Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Türkiye
Yazıcıya hazırla
Türk hükümeti işçilere yeni saldırılar düzenlemeyi taahhüt etti
Sinan İkinci
29 Mayıs 2008
İngilizceden çeviri (15 Mayıs 2008)
Uluslararası Para Fonunun (İMF) İcra Direktörleri Kurulu 9 Mayısta toplandı ve Türkiye ile 11 Mayıs 2005 tarihinde nihai onayını verip yürütmeye başlamış olduğu stand-by düzenlemesinin yedinci gözden geçirmesini tamamladı. Gözden geçirmeye ilişkin 28 Nisan tarihli niyet mektubu, iktidardaki AKPnin (Adalet ve Kalkınma Partisi) işçi sınıfına karşı yeni saldırılar hazırladığını ortaya koyuyor.
Mektupta şöyle deniyor: "İstihdam düzeyinin düşük kalmasına ve kayıtdışılığın artmasına neden olan ve sonuçta büyümeye sekte vuran işgücü piyasası katılıkları ve istihdam üzerindeki mali yüklerin azaltılması için kapsamlı bir reform paketi hazırlanmış olup, paketin yakın gelecekte hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Söz konusu reform paketi: (i) özel sektörün tabi olduğu özel istihdam ve ruhsat yükümlülüklerinin yumuşatılması da dâhil olmak üzere, mali olmayan yükleri azaltmakta, (ii) aktif işgücü piyasası programlarını genişletmekte, (iii) geçici istihdam üzerindeki kısıtlamaları hafifletmekte ve (iv) işverenlerin sosyal güvenlik katkı paylarının 5 puan azaltılmasının yanında, gençlerin istihdamına yönelik ilave teşvikler getirmektedir. İstihdam paketinin bu yılın bütçesine olan maliyetinin GSYHnin %0,25inden daha düşük seviyede kalması temin edilmiştir."
Bu paragrafın ne anlama geldiği çok açık. Bu yeni paket kapitalistlere işe almada, ruhsat yükümlülüklerinde ve sosyal güvenlik alanında daha az ödeme yapmalarını sağlayarak ve daha esnek çalışmayı getirerek -yani işçi sınıfının maruz kaldığı sömürü düzeyini artırarak- artı değerin ve kârların artırılmasını hedefliyor. Kuşkusuz ortaya çıkacak olan gelir kaybı kamusal finansman yoluyla ya yeni vergiler ya da yeni borçlar biçiminde karşılanacak.
Mektup, hükümet tarafından kamu sağlığı alanında kısa bir süre önce gerçekleştirilen şiddetli saldırıyı kendi kararlılığının somut bir örneği olarak belirtiyor: "2008 yılında sağlık harcamaları için tahsis edilen bütçe yeterli görülmekte ve geçtiğimiz birkaç yılda görülen harcama hedefi aşımlarının tekrar etmemesine yönelik tedbirler hayata geçirilmiş bulunmaktadır. Somut tedbirler şu hususları içermektedir: (i) devlet hastanelerinin 2008 yılı bütçelerine, üçer aylık sıkı global tavanlar getirilmiştir (ii) 2007 yılından devreden alacakların yasal olarak çözümlenmesi amacıyla iskonto sistemi uygulamaya konulmuş ve bu sistemin 2008 yılında da uygulanabilmesi için gerekli yasal yetki 2008 yılı Mart ayı içerisinde yenilenmiştir ve (iii) ayakta tedavi hizmetlerinden, hizmet basamağına göre artan oranlarda farklılaştırılmış katkı payı alınmasına ilişkin duyuru yakın zamanda yapılacaktır. Katkı payları birinci basamak sağlık hizmetleri için 0 ilâ 2 YTL aralığında, ikinci basamak sağlık hizmetleri için 5 ilâ 10 YTL aralığında ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri için de 8 ilâ 10 YTL aralığında olacaktır. Sevk alınması halinde, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinden alınan katkı paylarına %100 oranında iskonto uygulanacaktır."
İlk bakışta bu tutarlar önemli gözükmeyebilir. Ne var ki, Türkiye, ekmek fiyatında 0,20 YTL tutarındaki bir fark nedeniyle, çok sayıda insanın sabahın erken saatlerinde ekmek almak için uzun kuyruklar oluşturdukları bir ülke. Sağlık hizmetlerine yapılan bu saldırılar, Türk halkının çok büyük çoğunluğunu hedef alan ve emeklilik yaşını yükseltme ve işverenlerin ulusal sağlık sigortasına katkılarını azaltan kapsamlı bir "paket"in bir parçasıydı.
Türkiyede yaklaşık olarak 1 milyon insan açlık sınırının ve 12 milyon insan da yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu tarafından kısa bir süre önce yayınlanan bir çalışmaya göre dört kişilik bir aile için hesaplanan açlık sınırı 714,92 YTL (US$571) tutarına ulaşmış durumda. Dört kişilik bir ailenin gıda, konut, ulaşım, giyim, eğitim ve kültürel harcamalarını içeren temel gereksinimlerini karşılayabilmek için ihtiyaç duyduğu asgari harcamayı ifade eden yoksulluk sınırı ise 2.328,73 YTL (US$1,860). Raporda şöyle deniyor: "Sayıları milyonlarla ifade edilen yoksul kesimlerin hayat şartları daha da ağırlaştı. Gıda endeksindeki değişim son aylarda artış eğilimindedir."
İMFe verilen mektup aynı zamanda kamu iktisadi teşekkülleri (KİT) için daha da katı kemer sıkma önlemleri ve istihdam ve fiyatlama politikaları öneriyor: "Kamu maliyesine ilişkin hedeflerimizi desteklemek üzere; KİTlerden ayrılanların en fazla %10u kadar yeni eleman istihdam edilmesine devam edilecek ve maktu vergiler ile KİT ürün fiyatlarının (enerji fiyatları dahil) program varsayımlarıyla uyumlu olması sağlanacaktır."
Mektup daha sonra şunları ekliyor: "1 Ocak 2008 tarihinde son kullanıcı elektrik tarifelerinde ortalama %16,5 oranında ayarlama yapılmıştır. KİT sektörüne ilişkin 2008 yılı faiz dışı fazla hedefiyle uyumlu olacak şekilde, 1 Temmuz 2008 tarihinde yürürlüğe girmek üzere, girdi maliyetlerindeki değişimleri fiyatlara yansıtacak ve bu yolla sektörde yapılacak özel teşebbüs yatırımlarına güvenilir bir baz teşkil edecek otomatik fiyatlandırma mekanizmasının uygulanmasına ilişkin karar alınmıştır."
İşçileri ve diğer emekçi katmanları vuracak olan sürekli fiyat artışlarına ek olarak, bu tür bir istihdam politikası, şiddetle taze yatırım ihtiyacı içinde olan kamu hizmetlerinin kalitesinde kesinlikle daha fazla bozulmaya neden olacaktır.
Mektup, ilginç bir biçimde, Türkiyenin hızla artmakta olan işsizliği konusunda bütünüyle suskun kalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan son verilere göre Şubat ayı sonuna kadar uzanan üç aylık dönemde işsizlik oranı yüzde 11,3e yükseldi. Bu, ekonomik büyüme yavaşlarken, işsizlik oranında birbiri ardınca yaşanan altıncı artış.
Mektubun sonunda imzacılar, ekonomiden sorumlu devlet bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası başkanı Durmuş Yılmaz gururla şöyle diyorlar: "Yürürlükteki stand-by düzenlemesinin sonuna yaklaşılırken, programın başlangıcında belirlenen temel hedeflerin birçoğuna ulaşıldığı düşünülmektedir."
Bir kez daha, İMF ve Türk hükümeti açısından, bu temel hedefler arasında işsizlik yer almıyordu. 2000 yılında Türkiyenin resmi işsizlik oranı yüzde 6,5ti ve bu oran 2001 yılında yaşanan yıkıcı krizin hemen sonrasında 10,3e tırmandı. İşsizlik oranı Şubat ayında daha şimdiden 2001 yılı düzeyini aşmış durumda ve yeni ekonomik gerileme ile 2008 yılında, 2001 krizi öncesinde oranı iki katlaması sürpriz bir gelişme olmayacak.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|