World Socialist Web Site


Bugün Yeni
Olanlar

Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları

Arşiv

DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım

DİĞER DİLLER
İngilizce

Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce


ANA BAŞLIKLAR

Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği
SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi

Bush, Türkiye’ye Irak’ta PKK’ya saldırması için yeşil ışık yaktı
Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar

Asya’da tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı

Mehring Books’tan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri

Livio Maitan (1923-2004):
eleştirel bir değerlendirme

  DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği

Yazıcıya hazırla

Avro bölgesi maliye bakanları daha fazla kemer sıkma talep ediyor

Stefan Steinberg
17 Temmuz 2012
İngilizce’den çeviri (11 Temmuz 2012)

9 Temmuz'da Brüksel'de toplanan Avro bölgesi maliye bakanları, Avrupa'daki gelişen krize yanıt olarak daha fazla kemer sıkma önleminin uygulanması çağrısı yaptılar. Toplantıda, geçtiğimiz ay toplanmış olan Avrupa Birliği (AB) zirvesinde İspanyol bankalarını kurtarmak için üzerinde anlaşılmış olan 100 milyar Avroluk borcun bir kısmının İspanya'ya aktarılması kararı alındı. Bununla birlikte, bu ara kredi, İspanyol hükümetinin daha fazla bütçe kesintisi yapması koşuluna bağlı.

Mali işlerden sorumlu AB Komisyonu temsilcisi Olli Rehn, maliye bakanlarının toplantısının ardından düzenlenen bir brifingde, basına, mali düzenlemeler yönünde daha fazla önlem almanın İspanya için önemli olduğunu anlattı ve "oldukça kısa süre içinde ek önlemler alınacağını umuyorum" diye ekledi.

Rehn, İspanyol başbakanı Mariano Rajoy geçtiğimiz Cumartesi günü yeni bütçe kesintileri yapılacağını ilan etmiş olmasına rağmen, daha fazla kemer sıkma önlemi talep etti.

İspanya için yeni kemer sıkma önlemleri önerisi, benzeri açıklamaların İtalyan, Fransız ve Yunan hükümetleri tarafından yapılmasının hemen ardından geldi. Avrupa'daki kriz dünya ticaretini ve mali piyasaları giderek daha fazla etkilerken, tek tek Avrupa hükümetleri ve Avrupa Birliği kemer sıkma önlemlerini yoğunlaştırmayı ve yükün tamamını işçi sınıfının taşımasını garantiye almayı amaçlıyorlar.

Kemer sıkma önlemlerini dayatma konusunda Paris, Berlin ve Roma arasında bir anlaşma varken, Avrupa devletleri arasında, Avrupa'nın hastalıklı bankacılık sisteminin yeniden finanse edilmesini sağlamada en büyük mali riski hangi ulusun üstlenmesi gerektiği konusunda giderek artan bir anlaşmazlık söz konusu.

Haziran ayı sonunda toplanan AB zirvesi, İspanya'ya para aktarmaya ilişkin öneriler üzerinde köklü anlaşmazlıklarla damgalanmıştı. Almanya, İspanyol bankalarına yardımcı olmaya yönelik herhangi bir anlaşmanın, borç riskini, büyük bölümü Almanya'ya düşecek şekilde, Avrupa devletleri arasında yaymaya bağlı olmaması gerektiğinde ısrar etti. Fransa, Alman başbakanını bu konuda ödün vermeye zorlamak için İspanya ve İtalya ile aynı safta yer aldı.

Bu çatışma, Pazartesi günkü maliye bakanları toplantısında yeniden ortaya çıktı. Toplantıdan önce, İspanyol başbakanı Rajoy, "Lafı bırakıp eyleme geçmenin zamanıdır. Avrupa, olabildiğince hızlı uyum sağlamak zorunda... Avrupa projesi tehlikede" diyerek, derhal harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, kendi adına, anlaşmanın, İspanya'ya söz verilen 100 milyar Avronun 30 milyarının verilmesinin Alman parlamentosunda sağlanacak uzlaşmaya bağlı olacağını netleştirdi. Schäuble, toplantının ardından, basına, "hiçbir şeyin hızlı bir şekilde yürümediğinin açıkça belirtilmesi gerekiyor" dedi.

Anlaşmazlıklar, ikinci gündem maddesi olan, görevinden ayrılmak istediğini uzun süre önce açıklayan Avro grubu başkanı Jean Claude Juncker'ın yerini kimin alacağı konusunda da ortaya çıktı. Fransa kendi maliye bakanının bu önemli mevkiyi doldurmasında ısrar ederken, Alman hükümeti Schäuble’i önerdi. Ortak bir aday üzerinde anlaşmaya varılamayan toplantıda, Juncker'ın bir süre daha bu görevde kalmasına karar verildi.

20 Haziran'daki AB zirvesinin ardından, Avrupalı önderler bir süre aralarındaki farklılıkları önemsizmiş gibi göstermekle uğraştılar. Almanya Başbakanı Angela Merkel, gazetecilere İtalyan Başbakanı Mario Monti ve Fransız Devlet Başkanı Francois Hollande ile fotoğraflar çekme olanağı sağlamak için geçtiğimiz hafta Roma'ya, ardından da Fransa'ya gitti.

Bununla birlikte, uyum gösterileri giderek artan ekonomik bölünmenin üstünü örtemiyor. Avrupa Merkez Bankası'nın geçen hafta aldığı faiz oranlarını yüzde 0,75 gibi rekor seviyede düşük hale getirme kararı da dahil, Avrupa bankalarını desteklemek üzere alınan bütün önlemlere rağmen, mali piyasalar, piyasaya nakit para sürülmesi için baskı yapmaya devam ediyorlar.

İspanyol ve İtalyan tahvillerinin faiz oranları bir kez daha yüzde yedilik tehlikeli düzeye ulaşırken, Avro diğer paralar karşısında değer yitirmeyi sürdürüyor.

Aynı zamanda, Alman tahvillerinin getirisi Pazartesi günü sıfırın altına düştü. Alman devlet tahvilleri giderek daha fazla güvenilir liman olarak değerlendirildiği için, yatırımcılar, Alman devletine borç verme ayrıcalığını pahalıya almaya hazırdılar.

Avrupa Merkez bankası Başkanı Mario Draghi, geçen hafta bankalara yeni fonlar aktarılacağını açıkladığı zaman, Avrupa içinde giderek yayılan bu ekonomik eşitsizliklere kısaca gönderme yapmıştı. Avro bölgesi bankacılık sistemine yapılan önceki ucuz kredi ödemelerinin sınırlı etkisini kabul eden Draghi, "bu tür önlemlerin büyük ölçüde parçalanmış bir bölgede etkili olup olamayacağı belli değil" açıklamasında bulunmuştu.

İtalya Başbakanı Monti, İtalyan tahvillerinden yüksek kazanç talep edilmesini yorumlarken, kuzey Avrupa ülkelerini suçladı. O, Fransa'ya yaptığı ziyaret sırasında, "fiyat farklılıkları, özelikle Kuzeyli ülkelerden siyasi yetkililerin bazı yakışıksız yorumları da dahil... çeşitli etmenlerden dolayı yeniden genişliyor" dedi. Monti'nin açıklamaları, doğrudan doğruya Finlandiya maliye bakanı ile Almanya ile aynı tavrı sergileyen ve Avro bölgesi ülkeleri arasında yayılan mali riske karşı konuşmuş olan Hollanda merkez bankası başkanına yönelikti.

Bu arada, Almanya'da, hükümete Avrupa'nın bütünleşmesi yönünde atılacak her türlü daha ileri adımı reddetmesi çağrısı yapan ve giderek güçlenen bir lobi söz konusu. Etkili Ifo enstitüsünün başkanı Hans-Werner Sinn'in önderliğinde 160 Alman ekonomisti, geçtiğimiz Perşembe günü, mevcut Avrupa borçlarının Alman ekonomisi için barındırdığı tehlikelere dikkat çeken ve daha fazla yatırıma karşı uyarıda bulunan bir açık mektup yayımladı.

Buna paralel bir şekilde, ulusalcı siyasi lobiler, bir dizi davayı Alman Anayasa Mahkemesi'ne getirip Avrupa finansman mekanizmasının Alman anayasasına uygun olmadığını iddia ederek, Almanya’nın Avrupa'ya müdahalesini baltalamaya çalışıyorlar. Anayasa Mahkemesi, Salı günü, bu tür bir dizi iddiayı görüşmeye başladı.

 

Sayfanın başı

Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.



Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır