World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Türkiye

Yazıcıya hazırla

Türkiye, Suriye’ye yönelik ABD destekli askeri kuşatmaya öncülük ediyor

Chris Marsden
10 Kasım 2012
İngilizce’den çeviri (18 Ekim 2012)

Suriye’de cihatçı grupların silahlandırılmasından dolayı misilleme kaygılarına ilişkin yaygın haberlere rağmen, Suriye sınırında askeri bir yığınak hızla sürüyor.

Suriye’den ateşlenen ve beş sivili öldüren hedefinden sapmış havan topu ateşi bahanesini kullanan Recep Tayyip Erdoğan’ın İslamcı hükümeti, 250 tankın, jetlerin, savaş helikopterlerinin, askeri birliklerin, ağır silah mevzilerinin ve hava savunma bataryalarının sınıra sevkedilmesini meşrulaştırmakta başı çekiyor.

Türk Parlamentosu kısa süre önce Erdoğan’a Suriye’ye birlikler gönderme yetkisi verdi. Suriye’nin tesislerinin günlük olarak hedef alınmasını, geçen hafta, Moskova’dan Şam’a giden Suriye Havayollarına ait sivil bir Airbus’un Rus silahları taşıdığı iddiasıyla F16 uçakları tarafından inmeye zorlanması izledi.

Erdoğan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, Suriye karşıtı kararı veto ettikleri için Rusya’ya ve Çin’e ("sürekli beş üyeden biri ya da ikisi") saldırmakta bir platform olarak kullandı ve Güvenlik Konseyi’nin gözden geçirilmesini talep etti.

Türkiye, aynı zamanda, açıkça Batılı güçlerin muhalefeti silahlandırma ve onu askeri olarak destekleme konusundaki kuşkularının üstesinden gelmek amacıyla, Katar önderliğindeki Körfez Devletleri ile birlikte, Suriye’deki bölünmüş muhalefet güçlerini birleştirme gayreti içinde. ABD başkanlık seçimlerinden yalnızca iki gün önce, 4 Kasım’da Katar’da toplanacak olan bir konferansta birleşik bir önderliği ilan etme konusunda bir anlaşma söz konusu.

Bir kaynak, yabancı destekleyicilerin onlara "kendinizi ayıklayın ve birleşin; bizim, kaliteli silahlar sağlamak için temiz ve güvenilir bir tarafa ihtiyacımız var" dediklerini söyledi.

Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) göstermelik disiplini ve Türkiye ile müttefiklerinin fiili denetimi altında etkili bir komuta yapısını garanti etmek, -hepsi Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminden karşı tarafa kaçmış olan- rakip askeri önderler Riad al-Asaad, Mustafa Şeikh ve Mohammad Haj Ali’nin yanı sıra Suriye içindeki yerel askeri konseylerin liderlerinin dahil edilmesini gerektirmektedir. Aynı zamanda, şimdiye kadar dünyanın dört bir yanındaki eski solcu gruplar tarafından emperyalist güçlerden bağımsızmış gibi desteklenmiş olan Yerel Koordinasyon Komiteleri’ne para da akıtılıyor.

BM’nin Arap Birliği arabulucusu Lakhdar Brahimi, Müslümanların Kurban Bayramı’nı kutlamak için 25 Ekim’de başlayan dört günlük bir ateşkes ayarlamak için abartılı bir şekilde İran’ı dürtüyor. Onun bir teklif hakkında konuşmaması, daha çok BM’nin 3 bin kişilik askeri gücü Suriye’ye gönderme rolünün göstergesi.

Daily Telegraph gazetesi, Brahimi’nin, "geçtiğimiz haftalarda sessizce", görünüşte ilerideki bir barış anlaşmasının ardından kullanılabilir duruma getirilecek böylesi bir güce "hangi ülkelerin asker göndermeye istekli olduğu konusunda ağız aramakla meşgul olduğunu" bildirdi.

ABD ve Britanya güçlerinin doğrudan dahil olması, onların Irak, Afganistan ve Libya’daki rollerinden dolayı "olası" olmayacak. Bu yüzden Brahimi’nin, "halen İsrail’in Lübnan ile arasındaki sınırı denetlemek üzere oluşturulmuş 15 bin kişilik görev gücü Unifil’e katkıda bulunan daha fazla sayıda ülkeyi gözden geçirdiği düşünülüyor".

Bunlar, "içlerinden biri Suriye barış koruma gücünde başlıca rolü oynayacak olan" Almanya’yı, Fransa’yı, İtalya’yı ve İrlanda’yı kapsıyor.

Öneri, Brahimi’nin hafta sonu Türkiye’de buluştuğu Suriye Ulusal Konseyi (SUK) tarafından sızdırıldı. [15 Ekim] Pazartesi günü, SUK, Katar’ın başkenti Doha’da, iki günlük bir zirve için toplanıyordu. Katar’ın başbakanı Şeyh Hamad bin Jassem al-Thani, Suriye’ye askeri müdahale talep etmek için bu fırsattan yararlandı. O, muhabirlere, "Çok iyi silahlanmamış hiçbir görev gücü amacına ulaşamaz. Bu yüzden, onun görevini yerine getirebilmesi için yeterli üyeye ve donanıma sahip olması gerekir"dedi.

Kaynaklara göre, SUK’un 35 üyeli genel sekreterliği, Suriye’de "kurtarılmış olan bölgeleri yönetmek için mekanizmaların oluşturulmasını" tartışmak için toplanıyordu.

Avrupalı [askeri] birliklerin Suriye’ye doğrudan müdahil olması konusundaki tartışmalar, ABD ile Britanya’nın sözde bu ülkenin sınırlarını korumak ve çatışmanın yayılmasını önlemek üzere Ürdün’e birlikler gönderdiğine ilişkin doğrulanmış haberlerle uyumludur.

ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, NATO savunma bakanlarının 10 Ekim’de Brüksel’de yaptığı toplantıda bu hamleyi kabul etti. ABD, Türkiye’de İncirlik hava üssündeki artan askeri varlığını sürekli olarak reddediyordu ama Panetta, Washington’ın "insani yardım ile kimyasal ve biyolojik silahlar konularında" Türkiye ile "birlikte çalıştığını" doğruladı.

Bir sonraki gün, Times of London ile New York Times, Britanya’nın da Ürdün’de 150’den fazla askeri ve askeri gözlemcisi olduğunu bildirdi. Ürdün ordu kaynakları, [buradaki güce] Fransa’nın da dahil olabileceğini söylediler.

Adı açıklanmayan önde gelen bir ABD savunma bakanlığı görevlisi, Reuters’e, Ürdün’e gönderilenlerin çoğunun Özel Operasyon güçleri olduğunu, Amman yakınlarında bir askeri merkeze gönderildiklerini ve istihbarat toplamak ve "Ürdün-ABD ortak askeri manevraları planlamak" üzere "Suriye sınırına gidip geldiklerini" anlattı.

Reuters, "Esad’ın iç savaşta kimyasal silah depoları üzerindeki denetimini yitirmesi durumunda hızlı bir engelleyici saldırı için bir beklenmedik durum planıyla ilgili olarak konuşulduğunu" ekledi.

Türkiye’nin savaşçı duruşu, medyada, ABD ile diğer NATO güçlerinin daha geniş bir bölgesel savaşa "sürüklenme" riskine ilişkin haberlere yol açtı. Bu, kısmen egemen emperyalist çevreler içindeki gerçek kaygıları ve bölünmeleri; kısmen de Batılı güçlerin askeri çatışmayı teşvik etmedeki etkili rolünü gizleme yönünde bir çabayı yansıtmaktadır.

Dikkatler, Türkiye’nin NATO anlaşmasının bir üye ülkenin askeri savunusuna izin veren 5. maddesinin uygulanması yönündeki çağrılarına kulak vermeyi reddetmesine yöneldi. Ama NATO, buna rağmen, Türkiye’nin eylemlerini alenen desteklemeye devam etti.

NATO Genel Sekreteri Fogh Rasmussen, Brüksel’deki aynı zirvede, gazetecilere, "Açıkçası, Türkiye NATO’nun dayanışmasına güvenebilir… Biz, güneydoğu sınırımızdaki durumu gözönünde bulundurarak, Türkiye’yi korumak ve savunmak için gerekli bütün planlara sahip olduğumuzdan emin olması için gerekli adımları atmış bulunuyoruz." [vurgu bize ait]

Bir önceki gün, önde gelen bir ABD savunma bakanlığı görevlisi, "biz, yardıma ihtiyacı olduğunda elimizden gelen herşeyi yapacağımızdan emin olması için Türkiye ile ilişki içindeyiz"demişti.

İktidar koridorlarında gerçekleşen tartışmaların bir göstergesi olarak, çok sayıda danışman, ABD’nin sonradan açıkça destek verebileceği Türkiye tarafından gerçekleştirilecek bir taşeron askeri müdahale önerilerini ana hatlarıyla belirtmeye başladı.

Atlantic Council’ın kıdemlilerinden Jorge Benitez, 15 Ekim’de, Christian Science Monitor’de şunu ileri sürdü: "NATO, Türkiye’deki ve bölgedeki güvenilirliğini korumak için radar uçak ve/ya da acil müdahale gücü teklif etmeli."

Benitez, dikkatler fazlasıyla NATO’nun "karşılıklı savunma maddesi olan 5. maddeyle ilgili sorun üzerinde yoğunlaştı" diye ekledi. O, ABD’nin Irak’a 2003’te saldırmasından önce Türkiye’nin NATO sözleşmesinin 4. maddesi gereğince, "ittifakın Irak’tan gelecek bir saldırıyı önlemek için Türkiye’ye nasıl yardım edebileceğini tartışmak üzere" bir istişari toplantı talep etmiş olduğunu belirtti.

NATO, bu bahaneyi kullanarak, "Irak çatışması sırasında Türkiye’yi desteklemek için", dört AWACS radar uçağının, beş Patriot hava savunma bataryasının, kimyasal ve biyolojik savunma için donanımın ve "binden fazla teknik olarak ileri ve üst düzeyde yetenekli askerin" gönderilmesini içeren Caydırıcılık Sergileme Operasyonu’nu onayladı.

Washington Institute for Near East Policy’den [Washington Yakındoğu Politikaları Enstitüsü] Soner Çağatay, 11 Ekim tarihli New York Times’ta, "Türkiye için doğru yol Suriye’ye müdahale etmektir" dediği üç maddelik bir strateji üzerine bir makale yayımladı.

O, Türkiye’nin "Suriye güçlerini zayıflatmak" ve ÖSO’nun "boşluğu doldurmasını" sağlamak; "bombalamayı Suriye’deki Kürt militanları hedefleyen sınır ötesi baskınlarla birleştirmek" ve "sınırdaki durumun kötüye gitmesi" durumunda "1970’lerde Kıbrıs’ta yaptığı gibi krizi kontrol altına almak için sınırlı bir müdahale" düzenlemek için, "Suriye’nin Türkiye’yi hedef aldığı her durumda şimdiki sınır ötesi bombalama modelini sürdürmesini" istiyor.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır