DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Diğer bölgeler
Yazıcıya hazırla
Mısır Devriminin iki yılı
Johannes Stern
1 Şubat 2013
İngilizceden çeviri (25 Ocak 2013 )
İki yıl önce bugün Mısırda, işçiler ve gençler Devlet Başkanı Hüsnü Mübarekin yönetimine karşı sokaklara çıkmışlardı. Yalnızca 11 gün önce Devlet Başkanı Zeynel Bin Aliyi devirmiş olan Tunuslu sınıf kardeşlerinden esinlenen Mısırlı işçiler ve gençlik kahramanca bir mücadele başlattılar. Onlar, ABD destekli diktatörlerin en uzun süre iktidarda kalanlarından birini, yalnızca 18 gün içinde devirdiler.
İşçi sınıfının Mübarekin devrilmesindeki belirleyici rolü, Stalinist bürokrasinin SSCByi dağıtmasının ardından geçerli olan "tarihin sonu"na ilişkin kapitalizm yanlısı zafer gösterisinin itiraz edilemez çürütülmesiydi. Bu, aynı zamanda, devrimci mücadelede işçi sınıfının önder rolünü inkâr eden, moda halindeki post-modern teorilere ezici bir darbe indirmişti.
Nil Deltasındaki dokuma fabrikalarından Süveyş Kanalına, ordu tarafından işletilen fabrikalara ve kamu sektörüne kadar yayılan kitlesel grevler, Mübareki istifaya zorlayacak şekilde ülkede yaşamı durdurdu. İşçi sınıfı,Komünist Manifestonun, "Bugüne kadar varolan bütün toplumların tarihi, sınıf mücadelelerinin tarihidir"savını canlı biçimde doğrulayarak, Mübarekin devrilmesindeki belirleyici güç oldu.
İki yıl sonra, patlayıcı sınıf mücadeleleri, savaşlar ve devrimler döneminin işçi sınıfına yönelik büyük tehditleri daha belirginleşmiş durumda. Mübarekin alaşağı edilmesi için, İsrailden Avrupaya ve ABDye yayılan protestolar eşliğinde büyük bir sempati ve coşku vardı. Bununla birlikte, bu, Stalinin büyük Marksist karşıtı Lev TroçkininGeçiş Programında içinde bulunduğumuz dönemin belirleyici özelliği olarak belirttiği, proletaryanın tarihsel önderlik krizini kendiliğinden çözemedi.
İşçi sınıfı içinde kitlesel bir devrimci partinin yokluğunda, Mısır burjuvazisi, Mısırlı işçilerin süper-sömürüsünü sürdürmek ve Kahirenin ABD emperyalizmi ile işbirliğini devam ettirmek için, devlet başkanı olarak Muhammed Mursi ile birlikte, sağcı Müslüman Kardeşleri iktidara getirirken dilediği gibi hareket etti.
Bu süreç, orta sınıfın hali vakti yerinde olan kesimlerinin çıkarlarını temsil eden -Mısırdaki Devrimci Sosyalistler, Britanyadaki Sosyalist İşçi Partisi, Fransadaki Yeni Kapitalizm Karşıtı Parti ve ABDdeki Uluslararası Sosyalist Örgüt gibi- örgütlenmelerin politikaları eliyle kolaylaştırıldı.
İşçi sınıfının ayaklanmasından dehşete kapılan bütün bu güçler, daha fazla sağa kayarak tepki verdiler.
Mısırda, Devrimci Sosyalistler, işçi sınıfının bağımsızlığı ve sosyalist politikalar üzerinde yükselen her türlü mücadeleye karşı çıktılar. Onlar, başlangıçta cuntayı destekledikten sonra, Mübarek diktatörlüğünün yerine sağcı Müslüman Kardeşlerin geçmesini desteklediler. Devrimci Sosyalistler, devlet başkanlığı seçimlerinde, "devrimci aday"olarak Mursiyi desteklediler ve onların önderi Samah Naguib, Mursinin seçilmesini "Mısırlı kitleler için gerçek bir zafer" olarak kutladı.
Bu sosyalizm karşıtı politikaların gerici etkileri kısa süre içinde açığa çıktı. Mursi, aynı Mübarek gibi, politikalarını protesto eden işçileri ve gençleri hapse atıp işkence ederken, işçi sınıfına yönelik olarak -Mübarekin bile uygulamaya cesaret edemediği ölçekte- yeni saldırıları hazırlamak için IMF ile yeni bir anlaşma peşinde koşuyor. İşçi sınıfı, şimdi, yoksullaştırılmış olan Mısır halkının bel bağladığı ekmeğe, yakıta ve diğer temel tüketim mallarına sağlanan sübvansiyonların kesilmesi planlarına karşı yeni mücadelelerle karşı karşıya.
Uluslararası ölçekte, orta sınıfın hali vakti yerindeki kesimlerinin sağa kayması bütünüyle ortada. Emperyalizm, kendi taleplerine tümüyle boyun eğmeyen yönetimleri ortadan kaldırma yoluyla Afrika ve Ortadoğu halklarına sömürgeci prangalar dayatmaya koyulurken, Yeni Kapitalizm Karşıtı Parti, Uluslararası Sosyalist Örgüt ve Sosyalist İşçi Partisi onun yardımcıları işlevini gördüler.
Bu sahte sol gruplar, sinik bir şekilde, Libyaya ve Suriyeye karşı, ABD-NATO bombardıman uçakları ve emperyalist istihbarat servisleri tarafından desteklenen El Kaide türü İslamcı ekipler eliyle yürütülen mezhepçi vekil savaşlarını; onları demokrasi ve insan hakları uğruna verilen devrimci mücadeleler olarak yüceltecek kadar ileri giderek desteklediler.
Bu savaşların sınıf karakteri, Batılı büyük bankaların Libyanın yüz milyarlarca dolarlık petrol parasını dondurma kararıyla simgelenmektedir. Emperyalistler, özünde IMF ile Mursinin Mısırda izlediği aynı işçi sınıfı düşmanı gündemi, askeri güç kullanarak uyguluyorlar: Mali sermayenin yararına toplumu yağmalamak.
Bu emperyalist müdahaleler, Batılı devletlerin bütün bölgeyi yağmalamaya yönelik karşı-devrimci stratejilerinde niteliksel bir artışı ifade etmektedir. Fransa, bu günlerde, eski sömürgesi Maliye yönelik savaş yönelimini genişletiyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esadı devirme çabası, İrana yönelik daha kapsamlı emperyalist savaş planlarının bir parçasıdır.
İşçi sınıfına karşı, Arap burjuvazileri ile sahte sol eğilimler tarafından desteklenen karşı-devrimci emperyalist şiddet patlaması, Dördüncü Enternasyonalin Uluslararası Komitesinin (DEUK) işçi sınıfına yönelik Marksist bir programdaki ısrarını doğrulamaktadır.
Mısır işçi sınıfının ilk mücadelelerinden iki yıl sonra, DEUKun, sahte solcu eğilimlere karşı Troçkinin sürekli devrim kuramını savunusu, bütünüyle haklı çıkmıştır: Kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadeleye, yalnızca sosyalist bir perspektifle donanmış uluslararası işçi sınıfı önderlik edebilir.
Dünya Sosyalist Web sayfası, Mübarekin devrilmesinin ardından, işçi sınıfına yönelik programını açıklamıştı:
"Devrimin sürekliliği ve onun çıkarları uğruna mücadele, işçi sınıfı ile ezilen kitleleri, orduyla, resmi muhalefetle ve ABD emperyalizmiyle her zamankinden daha doğrudan çatışmaya sürüklüyor.
"Bu mücadeleyi ilerletmek, iktidarın işçi sınıfının eline geçmesine zemin hazırlamak için ordu-polis devletine karşı bağımsız işçi demokrasisi organlarının inşasını gerektirmektedir. Bu, Mısır işçilerini, başta ABD olmak üzere ileri kapitalist ülkelerin işçileri ile birlikte, tüm bölgenin işçi sınıfıyla birleştirmek için mücadele etmeyi gerektirir. Mısırdaki devrimci ayaklanma, işçilerin ve ezilenlerin tüm dünyada şirket ve mali sektör seçkinlerinin ortak saldırısına karşı küresel mücadelesinin bir parçasıdır."
Mısır devrimi üçüncü yılına girerken, Mısırlı ve uluslararası işçi sınıfının yeni kitlesel mücadelelerine bu enternasyonalist ve sosyalist perspektif yol göstermelidir.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|