World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Amerika Birleşik Devletleri

Yazıcıya hazırla

Batı destekli "asiler" ile Suriyeli Kürtler arasında çatışma patladı

Bill Van Auken
10 Kasım 2012
İngilizce’den çeviri (30 Ekim 2012)

Türkiye’nin giderek artan askeri müdahale tehditlerinin ortasında, Suriye’nin kuzeyindeki Halep kentinde, Batı destekli isyancılar ile Kürtler arasında sert bir çatışma patladı.

Çatışma [26 Ekim] Cuma günü, siyahlar giyinmiş ve İslamcı sloganlar yazılı siyah eşarplar takan yüzlerce silahlı hükümet karşıtının ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı Aşrafiya mahallesine girmesiyle başladı.

Bu istila, sözde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından ele geçirilmiş mevzilere doğru yürüyen ve ÖSO savaşçılarının mahalleyi terk etmesini isteyen semt sakini Kürtlerin düzenlediği bir gösteriye yol açtı. Haberlere göre, ÖSO savaşçıları göstericilerin üzerine ateş açarak beş kişiyi öldürdü ve 10 kişiyi yaraladı.

Kürtlerin semtteki denetimi yeniden ele geçirdiği çatışmaların, 22’si savaşçı en az 30 kişinin yaşamına malolduğu iddia edildi. Haberlere göre, çatışmalarda beş Kürt savaşçısı ölürken, diğer can kayıpları İslamcı asilere ve sivillere ait.

Çatışma sırasında, İslamcı güçler, bölgeyi kendi işgalleri altına girmeye zorlamak için, en az 120 Kürt sivili rehin aldı.

Aşrafiya, Başkan Beşar Esad yönetimini devirmeye çalışan Batı destekli güçler için önemli bir hedef haline gelmiş durumda. Mahalle, Suriye’nin ticaret merkezi olan Halep’in kuzey varoşlarından merkezine giden ana yolun üzerinde ve kentin yüksek noktalarını işgal ediyor.

Washington’ın işbirliğiyle Suudi Arabistan ve Katar tarafından silahlandırılıp finanse edilen İslamcıların ve yabancı savaşçıların giderek egemen olduğu sözde asilerin giderek artan meydan okumasıyla karşı karşıya olan Esad yönetimi, Aşrafiya ve Kuzey Suriye’deki Kürt ağırlıklı bölgeleri terk etmişti.

Bu bölgelerde yarı özerk bölgeler oluşturan Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD), silahlı kolu Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile birlikte denetimi büyük ölçüde elinde tutuyor.

PYD, çatışmadan sonra, "biz tarafsız kalmayı seçtik ve ülkemize yalnızca acı ve yıkım getirecek olan savaşta taraflardan birinin yanında yer almayacağız" diyen bir açıklama yaptı.

Açıklama, katliamdan dolayı İslamcı milisleri sorumlu tutuyor: "Onlar [ÖSO] kontrol noktası önünde toplanan insanlara ateş açtılar. Bu insanlar, silahlı grupları protesto ediyor ve onların yerleşim alanlarını terk etmesini talep ediyorlardı."

Kürtler, Suriye’nin 32 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor. Yalnızca Halep eyaletinde en az 100 bin Kürt yaşıyor. Suriyeli Kürtler, kendilerini uzun süre siyasi baskı altında tutmuş olan Esad rejimine düşman olmakla birlikte, önemli ölçüde yabancı savaşçılar ile Suudi Arabistan’ın ve Katar’ın sağladığı silahlara ve yardımına tabi mezhepsel ve Sünni-İslamcı bir gündem peşinde olduğu düşünülen Batı destekli güçler tarafından giderek düşman haline getirilmektedir.

Suriye’deki PYD, Esad karşıtı isyancılara barınma ve maddi yardım sağlayan Türk devletine karşı otuz yıl süren gerilla savaşı vermiş olan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile de yakından bağlantılı.

İki ülke sınırına tankları ve savaş uçaklarını yığan ve Türkiye sınırını aşan her serseri mermiye karşılık Suriye’deki hedeflere yoğun top ateşi açan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İslamcı hükümeti, Suriye’ye karşı askeri yığınakta başı çekmektedir.

Türkiye’nin yığınağı, Suriye’den ateşlenen top mermilerinin Türkiye’nin sınır kasabası Akçakale’ye düşerek beş sivilin ölümüne yol açtığı 3 Ekim kazasının ardından başladı. Türk parlamentosu, buna yanıt olarak Erdoğan’a savaş açma yetkisi veren bir yasayı onaylarken, NATO, Suriye’yi askeri mislilleme ile tehdit etmek için bir acil dışişleri bakanları toplantısı gerçekleştirdi.

En son Türk topçu saldırısı, [29 Ekim] Pazartesi günü Suriye’den ateşlenmiş bir top mermisinin, herhangi bir can kaybına yol açmadan, Hatay’ın Beşaslan köyü yakınlarına düşmesinin ardından gerçekleşti.

Bundan birkaç gün önce, Türkiye’yi ziyaret eden üst düzey bir ABD komutanı, Türkiye’ye düşen top mermilerinin Suriye’deki devlet güçleri tarafından ateşlendiğine ilişkin herhangi bir kanıt olmadığını açıkça kabul etti.

Avrupa’daki ABD ordu komutanı Korgeneral Mark Hertling, NTV adlı özel Türk televizyon kanalına, "Bu top mermilerinin Suriye ordusundan mı, Türkiye’yi meseleye dahil etmek isteyen asilerden mi yoksa PKK’den mi ateşlendiğinden emin değiliz"dedi.

Bu üç olasılık içinde Türkiye’nin çatışmaya çekilmesinde en fazla çıkarı olan Batı destekli güçler iken, Esad yönetiminin bundan en küçük bir çıkarının bile olmadığı ortada.

Her durumda, Türkiye’nin egemen çevreleri için, Suriye sınırını aşarak gelen top mermileri, Suriye’nin etkilerinin Türk devlet güçleri ile Kürt ayrılıkçıları arasında yaşanan ve son yıllarda olduğundan daha fazla yoğunlaşmış olan içerideki mücadeleyi iç savaşa dönüştürmesinden çok daha az kaygı verici.

Bu çatışma, yönetimi önceden PKK’yi baskı altında tutmakta Türk hükümeti ile işbirliği yapmış olan Suriye’de yaşanan ve Batının kışkırttığı iç savaştan önemli ölçüde etkilenmektedir. Benzer şekilde, Suriye’deki olayların körüklediği giderek artan bölgesel uzlaşmazlıklar, Ankara’yı, her ikisi de önemli Kürt nüfuslara sahip olan İran ve Irak yönetimlerinden uzaklaştırmaktadır.

Türkiye’nin resmi Anadolu haber ajansı, [29 Ekim] Pazartesi günü, Suriye sınırındaki Şırnak’ta polis karakollarına yönelik eş zamanlı beş saldırıda en az bir polisin öldürülmüş olduğunu bildirdi. Aynı gün, savaş uçaklarıyla desteklenen Türk birlikleri, Şırnak’ın Beytülşebap bölgesindeki Kürt mevzilerine bir saldırı gerçekleştirdi. Anadolu Ajansı’na göre, saldırıda beş Kürt savaşçısı öldürüldü.

Türkiye içindeki gerilimler, 50 cezaevine dağıtılmış 700 dolayında Kürt siyasi tutuklunun açlık greviyle çarpıcı biçimde artmış bulunuyor. PKK savaşçısı olmakla suçlananların yanı sıra Kürt siyasi partilerinin üyelerini, eski belediye başkanlarını ve başka seçilmiş görevlileri, avukatları, kadınları ve öğrencileri kapsayan bu tutukluların onlarcası, yaklaşık 50 gündür, "süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi" olarak adlandırdıkları eylemde yer alıyor.

Haberlere göre, Türk cezaevi yöneticileri açlık grevcilerine karşı fiziksel şiddet, hücre hapsi ve susuz bırakma ile karşılık vermektedir.

Grevciler, hükümetin PKK önderi Abdullah Öcalan’ın hücre hapsine son vermesini, Kürt dilinin kullanımı üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasını ve Kürt halkının demokratik haklarına saygı gösterilmesini talep ediyorlar.

Açlık grevine Eylül ayında başlayıp, aşırı kilo kaybına uğrayan; kanama, yutkunma güçlüğü, solunum yetmezliği ve ishal gibi belirtiler gösterenler ölüm tehlikesi içinde.

Müslümanların Kurban Bayramı’nın öngününde, Türkiye’nin adalet bakanı Sadullah Ergin, Kürt tutuklulara açlık grevine son vermeleri çağrısında bulunmuş ama onların taleplerinden söz etmemişti. Hükümet, bu tutukluların Türk cezaevlerinde ölmeye başlamasından korkuyor; bu, Kürt halkı içinde kitlesel isyanlara yol açabilir.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır