Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Türkiye
Yazıcıya hazırla
Türk lastik işçileri Bridgestone, Goodyear ve Pirellide greve gitti
Türkiye muhabirimiz bildiriyor
9 Temmuz 2008
İngilizceden çeviri (5 Haziran 2008)
Lastik-İş (Türkiye Petrol Kimya ve Lastik Sanayi İşçileri Sendikası) üyesi yaklaşık 4.000 işçi 31 Mayıs Cumartesi günü çok uluslu şirketler Bridgestone, Goodyear ve Pirelliye ait dört lastik üretim tesisinde greve gittiler.
Grevdeki fabrikalar Türkiyenin kuzeybatısındaki İzmit ve Adapazarı şehirlerinde yer alıyorlar. Büyük bir petrol rafinerisinin, büyük kâğıt, çimento ve otomobil fabrikalarının bulunduğu her iki şehir de önemli sanayi ve işçi sınıfı merkezleri konumunda.
Lastik-İşin üyesi olduğu ICEMnin (Uluslararası Kimya Enerji, Maden ve Genel İşçiler Sendikası Federasyonu) web sitesinde yer alan bir habere göre, "Goodyear, Adapazarında 800 lastik işçisini istihdam ettiği, otomobil, hafif kamyon, otobüs ve ağır ekipman lastiği üreten bir fabrika ve İzmitte, 500 işçinin istihdam edildiği traktör lastiği üreten bir fabrika işletiyor. Merkezi Japonyada bulunan Bridgestone ile Türkiyedeki Sabancı Grubunun ortak şirketi olan Bridgestone Brisa Sabancı, İzmitteki, 1.500 kişiyi istihdam ettiği fabrikasında otomobil, kamyon ve ağır ekipman lastikleri üretirken, merkezi İtalyada bulunan Pireli, İzmitte, 1,200 işçinin istihdam edildiği bir başka otomobil ve kamyon lastiği fabrikasına sahip."
Temel anlaşmazlık konuları ücret artışlarını, yeni işe alınanların ücretlerini, geçici işçi kullanımını ve çalışma sürelerini kapsıyor.
Lastik-İş ve işverenlerin örgütünün temsilcileri 2007 yılının Eylül ayından bu yana sektör çapında yeni bir toplu iş sözleşmesi üzerinde görüşmeler yürütüyor.
Türkiyedeki kısıtlayıcı yasal çerçeve nedeniyle greve gidebilmek için işçilerin belirli aşamaları izlemeleri ve genellikle en az beş-altı ayı bulan çok uzun bir prosedürü tamamlamaları gerekiyor. Türkiyede sendikalar yasası dayanışma grevlerine, genel grevlere, iş yavaşlatmaya vb. izin vermiyor ve herhangi bir grevin yapılmasına izin verilmeden önce toplu sözleşme görüşmeleri sürecinin anlaşmazlıkla tamamlanmış olması gerekiyor.
Lastik işçileri sendikası iki yıllık toplu iş sözleşmesinin ilk altı ayı için ücretlerin yüzde 12 oranında artırılmasını ve kalan altı aylık üç dönem için ise resmi enflasyon oranının üzerine bir puan eklenerek ücret artışı sağlanmasını talep etti. Yılın ilk yarısında resmi enflasyon oranının yüzde 6 civarında olması bekleniyor. Buna karşılık lastik şirketleri, iki yıllık bir dönem için hiç reel ücret artışı öngörmeyen bir biçimde, resmi enflasyon oranına eşit düzeyde ücret artışı yapmayı önerdiler. Hayat pahalılığında, resmi enflasyon oranının çok üzerinde seyreden hızlı artış göz önünde bulundurulduğunda, böyle bir ücret artışı de facto bir ücret indirimi anlamına gelecektir. İki taraf çeşitli sosyal ödemeler konusunda da birbirlerinden ayrılıyorlar.
Greve katılan işçi sayısı sektörde yaşanan taşeronlaştırmanın etkisini açıkça gösteriyor. Sekiz yıl önce aynı şirketleri ve fabrikaları içeren bir iş anlaşmazlığı toplam 5.000 lastik işçisini kapsıyordu. Üstelik bu sekiz yıllık süre içinde söz konusu şirketler yeni yatırımlar yaptılar ve üretim kapasitelerini önemli ölçüde artırdılar. Taşeron şirketlerde çalışan işçiler sendikalı değiller ve sendika bürokrasileri bu işçileri örgütlemek için çok az çaba gösteriyorlar ya da bu konuda hiç adım atmıyorlar. Ne var ki, bu türden bir düşük ücretli, daha uzun sürelerle çalışan ve daha kötü çalışma koşullarına katlanan büyüyen bir işçi kitlesinin varlığı, görece daha iyi çalışma koşullarına ve ücretlere sahip olan sendikalı işçilere yönelik saldırılar için gerekli zemini hazırlıyor.
Sendika iki yıl önce, ilk altı aylık dönem için yüzde 5 oranında -bu o tarihteki resmi enflasyon oranına eşitti- bir ücret artışını kabul etmişti. Daha sonraki altı aylık üç dönem için ücret artışları enflasyona endekslenmişti. Diğer sosyal yardımlardaki artışlar da enflasyon oranıyla sınırlandırılmıştı. Ekonominin büyüme hızı ve artan emek üretkenliği göz önünde bulundurulduğunda lastik işçileri bir önceki toplu iş sözleşmesinde reel gelir kaybına uğradılar.
İşverenleri temsil eden örgütün amacı yeni işe alınan işçilere daha az ücret vererek ve daha esnek çalışma uygulamalarını hayata geçirerek maliyetleri aşağıya çekmek. İşverenler, işe daha düşük ücretlerle yeni işçileri alarak daha eski çalışanları işten çıkarabilecek ve bir grup işçiyi diğerine karşı kullanabilecekler. Bu politikanın sendika yönetimi tarafından kabul edilmesi 4.000 lastik işçisi ve aileleri için kaçınılmaz olarak yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. Türkiyedeki çeşitli küçük burjuva sol partiler ve gruplar sendika bürokrasisine verdikleri koşulsuz destek nedeniyle böyle bir ihanetin sorumluluğunu paylaşıyor olacaklar.
1 Haziranda sendika yönetimi görüşmelerin sabahın erken saatlerine kadar sürdüğünü ve işverenlerin örgütünün ücretler ve sosyal ödemelerle ilgili son anda yeni öneriler yaptığını açıkladı. Lastik-İş yönetimi bu önerileri üye tabanına sundu. İşverenlerin önerisi işçilerin yüzde 80nini oluşturan büyük bir çoğunluk tarafından reddedildi.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|