DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler
Yazıcıya hazırla
Bir ikiyüzlülük vakası: Fransız Komünist Partisi ile Güney Afrikadaki madenci katliamı üzerine bir yazışma
Alex Lantier
30 Ağustos 2012
İngilizceden çeviri (23 Ağustos 2012)
Dünya Sosyalist Web Sayfası (WSWS), Fransız Komünist Partisinden (PCF), Güney Afrikalı maden işçilerinin öldürülmesini kayıran aşağıdaki mektubu aldı. Bu mektubu, Alex Lantierin bir yanıtı izliyor.
Az önce, "Fransız Komünist Partisi Güney Afrikalı madencilerin öldürülmesini kayırıyor" başlıklı makaleyi dehşet içinde okudum. PCFnin bildirisi onun Marikanada yaşananlara ilişkin nefretini ve kızgınlığını ifade etmektedir. Bizim bildirimizi istismar edemez ve onun gerçek anlamını böyle sorumsuz biçimde manipüle edemezsiniz. Bu makalede yazdıklarınız son derece vahim, ciddi biçimde şok edici ve tümüyle kabullenilemezdir. Hem yorumsuz olarak bildirimizin tam metnini hem de bu yanıtı yayımlamanızı talep ediyorum. Bunu yapmamanız durumunda konuyu mahkemeye taşıma hakkını saklı tutuyorum.
Jacques Fath
PCF Ulusal Yürütme Komitesinin Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Üyesi
***
WSWS, PCFnin, bize Fransız Stalinist propagandasının sinik, işçi sınıfı karşıtı karakterini daha fazla açığa vurma fırsatı sunan Marikana madenci katliamı üzerine bildirisini (Fransızcasına PCFnin web sayfasından ulaşılabilir) aktarmaktan memnuniyet duymaktadır. Bununla birlikte, Bay Fathın, PCFnin İngilizce çevirisi "yorumsuz olarak" aşağıda yer alan bildirisini aktarırken kendimize sansür uygulamamız yönündeki talebini reddediyoruz.
Güney Afrika: PCF grevdeki madencilerin katledilmesi karşısındaki kızgınlığını ve nefretini ifade eder
Güney Afrikada 34 grevci madencinin polis tarafından öldürülmesi yoğun bir duygu uyandırmaktadır. Fransız Komünist Partisi, sefalet içinde yaşayan ve ücretleri ve yaşam koşulları için mücadele eden işçilere yönelik şiddete olan kızgınlığını ve nefretini ifade eder.
Bizzat Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma böylesi baskının canlandırdığı anlayışsızlığı vurguladı. O, bir araştırma komisyonu kurulacağını duyururken, "bu anlamsız şiddetle şok olmuş ve dehşete düşmüş durumdayız" dedi. Irk ayrımcısı terörü bilen Güney Afrika halkı, bu türde ölümcül bir trajediyi bir daha yaşamamalı.
PCF, eşitsizliği azaltmak için, hukukun gerçek egemenliği altında ilerleme ve toplumsal adalet uğruna mücadelelerinde Güney Afrikadaki siyasi ve sendikal güçlerin bütünüyle dayanışmasını yeniden teyit eder.
Fransız Komünist Partisi
Bu açıklama, PCF aynı anda cinayetleri eleştirirken katilleri ve onları ardındaki örgütleri siyasi olarak desteklemeye çalıştığı için, ikiyüzlülükle damgalanmaktadır. Bu açıklamada, suçu işleyenlere ya da katliamı desteklemiş olan Güney Afrikadaki örgütlere karşı tek bir nefret sözcüğü bile bulunmuyor.
Bu örgütlerin listesi Zumanın Afrika Ulusal Kongre (ANC) hükümetini ve PCFnin Güney Afrikadaki müttefiklerini (Güney Afrikanın ANC ile Üçlü İttifakının parçaları olan Güney Afrika Komünist Partisi-SACP ve Güney Afrika Sendikalar Kongresi-COSATU) kapsadığı için, bir tesadüf değil.
WSWSde daha önce yayımlanan makalede belirttiğimiz gibi:
PCF tarafından savunulan "siyasi ve sendikal güçler"in katliamı emrettiği ve savunduğu herkesçe biliniyor. Afrika Ulusal Kongresi (ANC) hükümetinin ulusal polis şefi Riah Phiyega, katliamdan sonra, "yapması gereken görevi yerine getirmesi için polise sorumluluk vermiş" olduğunu açıkladı. O, "birilerini suçlamanın zamanı değil" diyerek maden işçilerinin ölümünden sorumlu olanlara yönelik herhangi bir kovuşturmaya karşı çıktı.
Önceki başkanı Cyril Ramaphosanın 275 milyon dolarlık bir servet biriktirmiş olduğu Ulusal Maden İşçileri Sendikası (NUM) madencilerin grevine karşıydı. NUMun Genel Sekreteri Frans Baleni, "polis sabırlıydı ama bu insanlar tehlikeli silahlarla donanmıştı" diyerek polisi savundu.
PCFnin tarihsel olarak ANCyi destekleyen Güney Afrika Komünist Partisi (SACP) içindeki sadık Stalinist izleyicileri, polisin madencileri öldürmesini "işçilerin işçilere karşı şiddeti" olarak sergilediler.
PCFnin işçi sınıfının savunucusu rolüne soyunma girişimi, onun SACPnin Güney Afrika yönetici sınıfı ile ittifakını savunmasıyla ters düşmektedir. PCFin ANCyi, NUMu, COSATUyu ya da SACPyi "toplumsal adalet" ve "yasanın egemenliği" savunucusu ilan edecek kadar ileri giden bildirisi, bu örgütlerin Marikana katliamında oynadıkları role ilişkin tek sözcük söylemiyor.
PCF, bunun yerine, Zumanın şiddetin "anlamsız" olduğu biçimindeki sinik açıklamasından, ona polisin grevcileri öldürmesinin "anlayışsızlığı" canlandırdığı yollu kendi gözlemini ekleyerek, sempatik bir şekilde alıntı yapmaktadır.
Gerçekte, işçi sınıfı içindeki muhalefeti ezmeyi amaçlayan bu tür şiddet, ne anlamsızdır ne de onun anlaşılması zordur. ANC ile COSATUnun önderliği etrafında yer alan ve Ulusal Maden İşçileri Sendikasının eski başkanı multimilyoner Cyril Ramaphosada cisimleşen toplumsal tabaka, bir servet biriktirmiştir. Bu tabakanın üyeleri, şimdi, grevlerin, -Marikana katliamında göstermiş oldukları gibi- savunmak için en acımasız ve kanlı yöntemleri kullanmaya hazır oldukları servetlerinin toplumsal ve ekonomik zemininin altını oyacağından korkmaktadır.
PCF, kendi adına, bu toplumsal tabakanın gerici rolüne siyasi paravana sağlamak için devreye giriyor. O, Marikana grevcilerinin katillerini kayırıyor. Bu, yalnızca SACPnin değil ama aynı zamanda PCFnin ve bütün Avrupa küçük burjuva "sol"unun gerici karakteri konusunda bütün sınıf bilinçli işçilere yönelik bir uyarıdır.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|