DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Diğer bölgeler
Yazıcıya hazırla
Maliden elinizi çekin!
Alex Lantier
19 Ocak 2013
İngilizceden çeviri (15 Ocak 2013 )
Dünya Sosyalist Web Sayfası, Fransanın Malide sürdürdüğü savaşı emperyalist bir korsanlık olarak mahkûm eder. Kuzey Malideki kentlerin yüzlerce sivili öldürüp yaralayacak şekilde yoğun olarak bombalanmasından sonra, Fransız tankları, dün [14 Ocak] Fildişi Sahilinden Maliye girdi.
Mali, Libyanın, Fildişi Sahilinin ve Suriyenin ardından, iki yıl içinde Fransa tarafından saldırıya uğrayan dördüncü ülke. Libya hariç, bu ülkelerin hepsi eski Fransız sömürgeleridir. Devlet Başkanı François Hollande ve diğer Fransız yetkililer tarafından bu savaş ile ilgili olarak yapılan -Fransanın amacının, Hollandeın Fransanın "temel çıkarları" olarak adlandırdığı şeyi değil de, Malideki "demokrasiyi" El Kaideden korumayı amaçladığı yollu- açıklamalar sinik yalanlardır.
Kendi çıkarlarını savunmak için askeri güç kullanan Fransız emperyalizmi, Batı Afrikadaki egemen konumunu yeniden kurmaya koyuluyor.
Malideki savaş, doğrudan doğruya 2011deki Libya savaşından çıkmaktadır. Fransanın şimdi savaştığı isyancı güçler, NATOnun Libyada Albay Muammer Kaddafiyi devirmesine ve öldürmesine yardımcı olan El Kaide bağlantılı güçlere bağlı savaşçıların yanı sıra, Libya ordusunda askerlik yapmış ve NATOnun zaferinin ardından Maliye kaçmış olan Tuareg kökenli askerleri kapsamaktadır. Onların arasında, başkent Bamakodaki halk içinde tutulmayan darbe yönetimine karşı isyana katılan Malili asker kaçakları da bulunmaktadır.
Fransız emperyalizmi, Kaddafinin yenilgisi eliyle elde ettiği avantajlardan olabildiğince yararlanıyor. Kaddafi yönetiminin devrilmesiyle ve Libyanın yüz milyarlarca dolarlık varlığına Batılı bankalar tarafından elkonmasıyla, Kaddafinin finanse ettiği Afrikalı bölgesel örgütlerin çökmesiyle birlikte, ABD ile Fransa tüm Afrikada hızla askeri üsler kuruyor. Fransanın NATOdaki müttefikleri, yağmadan paylarını alma umuduyla, Malide ona yardımcı olma sözü veriyorlar.
Paris, aynı zamanda, şimdi Fransanın savaşı için ölmek üzere cepheye asker göndermek için sıraya giren Batı Afrikadaki ulusal burjuva rejimlerin kokuşmuşluğundan da yararlanmaktadır. Fransanın 2011deki Fildişi Sahili savaşı eliyle iktidara yerleştirilmiş olan devlet başkanı Alassane Ouattara, Malide Parisi destekliyor. Senegalin, geçtiğimiz yılki ABD-Fransız destekli, devlet başkanı Abdulaye Wade karşıtı protestoların ardından iktidara gelen devlet başkanı Macky Sall da, Nijerya, Nijer ve Gana ile birlikte Maliye asker gönderecek.
Cezayir yönetimi, Batı Afrikalı burjuvazilerin yeni-sömürgeci egemenliğe boyun eğmesinde önemli bir rol oynamaktadır. 1990larda Cezayirdeki iç savaşta ona karşı savaştığı El Kaide bağlantılı güçlerden ya da 2011de Tunus ve Mısır devlet başkanlarını deviren türde bir işçi sınıfı ayaklanmasından korkan Cezayir yönetimi, eski sömürgeci efendisi ile bir uyum sağlama peşinde koşuyor. Cezayirliler, geçen ay, Hollandeın resmi ziyareti sırasında Fransa ile milyarlarca avroluk anlaşmalar imzaladılar. Onlar, şimdi, hava sahalarını Maliyi bombalayan Fransız uçaklarına açmış durumda.
Enerji satışlarından gelen 200 milyar dolarlık nakit stoğu üzerine kurulan Cezayirli egemen seçkinler, Parise bir anlaşma öneriyorlar. Eğer Fransız emperyalizmi onların ayrıcalıklarını korursa, Paris, bunun karşılığında -Hollande işçi karşıtı kemer sıkma politikalarını yoğunlaştırdığı için- çöken Fransız tüketici pazarının yerini almak üzere Cezayirde yeni pazarlar elde edecek.
Afrikadaki burjuva rejimlerin gerici rolü, Afrika ülkelerinin emperyalizmden kurtuluşunun, kıta çapında ve uluslararası düzeyde sosyalist devrim mücadelesi dışında bir başka yolu olmadığını bir kez daha göstermektedir.
Hollandeın Sosyalist Partisi, kemer sıkma politikalarından ve yaygın şekilde horlanmış önceki devlet başkanı Nicolas Sarkozynin savaşlarını sürdürme kararından dolayı, kamuoyu yoklamalarında büyük başarısızlığa uğramaktadır. O, şimdi, kendi kanlı emperyalist savaşını başlatmış durumda.
Geçtiğimiz yılki seçimlerde Hollandea koşulsuz oy verilmesi çağrısı yapan küçük burjuva partiler, Sol Cephe ve Yeni Anti-Kapitalist Parti (NPA), Malideki savaşın siyasi sorumluluğunu taşımaktadır. NPAnın kendi web sayfasında yayımlanan kısa, formalite gereği eleştiri, onun Hollandea olan sürekli desteğini değiştirmemektedir. Bu güçler ve Üçüncü Dünya burjuva ulusalcıları, onlarca yıl içinde, şimdi emperyalist savaşı destekleyecek denli sağa kaymış durumdalar.
Sömürgelerden çekilme döneminin, güçlü bir emperyalizm karşıtı mücadele dalgasına yol açmış olan Rus Devriminin siyasi art sarsıntıları ile bağlantılı tarihsel bir ara dönemden ibaret olduğu giderek belirginleşmektedir. Sovyetler sonrası dönemde -1990larda ve 2000lerde Iraktan, Somaliden, Afganistandan ve Balkanlardan, işçi sınıfının 2011de, "Arap Baharı" denilen süreçte, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübareki devirmesinin ardından patlayan savaşlara kadar- bir emperyalist savaşlar dalgasına tanık olunmuştur.
Dördüncü Enternasyonalin Uluslararası Komitesinin 1991de öngörmüş olduğu gibi, SSCBnin çöküşünün arkasında, "Irakın sürmekte olan fiili paylaşımı, dünyanın emperyalistler tarafından yeni bir paylaşımının başlangıcına işaret etmektedir. Dünün sömürgelerine yeniden boyun eğdirilecektir. Emperyalizmin oportünist savunucularına göre geçmişte kalmış bir çağa ait olan fetihler ve ilhaklar, bir kez daha gündemdedir."
Şimdi, I. Dünya Savaşının 100. yıldönümüne yaklaşırken, dünya, Fransız ve dünya emperyalizminin yeni bir patlamasına tanık oluyor. Bununla birlikte, Parisin asıl tutkusu -Batı Afrikadan Ortadoğuya ve Doğu Asyaya uzanmış 100 milyonun üzerinde sömürge kölesine hükmettiği 20. yüzyılın başlarındaki en parlak dönemine dönüş- gerici bir hayaldir.
Parisin, ordusu İslamcılara karşı cephede eriyen ve halkın tutmadığı Malideki yönetime olan desteği; bütün Kuzey ve Batı Afrikada Fransız etkisini yeniden kurmak için başlattığı yaygın saldırı, yalnızca, onu bataklığa daha fazla batıracaktır.
Fransız emperyalizmi ne Afrikadaki işçilere ve ezilen kitlelere sömürgeci prangayı yeniden dayatabilir ne de Avrupa işçi sınıfını savaşın bedelini ödemek için sonu gelmeyen bir kemer sıkma politikasına bağlayabilir. O, Maliye karşı bu saldırısını başlatarak, felaketle buluşma rotasını belirlemiştir. Siyasi bilince sahip işçilerin şiarı şudur: Fransız birlikleri Afrikadan dışarı!
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|