Libya, bir uyarıdır.
Esadın devrilmesi, ABDnin Ortadoğudaki egemenliğini güvence altına alma yönünde çoktandır devam eden ve bölgedeki önemli müttefikleri Tunustaki Ben Ali ile Mısırdaki Hüsnü Mübarekin 2011de devrilmesine yanıt olarak büyük ölçüde hızlandırılmış olan çabalarında temel bir unsurdur. ABDnin politikası, Libyada uygulanan türde saldırgan askeri müdahale ile İrandaki Şii teokrasiye ve müttefiklerine karşı Sünni Arap rejimlerinin ve hareketlerin ittifakını güvence altına almayı birleştirmektedir. Amaç Şamda ve Tahranda rejim değişikliğini sağlamak, işçi sınıfının ortak eylemini önlemek için tüm bölgede bölünme tohumları ekmek ve toplumsal devrime karşı bir istihkâm olarak İslamcıların otoritesini arttırmaktır.
Washington, bu amaçla, Bahreyndeki, Yemendeki, Suudi Arabistandaki ve başka yerlerdeki müttefiklerinin muhalefeti ezmesini desteklerken, Suriye muhalefetinin demokratik kimliğini desteklemektedir. Washington, süreç içinde, bu rejimlerin siyasi ve askeri olarak ABDye bağımlı hale gelmesini; Tahranın, Moskovanın ve Pekinin bölgesel emellerinin önünde bir engel olarak davranmaya hazır olmasını garantiye almaktadır.
Obama yönetimi, bu düşünceyle, Mübarek döneminde imzalanmış bir anlaşmaya uygun olarak, bu günlerde, Mısıra 200 adet M1A1 Abrams savaş tankı ve 20 adet F-16 savaş uçağı sağlıyor. Obama yönetimi, bu ay içinde, ordunun "sınırları ve iç istikrarı koruma" becerisini arttırmak amacıyla, Lübnanı 200 tane M113 zırhlı personel taşıyıcıyla donattı. Böylece Lübnan ordusundaki zırhlı personel taşıyıcıların sayısı 1.200ü buldu.
İran, şimdi, petrol ihracatında yüzde 55 düşüşe ve parasının değerinde bir çöküşe yol açan felç edici ve istikrarsızlaştıcı bir etkiye sahip yaptırımların hedefi durumunda. Bununla birlikte, İsrail tarafından sürekli olarak bir askeri saldırıyla tehdit ediliyor.
Ortadoğuda, despot rejimlerin artan halk muhalefetiyle karşılaşmadığı bir ülke yok. Ama işçi sınıfı, hiçbir yerde, egemen seçkinlerin çarpışan hiziplerini (İslamcı, ulusalcı ya da liberal) temsil eden gruplaşmaların ardında kapana kısılmak yerine kendi siyasi iradesini ileri süremiyor. Buna karşı çıkılmaması durumunda, Suriyede yaratılmış olan mezhepsel kâbus Irakta, Ürdünde, Libyada, Lübnanda ve Türkiyede tekrarlanabilir ve tekrarlanacaktır.
Mübarekin devrilmesi yönündeki temel dürtü işçi sınıfından gelmişti. Mübarekin rejim tarafından terk edilmesi, milyonlarca işçi onlarca yıllık toplumsal ve siyasal baskıdan kurtulmak için mücadeleye girdiğinde söz konusu oldu. Ama bugün, enflasyon aniden yükselir ve Devlet Başkanı Mursi Uluslararası Para Fonundan gelen talimatlar doğrultusunda acımasız kesintileri uygulamaya koyulurken, Mısırın 80 milyonluk halkının yaklaşık yüzde 20si aşırı yoksulluk içinde.
Bunların hiçbiri, yeni siyasi ve ekonomik oluşum içinde Müslüman Kardeşler ve ordu ile yan yana kendi konumlarını güvence altına almayı amaçlayan burjuva liberal muhalefeti ilgilendirmiyor. Ortadoğudaki her burjuva muhalefet akımını aynı temel dürtü; işçileri kendilerinin sömürme hakkını ve Batılı büyük devletlerle, ulusötesi şirketlerle ve bankalarla olan kendi bağlantılarını garanti altına alma dürtüsü harekete geçirmektedir.
Bölgenin işçilerinin ve gençlerinin önünde duran merkezi siyasi görev, mevcut yönetimlere, onların burjuva rakiplerine ve her ikisini de finanse eden emperyalist devletlere karşı birleşik bir sosyalist hareket oluşturmaktır. Yoksul köylüleri ve orta sınıfların ezilen kesimlerini harekete geçiren işçi sınıfının hedefi, Troçkinin sürekli devrim teorisi üzerine kurulu kendi bağımsız devrimci partisinin inşası yoluyla Ortadoğu Birleşik Sosyalist Devletlerinin kurulması olmalıdır.
ABDdeki ve Avrupadaki işçiler, kendi hükümetlerinin ve egemen seçkinlerin Ortadoğudaki yağmacı amaçlarına karşı ellerinden geleni yapmalıdırlar. Bu amaçla, şimdi CIA ajanlarının, eski yöneticilerin ve NATOnun ateş gücüyle desteklenen İslamcıların başını çektiği emperyalist destekli rejim değişikliğinin avukatları gibi davranan Birleşik Sekreterliğe ve Uluslararası Sosyalistlere bağlı çeşitli küçük burjuva sahte sol partilere doğrudan karşı, yeni bir savaş karşıtı hareket oluşturulmalıdır.
Askeri müdahale karşıtlarının, Pham Binh adlı biri tarafından alenen "önce Libyada ve şimdi Suriyede -ABD Uluslararası Sosyalist Örgütün sözleriyle, alabilecekleri her türlü yardımı kabul edecek olan- devrimci halkların çıkarlarıyla ve açık talepleriyle anlaşmazlık içinde"olmakla suçlanmasıyla birlikte, "tepkisel emperyalizm karşıtlığı"nın kınanması, bu çevrelerde kural haline gelmiştir.
Bu eğilimler emperyalist gericiliğin kampına geçmişlerdir. Bir savaş karşıtı harekete öncülük etme ve işçi sınıfının anti-emperyalist ve sosyalist çabalarını dile getirme sorumluluğu Dördüncü Enternasyonalin Uluslararası Komitesine düşmektedir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|